Akfen Holding, kısa bir süre önce yeniden yapılanmaya gitti. Holdingin patronu Hamdi Akın, son üç yılda en büyük yatırımı kendi şirketine yaptı ve halka açık yüzde 30’luk payı almak için 350 milyon dolar harcadı. Akın, şirketteki bazı varlıkları ayırıp Akfen’i daha saf hale getireceklerini söylüyor. Hamdi Akın, “Yeniden yapılanma sonrasında Akfen’i yatırımcılara sunacağız” diyor.
SİBEL ATİK
[email protected]
Ulaşım, inşaat, enerji, ticaret ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren ve cirosu 1,5 milyar TL’yi aşan Akfen Holding, yeniden yapılanmaya gitti. Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, şirketin halka açık hisselerini 2013 yılından beri topluyor.
Son üç yılda Akfen Holding’in halka açık yüzde 30 hissesini almak için 350 milyon dolar harcadığını söyleyen Akın, sermayeye takla attırmadan yatırım yapılamayacağını ifade ediyor.
Akfen Holding’i alıcılara uygun noktaya getirmek üzere yapılanma çalışmalarına başladıklarını söyleyen Hamdi Akın, yeni yapılanmayı ve hedeflerini Ekonomist’e anlattı.
Akfen Holding’in halka açık hisselerini topladınız. Sizi buna iten ne oldu?
Son yıllarda en büyük yatırımı kendi şirketimize yaptık. Dediğiniz gibi Akfen Holding’in yüzde 30’u halka açıktı ve ben piyasadan bu yüzde 30'u topladım. Bu kadarı için yaklaşık 350 milyon dolarlık alım yaptık. Bu hisseleri aldıktan sonra şirketi halka kapatmış olduk.
Neden bu kararı verdiniz?
En iyi bildiğimiz şirkete yatırım yaptık. Kendi şirketimin hisse değeri düşüktü ve aldım.
Ne zaman hisseleri almaya başladınız?
2013'te almaya başladım. Aslında ilk etapta sadece geri alım programı uygulamak üzere yaptım. Küçük yatırımcıları koruma amacım vardı. Hisseler düşünce küçük yatırımcı korkmasın istedim. Patron bile kendi hissesini alıyor, elindeki kağıttan korkmasın diye düşündüm. Böyle başladık ama sonra baktık ki piyasalar düzelmiyor, toplamaya devam ettik.
Siz hep şirketlerle duygusal bir bağınız olmadığını ve her şirketin satılabileceğini ifade edersiniz. Önümüzdeki dönemde böyle bir adım gelir mi?
Tabii gelir. Biz zaten enerji şirketinin yüzde 20’sini EBRD’ye sattık. Yenilenebilir enerji platformu kurduk ve bu platform ciddi bir ilgi çekti. Buna uluslararası bir katılım da bekliyorum. Önümüzdeki günlerde buna birkaç katılımcı olabilir.
Peki Akfen Holding’de hisselerin tamamını satmak mı yoksa ortaklık mı söz konusu olur?
Bizde limit yok biliyorsunuz. Her şey olabilir. Şirketim için en doğru olanı yapacağım. Alıcıların talebine göre şekillenecek. Yüzde 100’ünü almak isteyen de var, ortak olmak isteyen de... Biz bu doğrultuda şirketimiz için yeniden yapılanmaya gidiyoruz. Bazı varlıklarımızı ayırıp Akfen Holding’i daha saf hale getireceğiz. O getirdiğimiz haliyle de birçok yatırımcı için cazip olacağını düşünüyorum. Öncelikle Akfen Holding içinde 6-7 şirket var, o şirketleri holdingden çekip çıkarmalıyız.
Alıcıların bu satın almadan beklentisi ne?
Piyasadaki alıcıların taleplerini biliyoruz. Şirketin kurumsal yönetimi, elindeki varlıklar, yatırım politikası, borçluluk durumu gibi durumlar göz önüne alınıyor ve şöyle olursa biz alırız diyenler var. Biz de onların istediği pozisyona getiriyoruz. Ben şirketimi beğenebilirim ama alıcı beğenmiyorsa problem vardır. Sonuçta biz sermaye topluyoruz ve para biriktiriyoruz.
Gruptaki bu şekillenmenin ardından yeni bir iş alanı olacak mı?
Olabilir. Şu an kafamızda yok ama sermaye birikimiyle olabilir. Sermayeye takla attırabilirsek yeni yatırım alanlarını da düşünürüz. Sermayeye takla attırmadan yatırım olmaz,
Grubun 2015 yılı performansından ve 2016 hedeflerinden söz eder misiniz?
2015’te 1,5 milyar TL’lik bir ciroya sahip olduk. Bu yıl için de büyüme olacak. Mersin Limanı ve TAV gayet iyi gidiyor. Mersin Limanı’na 150 milyon dolar yatırım yaptık ve dünyanın en büyük gemilerini ağırlayacak noktaya getirdik. Fakat yıl sonu nasıl kapanır bilemiyorum. Çünkü bildiğiniz üzere turizmde işler iyi gitmiyor. Bu işte ne ka-darlık bir kayıp olacak, yıl sonunda göreceğiz. Bir de konut sektöründe artık istediğimiz gibi satışlar yapamıyoruz.
Grubun turizmdeki durumu, ilk aylar göz önüne alınacak olursa nasıl? Ne kadarlık bir kayıp söz konusu?
Turizm gerçekten yılın sürprizi. Zaten 2015 kötüydü, 2016’nın da artarak kötü geçecek olması herkesi alarma geçirdi. Sektör bankalara olan borcunu tur operatörlerinden aldığı peşinatlarla kapattığı bir noktada. Mevcut durumda bu imkanı kaybettiler ve birçoğu bankaların önünde bekliyorlar. Bankalar da buna çözüm bulmak çabasında. Bunların batması hiç kimsenin işine yaramaz. Hükümet de çabalıyor. Neticede 12 milyar dolarlık kayıp var ortada.
Sizce bu sıkıntılı süreci aşmak için ne yapmak gerekiyor?
Bu negatif etkiyi ortadan kaldırmak gerekiyor. Bazı kaynaklara göre 500 milyon dolar ile 1 milyar dolar arası ilave destek çıkmalı. Zamanında Turgut Özal bedavaya yakın krediler dağıttı ve herkes otel yaptı. Fakat görüldü ki iç turizm var ama dışarıdan gelen yok. Bu oteller de iç turizmle yaşayamayacakları için tur operatörleriyle kol kola girdiler ve kendilerine ait bir Türk modelini ortaya çıkardılar. 1990’ların başında ‘her şey dahil’ denilen bir sistem hayat buldu. Yine bir model yaratabiliriz.
Sizin şu an kaç oteliniz var ve bunlarda daralmanın boyutu nedir?
Bizim 20 otelimiz var ve her biri son derece kötü performans sergiledi. Daha önce 150 Euro’ya sattığımız odaları bugün 50 Euro’ya satıyoruz. Fiyatlar üçte bir düştü. Doluluklar da yüzde 80’den yüzde 40’a geriledi. Tahmin edemeyeceğiniz kadar fazla kayıp var.
Grubun bir diğer önemli iş alanı havalimanında süreç nasıl işliyor? Üçüncü Havalimanı’nın 2018’de açılması ve Atatürk Havalimanı’nın kapanması gündeme geldi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
2018 geldiğinde konuşalım bunu. Bakınız bizim sözleşmemiz var. Devlet hangi sözleşmesini yırtıp attı ki bu anlaşmayı da yırtıp atacak. Bunun sözleşmesi var. O tarafa geçerse bize ödeme yapılacak. Bu sözleşmede yazıyor.
İDO yatırımınız da sizden sonra rekabete açılmasıyla çok konuşuldu. Peki körfez otoyolu, üçüncü Köprü yatırımlarının İDO’ya etkisi ne oldu?
ÎDO’da mümkün olduğu kadar zarar eden hatları çalıştırarak, kâr eder noktaya taşımaya çalıştık. Bugüne dek yaptığımız buydu. Şu anda memnunuz ve hiçbir şikayetimiz yok. Her ne kadar karayolu yatırımları, Üçüncü Köprü, Körfez otoyolu yatırımları devreye girse de şikayetimiz yok. Serbest piyasa içinde bunlarla mücadele etmek zorundayız.
İDO’da son durum nedir? Sürecin rekabete açılması dava konusu oldu ve kazandınız.
İhaleyi aldığımızda rekabete açık değildi. Mahkeme kararına göre biz davayı kazandık ve eğer hukuku tanırlarsa faaliyetlerini durdurmaları lazım.
Ama temyize gitme hakları var.
Olabilir. Ama önce faaliyetlerini durdurmaları ve öyle temyize gitmeleri gerekiyor.
SİBEL ATİK
[email protected]
Ulaşım, inşaat, enerji, ticaret ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren ve cirosu 1,5 milyar TL’yi aşan Akfen Holding, yeniden yapılanmaya gitti. Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, şirketin halka açık hisselerini 2013 yılından beri topluyor.
Son üç yılda Akfen Holding’in halka açık yüzde 30 hissesini almak için 350 milyon dolar harcadığını söyleyen Akın, sermayeye takla attırmadan yatırım yapılamayacağını ifade ediyor.
Akfen Holding’i alıcılara uygun noktaya getirmek üzere yapılanma çalışmalarına başladıklarını söyleyen Hamdi Akın, yeni yapılanmayı ve hedeflerini Ekonomist’e anlattı.
Akfen Holding’in halka açık hisselerini topladınız. Sizi buna iten ne oldu?
Son yıllarda en büyük yatırımı kendi şirketimize yaptık. Dediğiniz gibi Akfen Holding’in yüzde 30’u halka açıktı ve ben piyasadan bu yüzde 30'u topladım. Bu kadarı için yaklaşık 350 milyon dolarlık alım yaptık. Bu hisseleri aldıktan sonra şirketi halka kapatmış olduk.
Neden bu kararı verdiniz?
En iyi bildiğimiz şirkete yatırım yaptık. Kendi şirketimin hisse değeri düşüktü ve aldım.
Ne zaman hisseleri almaya başladınız?
2013'te almaya başladım. Aslında ilk etapta sadece geri alım programı uygulamak üzere yaptım. Küçük yatırımcıları koruma amacım vardı. Hisseler düşünce küçük yatırımcı korkmasın istedim. Patron bile kendi hissesini alıyor, elindeki kağıttan korkmasın diye düşündüm. Böyle başladık ama sonra baktık ki piyasalar düzelmiyor, toplamaya devam ettik.
Siz hep şirketlerle duygusal bir bağınız olmadığını ve her şirketin satılabileceğini ifade edersiniz. Önümüzdeki dönemde böyle bir adım gelir mi?
Tabii gelir. Biz zaten enerji şirketinin yüzde 20’sini EBRD’ye sattık. Yenilenebilir enerji platformu kurduk ve bu platform ciddi bir ilgi çekti. Buna uluslararası bir katılım da bekliyorum. Önümüzdeki günlerde buna birkaç katılımcı olabilir.
Peki Akfen Holding’de hisselerin tamamını satmak mı yoksa ortaklık mı söz konusu olur?
Bizde limit yok biliyorsunuz. Her şey olabilir. Şirketim için en doğru olanı yapacağım. Alıcıların talebine göre şekillenecek. Yüzde 100’ünü almak isteyen de var, ortak olmak isteyen de... Biz bu doğrultuda şirketimiz için yeniden yapılanmaya gidiyoruz. Bazı varlıklarımızı ayırıp Akfen Holding’i daha saf hale getireceğiz. O getirdiğimiz haliyle de birçok yatırımcı için cazip olacağını düşünüyorum. Öncelikle Akfen Holding içinde 6-7 şirket var, o şirketleri holdingden çekip çıkarmalıyız.
Alıcıların bu satın almadan beklentisi ne?
Piyasadaki alıcıların taleplerini biliyoruz. Şirketin kurumsal yönetimi, elindeki varlıklar, yatırım politikası, borçluluk durumu gibi durumlar göz önüne alınıyor ve şöyle olursa biz alırız diyenler var. Biz de onların istediği pozisyona getiriyoruz. Ben şirketimi beğenebilirim ama alıcı beğenmiyorsa problem vardır. Sonuçta biz sermaye topluyoruz ve para biriktiriyoruz.
Gruptaki bu şekillenmenin ardından yeni bir iş alanı olacak mı?
Olabilir. Şu an kafamızda yok ama sermaye birikimiyle olabilir. Sermayeye takla attırabilirsek yeni yatırım alanlarını da düşünürüz. Sermayeye takla attırmadan yatırım olmaz,
Grubun 2015 yılı performansından ve 2016 hedeflerinden söz eder misiniz?
2015’te 1,5 milyar TL’lik bir ciroya sahip olduk. Bu yıl için de büyüme olacak. Mersin Limanı ve TAV gayet iyi gidiyor. Mersin Limanı’na 150 milyon dolar yatırım yaptık ve dünyanın en büyük gemilerini ağırlayacak noktaya getirdik. Fakat yıl sonu nasıl kapanır bilemiyorum. Çünkü bildiğiniz üzere turizmde işler iyi gitmiyor. Bu işte ne ka-darlık bir kayıp olacak, yıl sonunda göreceğiz. Bir de konut sektöründe artık istediğimiz gibi satışlar yapamıyoruz.
Grubun turizmdeki durumu, ilk aylar göz önüne alınacak olursa nasıl? Ne kadarlık bir kayıp söz konusu?
Turizm gerçekten yılın sürprizi. Zaten 2015 kötüydü, 2016’nın da artarak kötü geçecek olması herkesi alarma geçirdi. Sektör bankalara olan borcunu tur operatörlerinden aldığı peşinatlarla kapattığı bir noktada. Mevcut durumda bu imkanı kaybettiler ve birçoğu bankaların önünde bekliyorlar. Bankalar da buna çözüm bulmak çabasında. Bunların batması hiç kimsenin işine yaramaz. Hükümet de çabalıyor. Neticede 12 milyar dolarlık kayıp var ortada.
Sizce bu sıkıntılı süreci aşmak için ne yapmak gerekiyor?
Bu negatif etkiyi ortadan kaldırmak gerekiyor. Bazı kaynaklara göre 500 milyon dolar ile 1 milyar dolar arası ilave destek çıkmalı. Zamanında Turgut Özal bedavaya yakın krediler dağıttı ve herkes otel yaptı. Fakat görüldü ki iç turizm var ama dışarıdan gelen yok. Bu oteller de iç turizmle yaşayamayacakları için tur operatörleriyle kol kola girdiler ve kendilerine ait bir Türk modelini ortaya çıkardılar. 1990’ların başında ‘her şey dahil’ denilen bir sistem hayat buldu. Yine bir model yaratabiliriz.
Sizin şu an kaç oteliniz var ve bunlarda daralmanın boyutu nedir?
Bizim 20 otelimiz var ve her biri son derece kötü performans sergiledi. Daha önce 150 Euro’ya sattığımız odaları bugün 50 Euro’ya satıyoruz. Fiyatlar üçte bir düştü. Doluluklar da yüzde 80’den yüzde 40’a geriledi. Tahmin edemeyeceğiniz kadar fazla kayıp var.
Grubun bir diğer önemli iş alanı havalimanında süreç nasıl işliyor? Üçüncü Havalimanı’nın 2018’de açılması ve Atatürk Havalimanı’nın kapanması gündeme geldi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
2018 geldiğinde konuşalım bunu. Bakınız bizim sözleşmemiz var. Devlet hangi sözleşmesini yırtıp attı ki bu anlaşmayı da yırtıp atacak. Bunun sözleşmesi var. O tarafa geçerse bize ödeme yapılacak. Bu sözleşmede yazıyor.
İDO yatırımınız da sizden sonra rekabete açılmasıyla çok konuşuldu. Peki körfez otoyolu, üçüncü Köprü yatırımlarının İDO’ya etkisi ne oldu?
ÎDO’da mümkün olduğu kadar zarar eden hatları çalıştırarak, kâr eder noktaya taşımaya çalıştık. Bugüne dek yaptığımız buydu. Şu anda memnunuz ve hiçbir şikayetimiz yok. Her ne kadar karayolu yatırımları, Üçüncü Köprü, Körfez otoyolu yatırımları devreye girse de şikayetimiz yok. Serbest piyasa içinde bunlarla mücadele etmek zorundayız.
İDO’da son durum nedir? Sürecin rekabete açılması dava konusu oldu ve kazandınız.
İhaleyi aldığımızda rekabete açık değildi. Mahkeme kararına göre biz davayı kazandık ve eğer hukuku tanırlarsa faaliyetlerini durdurmaları lazım.
Ama temyize gitme hakları var.
Olabilir. Ama önce faaliyetlerini durdurmaları ve öyle temyize gitmeleri gerekiyor.