Beklentilerden güçlü ISM hizmet ve ABD perakende satış verileri sonrası oluşan kaybı fazlasıyla geri alan ABD hisseleri geçen haftayı yükselişle kapattı. Geçen hafta S&P 500 yüzde 7 yükseliş ile Ekim 2022’den beri en iyi haftalık getiriyi sağladı. Avrupa ve Asya borsaları daha sınırlı da olsa ABD hisselerindeki yükselişi takip etti.
Bu hafta başı itibarıyla yükseliş devam ederken hafta ortasında öncü PMI verileri ve Jackson Hole toplantısı öncesi dünya borsalarının teknoloji merkezli kâr satışıyla gerilediği görüldü. Nitekim dün, S&P 500 sekiz gün sonra ilk kez gerileyerek 5.600 seviyesinin altında kapandı. Küçük hisse ağırlıklı Russel endeksinde geri çekilme daha sert olurken Hong Kong, Tokyo, Seoul borsalarının da ABD etkisiyle bu sabah satıcılı bir seyir izlediği görüldü.
YÜKSELİŞİN ARKASINDAKİ DİNAMİKLER
Her ne kadar kâr satışları gelse de dünya borsalarında genel görünüm iyileşiyor. Ekonomide sert inişe yol açmadan enflasyonun kontrol altına alınacağına olan güven ve beklentileri yenen şirket kârları dünya borsalarında yaşanan genel yükseliş hareketinin arkasındaki temel nedenler olarak sıralanıyor. Ortadoğu’da İran ve İsrail’in doğrudan karşı karşıya geleceği bir savaş ihtimalinin azalmasının da piyasayı destekleyen diğer bir dinamik olduğu kaydedilirken yükselişin devam edip etmeyeceğini önümüzdeki haftalarda açıklanacak makro verilerin ve şirket kârlarının belirleyeceğine de dikkat çekiliyor.
JACKSON HOLE’DE PİYASALAR ARADIĞINI BULACAK MI?
Cuma günü başlayacak Jackson Hole toplantısı, piyasaların odağında önemli bir gündem maddesi. İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen’e göre; FED Başkanı Powell’ın 23 Ağustos Cuma günü yapacağı açılış konuşmasında piyasalar eylül ayı FOMC toplantısına yönelik ipuçları arayacak ve muhtemelen aradığını bulamayacak. Gürleyen; 6 Eylül’de açıklanacak tarım dışı istihdam verisi öncesi FED’in kendini bağlayacak net bir mesaj vermesini de beklemiyor. Powell’in bu toplantıda faiz indirimi için daha net sinyal verebilmesi olasılığı masada tutulsa da bunun, piyasanın da büyük ölçüde fiyatladığı bir senaryo olduğu için kritik bir kırılma yaratması da öngörülmüyor.
Yapı Kredi Yatırım Yatırım Stratejileri Müdürü Hakan Halaç’a göre; Jackson Hole’da Powell, muhtemelen FED’in fiyat istikrarı ve maksimum istihdam görevlerine vurgu yaparak, enflasyondaki düşüşün ve istihdam piyasasındaki zayıflamanın faizlerin seviyesinde bir ayarlama ihtiyacını getirdiğini belirtecek. Ancak burada tonlamanın ne kadar güvercin ve şahin olduğunun takip edileceğine dikkat çeken Halaş; Powell’ın yorumlarının piyasalar üzerinde önemli bir volatiliteye de yol açabileceğine işaret ediyor. Hakan Halaç; “Özellikle yakın vadede seçim öncesinden aşırı güvercin bir mesajdan kaçınmak istemesi ve Eylül’de 50 baz puanlık indirime kapıyı kapatması, kırılgan bir risk iştahına sahip piyasa oyuncuları tarafından olumsuz algılanabilir” diyor.
BİST-100’DE SON DURUM
Yurt dışı piyasalarda genel görünüm böyleyken Borsa İstanbul (BİST) tarafında ise görünüm hala net değil. Haftanın ilk işlem gününde uzun bir aradan sonra ilk kez dünya borsalarına göre daha güçlü performans gösteren ve büyük hisselerde güçlü alışlarla günü yüzde 2,36 primlenerek 10.054 puan seviyesinde tamamlayan BİST-100 Endeksi, salı günü gün içi hareketlerde de 10.060 seviyesini gördü. Ancak BİST, kapanışa doğru gelen satışlarla dün günü yüzde 0,72 gerileyerek 9.982’den kapattı. Bir günlük aranın ardından tekrar 10.000 seviyesinin altında kapanış yapan endekste sadece bankacılık endeksi pozitif ayrıştı. Bugün öğle saatleri itibarıyla ise 10.000’in üzerinde bir seyir söz konusu.
TCMB, BU AY DA PAS GEÇTİ
Bu arada Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dün gerçekleşen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini son beş ayda olduğu gibi, beklentilerle paralel yüzde 50 seviyesinde sabit bıraktı. Önümüzdeki aylarda faiz indirimi için kapıyı aralamayan TCMB, önceki aylardan farklı olarak yavaşlayan iç talebin enflasyonist etkisinin azaldığını belirtti. Banka, enflasyon beklentilerinin ve fiyatlama davranışının öngörüler ile uyumunun dezenflasyon süreci için önemini de vurguladı.
TCMB’nin yavaşlayan iç talep tespitine katılan İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen ve İş Yatırım Ekonomisti Dağlar Özkan; sonbahar aylarında iç talepteki yavaşlamanın daha belirgin hale geleceğini kaydediyor. Bu durumun küresel emtia fiyatlarındaki gerilemeyle birlikte manşet enflasyonun gerilemesini kolaylaştıracak bir gelişme olacağını söyleyen Gürleyen ve Özkan; “TCMB’nin değinmediği ama bizi tedirgin eden konu TL’nin dolar, Euro sepetine karşı son bir ayda yüzde 3,5 değer kaybetmesi. TL’deki değer kaybının devam etmesi durumunda dezenflasyon süreci zarar görebilir. Manşet TÜFE endeksinde ağırlığı yüzde 72 olan mal enflasyonu genelde döviz kuru ile paralel hareket ediyor” diyor.
3 UZMANDAN KRİTİK ANALİZLER
Peki, önümüzdeki süreçte piyasaları neler bekliyor? BİST-100 için kritik seviyeler ve takip edilecek önemli konu başlıkları neler? Bu süreçte yatırımcılar nelere dikkat etmeli?
BİST’teki son görünümü değerlendiren InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Analist-Portföy Yöneticisi Onur Altın ve Baştürk Finansal Danışmanlık Kurucusu, Stratejist Rıdvan Baştürk’ten önümüzdeki sürece ilişkin öngörülerini de aldık.
“BİST-100 ENDEKSİ’NİN YILI 13.000 SEVİYESİNE YAKIN TAMAMLAMASINI BEKLİYORUZ”
MEHMET BİLAL BİRCAN/INVESTAZ ARAŞTIRMA VE STRATEJİ BİRİM MÜDÜRÜ
BİST’TEKİ DÜŞÜŞÜN NEDENLERİ NELER? BİST-100 Endeksi, temmuz ayında 11.250’nin üzerini test ederek kendi rekorunu tazelemişti. Ancak devam eden süreçte endekste satış baskısının ağırlıkta olduğunu ve aşağı yönlü hareketleri gözlemledik. Endekste son dönemde yaşanan aşağı yönlü hareket için birçok neden söylemek mümkün. Bunlardan en temeli, yılın ilk yarısında yaklaşık yüzde 25 olarak gerçekleşen enflasyona karşılık BİST-100 Endeksi’nin yüzde 42,5 yükseliş hareketi sonrası aradaki reel pozitif getirinin realize edilmesi olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra kısa vadede Türkiye’nin Gri Liste’den çıkartılması, Moody’s’in not artırımı gibi olumlu gelişmelerin geride kalması ve yine kısa vadede önümüzde katalizör etkisi yapacak bir veri ya da haber akışının olması sayılabilir. Ek olarak jeopolitik riskler, ABD ekonomisine dair resesyon endişeleri ve Japonya Merkez Bankası BoJ’un faiz artırımı sonrası küresel piyasalarda yaşanan sert satışlar, enflasyon muhasebesinin etkilerini taşımaya devam ediyor. Ayrıca ikinci çeyrek finansalları ve son dönem gelen Türkiye ekonomisine dair verilerin stagflasyon olasılığını gündeme getirmesi de borsadaki düşüşteki diğer etkenler olarak karşımıza çıkıyor.
BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE YATIRIMCILAR NE BEKLEMELİ? Kısa vadede hem volatil seyir hem de pozitif katalizör etkisi yapabilecek bir beklentinin olmaması göz ardı edilmemeli. Buna istinaden yatırımcıların orta vadeli temalara odaklanmaları risk ve getiri anlamında avantaj sağlayacaktır. Orta vadede enflasyondaki kalıcı düşüş ve buna bağlı olarak makroekonomik dengelenme ile yılın son çeyreğinde olası faiz indirimlerinin yanı sıra eylül ayında başlaması beklenen ABD Merkez Bankası FED’in faiz indirim döngüsünü Borsa İstanbul ve BİST-100 Endeksi için yükselişleri destekleyecek faktörler olarak görüyoruz. Böyle bir senaryoda BİST-100 Endeksi’nin yılı 13.000 seviyesine yakın tamamlamasını bekliyoruz.
“10.500 DİRENCİ KIRILAMAZSA SATIŞ AĞIRLIKLI BİR PİYASA GÖRÜLEBİLİR”
ONUR ALTIN/ANALİST-PORTFÖY YÖNETİCİSİ
NEGATİF AYRIŞMA DEVAM EDİYOR FED faiz kararı sonrası küresel piyasalarda dalgalanma iyice arttı. Önce FED’in eylülde faiz indirimi mesajı ve arkasından bankaların fonlanma likiditesini aşağıya çekerek piyasadaki likidite akışını azaltması ve bunun yanında tahvil faizlerinin düşeceği beklentileriyle yüksek faizden yararlanma isteğindeki artışın para akışını borsadan tahvil piyasasına kaydırmasıyla birlikte borsalarda küresel bazda sert değer kayıpları izlenirken BİST-100 de bu eğilime ayak gösterdi. Ancak gelen bilançolar ve FED üyelerinden likidite mesajlarıyla birlikte tedbirli adım çağrıları tekrar küresel borsaların alınmasına neden olurken Avrupa’daki ve ABD’deki birçok endeks ağustos ayı getirilerinde tekrar pozitife döndü. Her ne kadar BİST-100’de benzer tablo izlesek de ağustos ayı başı itibarıyla küresel borsalardan negatif ayrışarak yüzde 6’ya yakın bir değer kaybı yaşıyoruz.
BANKACILIK ENDEKSİ NEDEN DÜŞÜYOR? Bu negatif ayrışmanın bankacılık öncülüğünde gelmesi burada birkaç önemli gelişmeyi ön plana çıkarıyor. Bankaların son çeyrekte açıkladığı net kâr marjındaki düşüşün sermaye yeterlilikleri olumsuz etkilemesi, faiz indirim söylemlerinin bankacılık net faiz gelirlerini aşağıya çekebileceği beklentisi ve faizlerdeki azalışın kur tarafında yükseltici etki yaratma potansiyeli ile yabancının Türkiye’ye gelme olasılığının azalması bankacılık sektöründe düşüşün ana nedenlerini oluştururken BİST-100’de de düşüşler hız kazandı. Ayrıca bu dönemde iç talepte daralmanın yaşanması özellikle otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde üretimin azalmasına neden olurken bu sektör hisselerinde kayıplar oldukça büyüdü. Diğer sektörlerin de kısmen düştüğü görülürken bu dönemde pozitif olan sektörün görülmemesi aşağı yönlü baskının kuvvetli olduğu anlamına da geliyor.
YÜKSELİŞ BEKLENTİSİ VAR MI? BİST-100’de bu hafta küresel borsalara paralel tekrar yükseliş yaşarken, Koza-İpek Holding, İpek Doğal Enerji ve Koza Anadolu Metal dahil 12 şirketin Türkiye Varlık Fonu’na devredilmesi haberiyle pozitif hava bir kat daha arttı. Hissede özellikle bu kâğıtlar ön plana çıkarken yine bu hisselerin yükselişini sürdüreceğini düşünüyoruz. BİST-Bankacılık Endeksi, bu hafta yine yukarı yönlü tepki veren ana sektör olurken banka hisselerinde de kısa vadeli yükseliş beklentimizi koruyoruz. Bu dönemde holding hisselerinde başta Koç Holding ve Sabancı Holding olmak üzere kısa vadeli alımlar yaşanabilir.
10.500 DİRENCİ KRİTİK SEVİYE BİST-100’de ana beklentimiz; kısa vadede alımların devam edebileceği ve endeksin 10.500 direncine doğru hareket edebileceği yönünde. Ancak biz bu seviyenin kolay kolay kırılacağını düşünmeyerek bu seviyeden sonra satış ağırlıklı bir piyasanın görülebileceğini tahmin ediyoruz. BİST-Bankacılık Endeksi’nde beklentimiz ise önce endeksin 14.560 seviyesine kadar yükselmesinin ardından tekrar satış eğilimine geçmesi yönünde. Kısa vadeli haber akışı ve küresel pozitif görünüm nedeniyle borsada önce yukarı hareketler beklerken daha sonrasında hem FED’in faiz indirimlerinin tahvile olan para akışını sürdürmesi hem de FED’in bankaları fonlama likiditesini kısmasıyla nakit akışının azalmasına paralel borsalarda düşüş beklentimizi koruyoruz. Yurt içinde ise faiz indirim ve enflasyon beklentilerinde düşüş eğilimi de enflasyonist ortamda şirketlerin yaptığı büyük kârlılıkları aşağı çekeceğinden hisseler üzerinde de orta vadede baskı oluşturabilir.
“TL VARLIKLARIN HİKAYESİ YAKIN DÖNEMDE TCMB FAİZ KARARINA GÖRE ŞEKİLLENECEK”
RIDVAN BAŞTÜRK/BAŞTÜRK FİNANSAL DANIŞMANLIK KURUCUSU, STRATEJİST
YURT İÇİ TARAF KENDİ DİNAMİKLERİYLE YOL ALACAK Küresel bazda yaşanan panik ortamı yurt içini de etkiledi ve BİST-100 son dönemin en sert düşüşlerinden birini yaşadı. Küresel bazda yaşanan bu tarz panik ortamları gelişmekte olan ülke (GOÜ) piyasalarını daha fazla etkileyebiliyor. Türkiye piyasalarının hikayesi global piyasalardan biraz daha farklı. Çok uzun süredir yurt dışıyla korelasyon kaybolmuştu. Son dönemde paralel hareketler olsa da yine iç taraf kendi dinamikleriyle yol alacaktır. Jeopolitik risklerin Türkiye piyasası üzerinde net ve majör bir etkisi bulunmuyor. Bu iş yeni bir dünya savaşına gitmediği sürece ki ben böyle bir şey beklemiyorum etkisi de sınırlı olacaktır. TL varlıkların hikayesi ise yakın dönemde TCMB faiz kararına göre şekillenecek. Mevcut enflasyonist ortamda olası bir faiz indirimi TL’yi yeniden baskı altına alacak. ‘Düşük faiz-yüksek enflasyon’ süreci yeniden oluşursa bu durum ise uzun vadede borsayı pozitif etkiler.
NASIL BİR PORTFÖY OLUŞTURULMALI? Piyasalarda her dönemin farklı zorlukları olabiliyor. İçerisinde bulunduğumuz süreç de birbirinden farklı dinamiklerin devrede olduğu ve çok fazla değişkene sahip bir piyasa olarak karşımıza çıkıyor. Bu süreçte sepet dengesi oldukça önemli olacak. Mevcut belirsizlik ortamında sabit getirili enstrümanlara biraz daha ağırlık verilmesi gerekiyor. Burada özellikle riskli varlıklarda yaşanan sert düşüşlerde ise sabit getirili ürünlerin ağırlığı azaltılıp, riskli varlıkların sepet ağırlığı kademeli şekilde artırılmalıdır. Altın ve döviz ise mutlaka sepetlerde yer almalı, geri çekilmelerde ise ağırlık artırılmalıdır.
Not: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.