LEVENT GÖKMEN
[email protected]
Sektörün daha da büyümesi için ise RTÜK’ün yüzde 20’lik yerli film kullanımı uygulamasının fiilen hayata geçirilmesi isteniyor. Teknolojinin hayatımızın her alanına girmesi birtakım değişiklikleri de beraberinde getirdi.
Bu gelişmeden film endüstrisi de nasibini aldı. Yeni animasyon filmleri dünya sinemalarında birbiri ardına vizyona giriyor, televizyonlardaki çizgi filmlerin sayısı artıyor.
Animasyon sektörü dünya genelinde hızla yaygınlaşırken bu endüstrinin lideri Hollywood ile ABD. Dünyada 250 milyar dolarlık bir hacme sahip olan animasyon sektörü 2001’den bu yana Oscar Ödülleri’nde de temsil ediliyor.
Animasyon sektörü son yıllarda Türkiye’de de gelişiyor. Her yıl yeni filmlerin üretildiği Türk animasyon sektörünün pazar hacmi yaklaşık 80 milyon dolar. Yani dünya pazarından alınan pay yüzde 0,1’in altında.
Bu da sektörün gelişime açık bir sektör olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de yaklaşık 2 bin kişiye istihdam yarattığı tahmin edilen bu sektörün büyüyebilmesi için devlet tarafından teşvik edilmesi ve RTÜK’ün televizyonlarda yüzde 20’lik yerli film kullanımı uygulamasının aktif olarak uygulanması gerektiğine dikkat çekiliyor.
DAHA HIZLI BÜYÜYECEK
Dünyada animasyon gelişen teknolojiyle birlikte çok ileri seviyeye ulaşmış durumda. Animasyonu sadece sinema olarak düşünmemek gerek. Sinemadan oyuna, reklam filmlerinden kısa filmlere kadar animasyon hayatımızın her noktasında.
Türkiye’de animasyon film ve çizgi film üreten şirketler arasında yer alan Bera Medya Grubu’nun CEO'su Alper Afşin Özdemir, animasyon sektörünün küresel anlamda 2011-2016 arasındaki süreçte yüzde 13 hızla büyüdüğünü söylüyor.
Türkiye’de de animasyon film pazarının büyümesini beklediklerini belirten Özdemir, “Bugüne kadar yabancı isimlerin imzasını taşıyan filmlerin hâkim olduğu renkli ve fantastik bir animasyon dünyasından bahsediyoruz. Aslında canlandırma anlamına gelen, hem canlılara hem de objelere hayat veren animasyon, çok niş ve Türkiye’de çok hızlı gelişeceğine inandığım bir sektör” diyor.
Sektörün gelişmesiyle katma değerli ürünler üretmek üzere Anibera’yı hayata geçirdiklerini belirten Özdemir, sektörün belli bir büyüklüğe ulaşabilmesi için daha fazla izleyiciye ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekiyor.
YERLİ YAPIMLAR ARTIYOR
Türkiye’deki animasyon izlenme oranları yurtdışıyla karşılaştırıldığında ciddi bir farklılık söz konusu. Bunun altında yatan belki de en önemli neden Türkiye’de animasyonun sadece çocuklara özel olduğu algısı.
Fiyatlandırma politikalarının doğru şekilde oturmadığı ülkemizde talep yetersizliği ve aksak piyasa mekanizması sektörün en önemli problemleri arasında gösteriliyor. Tüm bu sıkıntılara rağmen Türkiye’de son yıllarda çizgi diziler ve animasyon filmlerinde yerli yapımların sayısı artıyor.
Geçtiğimiz aylarda röportaj yaptığımız BKM’nin kurucularından sanatçı Yılmaz Erdoğan, önümüzdeki dönemde animasyon filmlerinin payının artacağını, BKM olarak kendilerinin de bu alanda ürünler vermeyi hedeflediklerini söylemişti.
Bunun ilk çalışması da animasyon yapımcısı, karikatürist Varol Yaşaroğlu’nun BKM ile birlikte hayata geçirdiği, 3 Şubat’ta vizyona giren ‘Fırıldak Ailesi: Durdurun Orta Dünyayı İnecek Var’ ile yapıldı.
Varol Yaşaroğlu, Türkiye’de animasyon sektörünün sponsor bulup Youtube’dan yayın yaparak, bir televizyon kanalı bularak ya da sıfırdan bir yatırımcı ile anlaşarak canlandırılabileceğini söylüyor.
Önümüzdeki dönemde Cartoon Net-work’te yayınlanan çizgi film Kral Şakir’in sinema filmini de yapmayı planladıklarını belirten Yaşaroğlu, “Çocuklara trafik işaretlerini öğretecek Pic-toos projemiz var. Bu projemizde trafik işaretleri animasyonla canlanacak ve çocuklara ne anlama geldiklerini keyifli bir biçimde öğreteceğiz” diyor.
YURTDIŞINA İHRAÇ EDİLİYOR
Ayrıca 20 Ocak’ta vizyona giren ‘Pepee: Birlik Zamanı’nın ardından TRT Çocuk’ta yayınlanan ‘Doru’ adlı çizgi film bu yılın ilk çeyreğinde animasyon filmi olarak sinemaya aktarılacak.
80 dakika olması planlanan bu animasyon filminin tanıtım dahil toplam bütçesinin 1 milyon dolar olduğunu söyleyen Alper Afşin Özdemir, filmin Türkiye ile birlikte Ortadoğu, Güney Amerika ve Türk Cumhuriyetleri’nin bulunduğu coğrafyada yer alan toplam 10 ülkede eş zamanlı vizyona girmesinin planlandığını vurguluyor.
2 milyon dolarlık bütçeli ‘Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu’ adlı animasyon filmini 2014 yılında vizyona verdiklerini belirten Özdemir, önümüzdeki dönemde de yeni film projeleri geliştirmeyi planladıklarını söylüyor.
TEKNOKENTE GİRDİ
Animasyonun uluslararası arenaya taşınması için de çalışmalar yapılmaya başlanmış durumda. Pepee karakterini yaratarak dikkatleri çeken Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu Kurucusu Ayşe Şule Bilgiç, Eskişehir Üniversitesi bünyesindeki teknokentte altı yıldan bu yana özel çalışmalar yaptıklarını söylüyor.
TEB, TİM ve Grow Up programı kapsamında Düşyeri’nin Türkiye’den dünyaya açılabilecek beş şirketten biri olarak seçildiğini belirten Bilgiç, “Bu yıl onların mentorlüğünde dünyaya açılacağız.
Bize büyüme stratejisi geliştirme, yurtdışı kontaklar kurma ve network oluşturma gibi destekler verecekler. Leliko, Ayas, Pepee gibi karakterlerimizin dizi bölümleri, filmleri ve lisanslı ürünleriyle dünyaya açılabileceğiz” diyor.
Düşyeri Çizgi Film Stüdyolan’nın teknolojik altyapısı, Türkiye’ye özel kendi know how’iyla yabancı kurumlann da dikkatini çeken bir şirket haline geldiğine işaret eden Ayşe Şule Bilgiç, yeni karakterler, yeni açılımlar yaratmak üzere yatırımlar yaptıklarını söylüyor.
Bilgiç, ancak sektörün büyümesi ve yeni iş fırsatlarının yaratılması için yatırım yapılması gerektiğini sözlerine ekliyor.