Faiz indirim döngüsünün başlamasıyla yabancı alımlarının hissede de artması beklenirken bunun için 2025 yılı başlarına işaret ediliyor.
04 Ağustos - 17 Ağustos 2024 tarihli sayıdan
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altı kademe altından (B3) dört kademe altına (B1) yükseltti. Not görünümü pozitif olarak korundu. Moody’s Türkiye’ye ilişkin kredi not artış kararını, ekonomi politikalarında normalleşmeyle ve kurumsallaşmayla açıkladı. Dış dengedeki düzelmeye, rezerv birikimine, iç talepte ve enflasyonda yavaşlamaya vurgu yapan Moody’s, yıl sonuna kadar enflasyonun yüzde 45’in altına, 2025 sonuna kadar yüzde 30’a gerilemesini bekliyor. Kurum; enflasyonda istikrarlı gerileme, cari dengede iyileşme, enerjide dışa bağımlılığın azalması ve ücret artışlarında geçmiş enflasyona endeksleme uygulamasından vazgeçilmesi gibi unsurları ise ‘ilave not artışını tetikleyecek gelişmeler’ olarak sıralıyor
“ORTODOKS POLİTİKALARA GÜVENİN GÖSTERGESİ”
Kredi not artış döngüsü 2024 Mart’ta Fitch ile başladı, 2024 Mayıs’ta S&P ile devam etti. İş Yatırım Ekonomisti Dağlar Özkan; üç kuruluşta ‘eşzamanlı pozitif görünüm’ün sık görülen bir durum olmadığına, geçmişte sadece Kasım 2010-Ekim 2011 (12 ay) ve Nisan 2000 (1 ay) olmak üzere iki dönemde yaşandığına dikkat çekiyor. Derecelendirme kuruluşları tarafında bu durumun Ortodoks politikalara ve ekonominin iç ve dış dengelerinde iyileşmeye nispeten güçlü bir güven olduğunun işareti olarak görülebileceğini kaydeden Özkan; şöyle devam ediyor: “Sıkı para politikasının sürdürülmesi, maliye politikasında sıkılaşma ve TL’de reel değerlenme sayesinde önümüzdeki aylarda aylık enflasyon eğiliminin yavaşlamasını bekliyoruz.
İç talebin normalleşmesi ve görece güçlü turizm sezonu cari dengeyi, TL varlıklara yabancı sermaye ilgisi de finansman akımlarını destekleyecek. Rezerv birikiminin de yavaşlayarak da olsa süreceğini öngörüyoruz. Böyle bir ortamda beş yıllık CDS risk primimizin 200’e doğru gerilemesini, Fitch’in 6 Eylül’deki, S&P’nin 1 Kasım’daki not değerlendirmelerinde birer kademe daha not artışı yapmasını bekliyoruz.”
TAHVİLDE ALIMLAR SÜRECEK Mİ?
2018’in başlarından itibaren hızla düşüşe geçen yurt dışı yerleşiklerin portföy yatırımlarında Mayıs 2023’ten sonra Ortodoks ekonomi politikalarına geçişle dipten dönüş yaşandı. Ocak 2018-Mayıs 2023’te hisseden 11,4 milyar dolar, DİBS’lerden 10,1 milyar dolar olmak üzere toplam 22,5 milyar dolarlık portföy çıkışı yaşanırken, 2023 Mayıs’tan 2024 Temmuz ayı ortalarına kadarki süreçte ise hisseye 1,8 milyar dolar, DİBS’lere 12,5 milyar dolar olmak üzere toplam 14,3 milyar dolarlık yabancı girişi oldu.
Verilere 2024 yılı özelinde bakıldığında, TCMB’nin sıkılaşma adımlarının enflasyonun düşeceğine dair inancı güçlendirmesiyle özellikle tahvil piyasasında yoğun yabancı ilgisi gözlemleniyor. 2024’ün başından 19 Temmuz’a kadarki dönemde tahvil piyasasındaki alımlarını 12,4 milyar dolara taşıyan yabancılar, hisse piyasasına karşı ise henüz temkinli. BİST’te 2024 Ocak-Haziran’da 1,42 milyar dolarlık, 2024’ün başından 19 Temmuz’a kadar 1,03 milyar dolarlık net satış yapan yabancıların borsadaki takas payı da hala yüzde 38,41’lerde. Bu arada tablolarımızda yabancı yatırımcıların 2024’ün ilk altı ayında en çok alım ve satış yaptıkları hisseleri, getirileriyle birlikte inceleyebilirsiniz.
MEHMET BİLAL BİRCAN
INVESTAZ ARAŞTIRMA VE STRATEJİ BİRİM MÜDÜRÜ
‘CARRY TRADE’ MESELESİ
Borsada yabancı satışı olsa da swap kanalından ‘carry trade’ amaçlı olarak 2024 Mart sonundan bu yana kabaca 20 milyar dolar civarında yabancı sermaye girişi var. ‘Carry trade; ‘yatırımcıların iki ülke para birimi arasındaki faiz oranları farkından yararlanarak düşük faizden borçlanıp daha yüksek faiz getirisi elde etmesi’ olarak tanımlanıyor.
InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan; yabancı yatırımcının TL varlıklara artan ilgisini, kurdaki görece stabil seyir ve TL faizlerin yüksekliğinin yarattığı ‘carry trade’ olanağıyla borsadan ziyade sabit getirili menkul kıymetlere yönelttiğini söylüyor. Bircan’a göre; yabancıların tercihini ‘carry trade’ yönünde kullanmasının nedenleri kısa vadeli getiri potansiyeli, daha az sermaye gereksinimi, düşük risk algısı ve kurda beklenen stabiliteyle faiz oranları arasındaki açıklık. M. Bilal Bircan; “Kurdaki stabilite sürse de faizlerdeki olası indirimler ve borsa gibi diğer finansal enstrümanlarda ortaya çıkabilecek fırsatlar, orta vadede yatırımcının carry trade’e ilgisini zayıflatabilir” diyor.
ALİ KERİM AKKOYUNLU
GEDİK YATIRIM ARAŞTIRMA DİREKTÖRÜ
“2025 TÜRKİYE’Sİ FİYATLANIYOR”
Yabancıların 3 Mayıs haftasında hissede 311 milyon dolarlık alım yaptığına dikkat çeken Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Kerim Akkoyunlu; bu alım hareketinin Yapı Kredi’nin satış haberinin etkisiyle zirve yaptığını, görüşmelere dair gelişme olmadığının açıklanmasıyla yabancıların satışa geçtiğini kaydediyor. Kârların güçsüz gelmesinin ara ara ilgiyi azaltsa da yabancı yatırımcıların 2025 Türkiye’sini fiyatladığının altını çizen Akkoyunlu’ya göre; faiz indirim döngüsünün başlamasıyla yabancıların hissede de alımlarını artırması beklenebilir.
Bu arada önceki hafta TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay; para politikasındaki sıkı duruşun ‘sabır ve kararlılıkla’ sürdürüleceğini, faiz indiriminin şu anda gündemde olmadığını söyledi. Bunu, ‘çok doğru ve yerinde bir açıklama’ olarak değerlendiren Analist Tuncay Turşucu, “Enflasyonun baz etkisi haricinde düştüğünü anlayabilmek için aylık rakamın artık yüzde 2 ve altında olması gerekiyor. Bunu net olarak ancak kasım ve aralıkta anlayabiliriz. Enflasyonla asıl savaşımızın 2025’te olmasını bekliyoruz” diyor. Tuncay Turşucu, hisseye yabancı ilgisinin ise yıl sonundan önce, belki de 2025’ün ilk üç ayında başlayabileceğini tahmin ediyor.
HANGİ ENDEKSLER?
Peki, borsaya yabancı ilgisi öncelikle hangi BİST endekslerine yansıyabilir? GCM Yatırım Araştırma Müdürü Kudret Ayyıldır; “İlk etapta global emsallerimize kıyasla kısmen iskontolu olması, CDS’lerdeki gerileme, son dönemde gerçekleşen düzeltme ve TCMB’nin belirli bir süre sonra para politikasında izleyeceği değişimler nedeniyle bankacılık endeksi ön planda kalabilir” diyor. Ayyıldır, enflasyon etkilerini de dikkate alarak gıda-içecek, perakende, ticaret ve iletişim sektörünün de popülaritesini koruyabileceğini öngörüyor. Kudret Ayyıldır’a göre; orta-uzun vadede ise yerel ve global konjonktür dikkate alındığında geride kalmış ancak temel rasyo ve çarpanlarıyla, finansal sonuçlarıyla, hikayesiyle ve teknik açıdan uygunluğuyla sınai, GYO ve madencilik gibi sektörler de yeni dönem yapılanmasında incelenebilir.
TONGUÇ ERBAŞ
AHLATCI YATIRIM GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
“Yabancılar, BİST’te likiditesi yüksek sektörlere yönelebilir”
“Yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarına ilgisinin sürmesi için öncelikle rasyonel ekonomi politikalarını izlemeye devam etmemiz gerekiyor. Düşen enflasyonla oluşan reel faiz getirisinden dolayı tahvile yabancı ilgisi var. Yurt içi makro ekonomik verilerin sağlıklı gelmesi, gri listeden çıkışımız ve yatırım yapılabilir seviyeye doğru artan not görünümümüz ise hisseye yönelik yabancı ilgisi için pozitif gelişmeler. Reel faiz görünümünü bir süre daha koruyup faizi en doğru zamanda deflasyona neden olmadan indirebilmek istikrarlı bir zemin için büyük önem arz ediyor. Yabancı ilgisinde olası artış ise öncelikle bankacılık ve holding gibi likiditesi yüksek olan sektörlere yansıyabilir.”