2021'de normalleşme sürecinin tüketimde yol açtığı canlanma, gıda sektörünü olumlu etkiledi. Yılın son aylarında ise fiyat artışları nedeniyle tartışmaların odağına oturan sektörün 2022 gündeminde maliyet artışları, enflasyon ve iklim krizi olacak.
26 Aralık 2021 – 08 Ocak 2022 tarihli sayıdan.
Pek çok alanda ezber bozan pandemi, tarım ve gıda sektörlerinin önemini bir kez daha ortaya koydu. Pandeminin beraberinde getirdiği olumsuzluklara karşı 2020'den itibaren hızlıca aksiyon alan gıda sektörünün 2021 yılı gündemini maliyet artışları ve enflasyon belirledi.
Pandemi ile mücadelede alınan tedbirler ve aşı uygulamalarının olumlu sonuçlarıyla geçilen normalleşme sürecinin tüketimde yol açtığı canlanma, sektörü destekleyen bir unsur oldu.
ÇİFT HANE BÜYÜME
TÜİK'in Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistiklerine göre, gıda sektörünün 2020 yılı itibarıyla toplam ciro büyüklüğü 446 milyar 461 milyon TL'ye ulaştı. Sektör, 2021 yılını ise çift haneye yakın bir büyümeyle kapatacak. Gıda üretiminin temel hammaddesi olan tarım ürünlerinde kuraklık nedeniyle birçok üründe üretim kayıpları yaşandı.
Diğer yandan dünyada emtia fiyatlarındaki yüksek oranlı artışlar dolayısıyla hammadde tedarikinde yaşanan sıkıntılar sektörü zorlayan unsurların başında geldi.
DIŞA BAĞIMLILIK SORUNU
2021 yılının en önemli başlıklarından biri de enflasyonun etkisiyle hızla artan gıda fiyatları oldu. Sektör temsilcileri 2022 yılında da artışların devam edebileceğine dikkat çekiyor.
Türkiye'nin geleneksel olarak ithal hammaddeye bağımlı bitkisel yağ ve hayvansal üretiminin temel girdisi yemde de dışa bağımlılığı olması önemli bir sorun olarak masada duruyor.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, "Bu yıl buğdayda yaşadığımız sıkıntı gibi dönemsel sıkıntıları düşündüğümüzde, gıda fiyatlarındaki artışın bıçak gibi kesilmesini beklemek hayalcilik olacaktır" diyor.
Diğer taraftan döviz kurlarındaki yüksek oranlı artışlar, ürün fiyatlarını zorlayacak gibi görünüyor. Kopuz, Türkiye ekonomisinin 2022 yılında yüzde 6-7'lerde bir büyüme öngörüsü içinde, gıda sektöründe de benzer bir büyümenin gerçekleşmesinin mümkün olduğunu söylüyor.
Ancak bu öngörülerin, yeni varyantlarla ortaya çıkabilecek kapanmalar ve uluslararası tedarik zincirlerinde kesintilerin yaşanmaması halinde geçerli olacağını da sözlerine ekliyor.
ŞEMSİ KOPUZ TGDF BAŞKANI “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE ÖNLEM ALINMALI”
“Hem gıda sektörünün hem de genel olarak Türkiye’nin 2022 yılı ajandasının ilk maddesine, üretimi olumsuz etkileyecek unsurlarla mücadeleyi, bunun da başına iklim değişikliği ile mücadeleyi yazmak sanırım yerinde olacak. İklim değişikliğinin en büyük olumsuzluklarının görüleceği bölgelerin başında, ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası geliyor. Dolayısıyla; tarımsal üretimimizi koşulların dayattığı şekilde planlamak, üretim ve işletme yapımızı ölçek büyüklüğüne göre yeniden organize etmek, iş yapış şekillerimizi hızla dönüştürmek zorundayız.”
