MNG Kargo, e-ticaretin getirdiği fırsatları iş modeline adapte etmek için bu yıl 30 milyon TL'lik yatırım yapmayı planlıyor. MNG Kargo İcra Kurulu Başkanı Salim Güneş, devreye alacakları yatırımlarla 2020'de yüzde 30 büyüme hedeflediklerini kaydediyor.
SİBEL ATİK
[email protected]
Turkven ve Sancak Group'un 2017 yılında satın aldığı MNG Kargo, 2020'ye önemli kararlarla giriyor. Geçen süreçte yeniden yapılanma ve e-ticaretin getirdiği büyüme ivmesiyle iş modelini dönüştürmeye odaklanan şirket, bunun için 2020 yılında 30 milyon TL yatırım yapacak.
MNG Kargo İcra Kurulu Başkanı Salim Güneş, 2019 yılını 880 milyon TL ciroyla kapatan şirketin bu yıl e-ticaretin yarattığı fırsatları yakalamak hedefiyle bir dizi yatırımı devreye alacağını söylüyor.
Güneş, bu yatırımlarla 2020'de yüzde 30 büyüme hedeflediklerini de kaydediyor. Salim Güneş ile MNG'nin yeni dönem planlarını konuştuk.
MNG'yi nasıl bir bilanço ile devraldınız ve şu an durum nedir?
2017 yılında Turkven ve Sancak Group'un satın aldığı MNG Kargo'da geçen süreçte kârlılığı çok yukarı çıkardık dersek doğru olmaz.
Benim göreve gelmemle birlikte 2019 yılını yeniden yapılanma ve geleceğe hazırlık yılı olarak planladık. Ciro ve hacimde önceki yıla göre yüzde 25 büyüdük. Fakat kârlılıkta benzer seviyede artışlar olmadı. Sektörde kârlılık oranı zaten yüksek değil.
E-ticarette gönderi başı fiyatlar ne yazık ki 50 cent/euro. Bu rakamla Türkiye'nin her yerine dağıtım yapıyorduk ve işlem hacmi artmasına rağmen bu durumdan ne biz mutluyduk ne de müşteri…
Bu rakamı 1 Euro'ya ancak taşıyabildik. Bu arada ücretlerdeki yükseliş ve diğer maliyetlerdeki artış karşısında ancak mevcut kârlılığımızı koruyabildik.
Peki şirketin cirosu hangi noktada? 2019 yılı itibariyle ciromuz yaklaşık 880 milyon TL'ye ulaştı. Günlük 400 bin adet gönderim yapıyoruz. Operasyonumuzu fiziksel olarak da büyüttük.
800'e yakın şubemiz ve 25 aktarma merkezimiz var. Belli merkezlerde önemli yatırımları devreye aldık. Mesela e-ticaretle gelen talepler karşısında yeni makine siparişine gittik ve küçük paketleri de ayrıştırıp tasnifleyen bir yatırımı devreye aldık.
Sözünü ettiğiniz ciro içinde e-ticaretin payı nedir?
Türkiye'de kargo sektörüne baktığımızda yapılanma kurumsal firmaların gönderilerine göre kurgulanmış durumda. Bugün sektördeki gönderilerin yaklaşık yüzde 80'i kurumsal firmalar tarafından yapılıyor. E-ticaretin sektördeki payı ise henüz yüzde 25 civarında.
Sektörümüzün ana kurgusu başlangıç itibariyle e-ticarete uygun değil aslında. Kurumsal şirketlerin sahadaki teşkilatlarına gönderme işi yaparken, e-ticaret yeni bir iş modeli getiriyor.
Kargo şirketlerinin yeniden yapılanmayla iş modelini buna uygun hale getirmesi, bir yandan da şirketlere hizmetlerini aksatmamaları gerekiyor. Dolayısıyla buraya uyumlanmamız şart.
E-ticaret, taşımacılık sektöründe nasıl bir dönüşüm yarattı? Siz bu yönde nasıl bir yapılanmaya gittiniz?
Yaşadığımız bu dönüşüm süresinde sektör olarak e-ticaret firmalarının talebine göre esnek dağıtım koşulları kurmamız gerek.
Bu sistemde göndericiler ve alıcılar var. Alıcılara hizmet edilen yer gözüyle bakılıyor. Oysa o da bir müşteri. Onun taleplerine göre davranıp işini kolaylaştırmamız lazım.
Satın alırken evinizden mi başka bir adresten mi almak istersiniz diye sorulmalı. Avrupa'da alternatif teslim noktaları var. Hermes'in 15 bin teslim noktası bulunuyor. Bizde kargonun yüzde 100'ü adrese teslim çıkıyor. Biz de teslim etmeye çalışıyoruz. Evde var mı yok mu bilemiyoruz.
Bu da ciddi bir verimlilik kaybı yaratıyor. Mesela bir indirim zamanı oluyor. Anlaştığımız e-ticaret firmasının yükü 50 binden 250 bine çıkıyor. Bu noktada biz bir limit getirdik. O nedenle teslimlerde ciddi sorunlar yaşamadık. Neticede kapasitemiz belli ve düzenli çalıştığımız şirketler var.
Kimsenin mağdur olmaması için bölgesel ve şirket kotaları koyduk. Bu sayede 'black friday' gibi indirim günlerinde sorun yaşamadık. Bir önemli konu da e-ticaretin yüzde 80'i büyük depolardan değil pazar yerlerinden çıkıyor.
Bu noktada da e- ticaret için uygun alternatif çözüm noktaları geliştirmemiz lazım. Bizler zaman içinde uzmanlaşmak zorunda kalacağız. Bazı taşımacılar KOBİ'lere, bazıları e-ticarete odaklanacak. Yani bir ihtisaslaşma sektör için kaçınılmaz olacak.
Taşıdığınız gönderilerle ekonomideki canlılık veya daralmanın barometresi gibisiniz. Bu açıdan nasıl bir eğilim var? 2020 için öngörünüz nedir?
Kasım ayından bu yana bir canlanma yaşanıyor. Gönderi sayılarımız artıyor. 2020'de de büyüme öngörüyoruz. Hatta ekonomi beklenenden daha hızlı büyüyor gibi. 2020'de bu pozitif etkinin süreceğini öngörüyorum. Biz de 2020'de şirket olarak yüzde 30 büyüme hedefliyoruz.
Bu noktada yeni bir yatırım gündeminiz var mı?
Yeni modeller üzerinde çalışıyoruz. Teknoloji tarafında mevcut merkezlerimize yatırım yapıyoruz. Şubelerimizde de 900 noktaya ek olarak benzin istasyonları gibi 24 saat açık noktalarda bir kargo terminali oluşturabilir miyiz diye bakıyoruz. Benzin istasyonlarında kargo teslim kutusu gibi yeni adresler oluşturmak istiyoruz. Hatta bir benzin istasyonu ile anlaştık. Eğer müşteri mutlaka eve teslim derse fiyat farkı olacak. Tüm bu yeni girişimlerimiz için 2020 yılında 30 milyon TL'lik yatırım bütçemiz var.
Yeni girişimleriniz olacak mı?
Elbette olacak. Mesela şu an işleyen girişimci kurye sayımızı daha da artırmayı planlıyoruz. Kiralık aracıyla dağıtım başına ücret alan 135 kişilik bir ekibimiz var. Performansa bağlı bir ücret yapısıyla çalışan bu sistem şu an çok güzel gidiyor.
Bu sayıyı 300'e taşıyacağız. Ne kadar çok dağıtım olursa o kadar çok kazanıyorlar. Dolayısıyla verimli ve güzel gidiyor. Mobil girişimci arkadaşlar çıkıyor. Bir de kuluçka merkezi oluşturmaya çalışıyoruz.
İKİ FARKLI GRUPTA CEO'LUK YAPIYOR
Kariyer yolculuğuna bankacılıkla başlayıp ardından girdiği kargo sektöründe 20 yılı geride bırakan Salim Güneş, iş dünyasının pek alışkın olmadığı şekilde iki farklı grupta icra başkanlığı yapıyor.
MNG Kargo'nun yanı sıra Atasay Holding'te de icra kurulu başkanı olan Güneş, haftanın iki günü Atasay Holding'te üç günü ise MNG Kargo'da mesai harcıyor. Uzun yıllardır böyle devam eden bir yönetim sürecini devam ettiren Güneş, şunları aktarıyor: "İnsanın olduğu yerde sorunlar değişmiyor.
Sadece terminoloji değişiyor. Birinde kurye, kargo konuşuyorsunuz, diğerinde altını takıyı, pırlantayı konuşuyorsunuz. Ben sorunların çok değiştiğini düşünmüyorum."