TALAT YEŞİLOĞLU
[email protected]
Finans ve hizmet sektörlerinde üst yönetimde ve ‘yönetici’ kademelerinde ciddi bir orana sahipler ama üretim sektöründe yok denecek kadar azlar. Bu hafta borsa sayfalarında röportajını okuyacağınız Çimsa’nın genel müdürü Nevra Özhatay gibi... Sektörünün ilk ve tek genel müdürü...
Araştırmamızın dördüncüsünü bu sayımızda yayınladık. ‘En güçlü 50 Kadın CEO’yu sıraladık. Geçen yıla göre kimisi yükseldi, kimisi listeden çıktı. Doğal olarak listeye yeni girenler oldu. Bu yıl 8 Mart Haftası’na denk getirmeye özen gösterdik. Fatoş, bu nedenle her yıldan daha erken çalışmaya başladı.
Geçmiş yıllara göre kadın CEO’lardan daha kolay bilgi aldığımızı söyleyebilirim. Belki de, 10 yıl önce Garanti Bankası’yla birlikte ‘Kadın Girişimci Yarışması’nı başlatan, 16 yıl önce ‘Yılın İş İnsanları’ anketinde ‘Girişimci’ kategorisini ‘kadın’ ve ‘erkek’ olarak ayıran bir derginin araştırmasına gösterilen bir özen, bir katkı diyebiliriz.
Araştırmadan ne sonuç çıkıyor? Olumlu taraflar kadar, göreceli olarak olumsuz diyebileceğimiz bazı sonuçlar da var. Örneğin listeyi oluşturmak için bize gelen yanıt sayısı, geçen yılın üzerine çıktı. Üstelik, Esin Mete, Gülfem Çakmakçı, Dilek Başarır gibi isimlerin de arasında olduğu sekiz etkin kadın CEO’nun görevlerini bırakmalarına rağmen.
Ama Fatoş’un da kapak haberinde yer verdiği gibi, CEO adaylarında ‘yüzde 30’luk kadın’ dengesinin bozulmaya başlaması iyi bir işaret değil. Zor dönemlerdeki CEO arayışının ‘kadın’ veya ‘erkek’ olarak ayrıştırılmaması gerektiği görüşündeyim. Bu arayışlarda da kadın veya erkekten çok, o görevi layı-kıyla yapabilmenin temel kriter olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden adaylar içindeki yüzde 30’luk oranın düşmesinin ‘göreceli olumsuzluk’ olduğu görüşündeyim.
Kadınlarımızın çalışan nüfus içindeki yüzde 31 ’lik payı ile OECD ülkeleri içinde sonuncuyuz ve onların ancak yarısına ulaşabiliyoruz. Nüfusun yarısı kadın ama hükümette iki kadın bakan olunca sevinecek hale geliyoruz. Kadın vali, kaymakam, rektör gibi kıyaslamalara girmeyeyim. Yasal düzenlemelere rağmen kadınlara yönelik şiddet ve cinayet sayısında ciddi bir yükseliş var. Daha fazla iç karartmak istemiyorum.
Özetle diyorum ki; orta gelir tuzağından kurtulmaya çalışan, yüzde 2,5-3’lü oranlarla büyüyebilen bir ekonomiye itici güç olacak olan temel faktör, kadınların iş yaşamında daha fazla olmasıdır. Kadınların girişimci, yönetici, CEO, yönetim kurulu başkanı olmasıdır.
Ekonominin sürünmeye değil, rakiplerle aradaki farkı kapatacak şekilde atlamaya, zıplamaya ihtiyacı olduğunu anımsatırım...
Mutlu bir hafta dileklerimle.