Aksoy Holding CEO'su Batu Aksoy, pandemiyle birlikte yaşanan zorlu süreçten fit çıkmak istediklerini söylüyor. Bu noktada yeni iş fikirlerine yatırım yaptıklarını aktaran Aksoy, pandemiye rağmen Marriott grubuyla Bodrum'da işbirliğine gittiklerini söylüyor.
SİBEL ATİK
[email protected]
Akaryakıt, turizm, enerji ve gayrimenkul gibi sektörlerde faaliyet gösteren Aksoy Holding, bu zorlu süreçte sektör çeşitlemesi ve iyi finansal yönetimle bir önceki yıla göre kaybı minimumda tutmayı hedefliyor. Akaryakıt ve turizm sektörlerindeki kaybı enerji, gayrimenkul ve uluslararası ticaretle dengeleyen grup, önümüzdeki süreçte ise bulunduğu iş alanlarında yeni iş fikirlerine yatırım yapmayı planlıyor.
Aksoy Holding CEO'su ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Batu Aksoy, pandemi sürecinin akaryakıtta yüzde 45, turizmde ise yüzde 80'leri bulan bir kayba neden olduğunu söylüyor. Batu Aksoy ile kısa bir süre önce Marriott ile işbirliğine giden grubun yeni dönem hedeflerini konuştuk.
Pandemi süreci holdingin iştiraklerini nasıl etkiledi? Süreci nasıl yönettiniz?
Yaşanan pandemi hiçbirimizin beklemediği ve bütün dünyayı etkisi altına alan bir şok dalgası oldu. Türkiye'de alınan önlemlerin ekonomiye önemli katkısı oldu. Özel sektör müteşebbislerinin toplumun kalkınmasına önemli katkıları olduğunu düşünüyorum ama böylesi bir salgında devletin attığı adımlar özel sektöre güç verdi. Bizim gibi grupların mücadeleyi bırakma lüksü yok.
Yatırımlardan vaz-geçmeyip şirketlerimizi geliştirmeye devam ederek mücadelemizi sürdürdük. Kriz sürecinde turizm sektöründe ve petrol dağıtıcısı olarak krizin etkilerini ciddi oranda yaşadık. Petrol dağıtımında 20 günlük stok tutma zorunluluğu var. Bu noktada iki zorluk yaşadık. Stoklarımızın değeri petrol fiyatlarındaki düşüşten etkilendi. Bir de tüketim azaldı.
Petrol fiyatlarındaki düzelmeyle biz de toparlayacağız. Akaryakıt tarafında kaybın boyutu ne oldu? Akaryakıt şirketlerinin derinden etkilendiği bir süreç oldu. Tüketim yüzde 45 seviyelerinde düştü. Buna rağmen hızlı toparlandık. Bin 100 bayimizde sağlık açısından süreci çok iyi atlattık.
Birkaç aylık performansa bakılırsa akaryakıt sektöründe yüzde 20 daralma bekliyorduk. Fakat bugünkü öngörümüz 2019'a göre yüzde 10-15 seviyelerinde daralma olacağı yönünde. Bugünkü koşullarda mevcudu koruyabilmenin bir kazanç olduğunu düşünüyorum.
Turizm sektöründe de Conrad markasıyla önemli bir noktadasınız. Bu ve faaliyet gösterdiğiniz diğer alanlarda krizin etkisinden de söz eder misiniz?
Turizm sektörünü Türkiye'nin doğal kaynağı olarak görüyorum. Servis kalitesi ve işletmelerin standartları çok yüksek. Türkiye bu yıl bildiğiniz gibi turizmde müthiş bir rekora hazırlanıyordu. 50 milyon üzeri turist ve 40 milyar dolar gelir bekleniyordu.
Pandemi etkisiyle biz de Conrad Otel olarak nasibimizi aldık. Bu süreçte kısa çalışma ödeneği bizlere can suyu oldu. Şimdiden bir öngörü yapmak oldukça güç. Fakat Çin'deki duruma bakarak 250 günlük bir öngörü yapılıyor. 250 günlük süreç, gelecek yılın Ramazan ayına tekabül ediyor. Bu yıl ise turizmde yüzde 70 hatta yüzde 80'ler seviyesinde kayıplar olabilir. Seyahat kısıtları nedeniyle yavaş bir toparlanma bekliyorum.
Enerjide de Alman ortağınızla önemli yatırımlar üstlendiniz. Orada son durum nedir?
Akaryakıt ve turizmde aldığımız yaranın etkisini azaltmada enerji ve gayrimenkul sektörleri önemli bir katkı sundu. Enerji üreticisiyiz ve sanayi tüketimi belli oranda azaldı. Talep beklendiği gibi artmadı. Ancak çok kârlı olmasa da dirençli bir sektör olduğunu gördük. Jeotermalde YEKDEM'den faydalanarak üretim yaptığımız için alım garantisi nedeniyle ürettiğimizin karşılığını aldık ve bir sıkıntı yaşamadık.
Gayrimenkulde son beş yıldır işler istediğimiz gibi gitmiyordu. Turizm destekliyordu. Turizm bir anda kesildi fakat faiz oranlarının düşmesi, insanların bahçeli ve müstakil konutlara ilgisinin artması, gayrimenkul sektörünü destekçi yaptı. Bu süreçte Bodrum'daki Epigue Island projemiz yüksek bir ilgi gördü. Beş yıldır cefasını çektiğimiz gayrimenkul, turizmdeki düşüşü telafi eder noktaya geldi.
Bu sürecin iş yaşamınızda ne gibi öğretici tarafları oldu?
Türkiye'de çeşitlendirmenin hayati olduğunu biliyorduk ama bu süreçte iliklerimize kadar hissettik. Biz bu süreçte gayrimenkulde stoku eriterek, turizmde müşteri memnuniyetini daha da yukarılara çıkararak, yatırım kaynaklı kredi bakiyelerimizi azaltarak ilerlemek ve bu dönemden fit çıkmak istiyoruz.
Bu süreçten fit çıkmanın yolu ne olacak?
Öncelikle finansal yönetim ve kurumsal yönetişim çok önemli. Bu, doğru finansman, iyi bir ekip ve delegasyonu kapsıyor. Uzun vadeli projeler peşinde olmak daha mantıklı. Sözünü ettiğim gibi sektörel çeşitlendirme önem arz ediyor. Ülkemizde hiçbir iş her zaman iyi gitmiyor. Dolayısıyla birbirini tamamlayan sektörlere yatırım yapmak gerekiyor. Bilançoyu dengede tutmak da çok önemli. Elbette yatırım yapacağız ve girişimci olacağız ama ayağımızı yorgana göre uzatacağız.
Sektör çeşitliliğinin öneminden söz ettiniz. Girmeyi istediğiniz bir sektör var mı, hangi yeni alanları izliyorsunuz?
Yeni bir sektör arayışımız yok. Var olduğumuz işlerden kopmayacağız. Fakat işlerimizi yeni teknolojilerin katkısıyla daha ileriye taşımaya çalışıyoruz. Bu noktada kafa yapımızı değiştiriyoruz. Mesela akaryakıt istasyonlarımızı erişim olanağı sağlayan bir hareket noktası olarak konumlandırıyoruz. İstasyonlardaki marketleri Select yaparak daha fazla ürün barındıran ve daha çok ihtiyaca cevap verebilecek bir noktaya taşıyoruz. Akaryakıt dışında da perakendeciliğe girmemiz lazımdı, bunu yaptık.
Peki start up'lara yatırımlarınız olacak mı?
Bu ekosistemin içinde olmak için bir fona küçük çaplı yatırım taahhüdünde bulunduk. Bunu bir sektör genişlemesi olarak görmüyoruz ama dünyanın gittiği noktayı de inkar etmeden işlerimizle bütünleştirmeye çalışıyoruz. Jeotermal, akaryakıt, turizm, gayrimenkul sektörlerinde inovatif yaklaşımları izliyoruz. Bu sinerjiyi yakalayıp içinde olduğumuz sektörlerde daha fazla değer yaratma derdindeyiz. Bunun için de bir fona yatırım yaptık. 3-5 milyon dolarlık bir fon ve beş yıllık bir perspektif var.
BODRUM'DA MARRİOTT İLE İŞBİRLİĞİNE GİTTİ
Aksoy Holding, 200 milyon Euro yatırımla Bodrum'da hayata geçirdiği Epique Island projesinde Marriott International ile işbirliğine gitti. Aksoy Holding, 126 dönümlük müstakil bir yarım adada konumlanan gayrimenkul projesi Epique Island'ı, The Ritz-Carlton Residences bünyesine katacak sözleşmeyi Marriott International ile imzaladı. Batu Aksoy, bu işbirliğini şu sözlerle anlatıyor: "74 villadan oluşan projede, 2021'in ikinci çeyreğinde faaliyete geçecek The Ritz-Carlton Residences, Bodrum'un lüks segment gayrimenkul sektöründe faaliyet gösterecek."
SİBEL ATİK
[email protected]
Akaryakıt, turizm, enerji ve gayrimenkul gibi sektörlerde faaliyet gösteren Aksoy Holding, bu zorlu süreçte sektör çeşitlemesi ve iyi finansal yönetimle bir önceki yıla göre kaybı minimumda tutmayı hedefliyor. Akaryakıt ve turizm sektörlerindeki kaybı enerji, gayrimenkul ve uluslararası ticaretle dengeleyen grup, önümüzdeki süreçte ise bulunduğu iş alanlarında yeni iş fikirlerine yatırım yapmayı planlıyor.
Aksoy Holding CEO'su ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Batu Aksoy, pandemi sürecinin akaryakıtta yüzde 45, turizmde ise yüzde 80'leri bulan bir kayba neden olduğunu söylüyor. Batu Aksoy ile kısa bir süre önce Marriott ile işbirliğine giden grubun yeni dönem hedeflerini konuştuk.
Pandemi süreci holdingin iştiraklerini nasıl etkiledi? Süreci nasıl yönettiniz?
Yaşanan pandemi hiçbirimizin beklemediği ve bütün dünyayı etkisi altına alan bir şok dalgası oldu. Türkiye'de alınan önlemlerin ekonomiye önemli katkısı oldu. Özel sektör müteşebbislerinin toplumun kalkınmasına önemli katkıları olduğunu düşünüyorum ama böylesi bir salgında devletin attığı adımlar özel sektöre güç verdi. Bizim gibi grupların mücadeleyi bırakma lüksü yok.
Yatırımlardan vaz-geçmeyip şirketlerimizi geliştirmeye devam ederek mücadelemizi sürdürdük. Kriz sürecinde turizm sektöründe ve petrol dağıtıcısı olarak krizin etkilerini ciddi oranda yaşadık. Petrol dağıtımında 20 günlük stok tutma zorunluluğu var. Bu noktada iki zorluk yaşadık. Stoklarımızın değeri petrol fiyatlarındaki düşüşten etkilendi. Bir de tüketim azaldı.
Petrol fiyatlarındaki düzelmeyle biz de toparlayacağız. Akaryakıt tarafında kaybın boyutu ne oldu? Akaryakıt şirketlerinin derinden etkilendiği bir süreç oldu. Tüketim yüzde 45 seviyelerinde düştü. Buna rağmen hızlı toparlandık. Bin 100 bayimizde sağlık açısından süreci çok iyi atlattık.
Birkaç aylık performansa bakılırsa akaryakıt sektöründe yüzde 20 daralma bekliyorduk. Fakat bugünkü öngörümüz 2019'a göre yüzde 10-15 seviyelerinde daralma olacağı yönünde. Bugünkü koşullarda mevcudu koruyabilmenin bir kazanç olduğunu düşünüyorum.
Turizm sektöründe de Conrad markasıyla önemli bir noktadasınız. Bu ve faaliyet gösterdiğiniz diğer alanlarda krizin etkisinden de söz eder misiniz?
Turizm sektörünü Türkiye'nin doğal kaynağı olarak görüyorum. Servis kalitesi ve işletmelerin standartları çok yüksek. Türkiye bu yıl bildiğiniz gibi turizmde müthiş bir rekora hazırlanıyordu. 50 milyon üzeri turist ve 40 milyar dolar gelir bekleniyordu.
Pandemi etkisiyle biz de Conrad Otel olarak nasibimizi aldık. Bu süreçte kısa çalışma ödeneği bizlere can suyu oldu. Şimdiden bir öngörü yapmak oldukça güç. Fakat Çin'deki duruma bakarak 250 günlük bir öngörü yapılıyor. 250 günlük süreç, gelecek yılın Ramazan ayına tekabül ediyor. Bu yıl ise turizmde yüzde 70 hatta yüzde 80'ler seviyesinde kayıplar olabilir. Seyahat kısıtları nedeniyle yavaş bir toparlanma bekliyorum.
Enerjide de Alman ortağınızla önemli yatırımlar üstlendiniz. Orada son durum nedir?
Akaryakıt ve turizmde aldığımız yaranın etkisini azaltmada enerji ve gayrimenkul sektörleri önemli bir katkı sundu. Enerji üreticisiyiz ve sanayi tüketimi belli oranda azaldı. Talep beklendiği gibi artmadı. Ancak çok kârlı olmasa da dirençli bir sektör olduğunu gördük. Jeotermalde YEKDEM'den faydalanarak üretim yaptığımız için alım garantisi nedeniyle ürettiğimizin karşılığını aldık ve bir sıkıntı yaşamadık.
Gayrimenkulde son beş yıldır işler istediğimiz gibi gitmiyordu. Turizm destekliyordu. Turizm bir anda kesildi fakat faiz oranlarının düşmesi, insanların bahçeli ve müstakil konutlara ilgisinin artması, gayrimenkul sektörünü destekçi yaptı. Bu süreçte Bodrum'daki Epigue Island projemiz yüksek bir ilgi gördü. Beş yıldır cefasını çektiğimiz gayrimenkul, turizmdeki düşüşü telafi eder noktaya geldi.
Bu sürecin iş yaşamınızda ne gibi öğretici tarafları oldu?
Türkiye'de çeşitlendirmenin hayati olduğunu biliyorduk ama bu süreçte iliklerimize kadar hissettik. Biz bu süreçte gayrimenkulde stoku eriterek, turizmde müşteri memnuniyetini daha da yukarılara çıkararak, yatırım kaynaklı kredi bakiyelerimizi azaltarak ilerlemek ve bu dönemden fit çıkmak istiyoruz.
Bu süreçten fit çıkmanın yolu ne olacak?
Öncelikle finansal yönetim ve kurumsal yönetişim çok önemli. Bu, doğru finansman, iyi bir ekip ve delegasyonu kapsıyor. Uzun vadeli projeler peşinde olmak daha mantıklı. Sözünü ettiğim gibi sektörel çeşitlendirme önem arz ediyor. Ülkemizde hiçbir iş her zaman iyi gitmiyor. Dolayısıyla birbirini tamamlayan sektörlere yatırım yapmak gerekiyor. Bilançoyu dengede tutmak da çok önemli. Elbette yatırım yapacağız ve girişimci olacağız ama ayağımızı yorgana göre uzatacağız.
Sektör çeşitliliğinin öneminden söz ettiniz. Girmeyi istediğiniz bir sektör var mı, hangi yeni alanları izliyorsunuz?
Yeni bir sektör arayışımız yok. Var olduğumuz işlerden kopmayacağız. Fakat işlerimizi yeni teknolojilerin katkısıyla daha ileriye taşımaya çalışıyoruz. Bu noktada kafa yapımızı değiştiriyoruz. Mesela akaryakıt istasyonlarımızı erişim olanağı sağlayan bir hareket noktası olarak konumlandırıyoruz. İstasyonlardaki marketleri Select yaparak daha fazla ürün barındıran ve daha çok ihtiyaca cevap verebilecek bir noktaya taşıyoruz. Akaryakıt dışında da perakendeciliğe girmemiz lazımdı, bunu yaptık.
Peki start up'lara yatırımlarınız olacak mı?
Bu ekosistemin içinde olmak için bir fona küçük çaplı yatırım taahhüdünde bulunduk. Bunu bir sektör genişlemesi olarak görmüyoruz ama dünyanın gittiği noktayı de inkar etmeden işlerimizle bütünleştirmeye çalışıyoruz. Jeotermal, akaryakıt, turizm, gayrimenkul sektörlerinde inovatif yaklaşımları izliyoruz. Bu sinerjiyi yakalayıp içinde olduğumuz sektörlerde daha fazla değer yaratma derdindeyiz. Bunun için de bir fona yatırım yaptık. 3-5 milyon dolarlık bir fon ve beş yıllık bir perspektif var.
BODRUM'DA MARRİOTT İLE İŞBİRLİĞİNE GİTTİ
Aksoy Holding, 200 milyon Euro yatırımla Bodrum'da hayata geçirdiği Epique Island projesinde Marriott International ile işbirliğine gitti. Aksoy Holding, 126 dönümlük müstakil bir yarım adada konumlanan gayrimenkul projesi Epique Island'ı, The Ritz-Carlton Residences bünyesine katacak sözleşmeyi Marriott International ile imzaladı. Batu Aksoy, bu işbirliğini şu sözlerle anlatıyor: "74 villadan oluşan projede, 2021'in ikinci çeyreğinde faaliyete geçecek The Ritz-Carlton Residences, Bodrum'un lüks segment gayrimenkul sektöründe faaliyet gösterecek."