Pek çok sektörde yüzde 50'ye varan daralma ile kısılan iç talep, şirketlerin ihracat arayışını hızlandırdı. Ancak Avrupa ülkeleri gibi geleneksel ihracat pazarları artık ihracatçıları tatmin etmiyor. İhracatçıların radarında öncelikle Çin, ABD, Rusya ve Afrika var.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Bir yandan küresel ekonomiden gelen yavaşlama işaretleri, diğer yandan Türkiye'nin içinde bulunduğu durgunluk, büyümenin lokomotifi olan ihracatı her zamankinden daha önemli hale getirmiş durumda.
Pek çok sektörde yüzde 50'ye varan daralma ile kısılan iç talep nedeniyle ihracata odaklanan şirketler, geleneksel ihracat pazarlarının yanı sıra yeni ülke ve bölgelere yöneliyor.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Geçtiğimiz günlerde ihracat artışının devamı konusunda yeni pazarlara yönelik girişimlerin yoğunlaştırıldığını açıklayan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, bir süredir hazırlıkları devam eden İhracat Ana Planı'nı da ağustos ayı içinde kamuoyuna açıklayacaklarını söyledi.
Biz de Türkiye ihracatında ilk sıralarda yer alan sektörlerin temsilcileri ile konuşup, ihracatın yeni rotasını araştırdık.
Ortaya çıkan tabloya göre, bugüne kadar sırtını Avrupa pazarına dayayan ihracatçılar, yeni dönemde bugüne kadar ihmal ettikleri uzak pazarlarda boy göstermeye hazırlanıyor. Bazı sektörler ABD ve Güney Amerika pazarına yönelirken, bazıları ise Afrika ve Uzak Asya'ya gözünü dikmiş durumda.
OTOMOTİVİN GÖZÜ AB VE RUSYA'DA
Türkiye ihracatının bir numarası olan otomotiv sektörü, son bir yılda ekonomide yaşanan küçülmeden en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Otomotiv Sanayicileri Derneği ( OSD) verilerine göre, yılın ilk yarısında toplam otomotiv üretimi yüzde 13 azalırken, toplam pazar bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 45 daraldı.
Bu durum otomotiv sektörü için ihracatı her zamankinden daha önemli hale getirmiş durumda. 2019 yılının ilk yarısında otomotiv ihracatının yüzde 6,8 düştüğünü ve 15,3 milyar dolara gerilediğini anlatan Otomotiv İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, bu dönemde sektörün en büyük pazarı olan AB binek otomobiller pazarının da yüzde 2,1 küçüldüğüne işaret ediyor.
İhracatlarının yüzde 80'e yakın kısmını AB ülkelerine yaptıklarını vurgulayan Baran Çelik, "Bu pazar sektörümüz için her zaman önemli olacak. Yeni dönemde ise AB ile birlikte Brexit süreci yaşayan Birleşik Krallık, Rusya ve ABD pazarları öne çıkacak" diyor.
Bunların yanı sıra dünyanın en büyük otomotiv pazarı olan Çin'in de sektör açısından giderek daha önemli hale geldiğini kaydeden Çelik, "Ayrıca Hollanda, Belçika, Mısır, Meksika, Fas ve Polonya da sektörümüz açısından hedef ve önemli pazarlar olarak görülüyor" diye konuşuyor.
TEKSTİLCİLER UZAK ASYA YOLCUSU
Türkiye'nin ihracatta en önemli kalemlerinden biri de tekstil. Tekstil sektörü, yeni dönemde Rusya ve Avrupa ülkeleri gibi geleneksel ihracat pazarlarının yanında Çin, Japonya ve Hong Kong gibi Uzak Asya'nın dev ekonomilerine daha fazla ürün satmaya odaklandı.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Çin'in yıllık olarak yaklaşık 25 milyar dolarlık tekstil ithalatı yaptığına işaret ediyor. Engin, "Hızlı ekonomik büyüme oranı ve büyük nüfusuyla, Çin iç pazarı süratle genişliyor.
Özellikle mekân tekstili alanında giderek daha yüksek ürün kalitesi talep ediliyor" diye konuşuyor. Engin, Türkiye'nin en başarılı sektörlerinden biri olan ev ve mekân tekstilleri sektörü olarak Çin pazarında kalıcı ve saygın bir yer edinmeyi amaçladıklarını vurguluyor.
Japonya ve Hong Kong'un da tekstil alanında 10 milyar doları aşan ithalat yaptığına dikkat çeken Engin, "Pazara girmek zor ancak bir kere başarılı olunduğunda çok kârlı. Çünkü yüksek birim fiyatlarda mal satın alıyorlar" diye konuşuyor.
GÜNEY KORE'YE İLGİ ARTIYOR
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak da yeni dönemde Asya, Afrika ve Amerika kıtalarına yönelik odak ülkeler belirlediklerini söylüyor. Bu ülkelerin başında da Türkiye ile Serbest Ticaret Anlaşması bulunan Güney Kore'nin geldiğini ifade ediyor.
Şenocak, "Güney Kore 7 milyar dolar değerinde ithalatı ile dünyada en fazla deri ve deri mamulleri ithalatı gerçekleştiren 10'uncu ülke olarak dikkat çekiyor. Ancak Türkiye, Güney Kore'nin deri ve deri mamulleri ithalatından sadece binde 8 pay alıyor" diyor.
Türkiye'nin pazar payını artırabilmek amacıyla kasım ayında Güney Kore'ye kapsamlı bir ticaret heyeti gerçekleştirmeyi planladıklarını kaydeden Şenocak, şunları söylüyor: "Bunun yanında 2018 yılında toplamda 1,6 milyar dolar değerinde deri ve deri mamulleri ithalatı, özelinde ise 1,2 milyar dolar ayakkabı ve aksamları ithalatı gerçekleştiren Şili yine hedef ülkelerimizden bir tanesi.
Afrika kıtasının en büyük ekonomisi olan Güney Afrika da deri ve deri mamulleri sektörümüzün Afrika kıtasına daha çok açılabilmesi için de büyük bir potansiyele sahip."
LATİN AMERİKA ÖNE ÇIKIYOR
İhracatın son yıllarda parlayan yıldızlarından biri olan çelik sektörü de yeni pazarlar konusunda agresif davranan sektörlerden bir diğeri. Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Adnan Aslan, küresel çelik ticaretine yönelik dünyada artan korumacılık önlemlerinden en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini söylüyor.
Başta ABD ve AB olmak üzere birçok önemli ihracat pazarında kayıp ve daralma yaşandığına dikkat çeken Aslan, "Korumacılık önlemleri nedeniyle geleneksel ihracat pazarlarında oyun dışı kalan Türkiye'nin yeni dönem hedef pazarlarını Latin Amerika, Güneydoğu Asya ve Batı Afrika bölgeleri olarak sıralayabiliriz" diyor.
Mobilya sektörü de ihracatta yeni pazar arayışlarını sürdürüyor. Akdeniz Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKA-MİB) Başkanı Onur Kılıçer, yeni dönemde en fazla öne çıkacak pazarın Güney Amerika olduğunu söylüyor.
Özellikle Şili, Bolivya, Paraguay ve Brezilya'nın sektör açısından 'hedef pazarlar' olduğunu vurgulayan Kılıçer, "Bunun yanında ABD, Kanada, Hindistan ve Avustralya'yı da hedef pazarlar listemize ekledik" diye konuşuyor.
ÖZLEM ÖZÜNER EULER HERMES TÜRKİYE CEO'SU
"ŞİRKETLER, UZAK COĞRAFYALARA YÖNELMELİ"
"Euler Hermes olarak yılbaşından bu yana ihracatçılar için doğru risk almak adına doğru bir zaman içerisinde olduğumuzu vurguluyoruz.
Ticaret savaşlarının ön plana çıktığı, dünyada ticaret yapma şeklinin dijitale bağlı olarak değiştiği bu dönemde bölgelerle ticaret çok önem kazandı.
Avrupa'nın yanı sıra özellikle Türk şirketlerinin çeşitlilik açısından ABD, Güney Amerika, Afrika ve Asya gibi uzak coğrafyalara odaklanmaları gerektiğini düşünüyoruz. Gözde sektörler ise yazılım, demir-çelik, kimya ve elektronik olarak ön plana çıkıyor."