23 Haziran-6 Temmuz 2024 tarihli sayıdan
Türkiye, arı, kovan ve bal üretimi konularında dünya sıralamasında yer alıyor. 115 bin tonluk bal üretimi ile Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük arıcı ülkesi olan Türkiye’de, 9 milyon 200 kovan var ve yaklaşık 100 bin arıcı aile geçimini bu işten sağlıyor.
500 ballı endemik bitkinin yer aldığı Türkiye, bal çeşitliliği açıcından da oldukça zengin. Yaklaşık 10 milyar TL hacme sahip olduğu tahmin edilen sektörde, T.C Tarım ve Orman Bakanlığı’na kayıtlı irili ufaklı 500 civarında şirket var.
Sektörün markalı üretimi ise 1 milyar TL civarında. Dünyada arı ırklarının yüzde 20’sinin Türkiye’de bulunduğunu söyleyen Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği Merkez Başkanı Ziya Şahin, dünya bal ihracatında ise Türkiye’nin beşinci sırada yer aldığından yakınıyor.
Bal ihracatında ilk sırada yer alan Almanya’nın üretici değil, bal toplayıcı bir ülke olduğunun altını çizen Şahin, “Maalesef bal ihracatı konusunda Türkiye’nin bir pazarlama stratejisi yok. Pazar yaklaşık 20 yıldır paketli ürün üzerine değil, dökme ürün üzerine ilerliyor. ‘Türk balı’nın hak ettiği değeri yurt dışı pazarlarda da görmesi için ürünümüze sahip çıkmalıyız” diyor.
ZİYA ŞAHİN / TÜRKİYE ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ MERKEZ BAŞKANI
ÇAM BALINDA LİDER
Türkiye’nin özellikle çam balı ihracatında yüzde 92’lik pay ile dünya lideri. Ege ve Akdeniz bölgelerinde üretilen bu bal çeşidi kritik öneme sahip. Üretimde, bu bal çeşidine ağırlık verilmesinin Türkiye’yi dünya bal sektörünün bir numaraya çıkarabileceğinin altını çizen Şahin, “Bu yöndeki üretim çok kritik. O nedenle ormanları korumamız şart. Yangınlar üretimi olumsuz etkiliyor. Geçtiğimiz yıllarda bildiğiniz gibi bakanlık verilerine göre 5 bin hektar çam balı ormanı yandı. Şu anda 10 bin hektar çam balı üretimi için kullanılıyor. Ancak 250 bin hektarlık potansiyel olduğu biliniyor” diye anlatıyor.
Öte yandan sektörde petek bal ihracatında da fırsatlar söz konusu. 2023’te Türkiye’nin 10 bin tona yakın petek bal ihraç ettiğinden söz eden Şahin, “Bu rakam artarak devam edecek. Ancak bu üretim türü için kriterlerin netleşmesi gerekiyor. Bakanlığın ve ilgili birimlerin petek bal konusunda da kayıt sistemi üzerine çalışması gerekiyor” diyor.
ÜRETİMDE ORDU BAŞI ÇEKİYOR
Kovan sayısında Ege Bölgesi, 1,7 milyon adet ile lider konumda bulunarak Türkiye kovan sayısının yüzde 18,7’lik kısmını tek başına barındırıyor. Bölgedeki arılı kovanların yüzde 52,6’sı Muğla’da bulunuyor. Akdeniz Bölgesi 1,5 milyon adet kovan ile Türkiye’de yüzde 16,4’lük paya sahip olup ikinci sırada yer alırken, 1,2 milyon kovan ile Doğu Karadeniz Bölgesi yüzde 13,3’lük pay ile kovan sayısında üçüncü sırada yer alıyor.
Öte yandan Türkiye’deki toplam bal üretimine ilişkin son verilere göre; yüzde 16,1’lik pay ile Ordu birinci, yüzde 10,7’lik paya sahip Adana ikinci ve yüzde 5,6’lık pay ile Muğla ise üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye’de arıcılar yılda en az 15 bin kilometre yol kat ediyor.
Dolayısıyla sektörün en önemli maliyetini akaryakıt oluşturuyor. Bal üretiminde maliyetlerin son yıllarda çok fazla arttığından yakınan sektör temsilcileri ise geçen yıl bir kilogram balın maliyetinin 128 TL olduğuna, bu yıl ise rakamın 220 TL’yi geçtiğine dikkat çekiyorlar.
CAN SEZEN / ANAVARZA BAL GENEL MÜDÜRÜ
TOZ BAL DA ÜRETECEK
Pek çok kooperatifin ve yerli üreticinin faaliyet gösterdiği bal sektöründe pazarın iki büyük oyuncusu var. Bu alanda üretim temelleri 1995’te Adana Kozan’da Süleyman Sezen tarafından atılan Anavarza Bal onlardan biri. Yaklaşık 100 kişilik bir ekiple faaliyet gösterdiklerini söyleyen ve ürün gamlarında 20 çeşit ürün bulunduğunu söyleyen Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen, inovatif ürünlere ağırlık vererek büyüdüklerini söylüyor. Şu anda satışta olan krem baldan sonra toz bal da üretmeye başlayacaklarını söyleyen Sezen, “Avrupa’da ABD’de yıllardır satılan krem balı ilk kez ülkemizde biz çıkardık. Toz balda da aynı oldu. Bu ürünü beş yıldır çikolata, mama, ekmek, cips gibi ürünleri üreten büyük şirketlere endüstriyel olarak veriyorduk. Daha önce ithal edilen bir üründü. Bizimle birlikte ithalatın önüne geçtik. Şimdi de bu ürünü tüketicilerle buluşturacağız. Şeker yerine yüzde 100 doğal olan toz balı kullanabileceksiniz” diye anlatıyor.
Geçen yıl yüzde 100 büyüme gerçekleştiren Anavarza Bal yaklaşık 235 milyon TL ciroya ulaştı. Bu yıl da yüzde 100’lük bir büyüme planlanıyor. Cirosunun yüzde 5’i ihracattan gelen şirket, Balkan ülkeleri, dönemsel olarak ABD ve bazı Ortadoğu ülkelerine ihracat yapıyor. 500 metrekarelik alanda başlayan üretim yolculuğuna bugün 15 bin metrekarede devam eden şirket, yıllık 8 bin 500 tonluk üretim gerçekleştiriyor.
ALİ BOZER / BALPARMAK CEO’SU
5 BİN ARICI İLE ÇALIŞIYOR
Sektörün önde gelen oyuncularından biri de Altıparmak Gıda ve Balparmak markası. 1980 öncesinde geleneksel yollarla üretimi ve satışı yapılan balın ilk defa analiz edildikten sonra modern yöntemlerle paketlenip satışa sunulması Balparmak markasıyla oluyor. “1991’de elde ettiğimiz pazar liderliğini sürdürüyoruz, 2023 Nielsen verilerine göre, ciro bazında Türkiye’nin bir numaralı doğal bal markasıyız.
Euromonitor verilerine göre de dünyanın ilk 10 bal markası arasındayız. 2023’te 65 milyon dolar ciro elde ettik. Hedefimiz yüzde 10’luk yıllık net büyümeler ile yedi yılda şirketi ikiye katlamak” diye konuşan Balparmak CEO’su Ali Bozer, Çekmeköy’de 30 bin metrekare arazi üzerinde kurulu tesislerinde, 280 çalışanlarıyla yıllık 6 bin tonluk paketleme gerçekleştirdiklerini söylüyor. Yaklaşık 5 bin arıcı aile iletişim halinde olduklarından bahseden Bozer, şöyle devam ediyor:
“Ülkemizin yedi bölgesinden bal alıyoruz. Balları toplam 334 parametrede analizden geçiriyoruz. Portföyümüzde çiçek balı, tek çiçekten toplanan monoflora ballarımız ve bölgeye göre ayrılan yöresel doğal ballarımız mevcut. Bunlarla birlikte yüzde 92’si Türkiye’de üretilen çam balı ile toplam 14 farklı doğal bal çeşidimiz bulunuyor. 2026’ya kadar her yıl yeni ürün lansman planlıyoruz. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat da yapıyoruz. Ayrıca 2018’den bu yana ‘Balparmak Arıcılık Akademisi’ ile kadın ve gençlerin arıcılığa kazandırılmasını amaçlıyoruz. Bugüne kadar tam 7 bin kadın ve gence ulaşmayı başardık.”
DR. ASLI ELİF TANUĞUR / BEE’O PROPOLIS KURUCU ORTAĞI VE CEO’SU
ARI ZEHİRİNDEN KOZMETİK
Sektörde, inovatif ürünlerle adını duyuran girişimler de var. BEE’O Propolis onlardan biri. Hem dermokozmetik hem de takviye edici gıda alanında ürün geliştiren şirket, 11 yıldır faaliyet gösteriyor. Ham madde üretimlerini, tüm Türkiye’de yer alan 5 bin sözleşmeli arıcıları ve 550 bin arı kovanları aracılığıyla tedarik ettiklerini belirten BEE’O Propolis Kurucu Ortağı ve CEO’su Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, İstanbul Sancaktepe’de yer alan tesislerinde, 200 çalışanlarını ile faaliyet gösterdiklerini ve yaklaşık 120 çeşit ürünleri bulunduğunu söylüyor.
Toplam 2 milyon adetlerde üretim gerçekleştirdiklerini ifade eden Samancı, şöyle devam ediyor: “30 kişilik uzman AR-GE ekibimiz var. Bu yıl içerisinde yaklaşık 1 milyon dolar değerinde yeni bir yatırım planımız var. Bu yatırım, üretim kapasitemizi artırmak, yeni ürün geliştirme çalışmalarını desteklemek ve mevcut altyapımızı güçlendirmek amacıyla gerçekleştirilecek.”
Özellikle dermokozmetik alanında, arı ürünleri içeren cilt bakım ürünleri geliştirme konusunda dünyada ilklere imza attıklarına da değinen Samancı, “Anadolu propolisi, arı sütü ve ham balı dermokozmetik ürünlerde kullanıyorduk. Bununla birlikte, dünyada ilk kez arı zehri kullanılarak cilt bakım ürünleri formülize ettik. Ürünlerimizi 37 ülkeye ihraç da ediyoruz. 2023 ciromuz yaklaşık 300 milyon TL olup, 2024 yılı ciro hedefimiz ise yaklaşık 450 milyon TL” diye ekliyor.
ÇİĞDEM KOCAMAN / EDDING TÜRKİYE PAZARLAMA DİREKTÖRÜ
HOBİ AMAÇLI ARICILIK
Son dönemde arıcılık ile hobi olarak ilgilenenlerin sayısı da artış gösteriyor. Edding Türkiye Pazarlama Direktörü Çiğdem Kocaman da arıcılıkla hobi olarak uğraşan isimlerden. Arılarla ilgili hikayesinin 2017’de başladığını söyleyen Kocaman, Almanya’da yaşayan bir arkadaşının arıcılıkla uğraştığını öğrendikten sonra bu alana ilgi duyuyor. İSMEK tarafından düzenlenen ‘Arıcılık Kursu’nu tamamlayıp, hem arılar ve arıcılık üzerine temel bilgileri hem de sahada uygulamalı arıcılığın nasıl yapıldığını öğreniyor. “Ataşehir Ferhatpaşa’da bulunan orman alanında arıcılık yapan bir arıcı ile tanıştım. İki kovan edindim ve onun kovanlarının yanına yerleştirdim. Kovanlarımdan az miktarda bal alıp küçük kavanozlara koyup aileme ve yakın arkadaşlarıma yeni yıl hediyesi yapmaya başladım” diyen Kocaman, ‘The Natural Beekeeping Trust’ organizasyonu ile tanışıp onların Hollanda’daki eğitimlerine de katılarak kendini bu alanda geliştiriyor.
BESİNLERİN YÜZDE 70’İNE KATKISI VAR
- Arılar besinlerini elde etmek amacıyla çiçekten çiçeğe gezerken, aynı zamanda tozlaşmaya da araçlık ediyor. Hatta yeryüzündeki polen alışverişinin büyük çoğunluğunu sağlayarak, ekosistemin devamlılığında en kritik rolü oynuyor.
- Arıların tüm faaliyetleri, insanlar tarafından en sık tüketilen besinlerin yüzde 70’inin üretilmesini sağlıyor. Bu da tükettiğimiz her öğünü arılara borçlu olduğumuzu ortaya koyuyor.
- Arıların yok olması durumunda bitkilerin tozlaşmasında yüzde 80’e kadar azalma olacağı tahmin ediliyor. Bu da çiçekli bitkiler başta olmak üzere pek çok flora üyesinin, soylarının hızla tükeneceğini gösteriyor.
ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ KURSU VERİYOR
Migros, biyoçeşitliliğin devamlılığını sağlamak ve arı popülasyonunun artmasını desteklemek amacıyla 2022 yılından bu yana Migros Aile Kulüpleri, Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlükleri ve Halk Eğitim Merkezleri iş birlikleriyle Millî Eğitim Bakanlığı sertifikalı ‘Arı Yetiştiriciliği’ kursları düzenliyor. Gerçekleşen kurslarla Migros, bugüne kadar 924 arı yetiştiricisini sektöre kazandırmış bulunuyor. Kurslarda arı yetiştiriciliğinin yanında arı sütü üretimi ve ana arı yetiştiriciliği, organik arı yetiştiriciliği ve uygulamalı arıcılık kursları mevcut.