KOBİ'lerin finansmana erişim, nakit akışı ve vergi ödemelerinde yaşadığı sorunların 2020 yılında pandemi ile artış gösterdiğine işaret eden TÜRKONFED Başkanı Orhan Turan, "Riskleri ve krizleri, ekonomik ve demokratik reform kalkanı ile dayanıklılığımızı geliştirerek yönetebiliriz" diyor.
ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr
Çatısı altında 26 bölgesel, dört sektö-rel olmak üzere 30 federasyon, 267 dernek üzerinden 40 bine yakın şirket bulunduran iş dünyasının önde gelen sivil toplum örgütlerinden Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Orhan Turan, önemli açıklamalarda bulundu.
2020 yılında kredi maliyetlerinin düşüklüğü ve bolluğu ile genişleme yaşandı. 2021 yılında kredi maliyetlerindeki artışın özellikle KOBİ'lerde, nakit akışı ve finansmana erişimde sıkıntılar yaratma potansiyeli yüksek.
Şirketlerimizin finansmana erişim, nakit akışı ve vergi ile SGK gibi ödemelerinde yaşadığı sorunlar pandemi ile artış gösterdi.
Bazı borçların ötelenmesine dair düzenlemeler, işletmelerimiz üzerinde can suyu etkisi yaratsa da ekonomik aktivitelerde istenen düzeye henüz ulaşabilmiş değiliz.
Türkiye nakit desteği gibi harcamalar ile vergi indirimleri kapsamında geri ödenmemek üzere yapılan yardımlarda son sıralarda bulunuyor. Mikro ve küçük ölçekli şirketlerimize geri ödemesiz desteklerin sunulması önemli.
Önümüzdeki dönemde aşı ile ilgili gelişmeler olumlu bir tablo çizerken, finansal koşulların sıkılaşması, likidite sorunları, iflaslar ve dış talep kaynaklı riskler büyüme üzerinde 2021 yılının ilk yarısı için aşağı yönlü riskleri artırıyor.
Bu tabloya bakınca dünyayı olduğu gibi ve ülkemizi de çetin bir yılın beklediğini söyleyebiliriz. Maliye politikasının tüketim odaklı kısa dönemli çözümler sunmaktan ziyade büyüme potansiyelini artırıcı, kapsayıcı ve şeffaf olması gerekiyor.
Uzun dönemli büyüme hedefi olan bir Türkiye'nin yeni hikayesi ve yeni yolu şüphesiz üretim ekonomisinden geçiyor. Markalı, yüksek katma değerli üretim ve yüksek katma değerli ihracatı odağına alan sanayi odaklı bir ekonomik modele geçmeliyiz.
Riskleri ve krizleri ekonomik ve demokratik reform kalkanı ile dayanıklılığımızı geliştirerek yönetebiliriz. Türkiye'nin AB entegrasyon sürecinin devamlılığı, Avrupa ile ilişkilerde olumlu dönüşüm yaratmak için önemli birer fırsat sunuyor.
"Ekonomist dergisi, iş dünyası için her zaman son derece önemli bir yayın oldu. 36 yıldır iş hayatında olan ve 28 yıldır sivil toplum kuruluşlarında aktif görev alan biri olarak, iş dünyasının gelişimine büyük katkı sağladığınıza yakından şahit oldum.
Ekonomist'in ilk yıllarında şirketlerimiz ithal ağırlıklı çalışırken, bugün yüzümüzü ihracata döndük. Aynı zamanda uluslararası markalar da ülkemizde üretim gerçekleştirip buradan ihracat yapmaya başladı. Tüm bu süreçte iş dünyasının sesi olan Ekonomist'e teşekkür ediyor, bu başarınızı daha nice yıllar sürdürmenizi diliyorum."
ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr
Çatısı altında 26 bölgesel, dört sektö-rel olmak üzere 30 federasyon, 267 dernek üzerinden 40 bine yakın şirket bulunduran iş dünyasının önde gelen sivil toplum örgütlerinden Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Orhan Turan, önemli açıklamalarda bulundu.
GERİ ÖDEMESİZ DESTEK BEKLENTİSİ
2020 yılında kredi maliyetlerinin düşüklüğü ve bolluğu ile genişleme yaşandı. 2021 yılında kredi maliyetlerindeki artışın özellikle KOBİ'lerde, nakit akışı ve finansmana erişimde sıkıntılar yaratma potansiyeli yüksek.
Şirketlerimizin finansmana erişim, nakit akışı ve vergi ile SGK gibi ödemelerinde yaşadığı sorunlar pandemi ile artış gösterdi.
Bazı borçların ötelenmesine dair düzenlemeler, işletmelerimiz üzerinde can suyu etkisi yaratsa da ekonomik aktivitelerde istenen düzeye henüz ulaşabilmiş değiliz.
Türkiye nakit desteği gibi harcamalar ile vergi indirimleri kapsamında geri ödenmemek üzere yapılan yardımlarda son sıralarda bulunuyor. Mikro ve küçük ölçekli şirketlerimize geri ödemesiz desteklerin sunulması önemli.
AŞAĞI YÖNLÜ RİSKLER VAR
Önümüzdeki dönemde aşı ile ilgili gelişmeler olumlu bir tablo çizerken, finansal koşulların sıkılaşması, likidite sorunları, iflaslar ve dış talep kaynaklı riskler büyüme üzerinde 2021 yılının ilk yarısı için aşağı yönlü riskleri artırıyor.
Bu tabloya bakınca dünyayı olduğu gibi ve ülkemizi de çetin bir yılın beklediğini söyleyebiliriz. Maliye politikasının tüketim odaklı kısa dönemli çözümler sunmaktan ziyade büyüme potansiyelini artırıcı, kapsayıcı ve şeffaf olması gerekiyor.
Uzun dönemli büyüme hedefi olan bir Türkiye'nin yeni hikayesi ve yeni yolu şüphesiz üretim ekonomisinden geçiyor. Markalı, yüksek katma değerli üretim ve yüksek katma değerli ihracatı odağına alan sanayi odaklı bir ekonomik modele geçmeliyiz.
AB SÜRECİ VURGUSU
Riskleri ve krizleri ekonomik ve demokratik reform kalkanı ile dayanıklılığımızı geliştirerek yönetebiliriz. Türkiye'nin AB entegrasyon sürecinin devamlılığı, Avrupa ile ilişkilerde olumlu dönüşüm yaratmak için önemli birer fırsat sunuyor.
"İŞ DÜNYASININ GELİŞİMİNE BÜYÜK KATKI VERDİNİZ"
"Ekonomist dergisi, iş dünyası için her zaman son derece önemli bir yayın oldu. 36 yıldır iş hayatında olan ve 28 yıldır sivil toplum kuruluşlarında aktif görev alan biri olarak, iş dünyasının gelişimine büyük katkı sağladığınıza yakından şahit oldum.
Ekonomist'in ilk yıllarında şirketlerimiz ithal ağırlıklı çalışırken, bugün yüzümüzü ihracata döndük. Aynı zamanda uluslararası markalar da ülkemizde üretim gerçekleştirip buradan ihracat yapmaya başladı. Tüm bu süreçte iş dünyasının sesi olan Ekonomist'e teşekkür ediyor, bu başarınızı daha nice yıllar sürdürmenizi diliyorum."