2018'de enerji sektöründe 1,5 milyar dolarlık satın alma ve birleşme işlemi yaşanmış, bu son sekiz yılın en zayıf performansı olmuştu. Bu yıl da durum iyi değil. İlk yarıyılda 12 işlemde 400 milyon dolarlık hacim oluştu. Sektöre yabancı yatırımcı ilgisi yok gibi.
ÖZLEM BAY YILMAZ
[email protected]
Geçen yıl enerji sektöründe satın alma ve birleşme alanında işlem hacmi ve adedi açısından son sekiz yıldaki en zayıf dönem yaşanmıştı. Tüm işlemlerin tutarı açıklanmadığı için işlem hacmini net olarak söylemek mümkün değil.
Tabloyu görmek için görsellere tıklayın.
Fakat yaklaşık olarak 2017 yılının yarısı tutarında, yani 1,5 milyar dolar civarında bir işlem gerçekleştiği tahmin ediliyor.
Yapılan işlemlerin grup içi yapılanma, ortaklar arası transfer veya daha önceden imzalanan opsiyon sözleşmeleri nedeniyle gerçekleşen işlemler olduğu dikkat çekiyor.
İşlemlerin neredeyse tamamının yerli yatırımcılar arasında gerçekleşen satış işlemleri olduğu da göze çarpıyor. Bu yılın ilk altı aylık verilerine bakıldığında ise tablo yine oldukça zayıf. 2019'un ilk yarısında 12 işlemde yaklaşık 400 milyon dolarlık hacim elde edilmiş durumda.
Böyle giderse bu yılki gerçekleşme geçen yılın bile çok altında kalacak. Uzmanlar, enerji sektörüne son bir yıldır yabancı yatırımcı ilgisinin yok denecek kadar az olduğuna vurgu yapıyor.
ÖNE ÇIKAN İŞLEMLER
2019'da gerçekleşen işlemlere bakıldığında, Bursa ve Kayseri'de gaz dağıtımı yapan Bur-sagaz ve Kayserigaz hisselerinin yüzde 80'ine sahip, enerji dağıtımı ve ticareti alanında da faaliyetleri olan EWE Türkiye'nin tamamının Azeri kökenli SOCAR Türkiye Enerji tarafından satın alınması başta geliyor.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD), IC Enerji Holding'in yenilenebilir enerji şirketi olan İçtaş Sürdürülebilir Enerji Yatırımları'na 100 milyon dolar tutarında yatırım yapması ise başka bir yabancı yatırım olarak dikkat çekiyor.
Bu yıl gerçekleşen diğer işlemler ise üç rüzgar enerjisi, iki güneş enerjisi, bir hidroelektrik ve bir biyogaz alanında üretim faaliyeti bulunan şirketin satışı oldu.
ELEKTRİKTE TOPARLANMA
2019 yılı, finansal sorunlar yaşayan, kömür ve doğalgazdan elektrik üreten tesislerin kredilerinin yeniden yapılandırılmasının konuşulduğu bir yıl olarak geçiyor. KPMG Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Sektör Lideri Ümit Bilirgen, bu durumun devam edeceğini söylüyor.
Ancak, Bilirgen, bu yıl yağışların daha iyi olması ve elektrik fiyatlarının biraz toparlanmasıyla finansal sorunlar yaşayan üreticilerin kârlılıklarının artmasının beklendiğini de belirtiyor.
Ümit Bilirgen, doğalgaz dağıtım alanında Socar'ın EWE'yi satın alarak önemli bir işleme imza attığını ifade ediyor. Bu alanda Zorlu Gru-bu'nun gaz dağıtım varlıklarını satmayı planladığının bilindiğini de sözlerine ekliyor.
Bilirgen, "2019 yılı için bu varlıklar dışında yenilenebilir düşmesinin yüksek yabancı para borcu olan şirketlerin satışa konulmasına veya kredi yapılanması ihtiyacı içine girmesine neden olduğunu söylüyor. OMV ve EWE gibi bazı yabancı şirketlerin Türkiye pazarından çıkma ya da Türkiye riskini azaltma kararının da satışa konulan şirket sayısının artmasına yol açtığını ifade ediyor.
Eralp, "Bununla birlikte, alıcı ve satıcılar arasındaki değerleme farkının genel olarak yüksek olması bu tarz işlemlerin olumsuz sonuçlanmasına ya da müzakere sürecinin uzamasına neden oluyor" diye konuşuyor.
MEHMET ÖĞÜTÇÜ / GLOBAL RESOURCES PARTNERSHIP YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"KAMU-ÖZEL TÜRK ENERJİ FONU KURULMALI"
"Yabancı yatırımcılar, aslında cazip imkanlar sunan enerji sektörüne fazla iştahlı bakmıyorlar. Zira yatırım ortamı, hukuksal ve kurumsal sıkıntılar ve genel güvensizlik algısı nedeniyle başka ülkeler Türkiye'den daha cazip görünüyor.
İştahı kabarık olanlar başarılı ama nakit sıkıntısı çeken, kur riskinden dolayı iki ayağı bir pabuca girmiş Türk enerji şirketlerinin borçlarını satın alan ya da bu şirket varlıklarını ölü fiyatına kapatmak isteyen 'akbaba' fonlar var.
Bu manzaranın genel ekonomik denge ve güven oturmadan değişmesini beklemek iyimserlik olur. Bizim The Bosphorus Energy Club olarak hükümete önermiş olduğumuz gibi 20 milyar dolarlık bir kamu-özel Türk enerji fonu kurulursa, gerek çekirdek sermaye katkısı gerek borç yapılandırılması yoluyla hem yeni yatırımlara ivme verilebilir hem de Türk enerji varlıklarının yok pahasına yabancı şirketlerin mülkiyetine geçmesi önlenebilir."