Cumhuriyetin ilk yıllarında tarıma verilen önem, giderek yerini kent odaklı sektörlere bıraktı. Tarım ürünlerinde ithalatçı konuma düşen Türkiye'de, iklim krizi ile birlikte tarımsal üretim yeniden canlanmaya başlıyor.
29 Ekim -11 Kasım 2023 tarihli sayıdan
Türkiye, 100 yıl önce Cumhuriyet'i ilan ettiğinde 13 milyon nüfusunun yüzde 80'i kırsalda tarımla geçiniyordu. Emeğin zamanla kırsaldan kente geçiş süreci ise tarım nüfusunu azalttı. Bugün tarım nüfusu yüzde 20'nin altına düşerken, tarımsal üretim ve verimlilik ise iç talebi karşılamaktan hayli uzak durumda.
Hala belli ürünlerde ithalatın ağırlığı hissedilirken, bir dönem samanın dahi ithal edildiği noktaya gelinmesi tarım sektöründe verimli üretim için daha fazla devlet desteğini ortaya koyuyor.
100 yıllık süreçte Türkiye tarımının gelişimine bakıldığında belki de en anlamlı ve devrim niteliğindeki adım Mustafa Kemal Atatürk yönetiminde yaşandığı söylenebilir. 1940'lı yıllara gelindiğinde ise 18 milyonluk nüfus ikinci dünya savaşının zorlu koşullarını üretim ve fiyatlardaki gerilemeyle yaşadı.
MARSHALL PLANI
Demokrat Parti iktidarında Marshall Planı’ndan sağlanan destekler ile tarım araç gereçlerinde ithalat desteklenmişti. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile topraksız köylülere devlet mülkiyetindeki topraklar dağıtıldı.
1970’lerde koalisyonla yönetilmeye başlanan Türkiye, tarımsal açıdan kendi kendine yeten bir noktaya gelmişti. Fakat 1980 yılı 24 Ocak Kararları önemli bir dönüşüme yol açtı. İthalatçı bir politika benimsendi ve tarımın GSYH içindeki payı ise yüzde 42’lerden yüzde 25’lere kadar gerilemişti.
TARIM ARAZİLERİNE TALAN
90’lı yıllardan itibaren özelleştirmelerin devreye girmesi ile tarım sanayiindeki gücün eridiği yıllara girilmiş oldu. Son yıllarda madencilik ve inşaat yatırımlarına zeytinlikle başta olmak üzere tarım arazileri kurban edildi. Ve belki de en kritik karar Büyükşehir Yasası değiştirilmesi oldu. Bu yasa ile 18 bini aşkın köy mahalleye dönüştürüldü.
Ve bugün tarımın GSYH içindeki payı 2022 rakamlarına göre yüzde 6,5’e geriledi. Pandemi sürecinde kıymeti daha iyi anlaşılan tarım ve gıda alanında yeni bir dönemin artık başlayacağını söylemek mümkün. Küresel iklim felaketinin de kendini iyiden iyiye hissettirdiği bu süreçte tarımsal üretime destekler ve yatırımların hızlanması bekleniyor.
DR. SERDAR ŞAHİNKAYA 21. YÜZYIL İÇİN PLANLAMA GRUBU KOORDİNATÖRÜ
“KÖY KANUNU GİBİ BİR YASAYA İHTİYAÇ VAR”
“Türkiye bütünüyle yeni bir kalkınma stratejisi doğrultusunda aklın ürünü planlama mekanizmasına kavuşturulmalı. Tarım gibi üretici ve yaratıcı bir sektör yeniden ciddiye alınarak örgütlenmeli ve kırsaldan kente insan göçü ciddi teşviklerle tersine döndürülmelidir.
Bu dönüşüm, yeni bir dönemin kadim kültürü olan Anadolu matematiğini ve bereket kültürünü esas almalıdır. Tıpkı bir yaşındaki Cumhuriyetin 1924 yılındaki ilk kanun olan Köy Kanunu gibi yeni bir kanuna şiddetle ihtiyaç vardır. 18 bin köyün bir gecede mahalleye dönüştürüldüğü Büyükşehir düzenlemesi acilen yeniden gözden geçirilmelidir.”