Geçen yıl yaklaşık 14 milyar dolarlık ihracat yapan makine sektörü, kilogram başma 5,70 dolarlık gelir elde etti. Sektörün hedefi ise bu rakamı 15 dolara taşımak. Fakat bu hedefe ulaşmak kolay değil. Makine ve Akşamları ihracatçı Birlikleri (MAİB) Başkam Adnan Dalgakıran, hedefe ulaşmak için desteklerin artık sektörlere ve bölgelere değil, insan kaynağına yapılması gerektiğim söylüyor.
SİBEL ATİK
[email protected]
Türkiye’nin önde gelen ihracatçı sektörlerinden olan makine sektörü geçen yıl 14 milyar dolara yakın dış satıma imza attı. Bu yıl ise yüzde 5 artış hedefliyor. Şu anda en büyük hedefi de 5,70 dolar olan kilogram başına ihracatı 15 dolara taşımak. Yaklaşık 15 yıldır Makine ve Aksamları İhracatçı Birlikleri (MAİB) başkanlık koltuğunda oturan Adnan Dalgakıran, bu hedefe ulaşmanın zor olduğunu söylüyor.
Dalgakıran, bu hedefe ulaşmak için desteklerin artık sektörlere ve bölgelere değil, insan kaynağına yapılması gerektiğini ifade ediyor. “Makine mühendislik işidir. Almanya’nın 25 dolar kilogram başına ihracat gelirini yüksek mühendisleri sağlıyor. Bizim de teşviklerimizi insan kaynağına yöneltmemiz gerekiyor” diyen Adnan Dalgakıran sorularımızı aşağıdaki gibi yanıtladı:
İhracat açısından 2016 yılı pek iç acıcı geçmedi. Sizin sektör açısından süreci değerlendirir misiniz? 2017’de ihracatta artış hedefi nedir?
2016 yılında 142 milyar dolar olarak gerçekleşen toplam Türkiye ihracatından makine sektörü yüzde 9,5 civarında pay aldı. Makine ve aksamları, Türkiye’nin ihracatında motorlu kara taşıtlarından sonra ikinci sırada yer alan önemli bir sektör. Sektörün ihracatı 2016 yılında 14 milyar dolara yaklaştı.
Yıllar içinde sektörün gelişimine bakıldığında Türk makine sektöründe 2001 yılında yüzde 27 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2016 yılında yüzde 48’e çıktı. Hedefimiz bu oranı, yüksek katma değerli üretime ağırlık vererek daha da yükseltmek. Başarıyı hedeflere göre değerlendiriyoruz neticede ve bu açıdan 2016 makineciler için kötü bir yıl değildi. Bu yıla biraz daha ümitli bakmaya çalışıyoruz ve hedefimizi yüzde 5 ihracat artışı olarak belirledik. Globaldeki hedefimiz ise dünya ticaretinden aldığımız payı hızla artırmak.
Sektörün dünya ligindeki yeri nedir?
Makine ihracatçıları olarak son 10 yılda ihracatımızı iki katına çıkardık. Bundan sonra da önümüzdeki beş yılda bu payı yine iki katına çıkarmak istiyoruz. Dünya ticaretinde yüzde 0,8 olan payımızı yüzde 1,6’ya çıkarmak isteriz. Bu sadece makine üreticilerinin kendi başlarına başarabilecekleri bir iş değil tabii. Bunun için elektronik ve yazılım sektörlerinin hatta yan sanayiinin güçlü olması, makine sektöründeki şirketlerin ölçeklerinin belli bir ölçeğin üzerinde olması gerekir. Bu kanunlarla veya teşviklerle devreye olacak bir konu da değil. Bu eğitimle, mühendislerin kalibresi ve sektördeki girişimcilere yönelik desteklerle ilgili bir konu. Dünyada orta gelir tuzağını aşan iki ülke var; bunlar Güney Kore ve Tayvan. İki ülke de makine, elektronik ve yazılımda atak yaparak bunu başardı.
Yazılımda henüz bunun çok uzağında görünsek de makine sektöründe bunu aşabilir miyiz?
Aslında üretim gücümüz çok iyi ve güçlü makinecilerimiz var. Fakat sektörün üretiminde yurtdışı girdi oranı çok yüksek. Sektörde 12 bin üretici var. Ama baktığınızda global ölçeklerde 200 kadar şirket var. Bunlar aynı zamanda ihracat yapıyor. Ama Almanya’da 6 bin olan makine üreticisinin 600’ü global ölçekte iş yapıyor.
Kilogram ihracat geliri nedir?
Makine sektöründe kilogram başına ihracat geliri 5,70 dolar. Fakat yüksek katma değerden söz etmemiz için bunu 15 dolara çıkarmamız gerekiyor. Ürün katma değerli olacaksa, elektronik yazılım ve otomasyon öne çıkıyor. Bunu Türkiye’de bulamadığın için yurtdışından temin ediyorsun. Ürünün katma değeri arttıkça ithalat oranı da yükseliyor. Makinecilik, mühendisliktir. Bakın Almanların ürünleri kilogram başına 25 dolar.
Kilogram başına 15 dolar ne zaman mümkün görünüyor?
Dünya çok hızlı değişiyor. Teknolojideki bu hız ve sanayi 4.0 konuşulurken bizim şu anki koşullarda 15 dolara ulaşmamız zor. TÜBİTAK’ın değerlendirmesine göre Türkiye henüz sanayi 2.0 seviyesinde. Düşünün, gidilecek daha çok yol var.
İhracatı arttırmak üzere bir yol haritanız var mı?
Şirketleri pazarla buluşturmaya çalışıyoruz. Bürokrasiye ve siyasete sorunlarımızı iletiyoruz. Ama makro olaylar başka. Stratejilerle ilgili bu. Aslında yeni pazarlarla ihracat büyümez. Burada esas olan kilogram değerini artırarak ihracatı yükseltmektir. Makine üretimi çok zor bir iş. Yaptığı işler hemen kâra dönüşmez. Bir ekonomide hızla kâra dönüşen alanlar varsa, bu tür yatırım ve AR-GE gerektiren alanlar gelişmez.
Yatırımcı neden bu işi yapsın ki? Daha yüksek kârı sağlayacağı, bir kazmayı vurup gireceği alan varken, her türlü riski alarak mühendislik bilgisine dayalı bu işe girmez. İçeride yerli önyargısıyla karşılaşıp, AR-GE’ye para harcayacaksınız. Sattığın makineyle ömür boyu evli kalacak ve yedek parçasını, bakımını yapacaksın. Yani özetle makinecilik kolay bir alan değil. Bu sektörün daha da gelişmesi için özel alan olarak görülmediği sürece sektörde bir sıçrama da beklemiyoruz.
Stratejik sektörlere ve illere yönelik ciddi teşvikler var. Bunları yeterli bulmuyor musunuz?
Makine zaten stratejik sektör olarak geçiyor. Fakat bir adım ilerleme yok. “Teşvik ediyorum, para yağdırıyorum" diyerek olmaz. Çünkü bir know how işi, insan kaynağı işi. Baktığınızda AR-GE destekleri Türkiye tarihinin en yüksek seviyesinde. Sanayiye önemli destekler var ama insan kaynağı yok. Çünkü eğitim yok. Doğru planlama ile insan kaynağı üzerinden ilerlemek gerekiyor. Parayı verdiğinizde o AR-GE olmuyor. Yüksek katma değerli üretim yapa-mıyorsak, yurtdışındaki kalifiye elemanların Türkiye’ye gelmesine teşvik sağlayacak bir önerimiz oldu. Fakat bu konuya yönelik bir çalışma yapılmadı.
2023 yılı genel ihracat hedefi 360 milyar dolara revize edildi. Makine sektöründe revizyon yapıldı mı?
2023’e iki açıdan bakmak lazım. Sözünü ettiğim nitelikli insan kaynağı oluşmadığı sürece, sadece bazı şirketler büyümeye devam edecek. Fakat teknoloji tabanlı ve yüksek katma değerli üretim için teşviklerin insan kaynağı üzerinden olması gerekiyor. Bizim 2023 hedefimiz 100 milyar dolardı ve bunu revize etmek için çalışıyoruz. Ama şu an oran belli değil.
Peki 2017 yılı için sektörün ihracatında hangi pazarlar öne çıkacak?
Dünya üretiminin yüzde 51’i Asya’da gerçekleşiyor. Çin, Hindistan ve İran gibi ülkelere Türk makineleri için gümrük vergisi yüzde 30. Buradan gelen ürünlerin Türkiye’ye girişlerinde ise yüzde 3 gümrük alınıyor. Neticede yüksek gümrük vergileri nedeniyle bu pazarlar gitti. Çok yüksek teknolojilerde üretim yok, böylece yüzde 20 de gitti. Kaldı yüzde 20 pazar payı. Buralara da girmiş durumdayız zaten. Genel stratejimiz Avrupa’daki en büyük ihracatçı olmasının yanı sıra en büyük ithalatçı durumunda olan Almanya’ya satışları artırmak. Yıllık 200 milyar dolarlık ithalatları var ve
SİBEL ATİK
[email protected]
Türkiye’nin önde gelen ihracatçı sektörlerinden olan makine sektörü geçen yıl 14 milyar dolara yakın dış satıma imza attı. Bu yıl ise yüzde 5 artış hedefliyor. Şu anda en büyük hedefi de 5,70 dolar olan kilogram başına ihracatı 15 dolara taşımak. Yaklaşık 15 yıldır Makine ve Aksamları İhracatçı Birlikleri (MAİB) başkanlık koltuğunda oturan Adnan Dalgakıran, bu hedefe ulaşmanın zor olduğunu söylüyor.
Dalgakıran, bu hedefe ulaşmak için desteklerin artık sektörlere ve bölgelere değil, insan kaynağına yapılması gerektiğini ifade ediyor. “Makine mühendislik işidir. Almanya’nın 25 dolar kilogram başına ihracat gelirini yüksek mühendisleri sağlıyor. Bizim de teşviklerimizi insan kaynağına yöneltmemiz gerekiyor” diyen Adnan Dalgakıran sorularımızı aşağıdaki gibi yanıtladı:
İhracat açısından 2016 yılı pek iç acıcı geçmedi. Sizin sektör açısından süreci değerlendirir misiniz? 2017’de ihracatta artış hedefi nedir?
2016 yılında 142 milyar dolar olarak gerçekleşen toplam Türkiye ihracatından makine sektörü yüzde 9,5 civarında pay aldı. Makine ve aksamları, Türkiye’nin ihracatında motorlu kara taşıtlarından sonra ikinci sırada yer alan önemli bir sektör. Sektörün ihracatı 2016 yılında 14 milyar dolara yaklaştı.
Yıllar içinde sektörün gelişimine bakıldığında Türk makine sektöründe 2001 yılında yüzde 27 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2016 yılında yüzde 48’e çıktı. Hedefimiz bu oranı, yüksek katma değerli üretime ağırlık vererek daha da yükseltmek. Başarıyı hedeflere göre değerlendiriyoruz neticede ve bu açıdan 2016 makineciler için kötü bir yıl değildi. Bu yıla biraz daha ümitli bakmaya çalışıyoruz ve hedefimizi yüzde 5 ihracat artışı olarak belirledik. Globaldeki hedefimiz ise dünya ticaretinden aldığımız payı hızla artırmak.
Sektörün dünya ligindeki yeri nedir?
Makine ihracatçıları olarak son 10 yılda ihracatımızı iki katına çıkardık. Bundan sonra da önümüzdeki beş yılda bu payı yine iki katına çıkarmak istiyoruz. Dünya ticaretinde yüzde 0,8 olan payımızı yüzde 1,6’ya çıkarmak isteriz. Bu sadece makine üreticilerinin kendi başlarına başarabilecekleri bir iş değil tabii. Bunun için elektronik ve yazılım sektörlerinin hatta yan sanayiinin güçlü olması, makine sektöründeki şirketlerin ölçeklerinin belli bir ölçeğin üzerinde olması gerekir. Bu kanunlarla veya teşviklerle devreye olacak bir konu da değil. Bu eğitimle, mühendislerin kalibresi ve sektördeki girişimcilere yönelik desteklerle ilgili bir konu. Dünyada orta gelir tuzağını aşan iki ülke var; bunlar Güney Kore ve Tayvan. İki ülke de makine, elektronik ve yazılımda atak yaparak bunu başardı.
Yazılımda henüz bunun çok uzağında görünsek de makine sektöründe bunu aşabilir miyiz?
Aslında üretim gücümüz çok iyi ve güçlü makinecilerimiz var. Fakat sektörün üretiminde yurtdışı girdi oranı çok yüksek. Sektörde 12 bin üretici var. Ama baktığınızda global ölçeklerde 200 kadar şirket var. Bunlar aynı zamanda ihracat yapıyor. Ama Almanya’da 6 bin olan makine üreticisinin 600’ü global ölçekte iş yapıyor.
Kilogram ihracat geliri nedir?
Makine sektöründe kilogram başına ihracat geliri 5,70 dolar. Fakat yüksek katma değerden söz etmemiz için bunu 15 dolara çıkarmamız gerekiyor. Ürün katma değerli olacaksa, elektronik yazılım ve otomasyon öne çıkıyor. Bunu Türkiye’de bulamadığın için yurtdışından temin ediyorsun. Ürünün katma değeri arttıkça ithalat oranı da yükseliyor. Makinecilik, mühendisliktir. Bakın Almanların ürünleri kilogram başına 25 dolar.
Kilogram başına 15 dolar ne zaman mümkün görünüyor?
Dünya çok hızlı değişiyor. Teknolojideki bu hız ve sanayi 4.0 konuşulurken bizim şu anki koşullarda 15 dolara ulaşmamız zor. TÜBİTAK’ın değerlendirmesine göre Türkiye henüz sanayi 2.0 seviyesinde. Düşünün, gidilecek daha çok yol var.
İhracatı arttırmak üzere bir yol haritanız var mı?
Şirketleri pazarla buluşturmaya çalışıyoruz. Bürokrasiye ve siyasete sorunlarımızı iletiyoruz. Ama makro olaylar başka. Stratejilerle ilgili bu. Aslında yeni pazarlarla ihracat büyümez. Burada esas olan kilogram değerini artırarak ihracatı yükseltmektir. Makine üretimi çok zor bir iş. Yaptığı işler hemen kâra dönüşmez. Bir ekonomide hızla kâra dönüşen alanlar varsa, bu tür yatırım ve AR-GE gerektiren alanlar gelişmez.
Yatırımcı neden bu işi yapsın ki? Daha yüksek kârı sağlayacağı, bir kazmayı vurup gireceği alan varken, her türlü riski alarak mühendislik bilgisine dayalı bu işe girmez. İçeride yerli önyargısıyla karşılaşıp, AR-GE’ye para harcayacaksınız. Sattığın makineyle ömür boyu evli kalacak ve yedek parçasını, bakımını yapacaksın. Yani özetle makinecilik kolay bir alan değil. Bu sektörün daha da gelişmesi için özel alan olarak görülmediği sürece sektörde bir sıçrama da beklemiyoruz.
Stratejik sektörlere ve illere yönelik ciddi teşvikler var. Bunları yeterli bulmuyor musunuz?
Makine zaten stratejik sektör olarak geçiyor. Fakat bir adım ilerleme yok. “Teşvik ediyorum, para yağdırıyorum" diyerek olmaz. Çünkü bir know how işi, insan kaynağı işi. Baktığınızda AR-GE destekleri Türkiye tarihinin en yüksek seviyesinde. Sanayiye önemli destekler var ama insan kaynağı yok. Çünkü eğitim yok. Doğru planlama ile insan kaynağı üzerinden ilerlemek gerekiyor. Parayı verdiğinizde o AR-GE olmuyor. Yüksek katma değerli üretim yapa-mıyorsak, yurtdışındaki kalifiye elemanların Türkiye’ye gelmesine teşvik sağlayacak bir önerimiz oldu. Fakat bu konuya yönelik bir çalışma yapılmadı.
2023 yılı genel ihracat hedefi 360 milyar dolara revize edildi. Makine sektöründe revizyon yapıldı mı?
2023’e iki açıdan bakmak lazım. Sözünü ettiğim nitelikli insan kaynağı oluşmadığı sürece, sadece bazı şirketler büyümeye devam edecek. Fakat teknoloji tabanlı ve yüksek katma değerli üretim için teşviklerin insan kaynağı üzerinden olması gerekiyor. Bizim 2023 hedefimiz 100 milyar dolardı ve bunu revize etmek için çalışıyoruz. Ama şu an oran belli değil.
Peki 2017 yılı için sektörün ihracatında hangi pazarlar öne çıkacak?
Dünya üretiminin yüzde 51’i Asya’da gerçekleşiyor. Çin, Hindistan ve İran gibi ülkelere Türk makineleri için gümrük vergisi yüzde 30. Buradan gelen ürünlerin Türkiye’ye girişlerinde ise yüzde 3 gümrük alınıyor. Neticede yüksek gümrük vergileri nedeniyle bu pazarlar gitti. Çok yüksek teknolojilerde üretim yok, böylece yüzde 20 de gitti. Kaldı yüzde 20 pazar payı. Buralara da girmiş durumdayız zaten. Genel stratejimiz Avrupa’daki en büyük ihracatçı olmasının yanı sıra en büyük ithalatçı durumunda olan Almanya’ya satışları artırmak. Yıllık 200 milyar dolarlık ithalatları var ve