2020 yılı sonunda 10 GWh seviyesinde olan küresel enerji depolama sistemleri, bugün yaklaşık 150 GWh’ye ulaşmış durumda. Bu alanda dünyadaki kurulu kapasitenin 2030’da 194 GWh’ye çıkması bekleniyor. Enerji ve madencilik sektörlerinde analiz ve danışmanlık hizmeti sunan küresel araştırma grubu Wood Mackenzie’nin raporuna göre her yıl yüzde 35 oranında büyümesi beklenen enerji depolama sistemi pazar büyüklüğünün 2030 yılında yaklaşık 225 milyar dolara çıkması bekleniyor. Enerji uzmanları küresel ölçekte 2035 yılına gelindiğinde ise bu alanda toplam 2 TWh’lik kurulum ve 400 milyar dolarlık yatırım gerçekleşeceğini öngörüyor.
Ekonomist’in 16 Şubat - 1 Mart 2025 tarihli sayısından
Daha geniş perspektifle bakıldığında ise 2050 yılına kadar enerji geçişi ile ilgili dünya genelinde toplamda 50 trilyon dolarlık yatırım yapılması bekleniyor. Bunun yüzde 5’ini enerji depolama, yüzde 47’sini şebeke, yüzde 48’ini ise yenilenebilir enerji yatırımları oluşturuyor.

DOĞA CAN BAYRAM / ENERJİ DEPOLAMA ENDÜSTRİLERİ DERNEĞİ (EDEDER)
35GWh’YE YAKIN ÖN LİSANS
Türkiye’de ise hali hazırda depolama yönetmeliğinin taslağı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yayınlanmış olsa da henüz yönetmeliğin son hali Resmi Gazete’de yayımlanmadı. Enerji sektörünün gözü şimdi bu yönetmeliğin yasalaşarak yürürlüğe girmesinde. Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDEDER) adına konuşan Dernek Başkanı Doğa Can Bayram, depolama alanında verilen 35 GWh’a yakın ön lisansın 10 milyar doları aşkın bir yatırım değeri bulunduğunu, bu ön lisansların ne kadar büyük bir bölümü hayata geçirilebilirse Türkiye ekonomisi adına o kadar büyük değer yaratılacağını vurguluyor.
Türkiye’de 2025’in ilk çeyreğinde yatırımların hızlanmaya başlayacağını, 2026 yılın ilk çeyreğinde de ilk büyük ölçekli depolamalı projelerinin devreye alınmasının beklendiğini dile getiren Bayram, “Dernek olarak amacımız hem sadece yerli yazılımların kullanılması hem de hızlı bir şekilde üretimin hızlanıp yerli katkısının en yüksek seviyeye çıkarılması. Türkiye’nin ‘enerjide bölgesel hub olma ‘çabasının depolama alanında başarılabileceğine inanıyoruz” diyor.

EMREHAN DEMİREL / DELOITTE TÜRKİYE ENERJI, DOĞAL KAYNAKLAR VE ENDÜSTRİ ÜRÜNLERİ LİDERİ
YENİLENEBİLİRE DEPOLAMA KATKISI
Hem Türkiye’de hem küresel ölçekte yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırmaya çalışıldığını, bunun için de kapasite ve teknik altyapı problemlerini çözerek depolama sistemlerinin kurulması gerektiğini vurgulayan sektör temsilcileri, “Depolama yoksa yenilenebilir enerjiyi daha fazla yaygınlaştıramayız. Yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlanması ile şebekenin yönetilebilmesi için Türkiye’de de depolama yatırımlarının hızlanması gerekiyor” şeklinde konuşuyor. Bu noktada yenilenebilir enerji ve altyapı projelerindeki finansman zorluklarının yatırımları kısıtlayan önemli bir faktör olduğuna değinen Deloitte Türkiye Enerji, Doğal Kaynaklar ve Endüstri Ürünleri Lideri Emrehan Demirel, “Enerji depolama teknolojilerindeki altyapı eksiklikleri sektördeki zorluklardan. Bu alanda altyapının yeterli seviyeye getirilmesi yatırımların gerçekleştirmesi için kritik öneme sahip. Altyapı eksiklikleri bu alandaki büyüme potansiyelini sınırlayabilir” diye ekliyor.
Öte yandan stratejik bir alan olduğu için hem şebeke yönetiminin hem de geliştirmesinin yerli şirketler tarafından üstleniliyor olmasının şart olduğuna da dikkat çekiliyor. Aksi halde temelde yurt dışındaki firmaların kontrolü altında bir enerji şebekesi sorununun ortaya çıkacağı üzerinde duruluyor.

TÜRK ŞİRKETLERİNİN GÖZÜ AB PAZARINDA
Tüm dünyada depolama işi büyüyor. Birçok ülke enerji depolama kapasitesini artırmaya yönelik yatırımlar yapıyor. Öyle ki son üç yılda depolama ihtiyacındaki hızlı artışla ABD’de enerji depolama kapasitesi altı kat artarak 30 GW’a ulaşmış durumda. Avrupa’nın tamamında da depolama yatırımlarında çok hızlı ilerliyor. Avrupa ile uyumlu iş yapış şekli, teknik yaklaşım, destek, yazılım gibi konuları hesaba katınca Türkiye’nin özellikle Avrupa için çok iyi bir partner olma potansiyeli olduğu belirtiliyor. Özellikle Çin etkisinden uzak kalmak isteyen bir kıta olarak Avrupa’nın, depolamada Türkiye için çok önemli bir pazar konumunda olduğuna dikkat çekiliyor. Hatta sektör bugün gelinen noktada; Macaristan, Bulgaristan, İspanya gibi ülkelere ürün teslimleri ve kurulumları yapıyor. Türk şirketleri bugün; yurt dışına sistem, hizmet ve yazılım ihracatı yapıyor olmanın yanı sıra farklı ülkelerde yatırım da yapıyor. Ayrıca yabancı şirketlerle iş birliği yapma yoluna gidenler de var.

TOLUNAY YILDIZ / YEO TEKNOLOJİ CEO’SU
YEO Teknoloji o şirketlerden biri. YEO’nun enerji depolama sistemleri üretmek üzere kurulan iştiraki Reap Battery, alanında dünyanın en büyük şirketlerinden olan ve BNEF’in Tier-1 üreticiler listesindeki Great Power ile güçlerini birleştirdi. İş birliğine göre İstanbul Tuzla’daki enerji depolama sistemleri fabrikasında ‘ReapG’ ve ‘Great Power’ markalarıyla üretim yapılarak başta Türkiye ve Avrupa pazarı olmak üzere Türki Cumhuriyetler ve Afrika ülkelerine ihracat gerçekleştirilecek. Reap Battery’nin inşası tamamlanmak üzere olan fabrikasında 5 GWh kapasiteyle üretim hedefleniyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerjinin depolanması için en yeni çözümleri Türkiye’de üreterek sunacaklarını söyleyen YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız, “Enerji verimliliği ve sürdürülebilirliği iyileştirmek için makine öğrenmesi ve yapay zeka ile teknolojiden faydalanarak dijitalleşme çalışmalarını hızlandıracağız. Bu yatırımla birlikte enerji sektörünün geleceğine yön vermeye kararlıyız” diyor.

CEM ÖZKÖK / ENERJİ YATIRIMCILARI DERNEĞİ (GÜYAD) BAŞKANI
YENİ İŞ İMKANLARI DOĞACAK
2025 yılının enerji sektörü açısından oldukça hareketli bir yıl olacağını düşünen Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök de özellikle enerji depolama tarafındaki ilerlemelerin gündemin en üst sıralarında yer alacağını söylüyor. Türkiye’nin enerji depolama alanında ciddi bir potansiyele sahip olduğunun altını çizen Özkök, “Hem teknoloji üreticisi hem de ihracatçı olabilecek konumdayız. Bu nedenle 2025’te bu alandaki projelerin hızlanacağını düşünüyorum. Depolama projeleri sadece arz-talep dengesini sağlamakla kalmayacak aynı zamanda sektörde yeni iş fırsatları da yaratacak” diyor.
Bu yıl enerji sektöründe büyümenin odak noktasının enerji depolama olacağına vurgu yapan Özkök, şöyle devam ediyor: “Almanya, Japonya ve Çin bankalarının sektöre ilgisi, bu alanda ciddi yatırımların habercisi. İlk büyük ölçekli depolama sistemlerinin 2026 başında devrede olmasını bekliyoruz.
Depolama teknolojileri, Türkiye’nin enerji arz-talep dengesi ve ihracat hedefleri için kritik. Batarya üretimi, hücreden modül üretimine, geri dönüşüme kadar güçlü kabiliyetlere sahibiz, ancak savunma sanayiinde olduğu gibi stratejik desteklere ihtiyacımız var. Ayrıca, Çin’e yaptırımlar nedeniyle Avrupa’nın Türkiye’ye yönelmesi büyük bir fırsat. Elektrik tüketimi yüksek abonelerin sübvansiyon dışına çıkarılması ise bireysel depolama yatırımlarını artıracak. Hızlı aksiyon ve desteklerle Türkiye, bu alanda lider ülkelerden biri olabilir.”

ELVAN TUĞSUZ GÜVEN / HİDROELEKTRİK SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (HESİAD) BAŞKANI
YENİLİKÇİ DEPOLAMA ÇÖZÜMLERİ
Yenilikçi depolama çözümlerinin öne çıkacağını söyleyen Hidroelektrik Sanayicileri Derneği HESİAD Başkanı Elvan Tugsuz Güven ise hidroelektrik santrallerin depolama kapasitesinin barajlı santrallerin doğal kapasitesi dışında pompaj depolamalı santrallerle de artacağını belirtiyor. Pompaj depolamalı santrallerin enerji depolama alanında yakın bir gelecekte önemli yer tutacağını söyleyen Güven, bu konuda uluslararası alanda akademi tarafında gerçekleştirilen araştırmalara da atıfta bulunuyor. Güven, Avusturalya Ulusal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Prof. Dr. Andrew Blakers’ın bu konuda yaptığı araştırmaya göre, pompaj depolamalı santrallerin bataryalarla birlikte kullanılması durumunda küresel enerji depolama ihtiyacının yüzde 90’ından fazlasını karşılayabileceğinin öngörüldüğüne dikkat çekiyor.
Pompaj depolamalı santraller ‘günlük ve uzun süreli depolama kaynakları’ olarak bütün gelişmiş ülkelerde yenilenebilir enerji kaynaklarının yine yenilenebilir kaynaklar kullanarak yedeklenmesi ve dengelenmesi için yaygın olarak kullanılıyor. Bu santrallerin, son dönemde oldukça gündemde olan saatlik depolama üniteleri ile farklı işlevler yüklenmeleri de beklentiler arasında yer alıyor. Küresel ve ulusal emisyon hedeflerinin temiz enerji üretimini ve ayrıca enerji depolamayı gerektirdiğini hatırlatan Güven, HES’lerin bu alandaki rolllerinin giderek artacağını sözlerine ekliyor.

ATEŞ UĞUREL / SOLARVİZYON KURUCUSU
“Gerçekçi yaklaşımlara ihtiyaç var”
“Yaklaşık 35 GWh depolamalı GES-RES ön lisansı verildi, sırada bekleyen de yaklaşık 300 GWh üstü başvuru var. Ülkemizin bu büyüklükte bir enerji depolama ihtiyacı yakın ve orta vadede yok. Başta TEİAŞ olmak üzere kamunun gerçek ihtiyacı belirleyip bu yönde hareket etmesi, boşa gidecek ve atıl kalacak yatırımları engellemiş olur. Batarya teknolojisi çok hızlı değişiyor, acele kararlar ülkeyi bir batarya çöplüğüne dönüştürebilir. Ancak birçok firma da bu sürece güvenerek yerli üretim çalışmalarını hızlandırdı. Sahada kurulum yapmaya başlayan yatırımcılarımız da var. Devletin adil bir hakem rolü ile orta yolu bulması gerekiyor. Enerji depolama sistemlerinin önümüzdeki yıllarda daha çok elektrik tüketim noktalarında kurulması (evler-oteller-sanayi gibi) bu alanda sürdürülebilir bir özel sektör oluşmasına büyük katkı verecektir.”
Borusan’dan enerji depolama şirketine yatırım
Geleceğin enerji sistemlerini şekillendirecek ve bu alanda yeni çözümler getirecek teknolojilere yatırım yapan şirketlerin sayısı da artıyor. Borusan Grubu’nun kurumsal girişim sermayesi şirketi Borusan Ventures da onlardan biri. Borusan Ventures da geçtiğimiz günlerde, enerji depolama optimizasyon platformu Tyba’nın Seri A yatırım turuna katıldı. Yapay zekâ destekli enerji depolama optimizasyon platformu Tyba, Borusan Ventures’ın da katıldığı Seri A yatırım turunda toplam 13,9 milyon dolarlık yatırım aldı. Borusan Ventures Kurucusu ve Başkanı Defne Kocabıyık Narter, şebeke ölçekli bataryaların ekonomik fizibilitelerini artırma ve yaygınlaşmasını sağlama konusunda Tyba’nın rolüne dikkat çekerek “Şebeke ölçekli bataryalar, temiz enerji dönüşümünün önemli bir parçası. Tyba, yapay zekâ kullanarak depolama varlıklarının hem geliştirme hem de operasyon safhasındaki stratejileri optimize ediyor ve böylece kârlılığı artırıyor. ABD’deki büyük enerji şirketleriyle elde ettikleri başarı, etkilerini net bir şekilde ortaya koyuyor” diyor. Bilindiği gibi Borusan EnBW Enerji de 400 MW’lık depolamalı rüzgâr santrali ön lisansına sahip olup bu yatırımları birkaç yıl içerisinde devreye almayı planlıyor. Şirketin bu süreçte Tyba ile birlikte sinerji yakalaması hedefleniyor.