Ekonomi yavaşladı, etkisini sadece büyük kentlerde değil, Anadolu'da da hissettik. Ölçümler de rakamlara dayanıyor.
TALAT YEŞİLOĞLU
[email protected]
Türkiye ekonomisi içinde Anadolu'nun nabzını en iyi tutan araştırmanın Anadolu500 olduğu kesin.
Bu konuda tevazu yok, 16 yıldır böyle… Türk Ekonomi Bankası'nın (TEB) desteğiyle hazırladığımız bu araştırmaya ilişkin birkaç temel bulguya dikkat çekmek istiyorum.
Birincisi, doğal olarak ciro büyüklüğü. Hain darbe girişiminin yaşandığı 2016'da ekonomi içindeki payı 2010 yılı seviyesine gerileyen Anadolu500 şirketlerinin toplam cirosu, reel büyüme temposunu 2018'de de sürdürdü.
Büyüme temposu 2017 kadar değildi ama reel büyümenin gerçekleşmesini önemsiyorum.
Cirodaki reel büyüme, Anadolu'nun ekonomi içindeki payını da yükseltti. 2018 verilerine göre bu oran yüzde 8,7. Böylece, iki yılda 1 puanlık yükseliş kaydedildi. Fakat bu yükselişle ancak 2014 seviyesi yakalanabildi.
İkincisi, cirodaki büyüme reel olarak kayıtlara geçti ama kârlılıkta ciddi bir gerileme dikkati çekiyor. Aslında, bunun da Türkçesi, şirketler büyüme temposunu koruyabilmek için kârlılıktan ciddi bir şekilde fedakarlıkta bulundu.
Eminim, bu araştırmanın üzerine çok sayıda akademik çalışma yapılması gerekiyor. Üçüncüsü, ekonomideki daralma ve kârlılıktaki düşüş istihdama da yansıdı.
Listeye giren şirketlerin toplam istihdamı geriledi. Türkçesi, ekonominin gerçekleriyle, televizyonlardan canlı yayınlanan basın toplantılarındaki vaatler örtüşmüyor!
Cuma günü açıklanan işsizlik oranları da, bu yılın performansı için umut vermiyor gibi görünüyor. İstihdamla ilgili olarak, iddialı siyasi demeçler ve büyük reform vaatleri yerine, ince dokunuşların daha çok işe yarayacağı görüşündeyim.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na danışmanlık yapan Chicago Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit'in araştırmalarında ortaya çıktığı gibi, 50 çalışan sayısı aşıldığında ortaya çıkan ek yükümlülükler konusunda adım atılmalı.
Ayrıca, belli ki istihdam için sağlanan destekler arzu edilen sonuçları vermiyor. O zaman, istihdamın üzerindeki yüklerin azaltılması yönünde adımların atılması gerektiği görüşündeyim.
Dördüncüsü, araştırmamız üç büyük ilin dışındaki illeri içeriyor. Fakat, listemizde temsil edilmeyen hala 31 ilimiz var. Giriş bariyerinin 158 milyon TL olduğu bir ortamda bu rakamları tutturamayan şirketlerin olduğunu söylemek zor.
Bu da şirketlerin kurumsallaşmanın temel prensipleri olan şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkelerine epey uzak olduklarını gösteriyor.
15 yıl önce Anadolu250 ile başlayan ve 2009'dan itibaren Anadolu500 olarak devam eden bu araştırmayı destekleyen Türk Ekonomi Bankası'nın (TEB) genel müdürü Ümit Leblebici ile kurumsal bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcısı Gülümser Özgün Henden'e teşekkür ediyorum.
Anadolu'daki yükselişin devam ettiği bir hafta diliyorum.