Son dönemde TL mevduat faizlerindeki yükseliş dikkat çekerken, negatif reel faiz ortamı ise sürüyor. Mevduat faizlerinin enflasyona yakınsadığı oranda BİST'i baskılaması beklense de bu etkinin BİST'teki yükseliş trendini bozucu değil; yukarı yönlü hızını yavaşlatıcı şekilde olacağı öngörülüyor.
İsrail ve Hamas arasındaki çatışmaların Ortadoğu'da görünümü bulanıklaştır-ması ve bölgenin konumu nedeniyle petrol arzına dair endişelerin artması piyasaları etkiliyor. Savaşta taraf olmadığından Türkiye'nin varlık fiyatlamalarında kalıcı negatif etki beklenmese de ÜNLÜ & Co Araştırma Bölümü Kıdemli Müdürü Murat Akyol'a göre; yüksek tansiyon, varlık fiyatlarında volatilite yaratabilir.
Gerilimin BİST'in teknik görünümünü bulanıklaştırdığı görüşündeki Akyol; kısa vadede 8.400'ün üzerinde kalıcılık sağlanmasının BİST'in baskıdan sıyrılmasını kolaylaştıracağının altını çiziyor.
FAİZ ORANLARI YÜKSELİŞTE
Yurtiçinde yeni ekonomi politikaları, enflasyondaki eğilim, TCMB'nin kademeli sıkılaştırma adımları, yurtdışı yatırımcı toplantıları ve kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamaları önemini koruyor. TL mevduat faizlerindeki yükseliş de yatırımcıların gündemindeki önemli konulardan biri.
TCMB, son dört toplantısında politika faizini yüzde 8,5'ten yüzde 30'a getirdi. Bankalara KKM hesaplarını standart TL mevduatlara dönüştürme amacıyla yeni hedefler atanırken TL dönüşümlü KKM'lerde asgari faiz zorunluluğu da kaldırıldı. Bu gelişmelerle TL mevduat faizlerinde de yükseliş hızlandı.
29 Eylül ile biten haftayla bankaların TL mevduat için uyguladığı faiz oranı yüzde 37'ye, üç aya kadar vadeli mevduatta yüzde 45'e ulaştı. Pazarlıklara ve paranın miktarına göre bu oranların yüzde 50'lere yaklaştığı da ifade ediliyor. Bu aşamada akıllara gelen soru ise mevduat faizlerinin borsaya rakip olup olamayacağı.
“HIZINI YAVAŞLATABİLİR"
Yıl sonu enflasyon beklentisinin OVP'ye göre yüzde 65 olduğu göz önüne alındığında negatif reel faiz ortamı sürüyor. "Enflasyonunun yükselişe geçtiği son ayların yanı sıra beklentilerin yukarı yönlü revize edildiği de dikkate alınırsa mevduat faizleri enflasyona yaklaşabilir" diyen InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan'a göre; TCMB'nin sıkılaşmaya devam edeceği varsayımıyla yıl sonunda mevduat faizlerinde yüzde 55'ler görülebilir. Faizlerin enflasyona yakınsadığı oranda borsadaki baskının artacağını tahmin eden Bircan; mevcutta negatif reel faiz nedeniyle bu etkinin trendi bozucu değil, kısa vadeli ve BİST'in yukarı yönlü hızını yavaşlatıcı şekilde olmasını bekliyor.
GCM Yatırım Araştırma Müdürü Kudret Ayyıldır; faiz artışlarının ve büyüme temposundaki yavaşlamanın şirketlere etkisinin borsa yatırımcılarını kararsızlığa itebileceğinin altını çiziyor. Ancak yabancı yatırımcıların gelebileceği beklentilerinin borsayı cazip kıldığı notunu düşen
Ayyıldır; "Enflasyon üzerinde getiri arayışındaki yatırımcılar, borsada hikâye yaratacak sektör ve şirketlere ortak olmaya devam edebilir" diyor. Kudret Ayyıl-dır'a göre; üçüncü çeyrek bilançolarına yönelik iyimser beklentiler ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yabancı yatırımcı görüşmeleri, geleceğe yönelik fiyatlama davranışını önceden fiyat kalemine dahil ederek bu süreçte bor-sanın mevduata göre biraz daha popüler kalmasını sağlayabilir.
"BORSAYA İLGİ SÜRECEK"
Mevduat yatırımcısının sabit getiriye odaklanan ve riski bu getiri üzerinde gören bir kitle olduğunu kaydeden A1 Capital Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı M. Baki Atılal, borsa yatırımcısının risk algısının ise enflasyonu yenme odağıyla yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Borsada mevcut değerler üzerinden 12 aylık hedef değer artışı yüzde 30-32 çıksa da bunun garantisinin olmadığını aktaran Atılal; "Mevduatta yüzde 37-50 bandında sabit getiri bulunması, riski sevmeyen ama düşük mevduat faizi verildiğinden borsaya kısa dönem için girmiş yatırımcı için cazip" diyor. Bu durumun mevduatın borsaya rakip olduğunu gösterdiğini söyleyen Baki Atılal, şöyle devam ediyor:
"SPK, hemen hemen her hafta kurumların yeni fonlar kurmasına izin veriyor ve bu fonlar ağırlıklı şemsiye fon ve hisse ağırlıkları yüksek. Kısa dönem için borsaya gelen mevduat tabanlı yatırımcıların borsada yapabilecekleri satışlar; güçlü piyasa beklentileriyle ve fonların alımlarıyla sert bir düşüşü tetikleyecek boyutta olmaz.
Mevduatın borsaya rakip olduğunu düşünsek de enflasyondaki artış sürdükçe borsaya ilgi de sürecek. Halka arzlarda getirinin yüksek olması ve normalleşme politikasıyla yabancı yatırımcıların borsaya geleceği beklentisi de borsaya ilginin yüksek kalmasına olanak verebilir."
PORTFÖYLERDE SON DURUM
Borsaya ilginin süreceği öngörüsü, portföylerde hisseye ağırlık verilmesi sonucunu doğuruyor. Tablomuzda da inceleyebileceğiniz gibi, portföy dağılımlarında hisse ilk sıradaki yerini koruyor. İkinci sıradaki TL mevduatın payında ise önceki dönemlere göre artış gözleniyor.
Ahlatcı Yatırım Araştırma Uzmanı Tuğba Ekin; borsadaki yükselişi en hızlı takip eden BİST-100 hisselerinin portföylerde ağırlığının yüksek olmasını faydalı görüyor. Sigortacılık, bankacılık, havacılık ve holding hisselerinin güçlü durduğuna dikkat çeken Ekin; savaş gerilimi gündemde kalmaya devam ederse savunma sanayinin de öne çıkabileceğini vurguluyor.
Tuğba Ekin; "Borsaya ilişkin iyi senaryomuz yıl sonu için 9.000-9.500 bandı. Kötü senaryomuz ise küresel çaptaki gerilimlerin de etkisiyle finans piyasasından olası çıkışlarla 7.000-7.500'lerde" diyor.
İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Sertaç Bulut; "İyi senaryoda yıl sonunda 10.000'leri görebiliriz. Yükselişin ana unsurları; üçüncü ve son çeyrek bilançolarının yanı sıra borsaya gelmesi muhtemel yabancı yatırımcılar ve enflasyonist ortamın sürmesi olabilir" diyor. Kötü senaryoda yıl sonu endeks beklentisi 7.400 olan Bulut'a göre; burada temel hikâye normalleşen ekonomi politikalarında bozulma ve TCMB'nin bağımsızlığına gölge düşürebilecek gelişmeler olabilir.
UĞUR BOĞDAY ZİRAAT YATIRIM GENEL MÜDÜRÜ
“HİSSE, MEVDUAT VE GRAM ALTINI ÖNE ÇIKARIYORUZ”
NASIL BİR DAĞILIM?
Mevcut durumda borsadaki potansiyel ve fırsatlara istinaden hisse ağırlığını yüzde 50 ile yüksek tutuyoruz. Mevduata yüzde 30 oranında yer verilebileceğini düşüyoruz.
Ons altındaki son düşüşün fırsat yaratması, jeopolitik gerginlikler, FED’in bir noktada yumuşamasına neden olabilecek potansiyel zayıf veriler ve dolar/TL’deki kısmi yükseliş eğilimiyle gram altın da yüzde 20 gibi bir oranla portföylerde yer alabilir.
HANGİ SEKTÖRLER?
Bankacılık, sigortacılık, holding, havacılık, gıda, gıda perakendesi, sağlık ve teknoloji borsada öne çıkarttığımız sektörler. Sigortacılık gibi faizlerin yükselişlerinden görece olumlu, gıda gibi ekonomik büyümeden daha az olumsuz etkilenebilecek defansif hisseler öne çıkabilir.
Jeopolitik gerginliklerin gıda fiyatlarında yukarı baskı yapma potansiyeli bu sektörlere yönelik beklenti oluşturabilir. Savunma harcamalarının artabileceği düşüncesiyle savunma sanayinde faaliyet gösteren şirketler takipte olabilir. Deprem felaketi sonrasında oluşacak talebe istinaden yapı, çimento, mobilya, beyaz eşya gibi sektörler de izlenebilir.