ÖZLEM BAY YILMAZ
[email protected]
Son haftaların önemli tartışma konularından olan ve kadınları şiddete karşı korumayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi'ni savunan kadın derneklerine iş dünyası da katıldı. İlk olarak Koç Holding, İstanbul Sözleşmesi'ni desteklediğini duyurdu.
Ardından Sabancı Vakfı'ndan yapılan açıklamada "Kadınların yaşam güvenliğinin sağlanması için #İstanbulSözleşmesiŞart" denildi. Borusan Holding ise yayımladığı mesajında, "Tüm yetkili kurumların İstanbul Sözleşmesi'ni korumasının ve kararlılıkla uygulamaya geçirmesinin gerekliliğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Doğan Holding, Eczacıbaşı Topluluğu, Zorlu Grubu, Gedik Holding, Boyner Grubu, Yaşar Holding, Penti, Koton, Yataş, GittiGidiyor, İpragaz gibi şirketler de sözleşmenin tarafı olduklarını kamuoyuna duyurdular.
EŞİT VE ADİL KOŞULLAR
Sözleşmenin destekçisi olan şirketlerden Gedik Holding'in yönetim kurulu başkanı Hülya Gedik, kadına şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu ifade ediyor.
Kadın haklarını insan hakları olarak gördüğüne ve eşitsizliği ortadan kaldırmak için çaba sarf ettiğine değinen Gedik, "Rahmetli babam 'Eğer aynı işi yapacak iki adaydan biri kadın ise ve iki aday da aynı kapasitede ise bana hiç sormadan kadın olanı işe alın' derdi.
Pozitif ayrımcılığa devam ediyoruz. Ancak asıl hedefimiz kadınla erkeğin eşit ve adil koşullarda yaşadığı, çalıştığı bir toplumdur" diye anlatıyor.
Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş ise "Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve ayrımcılığın sonucu olan tüm eylemlerin nedenini bulmak, önlemek ve kadının güçlenmesini sağlamak tüm insanlığın sorumluluğudur" diyor.
CAYDIRICI YASALAR
Tüm şirketleri sözleşmeyi desteklemeleri yönünde kararlılık göstermeye davet eden GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı da kurum içi uygulamalar ve kurum dışında farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalarla toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklediklerini söylüyor.
Kantarcı, "Yaşam hakkının korunduğu ve şiddete yönelik caydırıcı yasaların uygulandığı bir dünya için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz." diye konuşuyor.
Destek veren şirketlerden Koton'un kurucu ortağı Gülden Yılmaz ise "Kadına yönelik şiddeti ve her türlü ayrımcılığı önlemeye, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çabalara destek vermeye devam edeceğiz" diyor.
ŞİRKETLERİN TAVRI
Peki, şirketlerin sergiledikleri tavır ne kadar tutarlı ve etkili? Bunun yanıtını RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi Kurucu Başkanı Salim Kadıbeşegil'e sorduk. Kadıbeşegil, şirketlerin yuvarlak sözcüklerle değil, samimi ve ikna edici bir dille sorunun değil çözümün bir parçası olduklarını ortaya koymaları gerektiğini belirtiyor.
Salim Kadıbeşegil, "Bunu yaparken bugüne kadar kendi yaptıklarından örnekler vermeliler. Bunun, rekabet gereği değil, insan onuru ile yaşamanın temel girdisi olduğunu vurgulamaklar" diyor.
Şirketler kamuoyu ile görüşlerini paylaşırlar ve çözümün bir parçası olduklarını iletebilirler. Ancak bu mesaj kendi çalışanları, tedarikçileri ve iş ortakları için ne kadar inandırıcıdır? Salim Kadıbeşegil, "Eğer inandırıcılığı yoksa bu mesajı yayımlayan şirket yöneticilerine bıyık altından gülümserler.
Dahası, ileride benzer konularda gerçekten bir şeyleri doğru yaptıklarında da inandırıcılıkları hep şüphe ile karşılanır" diyor. Kadıbeşegil, sosyal konuların neresinden nasıl tutulacağının şirketlerin vizyonunun satır aralarında yer alması gerektiğini vurguluyor.