Geçtiğimiz yıllarda Total, Petrol Ofisi gibi şirketlerin el değiştirdiği akaryakıt sektöründe bu yıl da hareketlilik yaşanıyor. Önce, nisan ayında Rusya’nın önde gelen petrol ve doğal gaz şirketi Tatneft, Türkiye’de 70 yıldır faaliyet gösteren Aytemiz Akaryakıt’ı satın aldı. Son olaraksa Hollandalı Vitol’e ait Petol Ofisi’nin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde köklü bir geçmişe sahip olan BP Türkiye’nin 111 yıllık faaliyetlerini devralacağı gündeme geldi. Ardından T-Bank’ı alarak bankacılık sektörüne adım atan Zeren Grup, Altınbaş Holding’e ait Alpet'i satın almak için Rekabet Kurulu'na başvurdu. Son olarak ise kulislerde Türkiye Petrolleri'nin İsviçre kökenli Gunvor’a satılacağı konuşulmaya başlandı. Bu işin dağıtım tarafı.
Bayi tarafında ise neredeyse her gün bir istasyonun çeşitli sebeplerden dolayı farklı bir şirkete devrolduğuna tanık olunduğunu belirten Kadoil Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nergiz Kadooğlu Çifçi, “Her birinin mutlaka kendine özgü bir nedeni vardır, bazıları stratejik bazıları ise ekonomik tercihlere dayanıyor olabilir” diyor.
YABANCI YATIRIMCI İLGİSİ
Sektördeki işletme ve finansman maliyetlerindeki ani ve aşırı yükselmenin, yakıt fiyatlarındaki dalgalanma ve düşük karlılığın, sektördeki oyuncuları gün geçtikçe daha fazla zorladığını ifade eden Çiftçi, “Diğer yandan Türkiye akaryakıt pazarı mevcut büyüklüğü ve potansiyeli ile beraber, yabancı yatırımcılar için cazibesini koruyor. Bu süreçte bazı oyuncular finansal sıkıntı, bazılarıysa kendilerine gelen uygun teklifleri değerlendirme amacıyla şirketlerini devrediyorlar. Ben bu sürecin devam edeceğini düşünüyorum, umarım yeni oyuncular sektörün gelişimine katkı verecek gruplar olur” diye konuşuyor.
AKARYAKIT TALEBİ BÜYÜYOR
Alternatif yakıt teknolojilerindeki gelişmelere ve akaryakıt dışı sektörlere sağlanan teşviklere rağmen, Türkiye’nin akaryakıt talebi büyümeye devam ediyor. Benzin, motorin ve jet olmak üzere üç ana yakıt türünde en azından 2030 yılına dek büyümenin süreceğini öngören Çiftçi, “Değişen mobilite ve elektrifikasyon piyasayı etkilemeye başladı, ancak bugün 28 milyona ulaşan araç parkının kısa zamanda dönüşmesini beklemek doğru olmaz. Bu sadece yeni araç alımları ile de alakalı değil, batarya teknolojisinin gelişmesi ve bu araçları besleyecek altyapıyı da hazırlamamız gerek” diyor.
HİDROJEN YAKIT ÖNE ÇIKACAK
Büyük ve uzun yol araçları içinse hidrojen yakıt hücresi benzeri çözümlerin öne çıkacağını düşünen Çiftçi, şöyle devam ediyor:
“Bu teknolojiler gelişene kadar da mevcut akaryakıt yatırımlarımıza gözümüz gibi bakmaya devam etmeliyiz. Bu yapının geliştirilmesi için kamu ve özel sektör bir araya gelmeli ve sağlıklı bir planlama yapılmalı. Kısa dönemde ise yüksek maliyetler operasyonları güçleştirmeye devam edecek gibi görünüyor. Tüm dağıtım şirketleri istasyonların gelirlerini artırmak için faaliyetlerini çeşitlendirip, istasyonlarda akaryakıt dışı ürün iş birlikleri geliştirse de bu maliyetlerin karşılanabilmesi için, esas işimiz olan akaryakıttan gelir elde edemezsek, işin sürdürülebilir büyümesi mümkün olmayacak.”
İLK SEKİZDE YER ALIYOR
Kadoil bünyesinde bugün itibarı ile 420 akaryakıt ve 230 OtoLPG bayisi bulunuyor. Bu yıl sektörel baza yapılan araştırmalarda ilk sekizde yer alan şirket, merkez ofis ve istasyonlarında toplam 7 bin kişiye istihdam sağlıyor. 2024 yılında sektör büyümesinin devam edeceğini düşünen Çiftçi, 2024 yılına ilişkin hedefleri hakkında şunları anlatıyor:
“2024 yılında sektör büyümesi devam edecektir. Bazı dağıtım şirketlerinin el değiştirmesi nedeniyle yüksek büyüme iştahı rekabeti daha da artırabilir. Bizim de Kadoil olarak hedefimiz yeni transferler ve var olan istasyonlarımızın daha yüksek satış hacmine ulaşmasını sağlayacak stratejilerle pazardaki yerimizi güçlendirmek olacak. Bunu başarmak için yeterli kaynağımız, güçlü bir finansal yapımız ve esnek ikmal anlaşmalarımız mevcut.”