2018'de 8 milyar TL ciro yapan Altınbaş Holding, özellikle enerjide ortaklık tekliflerine sıcak bakıyor. Altınbaş Holding Onursal Başkanı Ali Altınbaş “2019'u parası olana fırsat yılı olarak görüyorum. Enerjide güçlü bir ortaklıkla ilerleyebiliriz" diye konuşuyor.
SİBEL ATİK
[email protected]
2018 yılını yüzde 13,5 büyümeyle yaklaşık 8 milyar TL ciroya ulaşarak kapatan Altınbaş Holding, 2019 yılında yurtdışı ağırlıklı büyümeyi planlıyor. Bu yıl yüzde 50 artışla 120 milyon dolarlık ihracat gelirine odaklanan holding, yatırımlarını sürdürme adına enerji işinde güçlü bir ortaklığa da sıcak bakıyor.
Bu dönemde kredi değil öz sermaye ile yatırımlara devam edeceklerini aktaran Altınbaş Holding Onursal Başkanı Ali Altınbaş, bunun için enerjide bir ortaklığa gidebileceklerini ifade ediyor. Bu yıl hizmet ihracatında da önemli gelişmeler beklediğini söyleyen Ali Altınbaş ile 2019 yılı beklentilerini konuştuk.
Zor bir yıl geride kaldı. 2018 yılını değerlendirir misiniz?
Evet, zor bir yıldı ve 40 yıllık süreçte böyle bir kriz görmedik. Geçmişte kendi ülkemizde yaratılan birçok krizi yaşadık. O krizleri yurtdışından destek alıp bir şekilde hızla atlattık. Bu defa ise dış ülkelerden bize doğru gelen bir kriz oldu. Bir de üstüne biz sistem değişiklikleri yaptık. Yani yönetimsel değişiklikler yapınca yatırımcılar beklemeye geçtiler. Dünyadaki ekonomik durgunlukla bizdeki sistem değişikliği birleşince kriz derinleşti. Bu dönemde bankaların süreci nasıl atlatacağına bakmak gerekiyor. Üç ay önce sendikasyon kredileri yenilenebilir mi gibi karanlık bir tablo varken bugün görüldü ki yenileniyor. Süreç daha iyiye gidiyor ve düzelecek ama zaman alacak.
Fırtına ne zaman diner, bir öngörünüz var mı? Sıkıntıların aşılması sizce neye bağlı?
İzlediğim kadarıyla 2019'un ikinci yarısı daha pozitif ve olumlu olacak. Bu dönemde hizmet veya mal üreten bütün şirketler için ihracat öne çıkıyor. Dolayısıyla bu alanda önemli bir sıçrama bekliyorum.
Grup olarak bu dönemde nasıl bir performans çizeceksiniz? 2019 yılında ne kadarlık büyüme hedefiniz var?
2018'de yüzde 13,5 büyüdük ve ciromuz 8 milyar TL'ye yaklaştı. 2019 içinse yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. 2019'da Türkiye için yüzde 2,3 büyüme beklentisi var. Bu iyimser bir tablo, gerçekleşirse ülkece başarılı olmuş sayılırız. Bankaların reel piyasayı destekleyecek finansal pozisyona tekrar kavuşması gerekiyor. Bu da kamu tarafından sağlanabilir. Yüzde 30 faiz ödeyerek kazanç sağlayacak bir iş yok. Kendi paranızla büyük yatırım yapmanız da normal değil. Büyük yatırımlar öyle yapılmaz. Dünyadaki finansal kaynaklara ulaşmak lazım. Eğer büyük yatırım istiyorsak yolu bu. Biz de grup olarak bu dönemde krediye ihtiyaç duymadan kendi imkanlarımızla büyümenin yolunu arayacağız.
Büyüme hızında ciddi bir yavaşlamanın beklendiği 2019'da büyüme stratejiniz ne olacak?
Bu dönemde Türkiye'nin önünde duran fırsatlar var. Planladığımız büyümeyi yurtdışını daha zorlayarak ve yeni girişimlerle elde etmeyi planlıyoruz. Bu dönemde hizmet ihracatı öne çıkıyor. Bu noktada da eğitim önemli bir unsur. Uluslararası eğitim sektörü dünyada her yıl 100 milyar doların üzerinde gelir oluşturuyor. Örneğin İngiltere için uluslararası eğitim gelirleri en önemli ihracat kalemlerinden biri ve 10 milyar pound üzerinde gelire sahip. Buna karşın, ne yazık ki, Türkiye uluslararası eğitim pazarından çok yakın bir geçmişe kadar neredeyse hiç pay alamamaktaydı. 2010 yılından bu yana yapılan mevzuat değişiklikleri ve yatırımlar sayesinde, güncel OECD verilerine göre, Türkiye'nin uluslararası eğitim sektöründeki payı yüzde 1'e yükseldi. Ülkemizde yükseköğrenimde eğitim alan uluslararası öğrenci sayısı tahminen 125 bini aştı. Dünyada eğitim hizmetinden pay almak istiyorsak bazı düzenlemeleri yapmamız gerekiyor.
Bu alanda hangi adımlar atılmalı? Altınbaş Üniversitesi olarak bu konuda bir girişiminiz olacak mı?
İlk adım, bu işte iddialı olan bütün ülkelerde olduğu gibi, bir eğitim ajansı kurulmasıdır. Bütün uluslararası yabancı öğrencileri bunun çatısı altında toplamak gerekiyor. Bürokratik işlemlerin dağınıklığı bir engel. Oturma izni, pasaport işlemleri, tanıtım işleri hep farklı kanallardan ilerliyor. Öğrenci ve ailesi buraya geldiğinde sadece dört yıllık bir ekonomi yaratmıyor. Tatillerde geliyor veya bir iş fikrini taşıyorlar. Okudukları yeri bir şekilde unutmuyorlar.
Sözünü ettiğiniz diğer iş alanlarında hangi pazarlara yoğunlaşacaksınız?
2018'de ihracatımız 80 milyon dolar iken 2019'da yüzde 50 artışla 120 milyon dolara ulaşmayı hedefliyoruz. Mücevherat ve petrol ürünleri alanındaki gelişmeyle bu rakamlara ulaşmayı öngörüyoruz. Özellikle mücevheratta franchise ve cornerlar vasıtasıyla büyüyoruz. Ortadoğu ve Körfez ülkelerindeki altın merakı ve Altınbaş'a olan ilgi nedeniyle bu pazarlarda yeni mağazalarla büyüyebiliriz. Fiyatlarda yurtdışı cazip ve rekabetçi durumda. Açıkçası iç piyasa çok canlı olduğunda yurtdışına pek bakmıyorduk. Mesela Katar'da bir mağazamız var. Bu sayının 10'a çıkması için yerel ortak uğraşıyordu fakat biz çok önemsemiyorduk. Şimdi bunun gibi potansiyel pazarlarda büyüyeceğiz.
Birçok grupta varlık satışı da gündeme geliyor. Sizde olur mu?
Kaynak yaratmak ve yatırımlar yapmak üzere olabilir. Fakat gayrimenkuldeki yatırımlarımız bu fiyatlara satılmaz. Çünkü bir yapım maliyeti var ve gerçek değerini bekleyeceğiz. Dolayısıyla gayrimenkuldeki satıştan ziyade gelen teklifler ölçüsünde belli iş alanlarında ortaklığa gidilebilir.
Hangi iş kolu bu tür ortaklığa yakın?
Enerjide birçok yatırım teklifi geliyor, bu alanda yanımıza bir ortak alabiliriz. 2019'u parası olana fırsat yılı olarak görüyorum. Dolayısıyla biz bu dönemde güçlü bir ortaklıkla ilerleyebiliriz.
SİBEL ATİK
[email protected]
2018 yılını yüzde 13,5 büyümeyle yaklaşık 8 milyar TL ciroya ulaşarak kapatan Altınbaş Holding, 2019 yılında yurtdışı ağırlıklı büyümeyi planlıyor. Bu yıl yüzde 50 artışla 120 milyon dolarlık ihracat gelirine odaklanan holding, yatırımlarını sürdürme adına enerji işinde güçlü bir ortaklığa da sıcak bakıyor.
Bu dönemde kredi değil öz sermaye ile yatırımlara devam edeceklerini aktaran Altınbaş Holding Onursal Başkanı Ali Altınbaş, bunun için enerjide bir ortaklığa gidebileceklerini ifade ediyor. Bu yıl hizmet ihracatında da önemli gelişmeler beklediğini söyleyen Ali Altınbaş ile 2019 yılı beklentilerini konuştuk.
Zor bir yıl geride kaldı. 2018 yılını değerlendirir misiniz?
Evet, zor bir yıldı ve 40 yıllık süreçte böyle bir kriz görmedik. Geçmişte kendi ülkemizde yaratılan birçok krizi yaşadık. O krizleri yurtdışından destek alıp bir şekilde hızla atlattık. Bu defa ise dış ülkelerden bize doğru gelen bir kriz oldu. Bir de üstüne biz sistem değişiklikleri yaptık. Yani yönetimsel değişiklikler yapınca yatırımcılar beklemeye geçtiler. Dünyadaki ekonomik durgunlukla bizdeki sistem değişikliği birleşince kriz derinleşti. Bu dönemde bankaların süreci nasıl atlatacağına bakmak gerekiyor. Üç ay önce sendikasyon kredileri yenilenebilir mi gibi karanlık bir tablo varken bugün görüldü ki yenileniyor. Süreç daha iyiye gidiyor ve düzelecek ama zaman alacak.
Fırtına ne zaman diner, bir öngörünüz var mı? Sıkıntıların aşılması sizce neye bağlı?
İzlediğim kadarıyla 2019'un ikinci yarısı daha pozitif ve olumlu olacak. Bu dönemde hizmet veya mal üreten bütün şirketler için ihracat öne çıkıyor. Dolayısıyla bu alanda önemli bir sıçrama bekliyorum.
Grup olarak bu dönemde nasıl bir performans çizeceksiniz? 2019 yılında ne kadarlık büyüme hedefiniz var?
2018'de yüzde 13,5 büyüdük ve ciromuz 8 milyar TL'ye yaklaştı. 2019 içinse yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. 2019'da Türkiye için yüzde 2,3 büyüme beklentisi var. Bu iyimser bir tablo, gerçekleşirse ülkece başarılı olmuş sayılırız. Bankaların reel piyasayı destekleyecek finansal pozisyona tekrar kavuşması gerekiyor. Bu da kamu tarafından sağlanabilir. Yüzde 30 faiz ödeyerek kazanç sağlayacak bir iş yok. Kendi paranızla büyük yatırım yapmanız da normal değil. Büyük yatırımlar öyle yapılmaz. Dünyadaki finansal kaynaklara ulaşmak lazım. Eğer büyük yatırım istiyorsak yolu bu. Biz de grup olarak bu dönemde krediye ihtiyaç duymadan kendi imkanlarımızla büyümenin yolunu arayacağız.
Büyüme hızında ciddi bir yavaşlamanın beklendiği 2019'da büyüme stratejiniz ne olacak?
Bu dönemde Türkiye'nin önünde duran fırsatlar var. Planladığımız büyümeyi yurtdışını daha zorlayarak ve yeni girişimlerle elde etmeyi planlıyoruz. Bu dönemde hizmet ihracatı öne çıkıyor. Bu noktada da eğitim önemli bir unsur. Uluslararası eğitim sektörü dünyada her yıl 100 milyar doların üzerinde gelir oluşturuyor. Örneğin İngiltere için uluslararası eğitim gelirleri en önemli ihracat kalemlerinden biri ve 10 milyar pound üzerinde gelire sahip. Buna karşın, ne yazık ki, Türkiye uluslararası eğitim pazarından çok yakın bir geçmişe kadar neredeyse hiç pay alamamaktaydı. 2010 yılından bu yana yapılan mevzuat değişiklikleri ve yatırımlar sayesinde, güncel OECD verilerine göre, Türkiye'nin uluslararası eğitim sektöründeki payı yüzde 1'e yükseldi. Ülkemizde yükseköğrenimde eğitim alan uluslararası öğrenci sayısı tahminen 125 bini aştı. Dünyada eğitim hizmetinden pay almak istiyorsak bazı düzenlemeleri yapmamız gerekiyor.
Bu alanda hangi adımlar atılmalı? Altınbaş Üniversitesi olarak bu konuda bir girişiminiz olacak mı?
İlk adım, bu işte iddialı olan bütün ülkelerde olduğu gibi, bir eğitim ajansı kurulmasıdır. Bütün uluslararası yabancı öğrencileri bunun çatısı altında toplamak gerekiyor. Bürokratik işlemlerin dağınıklığı bir engel. Oturma izni, pasaport işlemleri, tanıtım işleri hep farklı kanallardan ilerliyor. Öğrenci ve ailesi buraya geldiğinde sadece dört yıllık bir ekonomi yaratmıyor. Tatillerde geliyor veya bir iş fikrini taşıyorlar. Okudukları yeri bir şekilde unutmuyorlar.
Sözünü ettiğiniz diğer iş alanlarında hangi pazarlara yoğunlaşacaksınız?
2018'de ihracatımız 80 milyon dolar iken 2019'da yüzde 50 artışla 120 milyon dolara ulaşmayı hedefliyoruz. Mücevherat ve petrol ürünleri alanındaki gelişmeyle bu rakamlara ulaşmayı öngörüyoruz. Özellikle mücevheratta franchise ve cornerlar vasıtasıyla büyüyoruz. Ortadoğu ve Körfez ülkelerindeki altın merakı ve Altınbaş'a olan ilgi nedeniyle bu pazarlarda yeni mağazalarla büyüyebiliriz. Fiyatlarda yurtdışı cazip ve rekabetçi durumda. Açıkçası iç piyasa çok canlı olduğunda yurtdışına pek bakmıyorduk. Mesela Katar'da bir mağazamız var. Bu sayının 10'a çıkması için yerel ortak uğraşıyordu fakat biz çok önemsemiyorduk. Şimdi bunun gibi potansiyel pazarlarda büyüyeceğiz.
Birçok grupta varlık satışı da gündeme geliyor. Sizde olur mu?
Kaynak yaratmak ve yatırımlar yapmak üzere olabilir. Fakat gayrimenkuldeki yatırımlarımız bu fiyatlara satılmaz. Çünkü bir yapım maliyeti var ve gerçek değerini bekleyeceğiz. Dolayısıyla gayrimenkuldeki satıştan ziyade gelen teklifler ölçüsünde belli iş alanlarında ortaklığa gidilebilir.
Hangi iş kolu bu tür ortaklığa yakın?
Enerjide birçok yatırım teklifi geliyor, bu alanda yanımıza bir ortak alabiliriz. 2019'u parası olana fırsat yılı olarak görüyorum. Dolayısıyla biz bu dönemde güçlü bir ortaklıkla ilerleyebiliriz.