2011’de bin tona kadar düşen ABD’ye çimento ve klinker ihracatı, geçen yıl 1,7 milyon tonu aşarak rekor kırdı. 2017’nin ilk yedi ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artışla yükseliş trendini sürdüren ABD pazarı, böylelikle Suriye’yi geçerek liderliğe oturdu.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Türk çimentocular özellikle katma değerli ‘beyaz çimento’ ile ABD’nin çimento ihtiyacının yüzde 7,5’ini karşılar hale geldi. Türkiye çimento sektörü, 54 çimento fabrikası ve 18 öğütme fabrikasıyla üretim yapıyor. 100 milyon tonluk üretim kapasitesiyle toplam büyüklüğü 3 milyar dolara ulaşan sektörün yıllık ihracatı ise 500 milyon dolar civarında.
İhracatta Suriye, ABD ve İsrail öne çıkıyor. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) verilerine göre, geçen yıl 1,1 milyon tonluk ihracat yapılan Suriye’nin hemen arkasından 1 milyon tonluk ihracatla ABD geliyor. Klinker de eklendiğinde toplam ihracat geçen yıl 1,7 milyon tonu geçti.
Son 10 yıla bakıldığında, ABD’ye çimento ve klinker ihracatı yüzde 1.127 artmış durumda. Ancak ABD ekonomisinin krize girdiği 2008 yılı sonrasında ihracatta çok keskin bir düşüş göze çarpıyor. 2008’de 118 bin ton olan ihracat 2011’de bin tona kadar düştü.
Yani 2011’de neredeyse sıfırlanan ABD’ye çimento ihracatı, son beş yılda büyük bir hızla bin tondan 1 milyon tona çıktı. Bunda ABD ekonomisindeki toparlanmayla birlikte artan ithalat talebi ve çimento ve klinker dışında daha katma değerli bir ürün olan beyaz çimento ihracının başlaması etkili oldu. Son dönemde ise Donald Trump’ın daha fazla yatırım vaadiyle ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte ABD’deki çimento talebinin yukarılara tırmandığı ve bunun da ihracatımızı olumlu etkilediği belirtiliyor.
BEYAZ ÇİMENTO FARKI
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği verilerine göre, ABD’nin 2016 yılı toplam çimento ithalatı 13.5 milyon ton olarak gerçekleşti. Dolayısıyla geçen yıl Türk çimentocular, ABD’nin ihtiyacının yüzde 7,5’ini tek başına karşıladı. ABD’nin çimento ithalatının bu yılın tamamında ise 14.5 milyon tona çıkması bekleniyor. Türk çimento sektörü ise bu alandaki payını yüzde 10 seviyelerine yükseltmeyi hedefliyor.
İşte bu noktada katma değerli bir ürün olan beyaz çimento üretiminin yarattığı fark dikkat çekiyor. Beyaz çimento, su ile karıştırıldığında sertleşen ve bu sertleşme sonucunda dayanıklılığı artan bir ürün. Son dönemde gelişmiş ülkelerde ulaşım ve konut inşaatlarında daha çok kullanılıyor.
Türkiye’nin 2017 yılı Ocak-Temmuz döneminde ABD’ye olan çimento ihracatı 1 milyon 57 bin ton oldu ve toplamda 45,3 milyon dolarlık gelir elde edildi. ABD pazarı ilk yedi aydaki performansıyla Suriye ve İsrail’i geçerek çimento ihracatında zirveye oturdu. Bu 45,3 milyon dolarlık ihracat gelirinin 8,5 milyon dolarını beyaz çimento oluşturdu.
Böylelikle miktar bazında ABD’ye ihracatın yüzde 7,5’ini oluşturan beyaz çimento ihracatı, değer bazında ise ihracatın yaklaşık yüzde 20’sini karşıladı. Bu dönemde ton başına beyaz çimento ihracatı 91 dolar olurken, normal çimento ihracatı ise 40-45 dolar seviyesinde gerçekleşti. Yani beyaz çimento değer bazında normal çimentonun iki katına satıldı.
İHRACATA YÜKLENMEK ŞART
Çimento sektörünün 2016’da yüzde 5 büyüdüğünü, 2017 büyüme hedefinin ise yüzde 3-4 civarında olduğunu dile getiren TÇMB Başkanı Şefik Tüzün, ABD pazarındaki artışa rağmen çimento ihracatında sektörün son üç yıldır 11-12 milyon ton bandında takılı kaldığına işaret ediyor. Bunun en önemli nedeni, birkaç yıl öncesine kadar çimentoda Türkiye’nin en iyi pazarlarından olan Rusya, Iran ve bazı Afrika ülkelerinin kendi fabrikalarını kurarak ithalata büyük oranda son vermeleri.
Türkiye’nin iç tüketiminin ise yıllık 68 milyon ton olduğuna işaret eden Tüzün, şunları söylüyor: “Yani toplamda 80 milyon tonluk bir tüketime hizmet ediyoruz. Oysa üretim kapasitemiz 100 milyon tona ulaştı. 20 milyon tonluk kapasite fazlamız var. 2019 sonuna kadar kapasite fazlası 35 milyon tona çıkacak. Bu yüzden ihracata daha fazla yüklenmek zorundayız. ABD bu açıdan bizim için çok önemli bir fırsat.”
Şefik Tüzün, çimentonun ancak yakın coğrafyalara satılabilecek bir ürün olduğuna dair algının son yıllardaki ihracat ataklarıyla yıkıldığını da kaydediyor. Tüzün, “1990’lı yılların sonlarında çimento ihracatının hinterlandı Türkiye sınırlarından çıktıktan sonra ortalama 100 kilometreydi. Bugün ise okyanus aşıp en büyük ihracatımızı ABD’ye yapıyoruz” diyor.
ÇİMSA, ABD'DE SATIN ALMA PEŞİNDE
ABD'deki fırsatları iyi takip eden Türk çimento şirketleri de bu yeni döneme sıkı hazırlanıyor. Türkiye'nin çimento üretiminde ilk sıralarda yer alan Sabancı Holding'e bağlı Çimsa, bu şirketlerden biri.
ABD'ye çimento ihracatında öne çıkan beyaz çimento alanında dünyanın ilk üç markasından biri olan Çimsa, geçen yıl toplam 6 milyon tonluk üretime imza atarken, toplam ihracatını da 110 milyon dolara taşıdı.
Çimsa böylelikle tek başına Türkiye'nin genel çimento ihracatının yüzde 20'den fazlasını gerçekleştirmiş oldu. Bugün itibariyle 65'ten fazla ülkeye ihracat yaptıklarını anlatan Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, "ABD tarafından altyapı yatırımlarına ağırlık verileceğine ve ciddi bir kaynak aktarılacağına dair açıklamaların yapılmasıyla beraber, ABD çimento üreticileri açısından cazip bir pazar haline geldi" diyor.
ABD pazarına yeni dönemde daha fazla eğileceklerini vurgulayan Özhatay, ABD'de bu alanda bir satın alma ya da doğrudan yatırım yapabileceklerini de söylüyor. Özhatay, "ABD pazarında satın alma, sıfırdan yatırım ve stratejik ortaklık gibi tüm fırsatları değerlendiriyor, bu konudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz"diye konuşuyor.
NAVLUN MALİYETİ DÜŞTÜ
Peki, ihracatçılar çimento gibi ton başına fiyatı düşük bir ürünü dünyanın diğer ucuna nasıl kârlı bir şekilde satabiliyor? Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kerim Erben, bu soruya “ABD’ye giden gemiler dönüşte katma değeri yüksek ürünler taşıyabildiği için, bizim navlun maliyetlerimiz çok düştü” yanıtını veriyor.
Bu sayede çimento ihracatındaki ‘mesafe uzaksa satamayız’ algısının değiştiğini anlatan Erben, “Gönderilen sevkiyatın büyüklüğü ve ürün çeşidi de maliyetlerde belirleyici. Örneğin şu anda New York’a 25-30 bin ton çimento sevkiyatının ton başına navlun maliyeti 20-21 dolar. Bu dönemde çoğu zaman yanı başımızdaki ülkelere bile daha pahalıya mal gönderiyoruz” diye konuşuyor.
Kerim Erben, ABD limanlarının büyük tonajlı sevkiyatlar ve dökme çimento gibi özel ürünlerin aktarılmasına uygun olmasının da bu ülkeye ihracatı cazip kıldığını ifade ediyor.
Türk ihracatçıların ABD’de en çok çimento sattıkları bölge, New York’u da içine alan doğu sahili. Bunun nedeni ise ABD’de yatırımların ülkenin doğusunda daha hızlı artması. Ayrıca ülkenin batı tarafındaki çimento tedariğinde Çin, Hindistan ve Tayvan’ın büyük ağırlığı var.
Kerim Erben, Türk çimento sektörü için ABD’nin büyük imkanlar sunduğuna vurgu yapıyor. Erben, bu konuda şunları söylüyor: “ABD, 2008 krizi öncesinde yıllık 32 milyon ton ile çimento ithalatında dünya birincisiy-di. Bugün ise yılda ortalama 10-12 milyon tonluk alım yapıyor. Bu rakam her geçen gün artıyor. ABD ekonomisi canlandıkça, çimento ihtiyacında patlama yaşanıyor. Dolayısıyla bu pazarda gidecek daha çok yolumuz var.”
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Türk çimentocular özellikle katma değerli ‘beyaz çimento’ ile ABD’nin çimento ihtiyacının yüzde 7,5’ini karşılar hale geldi. Türkiye çimento sektörü, 54 çimento fabrikası ve 18 öğütme fabrikasıyla üretim yapıyor. 100 milyon tonluk üretim kapasitesiyle toplam büyüklüğü 3 milyar dolara ulaşan sektörün yıllık ihracatı ise 500 milyon dolar civarında.
İhracatta Suriye, ABD ve İsrail öne çıkıyor. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) verilerine göre, geçen yıl 1,1 milyon tonluk ihracat yapılan Suriye’nin hemen arkasından 1 milyon tonluk ihracatla ABD geliyor. Klinker de eklendiğinde toplam ihracat geçen yıl 1,7 milyon tonu geçti.
Son 10 yıla bakıldığında, ABD’ye çimento ve klinker ihracatı yüzde 1.127 artmış durumda. Ancak ABD ekonomisinin krize girdiği 2008 yılı sonrasında ihracatta çok keskin bir düşüş göze çarpıyor. 2008’de 118 bin ton olan ihracat 2011’de bin tona kadar düştü.
Yani 2011’de neredeyse sıfırlanan ABD’ye çimento ihracatı, son beş yılda büyük bir hızla bin tondan 1 milyon tona çıktı. Bunda ABD ekonomisindeki toparlanmayla birlikte artan ithalat talebi ve çimento ve klinker dışında daha katma değerli bir ürün olan beyaz çimento ihracının başlaması etkili oldu. Son dönemde ise Donald Trump’ın daha fazla yatırım vaadiyle ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte ABD’deki çimento talebinin yukarılara tırmandığı ve bunun da ihracatımızı olumlu etkilediği belirtiliyor.
BEYAZ ÇİMENTO FARKI
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği verilerine göre, ABD’nin 2016 yılı toplam çimento ithalatı 13.5 milyon ton olarak gerçekleşti. Dolayısıyla geçen yıl Türk çimentocular, ABD’nin ihtiyacının yüzde 7,5’ini tek başına karşıladı. ABD’nin çimento ithalatının bu yılın tamamında ise 14.5 milyon tona çıkması bekleniyor. Türk çimento sektörü ise bu alandaki payını yüzde 10 seviyelerine yükseltmeyi hedefliyor.
İşte bu noktada katma değerli bir ürün olan beyaz çimento üretiminin yarattığı fark dikkat çekiyor. Beyaz çimento, su ile karıştırıldığında sertleşen ve bu sertleşme sonucunda dayanıklılığı artan bir ürün. Son dönemde gelişmiş ülkelerde ulaşım ve konut inşaatlarında daha çok kullanılıyor.
Türkiye’nin 2017 yılı Ocak-Temmuz döneminde ABD’ye olan çimento ihracatı 1 milyon 57 bin ton oldu ve toplamda 45,3 milyon dolarlık gelir elde edildi. ABD pazarı ilk yedi aydaki performansıyla Suriye ve İsrail’i geçerek çimento ihracatında zirveye oturdu. Bu 45,3 milyon dolarlık ihracat gelirinin 8,5 milyon dolarını beyaz çimento oluşturdu.
Böylelikle miktar bazında ABD’ye ihracatın yüzde 7,5’ini oluşturan beyaz çimento ihracatı, değer bazında ise ihracatın yaklaşık yüzde 20’sini karşıladı. Bu dönemde ton başına beyaz çimento ihracatı 91 dolar olurken, normal çimento ihracatı ise 40-45 dolar seviyesinde gerçekleşti. Yani beyaz çimento değer bazında normal çimentonun iki katına satıldı.
İHRACATA YÜKLENMEK ŞART
Çimento sektörünün 2016’da yüzde 5 büyüdüğünü, 2017 büyüme hedefinin ise yüzde 3-4 civarında olduğunu dile getiren TÇMB Başkanı Şefik Tüzün, ABD pazarındaki artışa rağmen çimento ihracatında sektörün son üç yıldır 11-12 milyon ton bandında takılı kaldığına işaret ediyor. Bunun en önemli nedeni, birkaç yıl öncesine kadar çimentoda Türkiye’nin en iyi pazarlarından olan Rusya, Iran ve bazı Afrika ülkelerinin kendi fabrikalarını kurarak ithalata büyük oranda son vermeleri.
Türkiye’nin iç tüketiminin ise yıllık 68 milyon ton olduğuna işaret eden Tüzün, şunları söylüyor: “Yani toplamda 80 milyon tonluk bir tüketime hizmet ediyoruz. Oysa üretim kapasitemiz 100 milyon tona ulaştı. 20 milyon tonluk kapasite fazlamız var. 2019 sonuna kadar kapasite fazlası 35 milyon tona çıkacak. Bu yüzden ihracata daha fazla yüklenmek zorundayız. ABD bu açıdan bizim için çok önemli bir fırsat.”
Şefik Tüzün, çimentonun ancak yakın coğrafyalara satılabilecek bir ürün olduğuna dair algının son yıllardaki ihracat ataklarıyla yıkıldığını da kaydediyor. Tüzün, “1990’lı yılların sonlarında çimento ihracatının hinterlandı Türkiye sınırlarından çıktıktan sonra ortalama 100 kilometreydi. Bugün ise okyanus aşıp en büyük ihracatımızı ABD’ye yapıyoruz” diyor.
ÇİMSA, ABD'DE SATIN ALMA PEŞİNDE
ABD'deki fırsatları iyi takip eden Türk çimento şirketleri de bu yeni döneme sıkı hazırlanıyor. Türkiye'nin çimento üretiminde ilk sıralarda yer alan Sabancı Holding'e bağlı Çimsa, bu şirketlerden biri.
ABD'ye çimento ihracatında öne çıkan beyaz çimento alanında dünyanın ilk üç markasından biri olan Çimsa, geçen yıl toplam 6 milyon tonluk üretime imza atarken, toplam ihracatını da 110 milyon dolara taşıdı.
Çimsa böylelikle tek başına Türkiye'nin genel çimento ihracatının yüzde 20'den fazlasını gerçekleştirmiş oldu. Bugün itibariyle 65'ten fazla ülkeye ihracat yaptıklarını anlatan Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, "ABD tarafından altyapı yatırımlarına ağırlık verileceğine ve ciddi bir kaynak aktarılacağına dair açıklamaların yapılmasıyla beraber, ABD çimento üreticileri açısından cazip bir pazar haline geldi" diyor.
ABD pazarına yeni dönemde daha fazla eğileceklerini vurgulayan Özhatay, ABD'de bu alanda bir satın alma ya da doğrudan yatırım yapabileceklerini de söylüyor. Özhatay, "ABD pazarında satın alma, sıfırdan yatırım ve stratejik ortaklık gibi tüm fırsatları değerlendiriyor, bu konudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz"diye konuşuyor.
NAVLUN MALİYETİ DÜŞTÜ
Peki, ihracatçılar çimento gibi ton başına fiyatı düşük bir ürünü dünyanın diğer ucuna nasıl kârlı bir şekilde satabiliyor? Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kerim Erben, bu soruya “ABD’ye giden gemiler dönüşte katma değeri yüksek ürünler taşıyabildiği için, bizim navlun maliyetlerimiz çok düştü” yanıtını veriyor.
Bu sayede çimento ihracatındaki ‘mesafe uzaksa satamayız’ algısının değiştiğini anlatan Erben, “Gönderilen sevkiyatın büyüklüğü ve ürün çeşidi de maliyetlerde belirleyici. Örneğin şu anda New York’a 25-30 bin ton çimento sevkiyatının ton başına navlun maliyeti 20-21 dolar. Bu dönemde çoğu zaman yanı başımızdaki ülkelere bile daha pahalıya mal gönderiyoruz” diye konuşuyor.
Kerim Erben, ABD limanlarının büyük tonajlı sevkiyatlar ve dökme çimento gibi özel ürünlerin aktarılmasına uygun olmasının da bu ülkeye ihracatı cazip kıldığını ifade ediyor.
Türk ihracatçıların ABD’de en çok çimento sattıkları bölge, New York’u da içine alan doğu sahili. Bunun nedeni ise ABD’de yatırımların ülkenin doğusunda daha hızlı artması. Ayrıca ülkenin batı tarafındaki çimento tedariğinde Çin, Hindistan ve Tayvan’ın büyük ağırlığı var.
Kerim Erben, Türk çimento sektörü için ABD’nin büyük imkanlar sunduğuna vurgu yapıyor. Erben, bu konuda şunları söylüyor: “ABD, 2008 krizi öncesinde yıllık 32 milyon ton ile çimento ithalatında dünya birincisiy-di. Bugün ise yılda ortalama 10-12 milyon tonluk alım yapıyor. Bu rakam her geçen gün artıyor. ABD ekonomisi canlandıkça, çimento ihtiyacında patlama yaşanıyor. Dolayısıyla bu pazarda gidecek daha çok yolumuz var.”