DOLAR
37,93
-0,04%
DOLAR
EURO
41,02
0,20%
EURO
GRAM ALTIN
3815,83
0,44%
GRAM ALTIN
BIST 100
9593,98
-0,68%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Ceo Anketi: Ceo'lar çıkış yolu arıyor

Türkiye ekonomisinde bir dengelenme süreci yaşanıyor. Ancak bu sürecin ciddi şekilde sancılı olduğunu söylemek gerekiyor.

06 Ocak 2025 | 22:06
Ceo Anketi: Ceo'lar çıkış yolu arıyor

Yurtdışı jeopolitik ve ekonomik göstergeler de Türkiye’ye çok fazla yardımcı olmuyor. Bu nedenle dengelenme ve tekrar yükselişe geçiş sürecinin biraz daha uzun olacağından endişe ediliyor. Peki iş dünyası ne diyor? Çıkışı nerede arıyor? Ekonomist Almanak sayımızda CEO’larla yaptığımız 14 soruluk ankette, iş dünyasının beklentilerine ve çözüm önerilerine odaklandık.

Ekonomist Dergisi 22 Aralık-4 Ocak tarihli sayıdan

2025 yılında da şirketler içeride yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele konusunda attığı adımları yakından izleyecek. Başta enflasyonun seyrine bağlı olarak faizler ve kurun seviyesi hayati öneme sahip. Dışarıda ticaret savaşları, jeopolitik riskler, AB öncelikli olmak üzere ihracat pazarlarındaki büyüme eğilimleri yakından izlenecek. Çıkış ise yeni ihracat pazarlarında, teknolojiye dayalı üretimde ve verimliliğin artırılmasında aranacak. İşte anketimizden çıkan sonuçlar…

1- KORUMACI YAPILARIN SONUÇLARI OLACAK
Dünya ekonomisi, 20 Ocak’ta ikinci Trump dönemine hazırlanıyor. ABD Başkanlık seçimlerini bir dönem aradan sonra tekrar kazanan Trump’ın jeopolitik kararları ve Çin başta olmak üzere vereceği ticari kararlar, ‘ticaret savaşları’nı yeniden hızlandıracak gibi duruyor. CEO’larla yaptığımız ankette küresel ekonomiye yönelik beklentilerde Trump ile birlikte bu konulara dikkat çekiliyor. Oyların yüzde 64,6’sını oluşturan ilk üç şık bunu net şekilde gösteriyor. Söyleşisine yer verdiğimiz TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “Trump’ın ikinci dönemde yerli üretimi desteklemek için korumacılık önlemlerini artırması bekleniyor. Daha çok Çin’e yönelik olmakla birlikte bu tür önlemler, ihracatımız için olumsuz sonuçlar yaratma riski barındırıyor” diyor.

2- ENFLASYONLA MÜCADELE TEK TARAFLI OLMAZ
Dünya ticaret savaşları ve jeopolitik risklerin etkisinde yoluna devam ederken, Türkiye’nin içerde en önemli gündem maddesi enflasyon olmaya devam ediyor. Anketimizde de yaklaşık yüzde 40 oran ile bu konuya vurgu yapılıyor. Yine Suriye’de değişen paradigmalar, Ukrayna’daki savaş da iş insanlarının gündeminde önemli bir yere sahip. Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomi kurmayları yoğun bir mücadele içinde ancak işleri hiç de kolay değil. Bunun nedenini söyleşilerine yer verdiğimiz Prof. Dr. Hakan Kara ve Prof. Dr. Selva Demiralp özetle şöyle açıklıyor: “2025’te enflasyonun kontrol altına alınabilmesi için ekonomi ile ilgili kritik kurumların itibarını güçlendirecek yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Enflasyonun yapısal nedenlerini azaltacak reformlar maalesef yok.” Hocalarımızı dikkatle okumanızı öneririm.

3- HUKUK VE EĞİTİM VURGUSU
Geçen yıl yaptığımız anketle bu soruyu yine sormuştuk ve yine büyük oranda benzer yanıtı aldık. İş dünyası hukuk, eğitim ve teknolojiye dikkat çekmeye devam ediyor. Hukuk ve eğitime yapılan vurgu geçen yıla yakın şekilde yüzde 58,8 seviyesinde gerçekleşti. Konuyla ilgili olarak dergimizde söyleşisine yer verdiğimiz TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez çarpıcı bir değerlendirmede bulunuyor: “Anadolu iş dünyasının nabzını tutmak için yaptığımız düzenli anketler adalete olan güvensizliğin iş dünyasında derinleştiğini ortaya koyuyor. Adalete güven yoksa ekonomide kalıcı iyileşme sağlayamayız.”

4- ÖNCELİK DİJİTAL ALTYAPIYA KAYDI
Şirketlerin öncelikli hedefleri konulu sorumuzun yanıtlarında geçen yıla göre farklılık var. Geçen yıl bu soruya yüzde 30,8 payla küresel pazarlarda payı artırmak olarak yanıt veren CEO’lar, bu yıl küresel pazarlar şıkkını yüzde 21,9’la ikinci sıraya indirdi. Bu yıl iş dünyası önceliğini yüzde 28,1 payla ‘dijital altyapıyı geliştirmek’ olarak değiştirmiş görünüyor. Diğer dikkat çeken başlık ise şirketlerin finansal kredibilitesini artırmak şeklinde karşımıza çıkıyor. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “İhracatımızı artırmak için ucuz işgücü ve rekabetçi kur reçetesine tam olarak katılmıyoruz. 21. yüzyılın rekabet unsurları yeşil ve dijital dönüşüm. Rekabet gücümüzü ancak üretimimizi daha verimli olacak şekilde dönüştürerek, teknolojiye ve nitelikli insan kaynağına yatırım yaparak artırabiliriz” diyor.

5- BÜYÜMEDE YAVAŞLAMA İHTİMALİ ARTIYOR
Geçen yıl yapılan ankette 2024 için büyüme tahminleri yüzde 41,2 oranla yüzde 2-4 bandında çıkmıştı. 2025 için de büyüme tahminlerinde yüzde 2-4 arası en yüksek beklenti aralığı. Ancak iyimserliğin oranı biraz gerilemiş görünüyor. Türkiye ekonomisi, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 büyüdü. Ancak çeyreklik bazda bakıldığında üst üste iki dönem daralma gösterdi. Parasal sıkılaşma ve dış talepteki yavaşlamanın büyüme üzerindeki etkisini görmeye başladık. Prof. Dr. Selva Demiralp, “2025’te Türkiye’nin ekonomik büyümesinin yüzde 3’leri aşabileceğini öngörmüyorum” diyor.

6- ESNEK BÜTÇE YAPMAYAN KALMADI
Yukarıda ifade ettik. İş dünyasının önceliğinde yüksek enflasyon ve kontrollü kur önemli bir yere sahip. Jeopolitik durum ve artan ticaret savaşları riski gündemde ağırlığını artırıyor. İşte böyle bir ortam, şirketlerin yıllık bütçe yapmalarını zorlamaya devam ediyor. Pandemiden bu yana şirketler daha kısa vadede bütçe planlamaları yapmayı sürdürüyor. Geçen yıl, üç ayda bir bütçe revizyonu yapıyoruz, diyenlerin oranı yüzde 51,9 iken, bu yıl yüzde 59,4’e çıkmış durumda. Yıllık bütçe yapanların oranı ise yüzde 9,6’dan yüzde 6,2’ye geriledi.

7- ENFLASYON KRONİKLEŞEBİLİR
Enflasyon Türkiye’nin önündeki en önemli makro iktisadi sorun. Bu sorunun çözümü için ekonomi yönetimi büyük bir gayret içinde. Çünkü yüksek enflasyon, ekonomi üzerinde büyük bir yük ve gelir dağılımı eşitsizliğini daha da yukarı seviyelere doğru taşıyor. Prof. Dr. Selva Demiralp’in uyarısını bu anlamda çok önemli buluyoruz. Demiralp “Önümüzdeki üç-beş yıla yayılacak uzun bir ‘yüksek enflasyon dönemi’yle karşı karşıyayız” uyarısında bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de bir konferansta dinlediğimiz Nobel ödüllü Prof. Dr. Daron Acemolu da Türkiye’de çıkışın V değil U olabileceği uyarısında bulundu ve verimlilik ve teknoloji odaklı büyümeye vurgu yaptı. Sonuçta enflasyon ile mücadelede, siyasi sahipliğin güçlenmesi, kamu harcamaları ve kritik kurumların yasal itibarının güçlendirilmesi, kritik öneme sahip.

8- KONTROLLÜ KUR DEVAM EDECEK
Türkiye’nin en çok üzerinde konuştuğu konulardan biri de ‘kontrollü kur’ meselesi. Gittiğimiz her toplantıda özellikle konu ihracata, dünya ile rekabetçi fiyatlara geldiğinde, dolar/TL kuru masaya yatırılıyor. Enflasyonun altında kalın kur performansı, firmaları zorlamaya devam ediyor. Şirketlerden farklı ülkelerde yatırım planlarını daha fazla duymaya başladığımız bir dönemdeyiz. Geçen yıl yapılan ankette, 2024 için ortalama dolar kuru tahmininde 35-40 TL aralığı öne çıkmıştı ve bugün gelinen noktada beklentilerin altında bir kur ortalaması ile karşı karşıyayız. 2025 yılı için yapılan tahminlerde ise iş dünyasının daha temkinli olduğunu görüyoruz. 40,00-42,50 TL yüzde 28,1 ve 37,50-40,00 TL aralığı ise yüzde 18,8 pay almış durumda.

9- İSTİHDAM EN ÖNEMLİ KONU
Ülkenin son haftalarda gündemindeki önemli konulardan biri de asgari ücret. Bakın işçi temsilcileri bu konuda ne diyor?: Türkiye’nin 2025’e tarihinin en ciddi bölüşüm krizlerinden biri ile girdiğini söyleyen DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye asgari ücretliler ülkesi olmaktan kurtulmalı. Gelir ve vergide adalet sağlanmadan emeğin hak ettiği payı alması mümkün değil” diyor. Çerkezoğlu’nun söyleşisini haber sayfalarımızda detaylıca okumanızı öneririm. Tabi bu konunun diğer yönü de iş veren. İş veren için dolar bazında artan maliyetler, rekabet gücünü iyice zayıflatmış durumda. Böyle bir ortamda 2025 istihdam planını sorduğumuz iş dünyasının temsilcilerinin yüzde 53,1’i mevcudu koruyacağını, yüzde 6,2’si mevcudu azaltacağını söylüyor. Bu uyarı dikkate alınmalı.

10- YABANCI, EKONOMİDE İSTİKRARDAN YANA
Dünya genelinde Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişlerinde durgunluk Türkiye’ye de yansıyor. Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) verilerine göre 2024 yılının 10 ayında geçen yıla göre yüzde 1’lik bir düşüşle ülkemize 8,5 milyar dolarlık giriş oldu. YASED Başkanı Engin Aksoy, “Ülkemizin küresel UDY akımlarından yüzde 1,5 pay alma hedefi dikkate alındığında, potansiyelimizin ve hedefimizin halen gerisinde olduğumuzu görüyoruz’’ diyor. Peki bunu nasıl artırabiliriz? İş dünyası yabancı ortakları ile en çok neyi konuşuyor? Yüzde 28,9 oranla ekonomi politikalarında değişiklikten çekinildiği görülüyor. Yine enflasyon, yapısal reformlar ve döviz kuru, önceliklendirilen konular.

11- İHRACATTA YENİ ROTALAR ARANIYOR
Dünya ticaret savaşlarının hızlanması beklentisiyle karşı karşıya. Bir yandan da en büyük ihracat pazarımız AB’de büyümede yavaşlama sinyalleri devam ediyor. Böyle bir ortamda iş dünyasına ihracat pazarlarını sorduk. Geçen yıl yüzde 50 oranında AB pazarı önceliği öne çıkarken, bu yıl AB pazarı yine ilk sırada ancak oranı yüzde 37,5 seviyesine çekişmiş durumda. Yine Rusya’nın payı yüzde 24’ten yüzde 9,4’e inmiş. Dikkat çekilen yeni pazarlar ise Ortadoğu, Kuzey ve Sahra Altı Afrika. Bu anlamda Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın söyleşisinde verdiği mesajlara dikkat çekiyorum. İhracat menzilimizi genişletmek ve ufkumuzu daha da ileriye taşımak amacıyla Uzak Ülkeler Stratejisi’ni devreye aldıklarını dile getiren Bakan Bolat, “Bu strateji ile 18 uzak ülkeye yönelik ihracatımızı 80 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca, İslam ülkeleriyle ihracat potansiyelimizi artırmak amacıyla ‘İslam Ülkeleri İhracat Geliştirme Stratejisi’ni devreye aldık. Hedefimiz, 2028 yılına kadar İslam ülkelerinin ihracatımızdaki payını yüzde 26’dan yüzde 30’a yükseltmek” diyor.

12- İÇ VE DIŞ PAZAR DENGESİ GÖZETİLECEK
Geçen yıl yaptığımız ankette iç pazarda daralma beklentisiyle dış pazarlara daha çok vurgu yapıldığını görmüştük. Geçen yıl dış pazarlar yüzde 59,6 oranına sahipti. Bu yıl yaptığımız ankette ise dış pazarların oranı yüzde 51,6 seviyesine inmiş durumda. Kontrollü kur ve ihracat pazarlarında büyümelerde yavaşlama ile birlikte iş dünyasının iç pazar ağırlığını artırmaya başladığını görüyoruz. Dış pazarlarda özellikle en büyük hacme sahip AB’nin göstereceği performans, yakın takipte olmaya devam edecek.

13/14- DİJİTALE VE AR-GE’YE OLAN YATIRIMLAR ARTIYOR
Yukarıdaki yanıtlarda gördüğünüz gibi, iş dünyasının öncelikli hedefleri arasında dijital alt yapıyı güçlendirmek birinci öncelik haline geldi. Peki bütçeden aldığı pay da artıyor mu? İşte sorunun cevabı: Geçen yıl yüzde 5-10 arasında ayrılan dijital yatırım harcamalarının payı bu yıl yüzde 10-20 aralığına çıkmış durumda. Yani iş dünyası rekabeti yeni teknolojilerde arayacak. Yine AR-GE yatırımlarına yüzde 10 ve üzeri pay ayıran şirketlerin oranı yüzde 7,8’den yüzde 15,6’ya yükselmiş durumda. İşin içine AR-GE’yi, teknolojiyi sokmadan yapılan işle rekabet etmek artık çok zor ve iş dünyası bunun bilincine varıyor.

0


  • ALTIN GRAM - TL 3815,83 0,44%
  • ALTIN ONS 3129,35 0,48%
  • BIST 100 9593,98 -0,68%
  • DOLAR/JAPON YENI 149,621 0%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,431 0,03845%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 84,21 -0,2278%
  • DOLAR/TURK LIRASI 37,9266 -0,0398%
  • EURO/DOLAR 1,0803 0,1089%
  • EURO/TURK LIRASI 41,0248 0,1975%
  • STERLIN/DOLAR 1,29371 0,11337%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL