Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında 1996’da başlayan Gümrük Birliği’nin (GB) güncellenmesi için yakında görüşmeler başlayacak. Burada AB’nin en önemli talebi ‘ikinci el’ ithalatının önünün açılması olacak.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Ancak sanayicinin buna büyük tepkisi var. Otomotiv, makine ve beyaz eşya sanayicileri, “Müzakere masasında Türkiye’nin AB’nin makine çöplüğüne dönmesine izin verilmemeli” diyor.
Türkiye’nin dış ticaretinde Avrupa Birliği’nin payı 2016’da yüzde 49’a çıkarken, ticari işbirliğinin yeni dönemde geliştirilmesine yönelik çalışmaların 2017’ye damga vurması bekleniyor.
Ancak bu yıl Gümrük Birliği’nin (GB) güncellenmesi çalışmaları kapsamında gündeme gelmesi planlanan “ikinci el” ithalatı yerli üreticiyi kaygılandırıyor.
Özel sektör temsilcileri, otomotiv, beyaz eşya ve makine sektörlerinde AB kökenli ikinci el ürünlerin Türkiye’ye ithalatının önünü açacak düzenlemenin GB çalışmalarının dışında bırakılması için Ekonomi Bakanlığı’na bir rapor sundu.
2017’de Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde en öne çıkacak alanların başında Gümrük Birliği’nin güncellenmesi süreci geliyor. Mayıs 2015’te Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Avrupa Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üyesi Cecilia Malmström’ün başlattığı süreçte hazırlık çalışmaları tamamlanmak üzere.
AB Komisyonu’nun yılın ilk günlerinde Türkiye ile Gümrük Birliği için müzakere yetkisi talep etmesinin ardından, kısa sürede Brüksel-Ankara hattında ticaretin yeni rotası çizilmeye başlanacak. Hükümet, bu konudaki çalışmaların yılın ilk çeyreğinde başlamasını bekliyor.
Türkiye açısından müzakerelerin en önemli gündem maddesi, Türkiye’nin AB’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarına taraf olması ve GB yönetiminde söz hakkı kazanması olacak. AB ise Türkiye’den Avrupalı şirketlerin devlet ihalelerine girişi ve kritik üç sektörde AB’den ikinci el ürün ithalatının önünün açılmasını talep ediyor.
Ancak Türk özel sektörü otomotiv, beyaz eşya ve makine sektörlerini olumsuz etkileyecek bu düzenlemeye karşı çıkıyor. AB’den ikinci el otomobil, makine veya elektronik beyaz eşya ithalatı başlarsa, yerli üreticinin rekabet gücünü yitireceği ve Türkiye’nin adeta bir ‘hurda çöplüğü’ne döneceği endişesi var.
OTOMOTİVCİLER ENDİŞELİ
Bu üç sektör içinde ‘ikinci el’ ithalatına en büyük itiraz otomotivden geliyor. 1990’lı yıllarda sürdürülen Gümrük Birliği müzakereleri sırasında Türkiye, AB’den kullanılmış motorlu taşıt araçları ithalatını yasaklamıştı. Türkiye’de otomotiv sanayisinin gelişiminde önemli bir katkı sağlamıştı.
Ancak 2017 itibariyle ikinci el ithalatı tekrar gündeme gelmiş durumda. Eğer bu konuda anlaşma sağlanırsa Avrupa Birliği’nin özellikle kurucu yedi üye pazarında yer alan kullanılmış motorlu taşıt araçlarının Türkiye’ye serbest olarak ithal edilmesi söz konusu.
Henüz AB organlarının bu konuda aldığı net bir karar olmasa da yerli üreticiler ekonomi yönetiminden bu konuda ‘hassasiyet’ bekliyor. Zira dünyanın en büyük 15’inci araç üreticisi olan Türkiye, AB’nin de en büyük hafif ticari araç ve otobüs üreticisi konumunda.
ETKİ ANALİZİ ÇALIŞMASI
Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) ikinci el ithalatını inceleyen bir etki analizi çalışması hazırlayarak, başta Ekonomi Bakanlığı ve Gümrük Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlara gönderdi.
Çalışmada 1980’li yıllarda yapılan ikinci el otobüs ithalatının sektöre verdiği zarar hatırlatılarak, “Bu kapsamda ithalatı yapılan araçlar çok kısa süre sonra kullanım dışı kalarak araç sahiplerinin ciddi ekonomik kayıplar yaşamasına sebep oldu” deniyor.
OSD’den ekonomi yönetimine en ciddi uyarı ise ikinci elin önünün açılması halinde üretimin hızla düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği oldu.
Bu konuda Polonya örneğini veren otomotivciler, AB üyeliği sonrasında otomobilde ikinci el ithalatının önünü açan Polonya’da 2014 itibariyle toplam araç satışlarının yaklaşık yüzde 70’inin kullanılmış araçlardan oluştuğuna dikkat çektiler.
Polonya’nın güçlü ekonomik performansına rağmen yeni araç satışlarının çok yavaş büyüdüğüne ve sektördeki nitelikli işgücünün başka ülkelere kaçtığına işaret eden OSD yönetimi, “Sonuç olarak Polonya, top-
lam üretimini arttıramayarak, otomotiv üretim tesislerinin yüzde 40’ını kapatmıştır. Özetle kullanılmış araçların serbest dolaşımı ülke ekonomisi, çevresel ve sosyal açılardan çok önemli olumsuz etkilere vesile olmaktadır” diyor.
MAKİNEDE ‘ÇÖPLÜK’ KORKUSU
Makine sektörü de AB’den ikinci el ithalatına yüksek sesle karşı çıkıyor. Toplam Türkiye ihracatından yaklaşık yüzde 10 pay alan makine ve aksamları sektörü, dünya genelinde 200 ülkeye satış yapıyor. Avrupa’nın altıncı büyük makine imalatçısı olan Türkiye, sektö-rel ihracatta 26’ncı, ithalatta ise 22’nci sırada bulunuyor.
Türkiye’nin önde gelen makine üreticilerinden Durmazlar Makine Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz, 2016’da 15 milyar dolarlık ihracata imza atan makine sektörünün ‘ikinci el’ ile büyük zarar göreceği görüşünde.
Dış pazarlardaki sıkıntılara bir de iç pazardaki AB kökenli ikinci el ürünlerin eklenmesinin sektörün performansını hızla düşürebileceği uyarısında bulunan Durmaz, “Gümrük Birliği müzakerelerinden böyle bir karar çıkarsa, yerli üreticimizin önüne çok büyük bir engel koymuş oluruz. Türkiye makine çöplüğüne döner” diyor.
Makine üreticileri ve ihracatçıları olarak bu konuda Ekonomi Bakanlı-ğı’na görüşlerini bildirdiklerini ve her fırsatta ikinci el konusundaki endişelerini dile getirdiklerini kaydeden Durmaz, “Tüm dünyaya rekabetçi fiyatlar ve üstün kalite ile sattığımız makinelerimizi savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuşuyor.
BEYAZ EŞYADA RAPOR HAZIRLIĞI
Beyaz eşyada da durum farklı değil. Toplam cirosu 30 milyar TL’ye ulaşan ve 2016’da altı ana grupta ürettiği 26,2 milyon adet ürünün 19,6 milyonunu ihraç eden Türk beyaz eşya sanayicileri, 2016’da önceki yıla göre yüzde 7 büyüme kaydetti.
Sektör başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 150 ülkeye ihracat yapıyor. AB’den ikinci el buzdolabı, fırın, bulaşık ve çamaşır makinesi gibi ürünlerin ithalatının önünün açılması ihtimali, sektör temsilcilerini harekete geçirmiş durumda.
Sektör temsilcileri, tüm dünyada enerji verimliği yüksek ürünlerin eskilerle değiştirilmesinin devletlerce teşvik edildiğini hatırlatarak, Türkiye’nin bu dönemde ikinci el ithalatı serbest bırakmasının Türkiye’yi enerji verimliliği düşük ürünlerle dolduracağına dikkat çekiyor.
Sektör, Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) öncülüğünde kamuoyu ile paylaşmak üzere kapsamlı bir çalışma hazırlığında.
Öte yandan tüketici elektroniği ürünlerinde ise ikinci el ithalatı serbest bırakılsa dahi önemli bir değişiklik olmayacağı görüşü var. İstanbul Elektrik, Elektronik, Makine ve Bilişim İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Güven Uçkan, tüketici elektroniğinde oluşacak zararın otomotiv, makine ve beyaz eşyaya göre daha az olacağı görüşünde.
Uçkan, “Diğer sektörlerin ciddi etkileneceği bir alan. Ama bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi ürünlerde Türkiye’de ikinci el pazarı zaten fazla önemli değil. Dolayısıyla bu ürünlerde ikinci el ithalatı kayda değer olmaz” diyor.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Ancak sanayicinin buna büyük tepkisi var. Otomotiv, makine ve beyaz eşya sanayicileri, “Müzakere masasında Türkiye’nin AB’nin makine çöplüğüne dönmesine izin verilmemeli” diyor.
Türkiye’nin dış ticaretinde Avrupa Birliği’nin payı 2016’da yüzde 49’a çıkarken, ticari işbirliğinin yeni dönemde geliştirilmesine yönelik çalışmaların 2017’ye damga vurması bekleniyor.
Ancak bu yıl Gümrük Birliği’nin (GB) güncellenmesi çalışmaları kapsamında gündeme gelmesi planlanan “ikinci el” ithalatı yerli üreticiyi kaygılandırıyor.
Özel sektör temsilcileri, otomotiv, beyaz eşya ve makine sektörlerinde AB kökenli ikinci el ürünlerin Türkiye’ye ithalatının önünü açacak düzenlemenin GB çalışmalarının dışında bırakılması için Ekonomi Bakanlığı’na bir rapor sundu.
2017’de Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde en öne çıkacak alanların başında Gümrük Birliği’nin güncellenmesi süreci geliyor. Mayıs 2015’te Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Avrupa Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üyesi Cecilia Malmström’ün başlattığı süreçte hazırlık çalışmaları tamamlanmak üzere.
AB Komisyonu’nun yılın ilk günlerinde Türkiye ile Gümrük Birliği için müzakere yetkisi talep etmesinin ardından, kısa sürede Brüksel-Ankara hattında ticaretin yeni rotası çizilmeye başlanacak. Hükümet, bu konudaki çalışmaların yılın ilk çeyreğinde başlamasını bekliyor.
Türkiye açısından müzakerelerin en önemli gündem maddesi, Türkiye’nin AB’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarına taraf olması ve GB yönetiminde söz hakkı kazanması olacak. AB ise Türkiye’den Avrupalı şirketlerin devlet ihalelerine girişi ve kritik üç sektörde AB’den ikinci el ürün ithalatının önünün açılmasını talep ediyor.
Ancak Türk özel sektörü otomotiv, beyaz eşya ve makine sektörlerini olumsuz etkileyecek bu düzenlemeye karşı çıkıyor. AB’den ikinci el otomobil, makine veya elektronik beyaz eşya ithalatı başlarsa, yerli üreticinin rekabet gücünü yitireceği ve Türkiye’nin adeta bir ‘hurda çöplüğü’ne döneceği endişesi var.
OTOMOTİVCİLER ENDİŞELİ
Bu üç sektör içinde ‘ikinci el’ ithalatına en büyük itiraz otomotivden geliyor. 1990’lı yıllarda sürdürülen Gümrük Birliği müzakereleri sırasında Türkiye, AB’den kullanılmış motorlu taşıt araçları ithalatını yasaklamıştı. Türkiye’de otomotiv sanayisinin gelişiminde önemli bir katkı sağlamıştı.
Ancak 2017 itibariyle ikinci el ithalatı tekrar gündeme gelmiş durumda. Eğer bu konuda anlaşma sağlanırsa Avrupa Birliği’nin özellikle kurucu yedi üye pazarında yer alan kullanılmış motorlu taşıt araçlarının Türkiye’ye serbest olarak ithal edilmesi söz konusu.
Henüz AB organlarının bu konuda aldığı net bir karar olmasa da yerli üreticiler ekonomi yönetiminden bu konuda ‘hassasiyet’ bekliyor. Zira dünyanın en büyük 15’inci araç üreticisi olan Türkiye, AB’nin de en büyük hafif ticari araç ve otobüs üreticisi konumunda.
ETKİ ANALİZİ ÇALIŞMASI
Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) ikinci el ithalatını inceleyen bir etki analizi çalışması hazırlayarak, başta Ekonomi Bakanlığı ve Gümrük Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlara gönderdi.
Çalışmada 1980’li yıllarda yapılan ikinci el otobüs ithalatının sektöre verdiği zarar hatırlatılarak, “Bu kapsamda ithalatı yapılan araçlar çok kısa süre sonra kullanım dışı kalarak araç sahiplerinin ciddi ekonomik kayıplar yaşamasına sebep oldu” deniyor.
OSD’den ekonomi yönetimine en ciddi uyarı ise ikinci elin önünün açılması halinde üretimin hızla düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği oldu.
Bu konuda Polonya örneğini veren otomotivciler, AB üyeliği sonrasında otomobilde ikinci el ithalatının önünü açan Polonya’da 2014 itibariyle toplam araç satışlarının yaklaşık yüzde 70’inin kullanılmış araçlardan oluştuğuna dikkat çektiler.
Polonya’nın güçlü ekonomik performansına rağmen yeni araç satışlarının çok yavaş büyüdüğüne ve sektördeki nitelikli işgücünün başka ülkelere kaçtığına işaret eden OSD yönetimi, “Sonuç olarak Polonya, top-
lam üretimini arttıramayarak, otomotiv üretim tesislerinin yüzde 40’ını kapatmıştır. Özetle kullanılmış araçların serbest dolaşımı ülke ekonomisi, çevresel ve sosyal açılardan çok önemli olumsuz etkilere vesile olmaktadır” diyor.
MAKİNEDE ‘ÇÖPLÜK’ KORKUSU
Makine sektörü de AB’den ikinci el ithalatına yüksek sesle karşı çıkıyor. Toplam Türkiye ihracatından yaklaşık yüzde 10 pay alan makine ve aksamları sektörü, dünya genelinde 200 ülkeye satış yapıyor. Avrupa’nın altıncı büyük makine imalatçısı olan Türkiye, sektö-rel ihracatta 26’ncı, ithalatta ise 22’nci sırada bulunuyor.
Türkiye’nin önde gelen makine üreticilerinden Durmazlar Makine Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz, 2016’da 15 milyar dolarlık ihracata imza atan makine sektörünün ‘ikinci el’ ile büyük zarar göreceği görüşünde.
Dış pazarlardaki sıkıntılara bir de iç pazardaki AB kökenli ikinci el ürünlerin eklenmesinin sektörün performansını hızla düşürebileceği uyarısında bulunan Durmaz, “Gümrük Birliği müzakerelerinden böyle bir karar çıkarsa, yerli üreticimizin önüne çok büyük bir engel koymuş oluruz. Türkiye makine çöplüğüne döner” diyor.
Makine üreticileri ve ihracatçıları olarak bu konuda Ekonomi Bakanlı-ğı’na görüşlerini bildirdiklerini ve her fırsatta ikinci el konusundaki endişelerini dile getirdiklerini kaydeden Durmaz, “Tüm dünyaya rekabetçi fiyatlar ve üstün kalite ile sattığımız makinelerimizi savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuşuyor.
BEYAZ EŞYADA RAPOR HAZIRLIĞI
Beyaz eşyada da durum farklı değil. Toplam cirosu 30 milyar TL’ye ulaşan ve 2016’da altı ana grupta ürettiği 26,2 milyon adet ürünün 19,6 milyonunu ihraç eden Türk beyaz eşya sanayicileri, 2016’da önceki yıla göre yüzde 7 büyüme kaydetti.
Sektör başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 150 ülkeye ihracat yapıyor. AB’den ikinci el buzdolabı, fırın, bulaşık ve çamaşır makinesi gibi ürünlerin ithalatının önünün açılması ihtimali, sektör temsilcilerini harekete geçirmiş durumda.
Sektör temsilcileri, tüm dünyada enerji verimliği yüksek ürünlerin eskilerle değiştirilmesinin devletlerce teşvik edildiğini hatırlatarak, Türkiye’nin bu dönemde ikinci el ithalatı serbest bırakmasının Türkiye’yi enerji verimliliği düşük ürünlerle dolduracağına dikkat çekiyor.
Sektör, Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) öncülüğünde kamuoyu ile paylaşmak üzere kapsamlı bir çalışma hazırlığında.
Öte yandan tüketici elektroniği ürünlerinde ise ikinci el ithalatı serbest bırakılsa dahi önemli bir değişiklik olmayacağı görüşü var. İstanbul Elektrik, Elektronik, Makine ve Bilişim İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Güven Uçkan, tüketici elektroniğinde oluşacak zararın otomotiv, makine ve beyaz eşyaya göre daha az olacağı görüşünde.
Uçkan, “Diğer sektörlerin ciddi etkileneceği bir alan. Ama bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi ürünlerde Türkiye’de ikinci el pazarı zaten fazla önemli değil. Dolayısıyla bu ürünlerde ikinci el ithalatı kayda değer olmaz” diyor.