Vadistanbul ile gayrimenkul geliştirme işine de giren Invest Grup, 2018’de 1.2 milyar TL ciro hedefliyor. Şirket, gayrimenkulde Ayazağa, Başakşehir, Küçükçekmece ve Zeytinburnu’nda önemli yatırımlar planlıyor.
SİBEL ATİK
[email protected]
Invest Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Uçar, sanayide 60 milyon TL’lik, gayrimenkulde ise 1,5 milyar TL’lik yatırıma hazırlandıklarını söylüyor. Ağrılı Bahattin Uçar tarafından kurulan Invest Grup, tekstil sektörünün ardından gayrimenkulde yaptığı projelerle önemli bir büyüklüğe ulaştı.
İplik sektöründe önemli ihracatçı şirketlerden biri olan İstanbul İplik’in yanı sıra 2010 yılından itibaren gayrimenkul geliştirme ve müteahhitlik işlerine de giren Invest Grup’un yönetim kurulu başkanı Bahattin Uçar, sanayi ve gay-rimenkulle birlikte 2018 yılında 1,2 milyar TL ciro hedeflediklerini kaydediyor.
Uçar, önümüzdeki iki yıl içinde sanayide 60 milyon TL’lik, gayrimenkulde ise 1,5 milyar TL yatırıma hazırlanan grubun yeni dönem planlarını Ekonomist’e anlattı.
Cendere’deki Vadistanbul projesiyle adını duyduğumuz Invest Grup’tan söz eder misiniz? Grup hangi sektörlerde faal?
Ailemizin otomotiv, tekstil, inşaat ve gıda alanlarında şirketleri vardı. Fakat biz kardeşler olarak 1990’larda aile çatısı altındaki işlerimizi ayırma kararı aldık ve ben tekstil alanında olmaya karar verdim. 1992’de tekstil sektöründe örme kumaş ve pamuk ipliği alanında üretimi yapmaya başladım. Tekstilde Amerika’da kendi koleksiyonlarımızı sattığımız bir noktaya geldim. Fakat iplikte uzmanlaşmak istedim ve yatırımlarımı bu alana kaydırdım. Düzce’de yer alan İstanbul İplik fabrikamızla sanayicilikte önemli adımlar attım. Tekstildeki kumaş ve diğer işlerimi ise 2010 yılında tasfiye ettim ve gayrimenkulde yatırımlar yapmak üzere çalışmalara başladım. Zaten eğitimim bu alanda olduğu için inşaat sektöründe Vadistanbul projesiyle yerimizi aldık.
İplik alanında en büyük ihracatçı şirketlerden birini yönetiyorsunuz. Burada yeni bir yatırım gündemi var mı?
Biz sanayide katma değeri yüksek ürünler üretiyoruz. Kilogram ortalamamız yüzde 35 daha pahalı. Türkiye geneli kilogram başına ihracat geliri 1 dolar civarında iken, bizimki 5,5 dolara yaklaştı. Dört kat fazla fiyatla ürünlerimizi satıyoruz. Bu rakamı önümüzdeki iki yıl içinde 6-7 dolar seviyelerine taşıyacağız.
Nasıl olacak bu?
Şu artık bizim için net, seri üretimden ziyade katma değerli ürünler üretmemiz gerekiyor. Çünkü seri üretimde Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkeleri yakalamak zor. Bizim enerji maliyetlerimiz yüksek. Bizde işçi maliyetinin 600 dolar, Çin’de 200 dolar olduğu düşünülürse seri üretimde başarı zor. Fakat dediğim gibi katma değerli ürünler yönelerek başarı yakalanabilir. Biz bunu yapabileceğimizi düşünüyoruz. Hedeflediğimiz ihracat gelirine de devreye alacağımız yeni yatırımla ulaşacağız.
Bu yatırım nerede olacak?
Şu an halihazırda Düzce’de 18 bin metrekarelik alanda üretim yapıyoruz. Bu fabrikanın yanında yaklaşık 20 bin metrekarelik bir alanda iki yılda toplam 60 milyon TL’lik yatırımımız olacak. Şu anda 250 çalışanımız var. İki yıl içinde bu sayı iki katına çıkacak.
Bu yatırımın üretim ve ciroya katkısı ne olacak?
85 milyon TL olan ciromuz bu yatırımla 200 milyon TL’ye çıkacak. Burada yapacağımız yenilikle artık hiç düz iplik üretmeyeceğiz. Bizimki özellikli iplikler olacak. Düzensiz, patenti bize ait iplikler üretiyoruz. Buna daha da ağırlık vereceğiz. Bu noktada kapasite doldurma sıkıntısı da yok. Çünkü 1992’den bu yana 25 yıldır birlikte çalıştığımız markalar, mümessiller var.
Grubun gelirlerinde nasıl bir dağılım söz konusu?
10 yıl öncesine kadar sanayinin payı yüzde 90’larda iken bugün yüzde 20’lerin altına geriledi. Gayrimenkulde hacim çok daha yüksek olduğu için böyle bir yapı var. Neticede sanayide kapasitenizin üzerinde iş yapma imkanı yok, karlılık oranları belli. Ama gayrimenkulde şartlar müsait olduğunda her bir parselde konut üretip satabilirsiniz. Dolayısıyla yaklaşık 1 milyar TL cirolu grubumuzun en önemli gelir kaynağı gayrimenkul.
Gayrimenkulde nasıl bir portföyünüz var?
Ortak girişimlerimizle şantiyelerimizde 3 bin 500 kişi çalışıyor. Burada portföyümüz 2,3 milyar dolar. Bu alandaki ciromuz ise 900 milyon TL civarında. Önümüzdeki yıl ciro hedefimiz sadece gayrimenkulde 1 milyar TL’yi aşmak. İplik de buna eklendiğinde 1,2 milyar TL ciro hedefiyle çalışıyoruz. Gayrimenkulde Artaş ve Evyap ortak girişimi olarak Ayazağa’da yer alan Vadistanbul projemizin yanı sıra yine Ayazağa, Zeytinburnu, Küçük-çekmece ve Başakşehir bölgelerinde yeni projeler yapmaya devam edeceğiz. Bu projelerden 242 konutun yanı sıra iki ofis bloğumuzun olduğu Vadi-koru 200 milyon TL yatırımla hayata geçecek. 273 home ofis ve 11 cadde dükkan-mağazadan oluşan Express 24, Basın Ekspres yolu üstünde yer alıyor. İnşaatı devam eden üçüncü projemiz olan Göl Plus ise Küçükçekmece’de 250 konut olarak inşa ediliyor ve 100 milyon TL bütçeli. 640 konut ve 40 ticari ünitenin olduğu Veliefendi projemiz 300 milyon TL, Başakşehir’de yapılacak olan bin 600 konutlu Başakport ise 550 milyon TL yatırımla yapılacak. Toplamda bu projelere iki yıl içinde 1,5 milyar TL’nin üzerinde yatırım yapacağız.
Gayrimenkul sektöründe satış sıkıntısının olduğu düşünülürse, finansmanı nasıl sağlıyorsunuz?
Biz işlerimizde yüzde 65 öz kaynak, yüzde 25 satışlar, gerisinde de kredi imkanlarıyla ilerliyoruz. Buradaki öz sermaye varlığımızın önemli bir kısmı arazi varlığımız. Arsa sahipliğimiz nedeniyle yatırımın önemli bir kısmını halletmiş oluyoruz. Arsa ortağı olarak, satış gelirlerini direkt şirket bünyesine alıyoruz.
Arazi stoğunuz ne kadar?
Daha ziyade Sarıyer’den Göktürk’e uzanan bir bölgede yer alıyoruz. Cendere Vadisi’nde yer alan ve bölgeyi en yakından tanıyan grubuz. Yaptığımız projelerde bu avantajı yaşıyoruz. Bölgedeki varlığımız 65 dönüme yakın. Invest olarak Ayazağa’nın dönüşüm mimarlarından biri olarak yer alıyoruz. Bu bölgeyi iyi biliyoruz. Zemini, talebi, müşteri kitlesini iyi biliyoruz. Bu nedenle yatırımları bu 2 kilometrelik aksa yaptık. Genelde yaptığımız etapları düşünürken birbirinin kopyası olmasın ve sonraki etap bir öncekini tamamlasın hedefindeyiz. Vadikoru’da da mantığımız buydu.
Cendere Vadisi’nin yer aldığı Ayazağa için ormanın betona kurban verildiği eleştirilerine ne diyorsunuz?
Bizim elimizde 1946’nın hava fotoğrafları var. Bunlar İBB’nin elinde de var. 1946’dan bugüne kadar baktığınızda bizim yaptığımız buraya renk katmak oldu. 1946’da buralar sanayi bölgesiydi. Şu anda Vadistanbul’un yapıldığı bölümden itibaren bakın ilave edilen ağaçlar ve yeşil alanlar var ama kesilmiş veya törpülenmiş en ufak bir yer yok. Neticede orada 424 bin metrekarelik Evyap’ın ve diğer arsa hissedarlarının arsasını yapıyoruz. Proje geliştirdiğimiz yer 250 bin metrekare. Yani biz 200 bin metrekareyi kamuya bilabedel parklar, yeşil alanlar için terk ettik. 70 yıl öncesinin fotoğraflarına bakıldığında aslında çarpık yapılaşmanın olduğu bir alan burası. Bugün eğitim, bilişim, konut ve ticaret alanlarının olduğu, yüzde 50’sinin de kamuya terk edildiği bir alan olarak dönüşüyor. Dolayısıyla bence bölgeye değer kattık. Bu arazide ormanla komşuyuz ve ormana hiçbir tecavüzümüz yok.
SİBEL ATİK
[email protected]
Invest Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Uçar, sanayide 60 milyon TL’lik, gayrimenkulde ise 1,5 milyar TL’lik yatırıma hazırlandıklarını söylüyor. Ağrılı Bahattin Uçar tarafından kurulan Invest Grup, tekstil sektörünün ardından gayrimenkulde yaptığı projelerle önemli bir büyüklüğe ulaştı.
İplik sektöründe önemli ihracatçı şirketlerden biri olan İstanbul İplik’in yanı sıra 2010 yılından itibaren gayrimenkul geliştirme ve müteahhitlik işlerine de giren Invest Grup’un yönetim kurulu başkanı Bahattin Uçar, sanayi ve gay-rimenkulle birlikte 2018 yılında 1,2 milyar TL ciro hedeflediklerini kaydediyor.
Uçar, önümüzdeki iki yıl içinde sanayide 60 milyon TL’lik, gayrimenkulde ise 1,5 milyar TL yatırıma hazırlanan grubun yeni dönem planlarını Ekonomist’e anlattı.
Cendere’deki Vadistanbul projesiyle adını duyduğumuz Invest Grup’tan söz eder misiniz? Grup hangi sektörlerde faal?
Ailemizin otomotiv, tekstil, inşaat ve gıda alanlarında şirketleri vardı. Fakat biz kardeşler olarak 1990’larda aile çatısı altındaki işlerimizi ayırma kararı aldık ve ben tekstil alanında olmaya karar verdim. 1992’de tekstil sektöründe örme kumaş ve pamuk ipliği alanında üretimi yapmaya başladım. Tekstilde Amerika’da kendi koleksiyonlarımızı sattığımız bir noktaya geldim. Fakat iplikte uzmanlaşmak istedim ve yatırımlarımı bu alana kaydırdım. Düzce’de yer alan İstanbul İplik fabrikamızla sanayicilikte önemli adımlar attım. Tekstildeki kumaş ve diğer işlerimi ise 2010 yılında tasfiye ettim ve gayrimenkulde yatırımlar yapmak üzere çalışmalara başladım. Zaten eğitimim bu alanda olduğu için inşaat sektöründe Vadistanbul projesiyle yerimizi aldık.
İplik alanında en büyük ihracatçı şirketlerden birini yönetiyorsunuz. Burada yeni bir yatırım gündemi var mı?
Biz sanayide katma değeri yüksek ürünler üretiyoruz. Kilogram ortalamamız yüzde 35 daha pahalı. Türkiye geneli kilogram başına ihracat geliri 1 dolar civarında iken, bizimki 5,5 dolara yaklaştı. Dört kat fazla fiyatla ürünlerimizi satıyoruz. Bu rakamı önümüzdeki iki yıl içinde 6-7 dolar seviyelerine taşıyacağız.
Nasıl olacak bu?
Şu artık bizim için net, seri üretimden ziyade katma değerli ürünler üretmemiz gerekiyor. Çünkü seri üretimde Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkeleri yakalamak zor. Bizim enerji maliyetlerimiz yüksek. Bizde işçi maliyetinin 600 dolar, Çin’de 200 dolar olduğu düşünülürse seri üretimde başarı zor. Fakat dediğim gibi katma değerli ürünler yönelerek başarı yakalanabilir. Biz bunu yapabileceğimizi düşünüyoruz. Hedeflediğimiz ihracat gelirine de devreye alacağımız yeni yatırımla ulaşacağız.
Bu yatırım nerede olacak?
Şu an halihazırda Düzce’de 18 bin metrekarelik alanda üretim yapıyoruz. Bu fabrikanın yanında yaklaşık 20 bin metrekarelik bir alanda iki yılda toplam 60 milyon TL’lik yatırımımız olacak. Şu anda 250 çalışanımız var. İki yıl içinde bu sayı iki katına çıkacak.
Bu yatırımın üretim ve ciroya katkısı ne olacak?
85 milyon TL olan ciromuz bu yatırımla 200 milyon TL’ye çıkacak. Burada yapacağımız yenilikle artık hiç düz iplik üretmeyeceğiz. Bizimki özellikli iplikler olacak. Düzensiz, patenti bize ait iplikler üretiyoruz. Buna daha da ağırlık vereceğiz. Bu noktada kapasite doldurma sıkıntısı da yok. Çünkü 1992’den bu yana 25 yıldır birlikte çalıştığımız markalar, mümessiller var.
Grubun gelirlerinde nasıl bir dağılım söz konusu?
10 yıl öncesine kadar sanayinin payı yüzde 90’larda iken bugün yüzde 20’lerin altına geriledi. Gayrimenkulde hacim çok daha yüksek olduğu için böyle bir yapı var. Neticede sanayide kapasitenizin üzerinde iş yapma imkanı yok, karlılık oranları belli. Ama gayrimenkulde şartlar müsait olduğunda her bir parselde konut üretip satabilirsiniz. Dolayısıyla yaklaşık 1 milyar TL cirolu grubumuzun en önemli gelir kaynağı gayrimenkul.
Gayrimenkulde nasıl bir portföyünüz var?
Ortak girişimlerimizle şantiyelerimizde 3 bin 500 kişi çalışıyor. Burada portföyümüz 2,3 milyar dolar. Bu alandaki ciromuz ise 900 milyon TL civarında. Önümüzdeki yıl ciro hedefimiz sadece gayrimenkulde 1 milyar TL’yi aşmak. İplik de buna eklendiğinde 1,2 milyar TL ciro hedefiyle çalışıyoruz. Gayrimenkulde Artaş ve Evyap ortak girişimi olarak Ayazağa’da yer alan Vadistanbul projemizin yanı sıra yine Ayazağa, Zeytinburnu, Küçük-çekmece ve Başakşehir bölgelerinde yeni projeler yapmaya devam edeceğiz. Bu projelerden 242 konutun yanı sıra iki ofis bloğumuzun olduğu Vadi-koru 200 milyon TL yatırımla hayata geçecek. 273 home ofis ve 11 cadde dükkan-mağazadan oluşan Express 24, Basın Ekspres yolu üstünde yer alıyor. İnşaatı devam eden üçüncü projemiz olan Göl Plus ise Küçükçekmece’de 250 konut olarak inşa ediliyor ve 100 milyon TL bütçeli. 640 konut ve 40 ticari ünitenin olduğu Veliefendi projemiz 300 milyon TL, Başakşehir’de yapılacak olan bin 600 konutlu Başakport ise 550 milyon TL yatırımla yapılacak. Toplamda bu projelere iki yıl içinde 1,5 milyar TL’nin üzerinde yatırım yapacağız.
Gayrimenkul sektöründe satış sıkıntısının olduğu düşünülürse, finansmanı nasıl sağlıyorsunuz?
Biz işlerimizde yüzde 65 öz kaynak, yüzde 25 satışlar, gerisinde de kredi imkanlarıyla ilerliyoruz. Buradaki öz sermaye varlığımızın önemli bir kısmı arazi varlığımız. Arsa sahipliğimiz nedeniyle yatırımın önemli bir kısmını halletmiş oluyoruz. Arsa ortağı olarak, satış gelirlerini direkt şirket bünyesine alıyoruz.
Arazi stoğunuz ne kadar?
Daha ziyade Sarıyer’den Göktürk’e uzanan bir bölgede yer alıyoruz. Cendere Vadisi’nde yer alan ve bölgeyi en yakından tanıyan grubuz. Yaptığımız projelerde bu avantajı yaşıyoruz. Bölgedeki varlığımız 65 dönüme yakın. Invest olarak Ayazağa’nın dönüşüm mimarlarından biri olarak yer alıyoruz. Bu bölgeyi iyi biliyoruz. Zemini, talebi, müşteri kitlesini iyi biliyoruz. Bu nedenle yatırımları bu 2 kilometrelik aksa yaptık. Genelde yaptığımız etapları düşünürken birbirinin kopyası olmasın ve sonraki etap bir öncekini tamamlasın hedefindeyiz. Vadikoru’da da mantığımız buydu.
Cendere Vadisi’nin yer aldığı Ayazağa için ormanın betona kurban verildiği eleştirilerine ne diyorsunuz?
Bizim elimizde 1946’nın hava fotoğrafları var. Bunlar İBB’nin elinde de var. 1946’dan bugüne kadar baktığınızda bizim yaptığımız buraya renk katmak oldu. 1946’da buralar sanayi bölgesiydi. Şu anda Vadistanbul’un yapıldığı bölümden itibaren bakın ilave edilen ağaçlar ve yeşil alanlar var ama kesilmiş veya törpülenmiş en ufak bir yer yok. Neticede orada 424 bin metrekarelik Evyap’ın ve diğer arsa hissedarlarının arsasını yapıyoruz. Proje geliştirdiğimiz yer 250 bin metrekare. Yani biz 200 bin metrekareyi kamuya bilabedel parklar, yeşil alanlar için terk ettik. 70 yıl öncesinin fotoğraflarına bakıldığında aslında çarpık yapılaşmanın olduğu bir alan burası. Bugün eğitim, bilişim, konut ve ticaret alanlarının olduğu, yüzde 50’sinin de kamuya terk edildiği bir alan olarak dönüşüyor. Dolayısıyla bence bölgeye değer kattık. Bu arazide ormanla komşuyuz ve ormana hiçbir tecavüzümüz yok.