Sümerbank'ın kurulmasıyla sanayileşme hamlesi başlayan tekstil ve hazır giyim sektörü, bugün Türk ekonomisinin dünyaya açılan pencerelerinden biri. Yeni pazarlara odaklanan sektörün gündeminde sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm var.
29 Ekim -11 Kasım 2023 tarihli sayıdan
Türkiye'nin lokomotif sektörleri arasında yer alan tekstil sektörünün tarihi Anadolu'da binlerce yıl öncesine dayanıyor. Cumhuriyet döneminde ise sektörün sanayileşme süreci başlıyor.
1930'larda Sümerbank'ın kurulmasıyla birlikte tekstil sektöründe önemli bir atılım yapıldı. 1939 yılına kadar Sümerbank tarafından Ereğli, Kayseri, Adana, Malatya ve Bakırköy'de bez, Nazilli'de basma fabrikaları, Defterdar, Hereke ve Bünyan'da halı, Bursa Merinos, İzmir Hal-kalıpınar'da dokuma fabrikaları işletmeye açıldı.
Bu dönemde, pamuklu ve yünlü kumaş üretiminde önemli bir artış sağlandı. Sümerbank, 1950'li yıllara kadar, tekstilde hem üretim kapasitesi, hem istihdam gücü ve üretim değeri bakımından en önemli güç oldu. 1950'li yıllardan sonra özel sektör yatırımları artmaya başladı. Bu dönemde, hazır giyim sektörü de gelişmeye başladı.
İHRACATTA ATILIM DONEMİ
1980'li yıllarda uygulamaya konulan ihracata yönelik kalkınma politikası ile büyüme hızlandı. Türkiye, 1990'larda Avrupa'nın en büyük hazır giyim ve tekstil ihracatçısı konumuna yükseldi. 1996 yılında AB ile imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması ise sektör için bir dönüm noktası oldu.
Anlaşma sayesinde AB'ye kotasız ihracat yapma hakkı elde edildi. 2007 yılı sonrasında ise Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Tekstil ve Hazır Giyim Anlaşması kapsamında AB tarafından Çin'e uygulanan kotaların kaldırılmasıyla Türkiye AB pazarında ciddi bir rekabet ile karşı karşıya kaldı.
Türkiye Çin karşısında esnek üretim, ürün geliştirme, yenilikçilik ve markalaşma ile rekabet ederek büyümeye devam etti.
YENİ PAZAR ARAYIŞI SÜRÜYOR
Günümüzde Türkiye, tekstil ve hazır giyimde dünyanın en önemli üreticilerinden biri haline geldi. 2022 yılında Türkiye'nin tekstil ihracatı 12,9 milyar dolara, hazır giyim ihracatı ise 21 milyar dolara ulaştı. Dünya ihracatında beşinci sırada olan tekstil sektörü, AB'nin ise en büyük ikinci tedarikçisi konumunda.
Sektör bu yıl dış pazarlarda yaşanan yavaşlama ve içeride maliyet artışları nedeniyle rakiplerine karşı avantajlarını kaybetmiş durumda. Bu durum ihracatı olumsuz etkilese de sektör değişen yeni pazarlar ve sürdürülebilir üretime yönelik yatırımlarla rekabette öne çıkmaya çalışıyor.
AHMET ÖKSÜZ / İTHİB BAŞKANI
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARI ÖNCELİĞİMİZ”
“En önemli gündem maddelerimiz arasında sürdürülebilirlik çalışmalarımız yer alıyor. Sürdürülebilirlik, önümüzdeki yıllarda küresel ekonomiyi şekillendirecek hususların başında geliyor.
Türk tekstil sektörü olarak enerji verimliliği, sıfır atık prensibi ve geri dönüşüm yaklaşımı ile küresel ticarette döngüsel ekonomi modelinin ve Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın en başarılı limanı olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” Çin karşısında esnek üretim, ürün geliştirme, yenilikçilik ve markalaşma ile rekabet ederek büyümeye devam etti.