Müşteri olarak bir çağrı merkezini arandığında, sesli imzayla kimlik doğrulaması yaparken, sesli komutlar ile doğru işlem menüsüne yönlendirilirken veya evdeki akıllı ev asistanı ile konuşurken Sestek çözümleri kullanılıyor.
AR-GE'ye önemli bir bütçe ayırdıklarını ve bu sayede yeni sektörlere de girmeyi başardıklarını söyleyen Sestek CEO'su Prof. Dr. Levent Arslan, AR -GE projelerinin işbirliği olasılıklarını artırdığını söylüyor.
Burcu Tuvay
btuvay@ekonomist.com.tr
Sestek, yaklaşık 20 yıldır diyaloga dayalı yapay zeka ve analiz teknolojileri üzerine çalışmalar gerçekleştiriyor. Sunduğu çözümler telekomünikasyondan bankacılığa, çağrı merkezlerinden perakendeye, birçok sektörde verimliliği artırmak ve müşteri deneyimini iyileştirmek için kullanılıyor.
Bugün müşteri olarak bir çağrı merkezini arandığında, sesli imza ile kimlik doğrulaması yaparken, sesli komutlar ile doğru işlem menüsüne yönlendirilirken veya evdeki akıllı ev asistanı ile konuşurken Sestek çözümleri kullanılıyor.
Şirketin bu başarısının altında AR-GE'ye yaptığı yatırımlar yatıyor. Sestek'in İstanbul ve Ankara ofislerinde toplam 70 AR-GE personeli çalışıyor. Gerçekleştirdikleri AR-GE projelerinin işbirliği olasılıklarını artırdığına dikkat çeken Sestek CEO'su Prof. Dr. Levent Arslan, "Yeni sektörlere girme şansı elde ediyoruz.
Geçtiğimiz dönemde hayata geçirdiğimiz projeler sayesinde daha önce yer almadığımız eğitim, otomotiv ve donanım gibi alanlarda da faaliyet göstermeye başladık. Bugün Türkiye ses teknolojileri pazarının liderliğini elimizde bulundurmamızda da AR-GE faaliyetlerimizin büyük payı var” diyor.
Arslan, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Sestek olarak AR-GE üzerine ne gibi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?
Ürün ve projelerimizin başarısında AR-GE çalışmalarının büyük payı var. Teknolojilerimizi temel olarak diyaloğa dayalı yapay zeka ve analiz gibi iki kategoride değerlendirmek mümkün. Konuşma tanıma, konuşma sentezi, doğal dil işleme gibi temel ses teknolojilerinin yanı sıra; sesli imza, konuşma analizi, chatbot, sesli IVR ve sanal asistan gibi ürünler de geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz yapay zeka destekli teknolojiler, otomasyonu ve verimliliği artırarak maliyetleri azaltırken müşteri deneyiminin de iyileştirilmesine katkıda bulunuyor.
AR-GE'nin cironuzun içindeki payı nedir?
Ciromuzun tamamını AR-GE faaliyetlerimiz sonucu geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerimizden elde ettiğimiz gelir oluşturuyor. Bu cironun yüzde 40'ını AR-GE'ye ayırıyoruz. Bu gelirin önemli bir bölümünü AR-GE faaliyetlerine ayırarak sürekli üretimi destekliyor; böylece sürdürülebilir hızlı büyümenin de önünü açmış oluyoruz.
AR-GE merkezinizde kaç kişi çalışıyor?
İstanbul ve Ankara ofislerimiz AR-GE merkezi olarak tescillenmiş durumda. İki merkezimizde toplam 70 AR-GE personeli çalışıyor.
Üniversitelerle ortak AR-GE çalışmaları gerçekleştiriyor musunuz?
Sestek olarak bizim de başarılı bir örneğini oluşturduğumuz üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesinin AR-GE faaliyetlerine katkıda bulunabileceğini düşünüyoruz. Üniversitelerimiz teknik anlamda donanımlı ve yabancı rakipleriyle yarışabilecek yetkinlikte mühendisler yetiştiriyor.
Üniversite-sanayi işbirliği, bu yeteneklerin ülkemize kazandırılmasını sağlayarak beyin göçünün önüne geçiyor ve istihdam olanaklarını artırıyor. Girişimci potansiyelinin oldukça yüksek olduğu ülkemizde nitelikli destek ve yatırım sermayesi desteği gibi devlet teşvikleri sayesinde küresel markalar yaratmamız mümkün olabilir.
AR-GE yatırımları sektörünüzde size nasıl bir katkı sağlıyor?
Pazarda ürün bazında farklılaşmanın ve müşterilerin ihtiyaçlarını öngörerek bu ihtiyaçları cevaplayan ürünler geliştirmenin yolu AR-GE'den geçiyor. Akademi-sanayi işbirliğindeki öncü rolümüz ve sürdürülebilir AR-GE yaklaşımımız sayesinde, akademik çalışmalardan ve bilimsel araştırmalardan beslenen ve aynı zamanda tüketicilerin günlük hayatını kolaylaştıran teknolojiler geliştiriyoruz.
Diğer yandan gerçekleştirdiğimiz AR-GE projeleri işbirliği olasılıklarını artırıyor ve yeni sektörlere girme şansı elde ediyoruz.
Geçtiğimiz dönemde hayata geçirdiğimiz projeler sayesinde daha önce yer almadığımız eğitim, otomotiv ve donanım gibi alanlarda da faaliyet göstermeye başladık. Bugün Türkiye ses teknolojileri pazarının liderliğini elimizde bulundurmamızda da AR-GE faaliyetlerimizin büyük payı var.
İhracatta hangi ülkelere odaklanıyorsunuz? 2019 yılında ihracatta büyüme hedefiniz nedir?
Teknolojilerimiz 16 ülkede 300'ü aşkın global marka tarafından kullanılıyor. Bugüne kadar halen 7'si devam eden toplam 24 TÜBİTAK teşvikli projeyi hayata geçirdik. Ayrıca 6'sı ABD'de olmak üzere 11 adet patentimiz tescillenmiş durumda. Son yıllarda ihracat faaliyetlerimize ağırlık vermiş durumdayız.
Başta Ortadoğu olmak üzere, Kuzey Afrika, Avrupa, Rusya gibi bölgelerde çeşitli projeleri hayata geçirdik. Çoklu dil desteği sayesinde İngilizce, Arapça, Rusça, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Flamanca, Hintçe ve Urduca gibi farklı dilleri destekleyen çözümlerimizle yurt dışı pazarında rekabet avantajı elde ediyoruz. 2018 yılında konsolide ciromuzun yüzde 25'ıni ihracat gelirleri oluşturdu. Bu yıl sonu itibarıyla bu oranın yüzde 40' geçmesini hedefliyoruz.
Cirosal anlamda büyüme hedefleriniz neler?
2018 yılını 25 milyon TL ciro ile kapattık. 70'i AR-GE personeli olan 90 kişilik ekibimizle İstanbul, Ankara ve Dubai ofislerimizde faaliyet gösteriyoruz. 2019 yılında da AR-GE faaliyetlerimizi hız kesmeden sürdürüyoruz. Mevcut ürünlerimizi iyileştirecek geliştirme çalışmalarının yanı sıra, yeni ürünler üzerine çalışıyoruz. Bu yıl da Türkiye'deki pazar liderliğimizi sürdürerek, yurt dışındaki faaliyetlerimize hız kazandırmayı planlıyoruz. 2019 yıl sonu itibarı ile 40 milyon TL üzerinde bir ciroya ulaşmayı hedefliyoruz.
Yapacağınız yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz?
Sestek olarak gelirlerimizin yüzde 40'ını mevcut ürünlerimizi zenginleştirmek ve yeni teknolojileri geliştirmek için kullanıyoruz. Örnek vermek gerekirse, 2019 içerisinde, kurumların müşterilerine daha hızlı geri dönüş yaparak müşteri deneyimini iyileştirmelerini sağlayan bir yapay zeka teknolojisi geliştirdik.
Bu teknoloji sayesinde kurumlar, mevcut yöntemlerle manuel olarak kategorize ettikleri veri yığınlarını artık yapay zeka desteği ile otomatik olarak sınıflandırma olanağı elde ediyor. Kurumların daha verimli ve müşteri odaklı çalışmasını sağlayacak yapay zeka destekli teknolojileri geliştirmeye odaklanıyoruz.
