Koronavirüs krizi en çok turizm sektörünü etkiledi. Bu krizin seyahat eğilimlerini ciddi biçimde değiştireceği öngörülüyor. Artık kitlesel seyahat dönemi bitmiş olabilir. Süreç sonrasında butik otel trendi gibi 'butik seyahat' döneminin başlaması bekleniyor.
LEVENT GÖKMEN DEMİRCİLER
Ekonomist Dergisi'nin 19 Nisan-2 Mayıs 2020 tarihli sayısından
Dünyanın koronavirüs ile imtihan edildiği şu günlerde hayatımızda hemen her şey değişmiş durumda. Artık insanlar birbirinden uzak ve hijyenik bir yaşam sürme derdinde.
Her 2-3 yılda bir virüs salgınlarının ortaya çıkması ve gelecekte de salgınlar olmasına yönelik projeksiyonlar insanların yaşama dair tüm eğilimlerini değiştiriyor. Seyahat endüstrisi ise bu süreçten etkilenen sektörler arasında başı çekiyor. Seyahat endüstrisinde gelecek dönemde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı öngörülüyor.
NELER DEĞİŞECEK?
Buna göre, karantina dönemi sonrası insanlar hemen seyahat etmek istemeyecekler ancak bir süre sonra seyahat etmeye başladıklarında da hijyenin ön planda tutulduğu butik seyahat eğilimi artacak. İnsanlar kalabalık otobüsleri kullanmak yerine kendi araçlarını kullanacak, aracı olmayanlar da araç kiralamayı tercih edecekler.
Uçaklarda koltuklar arası mesafe artacak ve uçak seyahatleri günümüze göre biraz daha pahalanacak. İlk etapta insanlar zorunlu olmadıkça uçak, tren, otobüs gibi toplu taşıma araçları ile uzun yola çıkmaktan uzak duracaklar. Havaalanlarındaki körüklerin içine veya başka noktalara dezenfeksiyon tüneli monte edilecek.
Uçaklarda talep eden müşterilere maske verilecek. Aynı şekilde tren istasyonlarının belirli yerlerine el dezenfektanları konulacak. Uçak sonrası otobüslerle yapılan toplu transferler yerini bireysel ya da ailelere özel transfer araçlarına bırakacak.
KİŞİYE ÖZEL PAKET
Türk Hava Yolları ve Lufthansa'nın ortak kuruluşu SunExpress'in CEO'su Dr. Max Kow-natzki, Covid-19 krizinin en çok havacılık sektörünü etkilediğini vurguluyor. Kownatzki, "Havacılık endüstrisinin bu krizi atlatacağına ve hatta bu krizden daha da güçlenerek çıkacağına inanıyoruz" diyor.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, insanların kalabalık ortamlara girmek istemediğini anımsatarak, karantina süreci sonrasında insanların seyahat ve tatile yaklaşımlarında değişimler olacağını söylüyor. Bağlıkaya, ülkeler ve kıtalararası seyahatlerde özellikle havalimanı bakımından
ulaşımı kolay, toplu taşıma sürelerinin nispeten kısa olduğu destinasyonların tercih edileceğini vurguluyor. Firuz Bağlıkaya, "Yurtiçinde tatile çıkanların bir kısmı özel araçlarıyla seyahat etmeyi tercih edebilir" diye konuşuyor.
Bu süreç sonrasında sağlık ve hijyen hassasiyetinin giderek daha da öne çıkması bekleniyor. Bağlıkaya, son yıllarda artma eğiliminde olan solo tatil, butik oteller, kişiye özel paketler gibi taleplerin bu süreçle birlikte daha da ivme kazanacağını öngörüyor.
Bizi bekleyen yeni dönemde insanlar gökyüzü ile barışacak, sadece kat edilen mesafeye değil arkada bırakılan çöpe, karbona verilen önem artacak.
İlk etapta uzak mesafeler yerine çabuk gidilebilen yakın mesafelerin tercih edileceğine, zaman içinde ise seyahat eğilimlerinin normalleşmeye başlayacağına dikkat çekiliyor. Kamp yapmak, karavan ve araç kiralamak, bisiklet talepleri zirve yapacak.
Koronavirüs süreci sonrasında kruvaziyer gemilerine olan ilginin azalması bekleniyor. Gemide bir yolcunun hasta olması halinde 'çıkış' yapacak yerin olmaması, gemideki diğer insanların da çok kısa sürede hasta olma olasılığı diğer turistlerin tedirginliğine yol açacak.
İnsanlar virüsten korksa da seyahat etmekten vazgeçmeyecekler. İlk etapta yazlıklar tercih edilirken turizm tesislerinin de ilgi görmesi bekleniyor. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, içinde bulunduğumuz dönemin geçici bir süreç olduğunu, seyahat etmenin, keşfetmenin insanoğlunun asla bitmeyecek bir tutkusu olduğunu vurguluyor.
Eresin, Dünya Turizm Örgütü'nün (DTÖ) "Bugün evde kalarak sağlığımızı geri kazanacağız ve yarın seyahat etmeye devam edeceğiz" sloganını da hatırlatarak güzel günlerin geleceğini söylüyor.
Yeni dönemde kalabalıklardan uzak durma anlayışı hakim olacak. Dünyadaki turizm, havayolu, konaklama, kruvaziyer, seyahat acentesi şirketleri arasındaki birleşme ve devralma faaliyetlerinde ciddi bir artış yaşanması bekleniyor. Kongre ve etkinlik (MİCE) sektörü dip yapacak.
Büyük kongreler ihtisas ve ilgi gruplarına bölünüp küçültülecek. Teknolojik kongre online sistemleri yaygınlaşırken, toplantılar daha küçük ölçekli ve daha az katılımlı olarak gerçekleştirilecek. İleri teknoloji turizmi yavaşlayacak, yerini insan yüzüne, gerçek insan sesine bırakacak.
Tüketiciler satın aldıkları 1.000 Euro'yu geçen seyahat paketlerini kendi ülkesinin mahkemelerinin geçerli olduğu, adresini bildiği, tanıdığı bir seyahat acentesi üzerinden satın almaya önem verecekler. Dünyada outdoor devri başlayacak, yeni tarz outdoor yatırımları yapılacak.
Salgınlar butik otellere talebi artıracak ve bu oteller altın çağını yaşayacak. İnsanlar artık paraları olsa da büyük otelleri tercih etmeyecek. Tur Operatörleri Platformu Sözcüsü Cem Polatoğlu, Covid-19 sonrası butik otellere ciddi talep olacağını, kitle turizminin önemini yitireceğini söylüyor.
Polatoğlu, hijyen koşullarının öne çıktığı bir konseptin turizm sektörü için de kaçınılmaz hale geleceğini vurguluyor. Polatoğlu, "Otellerde en fazla altı kişilik aile masaları olacak. Plajlara artık istenildiği gibi girilip çıkılamayacak, şezlonglar arası mesafe artacak. Plajlarda da sosyal mesafe uygulaması olacak. Bunların hepsi artı maliyet demek" yorumunu yapıyor.
Çok uluslu müşteriyi aynı noktada toplayan konseptler gerileyecek. Buna karşılık benzer yaşam tarzına sahip gruplar aynı tesislerde, aynı tarihlerde buluşmayı tercih edecekler.
FİRUZ BAĞLIKAYA / TÜRSAB BAŞKANI
"YENİ KONSEPTLER GELİŞECEK
"insanlar kalabalık yerlere belli bir süre girmek istemeyecektir. Seyahat ettikleri yerlerde hijyen ve sosyal mesafe öne çıkacak.
Ulaşımı kolay, sağlık hizmetlerine kolay erişilebilen destinasyonlara yöneleceklerdir. Yatırımcılar da bunu bu şekilde değerlendirerek hamleler yapacaktır. İnsanları çok iç içe sokan ortamlardan mümkün olduğu kadar uzak duran yeni konseptler gelişecektir."
LEVENT GÖKMEN DEMİRCİLER
[email protected]
Ekonomist Dergisi'nin 19 Nisan-2 Mayıs 2020 tarihli sayısından
Dünyanın koronavirüs ile imtihan edildiği şu günlerde hayatımızda hemen her şey değişmiş durumda. Artık insanlar birbirinden uzak ve hijyenik bir yaşam sürme derdinde.
Her 2-3 yılda bir virüs salgınlarının ortaya çıkması ve gelecekte de salgınlar olmasına yönelik projeksiyonlar insanların yaşama dair tüm eğilimlerini değiştiriyor. Seyahat endüstrisi ise bu süreçten etkilenen sektörler arasında başı çekiyor. Seyahat endüstrisinde gelecek dönemde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı öngörülüyor.
NELER DEĞİŞECEK?
Buna göre, karantina dönemi sonrası insanlar hemen seyahat etmek istemeyecekler ancak bir süre sonra seyahat etmeye başladıklarında da hijyenin ön planda tutulduğu butik seyahat eğilimi artacak. İnsanlar kalabalık otobüsleri kullanmak yerine kendi araçlarını kullanacak, aracı olmayanlar da araç kiralamayı tercih edecekler.
Uçaklarda koltuklar arası mesafe artacak ve uçak seyahatleri günümüze göre biraz daha pahalanacak. İlk etapta insanlar zorunlu olmadıkça uçak, tren, otobüs gibi toplu taşıma araçları ile uzun yola çıkmaktan uzak duracaklar. Havaalanlarındaki körüklerin içine veya başka noktalara dezenfeksiyon tüneli monte edilecek.
Uçaklarda talep eden müşterilere maske verilecek. Aynı şekilde tren istasyonlarının belirli yerlerine el dezenfektanları konulacak. Uçak sonrası otobüslerle yapılan toplu transferler yerini bireysel ya da ailelere özel transfer araçlarına bırakacak.
KİŞİYE ÖZEL PAKET
Türk Hava Yolları ve Lufthansa'nın ortak kuruluşu SunExpress'in CEO'su Dr. Max Kow-natzki, Covid-19 krizinin en çok havacılık sektörünü etkilediğini vurguluyor. Kownatzki, "Havacılık endüstrisinin bu krizi atlatacağına ve hatta bu krizden daha da güçlenerek çıkacağına inanıyoruz" diyor.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, insanların kalabalık ortamlara girmek istemediğini anımsatarak, karantina süreci sonrasında insanların seyahat ve tatile yaklaşımlarında değişimler olacağını söylüyor. Bağlıkaya, ülkeler ve kıtalararası seyahatlerde özellikle havalimanı bakımından
ulaşımı kolay, toplu taşıma sürelerinin nispeten kısa olduğu destinasyonların tercih edileceğini vurguluyor. Firuz Bağlıkaya, "Yurtiçinde tatile çıkanların bir kısmı özel araçlarıyla seyahat etmeyi tercih edebilir" diye konuşuyor.
Bu süreç sonrasında sağlık ve hijyen hassasiyetinin giderek daha da öne çıkması bekleniyor. Bağlıkaya, son yıllarda artma eğiliminde olan solo tatil, butik oteller, kişiye özel paketler gibi taleplerin bu süreçle birlikte daha da ivme kazanacağını öngörüyor.
SEYAHATE DEVAM
Bizi bekleyen yeni dönemde insanlar gökyüzü ile barışacak, sadece kat edilen mesafeye değil arkada bırakılan çöpe, karbona verilen önem artacak.
İlk etapta uzak mesafeler yerine çabuk gidilebilen yakın mesafelerin tercih edileceğine, zaman içinde ise seyahat eğilimlerinin normalleşmeye başlayacağına dikkat çekiliyor. Kamp yapmak, karavan ve araç kiralamak, bisiklet talepleri zirve yapacak.
Koronavirüs süreci sonrasında kruvaziyer gemilerine olan ilginin azalması bekleniyor. Gemide bir yolcunun hasta olması halinde 'çıkış' yapacak yerin olmaması, gemideki diğer insanların da çok kısa sürede hasta olma olasılığı diğer turistlerin tedirginliğine yol açacak.
İnsanlar virüsten korksa da seyahat etmekten vazgeçmeyecekler. İlk etapta yazlıklar tercih edilirken turizm tesislerinin de ilgi görmesi bekleniyor. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, içinde bulunduğumuz dönemin geçici bir süreç olduğunu, seyahat etmenin, keşfetmenin insanoğlunun asla bitmeyecek bir tutkusu olduğunu vurguluyor.
Eresin, Dünya Turizm Örgütü'nün (DTÖ) "Bugün evde kalarak sağlığımızı geri kazanacağız ve yarın seyahat etmeye devam edeceğiz" sloganını da hatırlatarak güzel günlerin geleceğini söylüyor.
ŞİRKETLER BİRLEŞECEK
Yeni dönemde kalabalıklardan uzak durma anlayışı hakim olacak. Dünyadaki turizm, havayolu, konaklama, kruvaziyer, seyahat acentesi şirketleri arasındaki birleşme ve devralma faaliyetlerinde ciddi bir artış yaşanması bekleniyor. Kongre ve etkinlik (MİCE) sektörü dip yapacak.
Büyük kongreler ihtisas ve ilgi gruplarına bölünüp küçültülecek. Teknolojik kongre online sistemleri yaygınlaşırken, toplantılar daha küçük ölçekli ve daha az katılımlı olarak gerçekleştirilecek. İleri teknoloji turizmi yavaşlayacak, yerini insan yüzüne, gerçek insan sesine bırakacak.
Tüketiciler satın aldıkları 1.000 Euro'yu geçen seyahat paketlerini kendi ülkesinin mahkemelerinin geçerli olduğu, adresini bildiği, tanıdığı bir seyahat acentesi üzerinden satın almaya önem verecekler. Dünyada outdoor devri başlayacak, yeni tarz outdoor yatırımları yapılacak.
BUTİK OTELLERE TALEP ARTACAK
Salgınlar butik otellere talebi artıracak ve bu oteller altın çağını yaşayacak. İnsanlar artık paraları olsa da büyük otelleri tercih etmeyecek. Tur Operatörleri Platformu Sözcüsü Cem Polatoğlu, Covid-19 sonrası butik otellere ciddi talep olacağını, kitle turizminin önemini yitireceğini söylüyor.
Polatoğlu, hijyen koşullarının öne çıktığı bir konseptin turizm sektörü için de kaçınılmaz hale geleceğini vurguluyor. Polatoğlu, "Otellerde en fazla altı kişilik aile masaları olacak. Plajlara artık istenildiği gibi girilip çıkılamayacak, şezlonglar arası mesafe artacak. Plajlarda da sosyal mesafe uygulaması olacak. Bunların hepsi artı maliyet demek" yorumunu yapıyor.
Çok uluslu müşteriyi aynı noktada toplayan konseptler gerileyecek. Buna karşılık benzer yaşam tarzına sahip gruplar aynı tesislerde, aynı tarihlerde buluşmayı tercih edecekler.
"YENİ KONSEPTLER GELİŞECEK
"insanlar kalabalık yerlere belli bir süre girmek istemeyecektir. Seyahat ettikleri yerlerde hijyen ve sosyal mesafe öne çıkacak.
Ulaşımı kolay, sağlık hizmetlerine kolay erişilebilen destinasyonlara yöneleceklerdir. Yatırımcılar da bunu bu şekilde değerlendirerek hamleler yapacaktır. İnsanları çok iç içe sokan ortamlardan mümkün olduğu kadar uzak duran yeni konseptler gelişecektir."