Yüksek kaldıraç oranıyla, yüksek getiri risk potansiyeline sahip forex piyasası, 2016’yı sıkıntılı geçiriyor. Sektör son bir yıldır 36 bin yatırımcı ve aylık 1 trilyon TL’lik işlem hacmine sıkışmış durumda. Sektöre yeni giren aracı kuruluşlara rağmen büyüme sağlanamıyor. Beş forex şirketinin genel müdürü, 2016 başında devreye alınan düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerektiğini söylüyor.
TALİP YILMAZ
[email protected]
Forex ya da daha geniş ifadesiyle döviz, emtia ve kıymetli madenlere dayalı olarak gerçekleştirilen kaldıraçlı alım-satım işlemleri, son yıllarda Türkiye gündeminde sıklıkla yer alıyor. Forex, yüksek kaldıraç oranı nedeniyle vaat ettiği yüksek getirilerin yanında, yüksek riskli piyasa olması nedeniyle ortaya çıkan yüksek kayıp oranlarıyla da dikkat çekiyor. Ancak bu yüksek riske rağmen, dünyada günlük işlem hacmi 6 trilyon doları buluyor.
Forex işlemleri, Türkiye’de 2012’ye kadar yurtdışı piyasalarda internet üzerinden hiçbir güvencesi olmadan yapılıyordu. 2012 yılında ise gerekli düzenlemeler yapıldı ve SPK iznini alan aracı kuruluşlar aracılığıyla Takasbank güvencesiyle yapılmaya başladı. Bugün gelinen noktada Türkiye’de 36 bin civarında yatırımcı, aylık 1 trilyon TL’lik işlem gerçekleştiriyor. Piyasada 46 aracı kuruluş bulunuyor.
YUVARLAK MASA TOPLANTISI
Buraya bir not düşmek gerekiyor, SPK, piyasanın yüksek riskli yapısı neticesinde ortaya çıkan yüksek kayıp oranları ve şikayetlerle birlikte, 1/100 kaldıraç oranını kademeli olarak değiştirirken, demo hesaplarını zorunlu hale getirdi. Yatırımcı çekme adına yapılan kampanyaları da yasakladı.
Sonuçta 2016 yılında forex piyasası beklediği büyüme oranlarını gerçekleştiremiyor. Sektörün yaşadığı sorunları, bunların nasıl aşılabileceğini, ne gibi düzenlemelerin sektörün önünü açabileceğini yuvarlak masa toplantısında beş forex şirketinin CEO’su ile konuştuk. ALB Forex’ten Cihan Aluç, Destek Yatırım’dan Tuna Yılmaz, Integral Menkul’den Kıvanç Memişoğlu, Invest AZ’den Hakan Avdan ve Işık FX’ten Uran Işık, sektörü değerlendirdi.
İKİ KRİTİK SORUN
Sektör temsilcileri, Türkiye’de sektörün gelişmesi için öncelikle kurumsal yabancı tabanının gelişmesi konusunda yapılması gerekenler olduğunu vurguluyor. Dünyada gelişmiş piyasalarda işlem hacminin yüzde 60-70’ini kur riskini hedge etmek maksadıyla kurumsal yatırımcıların yaptığı belirtiliyor. Türkiye’de ise bu oranın yüzde 10’un altında kaldığı ifade ediliyor.
İkinci dikkat çekilen konu ise yabancı yatırımcının Türkiye pazarınaçekilmesi konusunda yaşanan vergi beyannamesi sorunu. Yurtdışında vergi kolaylığı varken, yurtiçinde yabancı yatırımcıdan dönemsel olarak beyanname isteniyor. Takasbank güvencesi nedeniyle Türkiye pazarına ilgi gösteriliyor. Ancak vergi beyannamesi mevzuatı yabancı yatırımcıyı geri itiyor.
YERLİ YATIRIMCI YURTDIŞINA YÖNELEBİLİR
KIVANÇ MEMİŞOĞLU
INTEGRAL MENKUL GENEL MÜDÜRÜ
• Yılbaşında devreye giren regülasyonlarla birlikte 36 bin olan perakende yatırımcı sayısı bu seviyelerde kaldı. Sisteme yeni giren aracı kuruluşlar da pastayı büyütmeye katkı sunamadı. Kurumsal yatırımcıyı kur riskini hedge etme amaçlı piyasaya çekmek gerekiyor.
Burada bankaların forex'i kurumsal şirketlere hedge yöntemi olarak aktarması iyi olur. Ama bankalar opsiyon ve forward ürününü daha çok öne çıkıyor. Burada kurumsal müşteriye yönelik ilave bir vergi avantajı da kurumsal yatırımcıyı forex piyasasına çeker.
• Türk yatırımcısı geçmiş yıllarda yurtdışı piyasalarda forex işlemini daha çok yapıyordu. Ancak verilen hizmet kalitesi, yatırımcının parasının Takasbank güvencesinde olması gibi faktörlerle bu yatırımcı Türkiye pazarına önemli oranda geri çekildi. Ancak kaldıraç oranlarının değişmesi, bonuslu promosyon kampanyalarına yasak gelmesi sonrasında avantaj olarak Takasbank ve güvenilir aracı kuruluşlar kaldı. Bu trend böyle devam ederse, Türk yatırımcı yeniden yurtdışı piyasalara yönelebilir.
• Yurtdışı piyasaların açılması konusunda da vergi sorununu hükümet tarafından ortadan kaldıracak çalışmaların yapılması gerekiyor. İstanbul'un finans merkezi olması anlamında, Takasbank gibi önemli bir avantaj ı olan Türkiye, yabancı yatırımcıyı çekebilir.
"YABANCI DÜZELME OLMADAN GELMEZ"
TUNA YILMAZ
DESTEK YATIRIM GENEL MÜDÜRÜ
• 2015 yılı sonuna kadar piyasa büyüyordu. Ancak bu tarihten sonra daralma eğilimi gözlendi. 2016 yılına girerken perakende yatırımcıya yönelik regülasyonlar geldi. Demo zorunluluğu, promosyonlar, işlem hacminde yüzde 20-30 büyüme potansiyelini eritti. Bizim örneğin kitap dağıtımımız vardı, bugün gelinen noktada kitap promosyonu yapamıyoruz.
• Yabancı müşterinin Türkiye pazarına çekilmesi, pazarı güçlendirecek ve büyütecektir. Ancak yabancıların Türkiye pazarına çekilmesi de kolay bir iş değil. Kademeli kaldıraç oranını yabancı yatırımcıya anlatmak zor. Başka piyasalarda 1/400 çarpanla işlem yapabiliyorken buradaki kademeli sisteme ilgi göstermeyebilir. Bu noktada yine beyanname ile ilgili düzenlemelerin yapılması ve İnternet üzerinden hesap açılıyor olması gerekiyor.
• Türkiye'de düzenlemeler çok iyi olmalı ki, sonrasında yapılan tanıtıcı faaliyetlerle yabancı yatırımcıyı Türkiye pazarına çekebilelim. Yoksa yabancıyı Türkiye pazarına çekemeyiz.
"BÜYÜME YURTDIŞINDAN GELİR"
HAKAN AVDAN
INVEST AZ GENEL MÜDÜRÜ
• Piyasada 'Moody's, Türkiye'nin kredi notunu düşürür' diye bir beklenti vardı. Bu durum fiyatların içinde de gözleniyordu. Ancak not düşüşünden iki gün önce şokların atlatıldığını söylemesi ve ardından notu düşürmesi, bunun siyasi bir karar olduğu yönünde izlenim yaratıyor. Normalde not kararının ekim ortasında açıklanması bekleniyordu.
• Forexte büyüme olacaksa, bireysel taraftaki regülasyonlar yeniden gözden geçirilmezse, ya kurumsal tarafta olacak ya da yabancı yatırımcı tarafında olacak. Başka bir alternatif de zaten kalmıyor. Kurumsal tarafta potansiyel var. Ancak bu tarafta sürekli olarak çalışma yapmak gerekiyor. Forexte nasıl hedge yapılabileceğini, sistemin nasıl işlediğini şirketlere iyi anlatmak gerekiyor.
• Ben asıl büyümenin yurtdışından geleceğini düşünüyorum. Vergisel sorunun çözülmesinden sonra online platformlar üzerinden dünyanın her yerinden müşteri çekme potansiyelimiz var. Zaten olmayan verginin mevzuatı söz konusu. En azından bu düzenlemelerle yabancı yatırımcı çekilerken, burada var olan yerli yatırımcıyı da elimizden kaçırmamış oluruz.
"FOREXİN İMAJI DÜZELTİLMELİ"
CİHAN ALUÇ
ALB FOREX GENEL MÜDÜRÜ
• Forex piyasasında trend hareketi için FED'in kararı izlenecek. Burada aralık ayında faiz artırımından çok 2017'de 2-3 kez faiz artırma eğilimi gözlenirse, dolar diğer para birimlerine karşı değer kazanmaya başlar. Bu durumda dolar kurunda 3,20 TL seviyeleri de görülebilir.
• Forex piyasasında düzenlemeler nedeniyle yatırımcıyı imkanların daha bol olduğu, yatırım yapmanın kolaylaştığı yere kanalize ederseniz, var olan piyasanın da küçülmesi sonucu ortaya çıkabilir. Bunun yanında kurumsal yatırımcının da hedge etme maliyeti daha düşük olan forex piyasasına çekilmesi, kurumsal yatırımcılara piyasanın anlatılması gerekiyor.
• Forexte yatırımcının para kaybetmesi konusu çok fazla gündeme getiriliyor. Ancak bakıldığında hisse senedi, VİOB gibi pazarlarda da benzer kayıplar oluyor. Tahtası kapanan şirketler oluyor. Bu anlamda kayıp sadece forex piyasasında değil. Türkiye'de forexin imajını düzeltme yönünde çalışmalar olmalı. Belki fındık tanıtım grubu gibi, sektörün bir araya gelerek tanıtımlarla kendisini doğru anlatması gerekiyor.
"SEKTÖR, GEREKLİ LOBİYİ OLUŞTURAMADI"
URAN IŞIK
IŞIK FX GENEL MÜDÜRÜ
• Yılbaşında çıkan yeni düzenlemeler forex piyasasını zorladı. Bazı düzenlemelerle ilgili düzenleyici otoriteye sektör temsilcilerince konu anlatıldı. Ancak topluca bu konular aktarılamadı, biraz zayıf kalındı. Tebliğ çıkmadan önce biz güçlü bir lobi oluşturamadık. Bizim kurumlar olarak var olan düzenlemelerin gözden geçirilmesinin yanında daha olumsuz bir tabloya dönülmemesi konusunda da çalışmamız gerektiği kanaatindeyim.
• Bu piyasada yeni müşteri yaratmak kritik öneme sahip. Çünkü var olan müşterilerle bir yere kadar gidilebiliyor, daha fazla ilerleme şansınız olmuyor. Forex aracı kurumlar açısından istihdam yaratan, vergi veren bir alan.
• Mayıs ayından bu yana dünyada en düşük volatilitenin olduğu dönemi yaşıyoruz. Bu da forex piyasasına çok yaramıyor. Aşağı veya yukarı yönlü volatilite, forex piyasasında hacmi artırır. Türkiye'de gündem çok yoğundu. Ona rağmen volatilite düşük gerçekleşti. Bir trend oluşmadı, bu da işlem hacimleri üzerinde etkisini gösterdi. Genelde yılın sonlarında trend oluşumu gözleniyor. Bu anlamda yılın sonlarında bant hareketinden bir trend hareketine dönüş olabilir. Burada trend hareketini FED belirler.
TALİP YILMAZ
[email protected]
Forex ya da daha geniş ifadesiyle döviz, emtia ve kıymetli madenlere dayalı olarak gerçekleştirilen kaldıraçlı alım-satım işlemleri, son yıllarda Türkiye gündeminde sıklıkla yer alıyor. Forex, yüksek kaldıraç oranı nedeniyle vaat ettiği yüksek getirilerin yanında, yüksek riskli piyasa olması nedeniyle ortaya çıkan yüksek kayıp oranlarıyla da dikkat çekiyor. Ancak bu yüksek riske rağmen, dünyada günlük işlem hacmi 6 trilyon doları buluyor.
Forex işlemleri, Türkiye’de 2012’ye kadar yurtdışı piyasalarda internet üzerinden hiçbir güvencesi olmadan yapılıyordu. 2012 yılında ise gerekli düzenlemeler yapıldı ve SPK iznini alan aracı kuruluşlar aracılığıyla Takasbank güvencesiyle yapılmaya başladı. Bugün gelinen noktada Türkiye’de 36 bin civarında yatırımcı, aylık 1 trilyon TL’lik işlem gerçekleştiriyor. Piyasada 46 aracı kuruluş bulunuyor.
YUVARLAK MASA TOPLANTISI
Buraya bir not düşmek gerekiyor, SPK, piyasanın yüksek riskli yapısı neticesinde ortaya çıkan yüksek kayıp oranları ve şikayetlerle birlikte, 1/100 kaldıraç oranını kademeli olarak değiştirirken, demo hesaplarını zorunlu hale getirdi. Yatırımcı çekme adına yapılan kampanyaları da yasakladı.
Sonuçta 2016 yılında forex piyasası beklediği büyüme oranlarını gerçekleştiremiyor. Sektörün yaşadığı sorunları, bunların nasıl aşılabileceğini, ne gibi düzenlemelerin sektörün önünü açabileceğini yuvarlak masa toplantısında beş forex şirketinin CEO’su ile konuştuk. ALB Forex’ten Cihan Aluç, Destek Yatırım’dan Tuna Yılmaz, Integral Menkul’den Kıvanç Memişoğlu, Invest AZ’den Hakan Avdan ve Işık FX’ten Uran Işık, sektörü değerlendirdi.
İKİ KRİTİK SORUN
Sektör temsilcileri, Türkiye’de sektörün gelişmesi için öncelikle kurumsal yabancı tabanının gelişmesi konusunda yapılması gerekenler olduğunu vurguluyor. Dünyada gelişmiş piyasalarda işlem hacminin yüzde 60-70’ini kur riskini hedge etmek maksadıyla kurumsal yatırımcıların yaptığı belirtiliyor. Türkiye’de ise bu oranın yüzde 10’un altında kaldığı ifade ediliyor.
İkinci dikkat çekilen konu ise yabancı yatırımcının Türkiye pazarınaçekilmesi konusunda yaşanan vergi beyannamesi sorunu. Yurtdışında vergi kolaylığı varken, yurtiçinde yabancı yatırımcıdan dönemsel olarak beyanname isteniyor. Takasbank güvencesi nedeniyle Türkiye pazarına ilgi gösteriliyor. Ancak vergi beyannamesi mevzuatı yabancı yatırımcıyı geri itiyor.
KIVANÇ MEMİŞOĞLU
INTEGRAL MENKUL GENEL MÜDÜRÜ
• Yılbaşında devreye giren regülasyonlarla birlikte 36 bin olan perakende yatırımcı sayısı bu seviyelerde kaldı. Sisteme yeni giren aracı kuruluşlar da pastayı büyütmeye katkı sunamadı. Kurumsal yatırımcıyı kur riskini hedge etme amaçlı piyasaya çekmek gerekiyor.
Burada bankaların forex'i kurumsal şirketlere hedge yöntemi olarak aktarması iyi olur. Ama bankalar opsiyon ve forward ürününü daha çok öne çıkıyor. Burada kurumsal müşteriye yönelik ilave bir vergi avantajı da kurumsal yatırımcıyı forex piyasasına çeker.
• Türk yatırımcısı geçmiş yıllarda yurtdışı piyasalarda forex işlemini daha çok yapıyordu. Ancak verilen hizmet kalitesi, yatırımcının parasının Takasbank güvencesinde olması gibi faktörlerle bu yatırımcı Türkiye pazarına önemli oranda geri çekildi. Ancak kaldıraç oranlarının değişmesi, bonuslu promosyon kampanyalarına yasak gelmesi sonrasında avantaj olarak Takasbank ve güvenilir aracı kuruluşlar kaldı. Bu trend böyle devam ederse, Türk yatırımcı yeniden yurtdışı piyasalara yönelebilir.
• Yurtdışı piyasaların açılması konusunda da vergi sorununu hükümet tarafından ortadan kaldıracak çalışmaların yapılması gerekiyor. İstanbul'un finans merkezi olması anlamında, Takasbank gibi önemli bir avantaj ı olan Türkiye, yabancı yatırımcıyı çekebilir.
"YABANCI DÜZELME OLMADAN GELMEZ"
TUNA YILMAZ
DESTEK YATIRIM GENEL MÜDÜRÜ
• 2015 yılı sonuna kadar piyasa büyüyordu. Ancak bu tarihten sonra daralma eğilimi gözlendi. 2016 yılına girerken perakende yatırımcıya yönelik regülasyonlar geldi. Demo zorunluluğu, promosyonlar, işlem hacminde yüzde 20-30 büyüme potansiyelini eritti. Bizim örneğin kitap dağıtımımız vardı, bugün gelinen noktada kitap promosyonu yapamıyoruz.
• Yabancı müşterinin Türkiye pazarına çekilmesi, pazarı güçlendirecek ve büyütecektir. Ancak yabancıların Türkiye pazarına çekilmesi de kolay bir iş değil. Kademeli kaldıraç oranını yabancı yatırımcıya anlatmak zor. Başka piyasalarda 1/400 çarpanla işlem yapabiliyorken buradaki kademeli sisteme ilgi göstermeyebilir. Bu noktada yine beyanname ile ilgili düzenlemelerin yapılması ve İnternet üzerinden hesap açılıyor olması gerekiyor.
• Türkiye'de düzenlemeler çok iyi olmalı ki, sonrasında yapılan tanıtıcı faaliyetlerle yabancı yatırımcıyı Türkiye pazarına çekebilelim. Yoksa yabancıyı Türkiye pazarına çekemeyiz.
"BÜYÜME YURTDIŞINDAN GELİR"
HAKAN AVDAN
INVEST AZ GENEL MÜDÜRÜ
• Piyasada 'Moody's, Türkiye'nin kredi notunu düşürür' diye bir beklenti vardı. Bu durum fiyatların içinde de gözleniyordu. Ancak not düşüşünden iki gün önce şokların atlatıldığını söylemesi ve ardından notu düşürmesi, bunun siyasi bir karar olduğu yönünde izlenim yaratıyor. Normalde not kararının ekim ortasında açıklanması bekleniyordu.
• Forexte büyüme olacaksa, bireysel taraftaki regülasyonlar yeniden gözden geçirilmezse, ya kurumsal tarafta olacak ya da yabancı yatırımcı tarafında olacak. Başka bir alternatif de zaten kalmıyor. Kurumsal tarafta potansiyel var. Ancak bu tarafta sürekli olarak çalışma yapmak gerekiyor. Forexte nasıl hedge yapılabileceğini, sistemin nasıl işlediğini şirketlere iyi anlatmak gerekiyor.
• Ben asıl büyümenin yurtdışından geleceğini düşünüyorum. Vergisel sorunun çözülmesinden sonra online platformlar üzerinden dünyanın her yerinden müşteri çekme potansiyelimiz var. Zaten olmayan verginin mevzuatı söz konusu. En azından bu düzenlemelerle yabancı yatırımcı çekilerken, burada var olan yerli yatırımcıyı da elimizden kaçırmamış oluruz.
"FOREXİN İMAJI DÜZELTİLMELİ"
CİHAN ALUÇ
ALB FOREX GENEL MÜDÜRÜ
• Forex piyasasında trend hareketi için FED'in kararı izlenecek. Burada aralık ayında faiz artırımından çok 2017'de 2-3 kez faiz artırma eğilimi gözlenirse, dolar diğer para birimlerine karşı değer kazanmaya başlar. Bu durumda dolar kurunda 3,20 TL seviyeleri de görülebilir.
• Forex piyasasında düzenlemeler nedeniyle yatırımcıyı imkanların daha bol olduğu, yatırım yapmanın kolaylaştığı yere kanalize ederseniz, var olan piyasanın da küçülmesi sonucu ortaya çıkabilir. Bunun yanında kurumsal yatırımcının da hedge etme maliyeti daha düşük olan forex piyasasına çekilmesi, kurumsal yatırımcılara piyasanın anlatılması gerekiyor.
• Forexte yatırımcının para kaybetmesi konusu çok fazla gündeme getiriliyor. Ancak bakıldığında hisse senedi, VİOB gibi pazarlarda da benzer kayıplar oluyor. Tahtası kapanan şirketler oluyor. Bu anlamda kayıp sadece forex piyasasında değil. Türkiye'de forexin imajını düzeltme yönünde çalışmalar olmalı. Belki fındık tanıtım grubu gibi, sektörün bir araya gelerek tanıtımlarla kendisini doğru anlatması gerekiyor.
"SEKTÖR, GEREKLİ LOBİYİ OLUŞTURAMADI"
URAN IŞIK
IŞIK FX GENEL MÜDÜRÜ
• Yılbaşında çıkan yeni düzenlemeler forex piyasasını zorladı. Bazı düzenlemelerle ilgili düzenleyici otoriteye sektör temsilcilerince konu anlatıldı. Ancak topluca bu konular aktarılamadı, biraz zayıf kalındı. Tebliğ çıkmadan önce biz güçlü bir lobi oluşturamadık. Bizim kurumlar olarak var olan düzenlemelerin gözden geçirilmesinin yanında daha olumsuz bir tabloya dönülmemesi konusunda da çalışmamız gerektiği kanaatindeyim.
• Bu piyasada yeni müşteri yaratmak kritik öneme sahip. Çünkü var olan müşterilerle bir yere kadar gidilebiliyor, daha fazla ilerleme şansınız olmuyor. Forex aracı kurumlar açısından istihdam yaratan, vergi veren bir alan.
• Mayıs ayından bu yana dünyada en düşük volatilitenin olduğu dönemi yaşıyoruz. Bu da forex piyasasına çok yaramıyor. Aşağı veya yukarı yönlü volatilite, forex piyasasında hacmi artırır. Türkiye'de gündem çok yoğundu. Ona rağmen volatilite düşük gerçekleşti. Bir trend oluşmadı, bu da işlem hacimleri üzerinde etkisini gösterdi. Genelde yılın sonlarında trend oluşumu gözleniyor. Bu anlamda yılın sonlarında bant hareketinden bir trend hareketine dönüş olabilir. Burada trend hareketini FED belirler.