Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), para politikası faizindeki hızlı indirimi sürdürüyor.
DR. ORHAN KARACA
[email protected]
TCMB'nin Para Politikası Kurulu (PPK), 10 ay boyunca yüzde 24 düzeyinde sabit tuttuğu bir ay vadeli repo borç verme faiz oranını ilk olarak 25 Temmuz'da yapılan toplantısında 425 baz puan aşağı çekmişti.
12 Eylül'de yapılan bir sonraki toplantıda 325 baz puanlık daha indirim gelmişti. Geçen hafta 24 Ekim'deki toplantıda 250 baz puanlık daha indirim yapıldı. Böylece para politikası faizi üç ayda 10 puan aşağı çekilmiş oldu.
ENFLASYON VE FAİZ
Para politikası faizindeki bu 10 puanlık indirime yıllık tüketici enflasyonunda da 10 puanlık düşüş eşlik etti. Daha bahar aylarında yüzde 19'un üzerinde olan yıllık tüketici enflasyonu eylül ayında yüzde 9'lara düştü.
Enflasyondaki bu düşüş sayesinde para politikası faizindeki indirim finansal piyasalarda rahatsızlığa yol açmadı. Ancak enflasyondaki düşüşün sonuna geldiğimiz için faizde de artık tehlikeli sulara yaklaşmış durumdayız.
Enflasyon yakında yeniden yükselişe geçecek gibi görünüyor. Enflasyon yükselişe geçerken faiz indirimi sürerse finansal piyasaların buna tepkisi pek de olumlu olmayabilir.
Enflasyonda son aylarda yaşanan büyük düşüşü "baz etkisi" sağladı. Hatırlarsanız, geçen yıl biri bahar aylarında diğeri de temmuz sonu ile ağustos başında gerçekleşen iki döviz kuru sıçraması yaşamıştık.
Bunlardan ikincisi çok daha şiddetli olmuş ve dolar kuru bir ara 7 TL'nin üzerine kadar çıkmıştı.
Döviz kurlarındaki bu sıçrama fiyatlara da yansımış ve özellikle haziran ve eylül aylarında aylık enflasyon oranlarının olağanüstü seviyelerde gerçekleşmesine neden olmuştu.
Böylece 2018'in başlarında yüzde 10 dolayında olan yıllık tüketici enflasyonu sonbahar aylarında yüzde 25'i bulmuştu. Bu yıl ise benzer bir olumsuz gelişme olmayınca aylık enflasyon oranları "mevsim normalleri"ne (son 10 yılın ortalaması) daha yakın çıktı.
Böylece özellikle haziran ve eylül aylarında yaşanan büyük düşüşle yıllık tüketici enflasyonu tek haneye geri dönüp yüzde 9,26 seviyesine kadar indi.
Ancak enflasyon buralarda kalıcı değil. Yıllık tüketici enflasyonu ekim ayında bir miktar daha gerilemiş olabilir ama yılın son iki ayında tekrar yükselişe geçmesi neredeyse kesin gibi.
Çünkü döviz kurlarındaki yükselişin durması ve kamunun başını çektiği fiyat indirimi kampanyaları geçen yıl kasım ve aralık aylarında aylık enflasyon oranlarının bu kez mevsim normallerinin çok altında gerçekleşmesini sağlamıştı.
Bu nedenle bu yıl aynı aylarda baz etkisi tersine dönecek. Bu da yıllık enflasyonun yeniden yükselmesine yol açacak. Muhtemelen yıl sonunda yıllık tüketici enflasyonu yüzde 12-13 arasında olacak.
ATEŞLE OYNAMAK
Kısacası, bir sonraki PPK toplantısının yapılacağı 12 Aralık'tan önce enflasyonun yeniden yükselişe geçtiğini göreceğiz.
Dergimizin "Haber-Söyleşi" bölümünde yer alan "Faizdeki indirimin devamı gelecek mi?" başlıklı haberimizde göreceğiniz gibi, 12 Aralık'taki PPK toplantısından 100-150 baz puanlık faiz indirimi daha çıkabileceğini öngören uzmanlar var.
Enflasyonun yükselişe geçtiği bir dönemde gerçekten böyle bir indirim olursa finansal piyasaların buna nasıl bir tepki vereceği ise belli değil. Faiz indiriminde aşırıya kaçılması halinde dövize olan talebin yükselmesi ve bunun kurlarda yeni bir sıçramaya yol açması ihtimali var.
Bu ihtimal hayata geçerse zaten tam toparlanamayan ekonomi yeniden dibe doğru gidebilir.