Yılbaşı itibarıyla küresel borsalarla kıyaslandığında, Borsa İstanbul’da negatif ayrışma devam ediyor. Son dönemlerde TCMB repo işlemlerinde yaşanan azalışın TL tarafında pozitif etki yarattığı ve kurun 8,60 aşağısına geçtiği görülüyor. Haziran ayı FED toplantısı sonrasında faiz artış beklentisinin oluşmasıyla değer kaybeden ons altın fiyatı yönünü yeniden yukarıya çevirirken Euro/dolar paritesinde ise FED’in parasal sıkılaşma söylemleriyle girdiği satış baskısı sürüyor. Peki, önümüzdeki süreçte piyasalarda nasıl bir görünüm oluşabilir? Yatırımcılar bu dönemde nasıl bir yatırım stratejisiyle hareket etmeli? Tüm bu soruların ALB Forex Araştırma Müdürü Emre Çayırlı’ya sorduk. ekonomist.com.tr okuyucuları için ayrıntılı değerlendirmeler yapan Çayırlı ile özel röportajımızı okuyabilirsiniz.
Ceren Oral Balaban [email protected]
Bayram sonrası piyasalarda hareketlilik başladı. Bundan sonraki sürece dair beklenti ve öngörüler de yatırımcılar tarafından en çok merak edilen konuların başında geliyor. ALB Forex Araştırma Müdürü Emre Çayırlı, ekonomist.com.tr okuyucuları için; küresel ve yurtiçi borsalardaki mevcut görünümü ayrıntılarıyla değerlendirdi, hem BİST-100 Endeksi hem de dolar/TL ve Euro/dolar pariteleri ile ons ve gram altına dair öngörülerini paylaştı. Ayrıca farklı yatırımcı profillerine göre yatırım önerilerini de sıralayan Çayırlı, piyasalarda takip edilmesi gereken önemli konu başlıklarını aktardı. Emre Çayırlı’nın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Son dönemde küresel borsalardaki görünümü nasıl değerlendirirsiniz?
Genel olarak küresel piyasalarda pozitif görünüm devam ediyor. Bazı dönemlerde ABD Merkez Bankası (FED) tarafından beklenen piyasa hamleleri ve varyant etkisi ile vaka artış haberleri borsaları negatif etkilese de iyimser görünüm bozulmadı. FED tarafından varlık alımının azaltılması ve sözlü müdahaleler için iki durumun oluşması gerekiyor: Enflasyon artışı ve istihdamda toparlanma. Bu iki durum içerisinde enflasyonda güçlü artış devam etse de istihdamda net bir toparlanma görülmüyor. Bu duruma ek olarak varyant kaynaklı riskler ekonomik toparlanmayı geciktirebilir. FED tarafından hamleler orta vadede beklense de bu durumun uzun vadeye geçmesi genel görünüm itibarıyla beklenti dahilinde. FED’in aksiyon almaması küresel borsaları desteklemeye devam edebilir.
BİST-100’e dair ağustos ayı sonuna kadarki süreçte beklentileriniz nasıl? Yükseliş başlar mı?
Yılbaşı itibarıyla küresel borsalar ile Borsa İstanbul kıyaslandığında, Borsa İstanbul’da negatif ayrışma devam ediyor. Fakat temmuz ayı sonlarında güçlü gelmesi beklenen ikinci çeyrek bilançolarının etkisi ile Borsa İstanbul’da pozitif görünüme geçiş başlayabilir. Bir diğer etken olarak TCMB’den olası bir faiz indiriminin, artması beklenen enflasyonun da etkisiyle yıl sonuna kadar bir hamle beklenmemesi ve buna ek olarak sözlü sıkılaşma söylemlerinin arttırılması durumları, TL varlıklarına pozitif etki edebilir. Önümüzdeki aylarda kısa vadeli beklentilerde Borsa İstanbul’da bankacılık endeksi öncülüğünde toparlanmanın ve ayrışmanın yaşanması pozitif bir senaryo olarak öngörülebilir. Diğer yandan, iç politika akışı ve makro riskler gibi durumlar Borsa İstanbul’da baskı yaratabilir. Teknik olarak 1.350 altı kapanışlarda aşağı yönlü riskin devam etmesi durumunda 1.310 seviyesi destek olarak takip edilebilir. 1.360 üzerinde kalıcılık sağlanabilirse borsada tekrar pozitif görünümün oluşması için 1.400 seviyesi eşik olarak kabul edilebilir.
Ağustos ayı sonuna kadarki süreç için dolarda nasıl hareketler öngörüyorsunuz?
Hazirana ayına ait enflasyon oranında yükselişin devam etmesi ve TÜFE’nin yıllık bazda yüzde 17,5 seviyesine yükselmesi TCMB’den beklenen faiz indirimini bir süre daha ötelemiş durumda. Özellikle ÜFE oranında yaşanan hızlı yükleşin sürüyor olması ilerleyen süreçte ÜFE-TÜFE geçişkenliğinin yaşanması halinde enflasyon oranı üzerinde yükseltici bir baskı yaratabilir. Haziran ayında yüzde 42,89 düzeyine yükselen ÜFE’de yükselişin devam etmesi halinde gösterge faizinde indirim olasılığı azalmaya başlayacak. Diğer yandan FED’in tahvil alım programında azaltmayı konuşmaya başlayabilecek olması piyasalar üzerinde tedirginlik yaratmaya devam ediyor.
Son dönemlerde TCMB repo işlemlerinde yaşanan azalışın TL tarafında pozitif etki yarattığı ve kurun 8,60 aşağısına geçtiği görülüyor. Kısa vadeli hareketler için 8,50 seviyesinden geçen yükseliş trendi desteği üzerinde kalındığı sürece dolar/TL kurunda değer artışının devam ettiğini görebiliriz. USD/TRY paritesi için yaşanabilecek yükseliş hareketlerinde ise 8,71-8,73 aralığı önemli bir direnç haline gelmiş durumda. Ağustos ayı sonunda Jackson Hole toplantısıyla piyasa hareketleri yeniden şekil kazanmaya başlayabilir.
Euro/dolar paritesi için beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?
Euro/dolar paritesi, FED’in parasal sıkılaşma söylemleriyle girdiği satış baskısına devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafında ise ekonomiyi destekleyici önlemler alınmaya devam ederken, enflasyon oranı hedeflemesine yönelik limitlerin yükseltilmesi durumunda temmuz ayı sonunda 1,17, ağustos ayı sonunda ise 1,16 seviyesine doğru değer kaybının sürdüğünü görebiliriz.
Ons altında nasıl bir tablo var?
Haziran ayı FED toplantısı sonrasında, noktasal beklenti grafiğinde yaşanan değişimle faiz artış beklentisinin oluşması sonrasında değer kaybeden ons altın fiyatı, 1.750 dolara kadar gerilemesinin ardından yönünü yeniden yukarıya çevirdi. Temmuz ayının başında delta varyantının neden olduğu endişe ise güvenli liman talebini canlandırdı ve ons altın fiyatını destekledi. Ekonomik büyümenin düşebileceğine yönelik hissiyatla ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1,29 seviyesine gerilemesine paralel olarak 1.818 dolara yükselen ons altın fiyatı önümüzdeki süreçte değer kazanmaya devam edebilir. ABD ekonomisine ilişkin istihdam verilerinde yaşanan dalgalanma ise FED politakasına yönelik sıkılaşma beklentilerini bir süre daha öteleyecek gibi duruyor. Keza açıklanan PMI raporlarında ABD istihdamına yönelik beklentilerin belirsizliğini koruduğu görülüyor. ABD’de uzun vadeli enflasyon beklentilerin yüzde 2’nin üzerine seyretmesi, ons altın fiyatındaki değer kaybını yavaşlatır nitelikte.
Ons altında yükseliş hızlanır mı?
Teknik olarak incelediğinde ons altın fiyatının iki yıldır süren yükseliş trendi üzerinde bulunuyor olması, pozitif havanın devam ettiğini gösteriyor. Bu kapsamda 2019 Mayıs ayında başlayan ve 1.725 dolar yakınlarından geçen yükseliş trendi üzerinde kalındığı sürece pozitif hava devam edecek. İlerleyen süreçte 1.845 doların üzerine geçilmesi durumundaysa yeniden 1.915 dolar denemesinin geldiğini görebiliriz.
Peki, gram altın için tahminleriniz neler?
Gram altın fiyatında, dolar/TL kurunda yaşanan düşüşün de etkisiyle 488 TL seviyesine kadar değer kaybı yaşanmış olsa da son günlerde 500 TL etrafında dalgalanma devam ediyor. İlerleyen süreçte TCMB para politikasında alınacak kararlar dolar kuru üzerinde etki yaratabilir. Yükseliş yaşanması halinde 505 TL ve 515 TL direnç seviyeleri olarak izlenebilir. Özellikle 515 TL üzerinde kalıması durumunda yeni bir yükseliş başlayabilir. TL’ye yönelik sıkıştırma tedbirleriyle gram altın fiyatın yaşanabilecek değer kayıplarında 485 TL kuvvetli bir destek bölgesi olarak takip edilebilir.
Piyasalarda hangi konu başlıklar takip edilmeli?
Her ay düzenli periyotlarla takip ettiğimiz ve açıklandığında piyasalarda hareketlilik yaratan bazı veriler var. Merkez bankalarının aylık faiz kararları, yine aylık olarak açıklanan enflasyon, işsizlik ve tarım dışı istihdam oranları düzenli olarak takip edilmeli. Hem paritelerde hem emtialarda ve borsalarda aylık olarak gelen bu veriler etki yaratıyor. Bunun dışında gündemde OPEC toplantıları ve delta varyantının seyri merak konusu. OPEC toplantısından çıkacak karar petrol ve özellikle gelişmekte olan ekonomilerin paraları üzerinde etki yaratabilir. Delta varyantının yayılma hızı ve aşıların yeni tip virüs üzerinde etkili olup olmayacağı da dünya ekonomisi üzerinde baskı yaratabilecek olan bir başka etken. Daha uzun vadede ise yeşil enerji dönüşümü ve ülkelerin bu konu ile ilgili izlediği politikalar hem dünya düzeninin hem de tüm ülke ekonomilerinin üzerinde değişim yaratabileceği için yakından takip edilmeli.
Emre Çayırlı’dan farklı yatırımcı profillerine göre 5 kritik yatırım önerisi:
Bayram sonrası piyasalarda hareketlilik başladı. Bundan sonraki sürece dair beklenti ve öngörüler de yatırımcılar tarafından en çok merak edilen konuların başında geliyor. ALB Forex Araştırma Müdürü Emre Çayırlı, ekonomist.com.tr okuyucuları için; küresel ve yurtiçi borsalardaki mevcut görünümü ayrıntılarıyla değerlendirdi, hem BİST-100 Endeksi hem de dolar/TL ve Euro/dolar pariteleri ile ons ve gram altına dair öngörülerini paylaştı. Ayrıca farklı yatırımcı profillerine göre yatırım önerilerini de sıralayan Çayırlı, piyasalarda takip edilmesi gereken önemli konu başlıklarını aktardı. Emre Çayırlı’nın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Son dönemde küresel borsalardaki görünümü nasıl değerlendirirsiniz?
Genel olarak küresel piyasalarda pozitif görünüm devam ediyor. Bazı dönemlerde ABD Merkez Bankası (FED) tarafından beklenen piyasa hamleleri ve varyant etkisi ile vaka artış haberleri borsaları negatif etkilese de iyimser görünüm bozulmadı. FED tarafından varlık alımının azaltılması ve sözlü müdahaleler için iki durumun oluşması gerekiyor: Enflasyon artışı ve istihdamda toparlanma. Bu iki durum içerisinde enflasyonda güçlü artış devam etse de istihdamda net bir toparlanma görülmüyor. Bu duruma ek olarak varyant kaynaklı riskler ekonomik toparlanmayı geciktirebilir. FED tarafından hamleler orta vadede beklense de bu durumun uzun vadeye geçmesi genel görünüm itibarıyla beklenti dahilinde. FED’in aksiyon almaması küresel borsaları desteklemeye devam edebilir.
BİST-100’e dair ağustos ayı sonuna kadarki süreçte beklentileriniz nasıl? Yükseliş başlar mı?
Yılbaşı itibarıyla küresel borsalar ile Borsa İstanbul kıyaslandığında, Borsa İstanbul’da negatif ayrışma devam ediyor. Fakat temmuz ayı sonlarında güçlü gelmesi beklenen ikinci çeyrek bilançolarının etkisi ile Borsa İstanbul’da pozitif görünüme geçiş başlayabilir. Bir diğer etken olarak TCMB’den olası bir faiz indiriminin, artması beklenen enflasyonun da etkisiyle yıl sonuna kadar bir hamle beklenmemesi ve buna ek olarak sözlü sıkılaşma söylemlerinin arttırılması durumları, TL varlıklarına pozitif etki edebilir. Önümüzdeki aylarda kısa vadeli beklentilerde Borsa İstanbul’da bankacılık endeksi öncülüğünde toparlanmanın ve ayrışmanın yaşanması pozitif bir senaryo olarak öngörülebilir. Diğer yandan, iç politika akışı ve makro riskler gibi durumlar Borsa İstanbul’da baskı yaratabilir. Teknik olarak 1.350 altı kapanışlarda aşağı yönlü riskin devam etmesi durumunda 1.310 seviyesi destek olarak takip edilebilir. 1.360 üzerinde kalıcılık sağlanabilirse borsada tekrar pozitif görünümün oluşması için 1.400 seviyesi eşik olarak kabul edilebilir.
- Bayram tatili sonrası altın, dolar ve borsada neler bekleniyor? Yatırımcılar nasıl bir portföy oluşturmalı?
- Gram altında yön nereye? 6 kurumdan eylül sonu tahmini
- 14 kurum 52 hissede ‘al’ diyor
- Portföylerde alım için ne öneriliyor?
Ağustos ayı sonuna kadarki süreç için dolarda nasıl hareketler öngörüyorsunuz?
Hazirana ayına ait enflasyon oranında yükselişin devam etmesi ve TÜFE’nin yıllık bazda yüzde 17,5 seviyesine yükselmesi TCMB’den beklenen faiz indirimini bir süre daha ötelemiş durumda. Özellikle ÜFE oranında yaşanan hızlı yükleşin sürüyor olması ilerleyen süreçte ÜFE-TÜFE geçişkenliğinin yaşanması halinde enflasyon oranı üzerinde yükseltici bir baskı yaratabilir. Haziran ayında yüzde 42,89 düzeyine yükselen ÜFE’de yükselişin devam etmesi halinde gösterge faizinde indirim olasılığı azalmaya başlayacak. Diğer yandan FED’in tahvil alım programında azaltmayı konuşmaya başlayabilecek olması piyasalar üzerinde tedirginlik yaratmaya devam ediyor.
Son dönemlerde TCMB repo işlemlerinde yaşanan azalışın TL tarafında pozitif etki yarattığı ve kurun 8,60 aşağısına geçtiği görülüyor. Kısa vadeli hareketler için 8,50 seviyesinden geçen yükseliş trendi desteği üzerinde kalındığı sürece dolar/TL kurunda değer artışının devam ettiğini görebiliriz. USD/TRY paritesi için yaşanabilecek yükseliş hareketlerinde ise 8,71-8,73 aralığı önemli bir direnç haline gelmiş durumda. Ağustos ayı sonunda Jackson Hole toplantısıyla piyasa hareketleri yeniden şekil kazanmaya başlayabilir.
Euro/dolar paritesi için beklentilerinizi öğrenebilir miyiz?
Euro/dolar paritesi, FED’in parasal sıkılaşma söylemleriyle girdiği satış baskısına devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafında ise ekonomiyi destekleyici önlemler alınmaya devam ederken, enflasyon oranı hedeflemesine yönelik limitlerin yükseltilmesi durumunda temmuz ayı sonunda 1,17, ağustos ayı sonunda ise 1,16 seviyesine doğru değer kaybının sürdüğünü görebiliriz.
Ons altında nasıl bir tablo var?
Haziran ayı FED toplantısı sonrasında, noktasal beklenti grafiğinde yaşanan değişimle faiz artış beklentisinin oluşması sonrasında değer kaybeden ons altın fiyatı, 1.750 dolara kadar gerilemesinin ardından yönünü yeniden yukarıya çevirdi. Temmuz ayının başında delta varyantının neden olduğu endişe ise güvenli liman talebini canlandırdı ve ons altın fiyatını destekledi. Ekonomik büyümenin düşebileceğine yönelik hissiyatla ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1,29 seviyesine gerilemesine paralel olarak 1.818 dolara yükselen ons altın fiyatı önümüzdeki süreçte değer kazanmaya devam edebilir. ABD ekonomisine ilişkin istihdam verilerinde yaşanan dalgalanma ise FED politakasına yönelik sıkılaşma beklentilerini bir süre daha öteleyecek gibi duruyor. Keza açıklanan PMI raporlarında ABD istihdamına yönelik beklentilerin belirsizliğini koruduğu görülüyor. ABD’de uzun vadeli enflasyon beklentilerin yüzde 2’nin üzerine seyretmesi, ons altın fiyatındaki değer kaybını yavaşlatır nitelikte.
Ons altında yükseliş hızlanır mı?
Teknik olarak incelediğinde ons altın fiyatının iki yıldır süren yükseliş trendi üzerinde bulunuyor olması, pozitif havanın devam ettiğini gösteriyor. Bu kapsamda 2019 Mayıs ayında başlayan ve 1.725 dolar yakınlarından geçen yükseliş trendi üzerinde kalındığı sürece pozitif hava devam edecek. İlerleyen süreçte 1.845 doların üzerine geçilmesi durumundaysa yeniden 1.915 dolar denemesinin geldiğini görebiliriz.
Peki, gram altın için tahminleriniz neler?
Gram altın fiyatında, dolar/TL kurunda yaşanan düşüşün de etkisiyle 488 TL seviyesine kadar değer kaybı yaşanmış olsa da son günlerde 500 TL etrafında dalgalanma devam ediyor. İlerleyen süreçte TCMB para politikasında alınacak kararlar dolar kuru üzerinde etki yaratabilir. Yükseliş yaşanması halinde 505 TL ve 515 TL direnç seviyeleri olarak izlenebilir. Özellikle 515 TL üzerinde kalıması durumunda yeni bir yükseliş başlayabilir. TL’ye yönelik sıkıştırma tedbirleriyle gram altın fiyatın yaşanabilecek değer kayıplarında 485 TL kuvvetli bir destek bölgesi olarak takip edilebilir.
Piyasalarda hangi konu başlıklar takip edilmeli?
Her ay düzenli periyotlarla takip ettiğimiz ve açıklandığında piyasalarda hareketlilik yaratan bazı veriler var. Merkez bankalarının aylık faiz kararları, yine aylık olarak açıklanan enflasyon, işsizlik ve tarım dışı istihdam oranları düzenli olarak takip edilmeli. Hem paritelerde hem emtialarda ve borsalarda aylık olarak gelen bu veriler etki yaratıyor. Bunun dışında gündemde OPEC toplantıları ve delta varyantının seyri merak konusu. OPEC toplantısından çıkacak karar petrol ve özellikle gelişmekte olan ekonomilerin paraları üzerinde etki yaratabilir. Delta varyantının yayılma hızı ve aşıların yeni tip virüs üzerinde etkili olup olmayacağı da dünya ekonomisi üzerinde baskı yaratabilecek olan bir başka etken. Daha uzun vadede ise yeşil enerji dönüşümü ve ülkelerin bu konu ile ilgili izlediği politikalar hem dünya düzeninin hem de tüm ülke ekonomilerinin üzerinde değişim yaratabileceği için yakından takip edilmeli.
5 kritik yatırım önerisi
Emre Çayırlı’dan farklı yatırımcı profillerine göre 5 kritik yatırım önerisi:
- Yatırımcılarımıza portföy oluştururken yatırımlarını tek bir enstrümana yapmak yerine birkaç farklı enstrümana yapmalarını tavsiye ediyoruz. Riskin dağıtılmasını, yatırımcıların büyük zararlar elde etmesine engel olacak bir emniyet sibopu olarak görüyoruz.
- Yatırım araçlarındaki son durumu sık sık takip edemeyecek olan yatırımcılar ise çeşitli enstrümanlardan oluşan fonlara yatırım yapabilirler. Böylece almak istedikleri riske uygun olan fonlardan seçim yaparak profesyonel olarak oluşturulan sepetlerden yararlanabilirler.
- Fon sepetlerini kendi yapmak isteyen yatırımcılar; tasarruflarını döviz, emtia, TL mevduatı ve hisse senedi olarak belirleyecekleri orana göre bölüştürebilirler.
- İçinde bulunduğumuz pandemi döneminin sonuna gelindiği düşünülürken delta ve delta plus varyantlarının vakalarının artması tüm dünyada endişe yarattı. Salgının yeniden yayılma ihtimali tüm enstrümanlar üzerinde baskı yaratıyor. Bu yüzden yatırımcıların ihtimalleri göz önünde bulundurarak tasarruflarını değerlendirmelerinde yarar var.
- Portföy dağılımımız; hisse yüzde 10, dolar yüzde 10, TL mevduat yüzde 20, tahvil-bono yüzde 20, Öst ve fonu yüzde 20, altın yüzde 20 olarak sıralanıyor.