Başta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere 206 isim üzerinden yürüyen soruşturma ve davalar, tutuklama ile sonuçlandı ve Türkiye’nin dört bir yanına milyonlarca insanın katıldığı protestolara neden oldu. Her ne kadar görünürde yargıya ilişkin olduğu öne sürülse de temelde siyaset dünyasındaki gerilimi yansıtan bu gelişmelerin elbette ekonomiyi etkilememesi mümkün değil.
Ekonomist’in 30 Mart-12 Nisan 2025 tarihli sayısından
İmamoğlu’nun diploma iptali ile fitili ateşlenen bu gerilim, ilk birkaç günde hem borsada tarihi diplere hem de döviz kurlarında tarihi yükselişlere yol açtı. TCMB’den gelen adımlar sonrasında, şimdilik piyasaların ateşinin düşürüldüğünü söyleyebiliriz. Ancak tutukluluk hali ve yargılamalar sürdükçe, yeni gerilimlerin yaşanacağını da kestirmek güç değil.

ENFLASYON TAHMİNİ YÜKSELİŞTE
Ekonomi yönetimi 2025 sonu enflasyon hedefini yüzde 24 olarak belirlemiş olsa da gerek uluslararası kurumlar gerekse ekonomistler, Türkiye’de enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’un üzerinde seyretmeye devam edeceği görüşünde. Bununla birlikte, son gelişmelerin enflasyonu yeniden tırmandıracağı endişeleri de artıyor. 19 Mart öncesi ve sonrasına bakarsak, döviz kurlarındaki yükselişin kabaca yıl sonu enflasyonuna şimdilik 1-2 puanlık etki yapması kesin gibi gözüküyor. Ancak bu etkinin büyümesi ihtimali var. O nedenle bundan sonraki süreçte, özellikle siyaset arenasındaki gelişmeler belirleyici olacak. Hatırlatalım ki Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) son yayınladığı 2025 yılı tahminlerine göre, Türkiye yüzde 31,4 enflasyonla uzun yıllardır zirvede yer alan Arjantin’i geçerek, OECD ülkeleri arasında en yüksek enflasyona sahip ülke olacak. Arjantin ise yüzde 28,4 ile ikinci sırada yer alacak. Ancak hükümetin yıl sonu hedefini aşan OECD tahmininin bile şu aşamada ‘iyimser’ kaldığını söyleyelim.
BÜTÇE AÇIĞI SERT BAŞLADI
Enflasyondaki gelişmeleri takip ederken, diğer yandan kamudaki bütçe dengesini de gözden kaçırmamak gerekiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı son verilere göre, merkezi yönetim bütçe dengesi ocak ayında olduğu gibi şubat ayında da açık verdi. Buna göre, ocak ayında 139,3 milyar TL olan bütçe açığı, şubatta da 310,1 milyar TL açık verdi. 2024 yılı aynı ayında bütçe açığı 153,8 milyar TL idi. Yani 2025’in ilk iki ayındaki bütçe açığı 450 milyar TL’yi buldu. Merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak-Şubat 2024 döneminde 1 trilyon 457 milyar 873 milyon TL iken, bu yılın aynı döneminde yüzde 43,3 artışla 2 trilyon 89 milyar 859 milyon TL’ye yükseldi. Böylelikle 2025’te merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 14 trilyon 731 milyar 14 milyon TL ödeneğin yüzde 14,2’si kullanılmış oldu. Bu verilere baktığımızda, OVP hedefinin tutması için yılın kalanında mali duruşta belirgin bir sıkılaşma gerektiğini söylememiz gerekiyor. Hem enflasyon hem de bütçe dengesinde önümüzdeki aylarda yaşanan gelişmeler etkili olacak gibi gözüküyor.

PROF. DR. SİNAN ALÇIN / KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ
“2025 bütçesinin yüzde 36’sı transfer harcamaları”
“Hükümet ne yazık ki hala enflasyonla mücadele konusunda net bir program ortaya koymuş değil. Enflasyonla mücadele büyük oranda Merkez Bankası’nın attığı adımlarla yürütülüyor. Öte yandan 2025 bütçesinin yüzde 36’sı ‘transfer harcamaları’ndan oluşuyor. Bir taraftan devlet yeni vergi denetimleri ve resmi harçlarda büyük zamlar yaparken, diğer tarafta harcamalarını kısması gereken kadar kısmıyor. Yani hükümet ayağını hala yorganına göre uzatmıyor, bunun yerine yorganı sündürerek, çekiştirerek işi götürmeye çalışıyor. Bu nedenle önümüzdeki aylardaki bütçe gerçekleşmelerini yakından takip etmek gerekiyor.”

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK YÜZDE 26,7’YE ÇIKTI
Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2024 yılına ilişkin iş gücü istatistikleri, pek çok haberde “Son 12 yılın en düşük işsizlik oranı” başlığı ile verildi. Elbette 2023 sonunda yüzde 9,4 olan işsizlik oranının 2024 sonunda yüzde 8,7’ye gerilemesi sevindirici bir gelişme. Ancak bu sevinci yaşarken, gözlerden kaçmaması gereken bir olumsuzluğu da akılda tutmamız gerekiyor. O da geniş tanımlı işsizlik oranında son bir yılda yaşanan yükseliş. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve işsizlerden oluşan atıl iş gücü oranı 2024 yılında bir önceki yıla göre 3,9 puan artarak yüzde 26,7 oldu. Bu da çalışabilir nüfusta her dört kişiden birinin istihdam piyasasında olmadığını gösteriyor.
GENÇ İŞSİZLİK YÜZDE 16,3
Rakamların ayrıntılarına bakarsak, tablo şöyle: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan açıklamada, Hanehalkı İş Gücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılında bir önceki yıla göre 151 bin kişi azalarak 3 milyon 113 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,7 puan azalarak yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,1 iken kadınlarda yüzde 11,8 olarak tahmin edildi. İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılında bir önceki yıla göre 988 bin kişi artarak 32 milyon 620 bin kişi, istihdam oranı ise 1,2 puan artarak yüzde 49,5 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 32,5 olarak gerçekleşti. İş gücü 2024 yılında bir önceki yıla göre 837 bin kişi artarak 35 milyon 733 bin kişi, iş gücüne katılma oranı ise 0,9 puan artarak yüzde 54,2 olarak gerçekleşti. İş gücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 72,0, kadınlarda ise yüzde 36,8 oldu.15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı 2024 yılında bir önceki yıla göre 1,1 puan azalarak yüzde 16,3 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 13,1, kadınlarda ise yüzde 22,3 olarak tahmin edildi. İstihdam edilenlerin yüzde 14,8’i tarım, yüzde 20,7’si sanayi, yüzde 6,6’sı inşaat, yüzde 57,9’u ise hizmet sektöründe yer aldı. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında hizmet ve inşaat sektörlerinin istihdam edilenler içindeki payı 0,3 puan artarken, sanayi sektörünün payı 0,5 puan azaldı, tarım sektörünün payı ise değişim göstermedi.

TÜKETİCİ GÜVENİ 23 AYIN EN YÜKSEĞİNDE
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası iş birliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, yüzde 4,6 artışla 85,9 oldu. Böylelikle Mayıs 2023Wten bu yana en yüksek seviye görülürken, geçen ay 79,3 olan gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi endeksi de yüzde 6,7 yükselişle martta 84,6’ya ulaştı.
Öte yandan kapasite kullanımında da yükseliş sürüyor. Mevsimsel etkilerden arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı (KKO), bir önceki aya göre 0,3 puan artarak yüzde 75,2 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsel etkilerden arındırılmamış KKO ise, bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 74,4 seviyesinde gerçekleşti.