TALAT YESİLOĞLU
[email protected]
Kişisel gelirler, satın alma gücü geriledi ve şirketlerin ürünlerinin satışında zorluklar yaşanıyor. Şirketler, azalan satışlara yeni stratejiler geliştirerek karşılık veriyor.
İç sayfalarda 'lüks kozmetik' pazarına ilişkin yaptığımız haberde okuyacağınız gibi, şirketler maliyetlerin bir bölümünü tüketiciye yansıtmayarak satışları canlı tutma hedefinde. İyi de her şirket bunu yapabilir mi? Türkçesi, birçok şirket oyunda kalma stratejisine uygun olarak hareket etmeye çalışıyor.
İkincisi, tedarik zincirinde likidite sıkışıklığı yaşanıyor. Konkordato başvurularındaki artış psikolojik olarak diğer şirketleri de zorluyor. Nakit akış dengesi bozulan şirketlerin bankalardan taze kredi bulma konusundaki sıkıntısı da buna eklenince moralite olarak negatif bir hava oluşuyor.
Üçüncüsü, merkezi otorite hala yaşanan sıkıntının adını net olarak koyabilmiş değil. Bu da alınan önlemlerin olumlu sonuç vereceğine ilişkin beklentilerde sıkıntı yaratıyor.
Saydığım olgular, şirketlerin ihracata ve dış pazarlara daha fazla odaklanması zorunluluğunu ortaya koyuyor. Buradan yola çıkarak bu sayımızı yurtdışı açılımı düşüncesinde, hazırlığında olan şirketlere yönelik olarak hazırladık.
Koton gibi yurtdışında 200'ün üzerinde mağazası olan şirketlerin yanı sıra henüz mağazası olmayan ama açılım planı yapanların da arasında bulunduğu 40 şirketle konuştuk. Burcu ve Ayşegül, bu şirketlere açılacakları pazarları, ülkeleri sordu.
Kapak haberinde okuyacağınız gibi, yurtdışında bayilik ağı kuran şirketlerin yöneticilerinin açılım peşindeki şirketlere farklı önerileri var. Bu öneri ve uyarıları kişisel olarak çok önemsiyorum. Bunun nedeni de geçmişte ciddi bir araştırma, hazırlık yapmadan yurtdışına açılan çok sayıda şirketin kıt olan sermayelerinin bir bölümünü kaybetmiş olması.
Yazık oldu ama çok ciddi ders ve deneyimler getirdi. Nitekim artık eski hataların tekrarlandığı söylenemez. Lakin ben gidilecek ülkelerin hukuk ve vergi boyutunun hiç ama hiç küçümsenmemesi ve mutlaka iyi bir danışmanlık hizmeti alınması gerektiğine inanıyorum.
Hedef ülkenin demografisi, talepleri, açılacak mağazaların lokasyonu gibi bilgilerden yola çıkarak iyi mağazalar açılacağından yana şüphem yok. Ama hukuk ve vergi boyutunun ihmal edilmemesi gerektiğini tekrarlamak isterim.
Yurtdışı açılımı nasıl sağlanacak? Tabii ki en büyük sermaye insan kaynağı. Defalarca dile getirdiğim gibi, bu operasyonlar için iyi bir insan kaynağına ihtiyaç var. Değerli yeteneklerimiz hem Türkiye hem de yurtdışında bolca var. Yeter ki biz arayalım, hemen bulacağımızdan eminim...
Güzel haberleri daha çok alacağımız bir hafta diliyorum.