Son dönemde kan kaybeden ihracat dünyası ise BRICS ülkelerinin 3,8 trilyon dolarlık ithalatına göz dikti.
15 - 28 Eylül 2024 tarihli sayıdan
Küresel anlamda yaşanan savaşlar ve ekonomik dertlerle yeni bir düzen arayışı sürerken Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ülkeleri genişleyerek dünya sahnesinde giderek güçleniyor. Henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa da Rusya tarafı Türkiye’nin de ekonomik ve siyasi olarak güçlenen BRICS’e tam üyelik için başvuru yaptığını açıkladı. Aslında siyasi çevreler ve hükümet yetkilileri Türkiye’nin BRICS konusunda yaklaşımını bir süredir dile getiriyor.
Uzun yılardır devam eden AB üyelik süreci ve son yıllarda iyice gerileyen Türkiye- AB ilişkileri BRICS üyeliğinin önemi artırırken, Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan geçtiğimiz aylarda yaptığı değerlendirmede AB ve BRICS’in birbirine rakip değil tamamlayıcı platformlar olduğunu ve kendilerinin de yakın takiple çalışmalar yürüttüklerini ifade etmişti. Resmi olarak Türkiye’nin üyelik başvurusu konusunda bir açıklama henüz gelmezken, gözler ekim ayında Kazan’da yapılacak toplantıda.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da davet edildiği toplantıdan hangi kararların çıkacağı merak konusu. Tam da bu noktada, iş dünyası temsilcileri ve akademisyenler sürece dair iyi bir diplomasi yürütülmesi çağrısında bulunuyor.
DİPLOMATİK SÜRECE VURGU
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Ticaret Çalışmaları Merkezi Direktörü ve Eski Büyükelçi Bozkurt Aran, sürece dair “iyi diplomasi” vurgusu yapıyor. Bu sürecin Türkiye’nin AB ve NATO ilişkilerine yeni bir düzen getireceğini aktaran Aran, “AB, ilişkilerin geliştirilmesi için çok heves göstermediğinden Türkiye’nin böyle bir harekete geçmesi normal. Küresel düzende artık büyük ittifakların azaldığı, taraflılığın değer yitirdiği görülüyor. Ülkeler esnek gruplara girerek ilişkileri yürütme gayretindeler” diyor.
Bu noktada bir konuya dikkat çeken Aran, uluslararası ilişkilerde bir numaralı ülkeye meydan okuyan Çin ile ilişki geliştirmenin elzem olduğunu fakat Türkiye ile Doğu Türkistan gibi meselelerde ise rahatsızlıkların olması nedeniyle iyi bir diplomasi dili gerektiğini belirtiyor. Aran, “Rahatsızlık alanlarımız var BRICS ülkeleriyle ama bu alanları dikkate alarak ilişkileri geliştirmek diplomasi mahareti istiyor. Bu maharetin sergileneceğini umuyoruz” diye konuşuyor.
BOZKURT ARAN / TÜRKİYE EKONOMİ POLİTİKALARI ARAŞTIRMA VAKFI (TEPAV) TİCARET ÇALIŞMALARI MERKEZİ DİREKTÖRÜ VE ESKİ BÜYÜKELÇİ
KİMLER ÜYE OLDU?
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İngilizce baş harflerinden oluşan BRICS’e daha sonra Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan da katıldı. Gruba davet edilen bir diğer ülke olan Arjantin ise Javier Milei’nin Devlet Başkanı seçilmesinin ardından başvurusunu geri çekti. Azerbaycan ve Tayland da BRICS’e katılmak isterken, Rusya Devlet Başkanı Putin, grubun yeni başvurularla daha da genişleyeceğini açıkladı. Grubun genişletilmiş hali için herhangi bir isim açıklanmazken muhtemel adın BRICS + olacağı öngörülüyor. Bu platforma üye ülkelerin karakteristik özelliklerine bakıldığında ise yüksek nüfusları, doğal kaynak zenginlikleri, milli gelirlerindeki hızlı artışlar ve iç tüketici sayılarının yüksekliği dikkat çekiyor.
3,8 TRİLYON DOLAR İTHALAT
BRICS ülkeleri yaklaşık 26 trilyon dolarlık GSYİH ile küresel hasılanın yaklaşık yüzde 35’ini oluşturuyor. Nüfus olarak baktığımızda ise BRICS yaklaşık 3,2 milyar kişilik nüfusuyla toplam küresel nüfusun yüzde 40’ını kapsıyor. Küresel ticaret hacminin yüzde 20’si yine bu ülkeler tarafından gerçekleştiriliyor. Söz konusu grubun 3,8 trilyon dolarlık ithalatı var. Bunun 2,6 trilyon dolarını Çin’in ithalatı oluşturuyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, 2023 yılında BRICS ülkelerine ihracatımızın ise 17,5 milyar dolar seviyesinde olduğunu söylüyor. Ekonomik kapasitesi yüksek bir gruba Türkiye’nin dahil olmasının karşılıklı yatırımların ve ticaretin hızlanmasına olanak sağlayacağını kaydeden Gültepe, ihracatçıların Avrupa Birliği’nin yanı sıra alternatif pazarlarda da konumunu güçlendirmek istediğini belirtiyor. Gültepe “Bu süreçte lehimize gelişebilecek ticari faktörlerin iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 18 bin firmamız BRICS ülkelerine ihracat yaptı. Bu rakamın her geçen yıl daha da yükseldiğini görüyoruz. Özellikle BRICS’in en büyük ekonomik gücü Çin’de yükselen orta sınıfın talepleri, ihracatçılarımız için bir fırsat. En çok ithalat yaptığımız ülke olan Çin’e ihracatımızın da artmasını bekliyoruz” diyor.
“AB İLE KIYASLANAMAZ”
AB ve Türkiye - AB ilişkileri konusunda uzmanlaşmış bir organizasyon olan İktisadi Kalkınma Vakfı’nın (İKV) yönetim kurulu başkanı Ayhan Zeytinoğlu ise BRICS’in Gümrük Birliği tarzında bir yaklaşımı olmadığını ve AB ile kıyaslanacak bir noktada olmadığını anlatıyor. Türkiye’nin küresel anlamda yeni düzende bazı alternatifler aradığını dile getiren Zeytinoğlu, burada dikkat edilmesi gereken hususun rekabet olduğunu kaydediyor. Çin rekabetinin Türkiye’yi Gümrük Birliği anlaşmasına rağmen AB ile ticari ilişkilerde zorladığına işaret eden Zeytinoğlu, “Biz bu grupta ihracatta rekabet kapasitemizi kaybedebiliriz. Çin bizim en fazla ticari açık verildiğimiz ülkelerden biri. Kendimize yeni pazarlar aramak adına bu platformda yer almak önemli. Ama ticari anlamda faydamıza olup olmayacağından çok emin değilim” şeklinde konuşuyor.
MUSTAFA GÜLTEPE / TİM BAŞKANI
“Türkiye’nin AB sürecini etkilemez”
“Avrupa Birliği’ne tam üyelik konusunda belirli ekonomik parametrelerin yanı sıra siyasi, hukuki pek çok faktörün etkisi bulunuyor. Bu faktörler nedeniyle Türkiye’nin üyelik süreci henüz nihayetlenmedi ve AB üyeliğinin kısa vadede gerçekleşmesi de beklenmiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin BRICS’e katılımının AB üyelik sürecine doğrudan etki edeceğini söylemek kolay değil. Türkiye, BRICS’e AB’nin alternatifi olarak bakmadığını daha önce ifade etmişti. BRICS, Türkiye için ticaret ve yatırım ilişkilerini çeşitlendirmek ve küresel ekonomik arenada yeni fırsatlar yaratmak anlamına geliyor.”
NAİL OLPAK / DEİK BAŞKANI
“BRICS tartışması siyasetin oyun alanı”
“BRICS süreci Türkiye için yeni başlamadı. Zaten geçmiş yıllarda gözlemci sıfatıyla resmi toplantılarına katıldık. BRICS üyeliği tartışmalarının şu aşamada siyasetin bir oyun alanı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin bugünlerde biraz hareketlenmiş gözüken AB ile ilişkiler konusunda yeni bir kart açması olarak değerlendirebiliriz. Zira, örneğin Gümrük Birliği konusunda Türkiye olarak taleplerimiz olmasına rağmen, AB ile bunun güncellenmesi konusunda adım atamıyoruz. Bu noktada ticari ilişkilerde Türkiye’nin doğu ile batı arasındaki ilişkiyi iyi bir dengeyle götürebileceğini düşünüyorum.”