Kahramanmaraşlı Kipaş yatırıma ara vermeden büyüyor. Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Öksüz, 2017-2019 dönemi için 750 milyon dolarlık bütçeyle yatırımı sürdürdüklerini söylüyor. Grup, bu yıl 6 milyar TL ciro hedefliyor.
SİBEL ATİK
[email protected]
Tekstil, çimento, tarım, enerji işlerinin yanı sıra kağıt sektörüne bundan dört yıl önce hızlı bir giriş yapan Kipaş Holding, zorlu sürece rağmen yatırımda frene basmadı. Öz sermaye ağırlıklı yatırıma devam eden Kipaş Holding, geçen yıl kararı alınan 750 milyon dolarlık yatırım hamlesini bir bir devreye alıyor. Kipaş Holding, tekstilde iplik ve denimde 100 milyon dolarlık yatırımla üretim kapasitesini ikiye katlarken, kağıtta ise Aydın Söke'de ikinci tesis yatırım için düğmeye bastı.
Nisan ayında İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği (İTHİB) başkanlık görevini de üstlenen Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Öksüz, stratejik yatırımlarla grubun ihracattaki büyümesine önem verdiklerini anlatıyor. Ahmet Öksüz, yeni kağıt tesisiyle 300 milyon dolarlık bir ithalatın önüne geçileceğini ifade ediyor.
Ahmet Öksüz ile grubun yeni dönem planlarını konuştuk.
Ekonomist'in Anadolu 500 listesinde en fazla şirketle yer alan gruplardan birisiniz. Holding açısından 2018 yılında nasıl bir gidişat var?
Bizim açımızdan 2018 yatırımların devam ettiği bir yıl. Tekstilde yeni bir hamleyle kapasite artışına gittik. Kağıtta yeni fabrika için yatırıma başladık. Dolayısıyla yatırım kararlarının ertelenmediği ve büyümeye devam ettiğimiz bir süreç oluyor. Geçen yıl 4,5 milyar TL olan ciromuz bu gidişle yıl sonunda 6 milyar TL'yi bulacak. Biz 2017 yılında üç yıllık bir yatırım kararına imza attık. 2019 yılını da kapsayan bu yatırım sürecinde 750 milyon dolarlık bir bütçeyle ilerlemeye devam ediyoruz.
Tekstil ve kağıttaki yatırımlarda son durum nedir?
En son denim kumaşta 50 milyon metrekare olan üretim kapasitesini 80 milyon metrekareye çıkaracak bir yatırımı hayata geçirdik. İplik ve denimde 100 milyon dolarlık yatırım yaptık. Yaklaşık 10 bin çalışanı olan grubumuz dört yıl önce girdiği kağıt sektöründe ikinci büyük yatırım için kazmayı vurdu. Kahramanmaraş'taki ilk tesisimizin ardından Aydın Söke'de ikinci fabrika yatırımına başladık. Bu fabrika 2020'nin ilk çeyreğinde devreye girecek. Kağıtta bu yıl 1,2 milyar TL ciroya ulaşacak grubumuz 550 milyon dolarlık bir bütçeyle ikinci tesis yatırımına başladı.
Bu tesis hangi alanda üretim yapacak?
Stratejik bir yatırım olarak inşaatı devam eden tesiste prome karton, kraft, beyaz kaplı karton ambalaj gibi alanlarda üretim yapılacak. Bu ürünler Türkiye'de üretilmiyor ve 300 milyon dolarlık ithalat söz konusu. Dolayısıyla bu yatırım dış ticaret dengesine önemli bir katkı sunacak.
Grup jeotermal santral yatırımının ardından en son kağıt işine girdi. Gündeminizde yeni bir iş alanına yatırım var mı?
Hayır, böyle bir gündemimiz yok. Tekstil, kağıt, enerji, çimento ve tarım sektörlerinde yatırımlarımız mevcut. Bir de eğitim alanında Kahramanmaraş'ta okullarımız var. Buna sosyal bir yatırım olarak bakıyoruz. Öğrencilere burs veriyoruz. Okulumuzla ilgilenen kurumlar da oldu. Ciddi paralar da önerdiler ama biz istemedik. Aslında binamız pek çok üniversiteden büyük bir kompleks. Biz burada eğitim alan çocukları en iyi üniversiteleri kazanacak şekilde yetiştirmek istiyoruz.
Tarımda nasıl bir yatırım var?
Kahramanmaraş'ta tarla tarımı yapıyoruz. Buğday, pirinç, pamuk ve biber üretiyoruz. 10 bin dönümün üzerinde arazimiz var. Bir de Söke'deki zeytinliklerden çıkan ürünleri zeytinyağı yapıyoruz ve eşe dosta ikram ediyoruz.
Tekstilde Lee Cooper sizin en önemli markanız. Yeni bir satın alma olur mu?
Olabilir ama şu anda yok. Teklifler geliyor, değerlendiriyoruz. Lee Cooper'da 4-5 mağazamız var. Fakat perakendeye kendimiz girmiyoruz ve daha ziyade toptan satıyoruz. Perakende bize göre değil diye düşündük uzun dönem. Ama
şu anda perakendeye girmenin tam zamanı olabilir. Bilgi birikimimiz var ve ürünümüz iyi. Perakendeye girince en az bir 40-50 mağaza birden açmak lazım ki onun da kendi giderleri var. Koleksiyonlar oturuyor ve piyasa artık ürünleri kabul ediyor. Sezondaki satış oranlarımız yüksek. O tarafa biraz eğilsek iyi iş çıkacak ama AVM kiraları düşündürüyor.
2019'da işler biraz daha iyiye gider mi, öngörünüz nedir?
2019'dan ümitliyiz. 2018 zor bir yıl oldu, altından kalkmak kolay değildi. Bir taraftan maalesef konkordato ilan eden firmalar da duyuyoruz. Hesapta olmayan döviz hareketi, döviz pozisyonu olan firmalarda sıkıntıya yol açtı. 2019'da bunun biraz daha sakinleşeceğine ve kurların daha stabil bir yerde duracağına inanıyorum. ABD ve Avrupa ile ilişkiler düzelme yoluna girdi. Bu noktadan sonra dövizin çok düşmesi hayırlı mı? Tabii bu da iyi değil.
Dolarda seviye ne olmalı?
Artık doların 5 TL'nin altına düşmesi de kötü. Çünkü ona göre pozisyon alıyorsunuz. Çıkması kadar inmesi de zarar verebiliyor. Dövizi uzun yıllar bastırdık. Bunun neticesini de yaşıyoruz. O zaman da hükümet kanadı döviz kurlarını baskılamanın uzun vadede sıkıntı yaratacağının çok farkında değildi. "TL'nin değerlenmesinin ne zararı var" gibi yaklaştılar. Öyle değil tabii. Ülkede pek çok sektör üretimden çıktı. Tekstilde mont, kaban üretimi bitti. Çünkü Çin'den kumaş fiyatına mont ve kaban geliyordu. Sonra ek vergiler geldi ama üreten kalmadı. Yani çok bastırdık dövizi ve bunun da sıkıntısını çektik. Aslında en önemlisi önümüzü görebilmek yani kurlarda bir istikrarın olması.
Peki bu dönem üretimin canlanacağı sinyalini alıyor musunuz?
Tabii, özellikle ihracat odaklı sektörlerde canlanma yaşıyoruz. İç piyasada enflasyon kaynaklı sıkıntı var. Halen bizim sektörümüze yansıyan enflasyon yok denecek kadar az. Çünkü kış sezonu ürünlerinin fiyatlamaları haziran ayında yapıldı. Bizim tekstil biraz daha geç reaksiyon gösteriyor, gıda gibi değil. Dolayısıyla eski maliyetlere göre üretilen ürünler fiyatlanıyor. Ama yaz sezonu böyle olmayacak. Özellikle mart ayından sonra fiyatlarda minimum yüzde 30-40 arası artış bekliyorum.
SİBEL ATİK
[email protected]
Tekstil, çimento, tarım, enerji işlerinin yanı sıra kağıt sektörüne bundan dört yıl önce hızlı bir giriş yapan Kipaş Holding, zorlu sürece rağmen yatırımda frene basmadı. Öz sermaye ağırlıklı yatırıma devam eden Kipaş Holding, geçen yıl kararı alınan 750 milyon dolarlık yatırım hamlesini bir bir devreye alıyor. Kipaş Holding, tekstilde iplik ve denimde 100 milyon dolarlık yatırımla üretim kapasitesini ikiye katlarken, kağıtta ise Aydın Söke'de ikinci tesis yatırım için düğmeye bastı.
Nisan ayında İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği (İTHİB) başkanlık görevini de üstlenen Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Öksüz, stratejik yatırımlarla grubun ihracattaki büyümesine önem verdiklerini anlatıyor. Ahmet Öksüz, yeni kağıt tesisiyle 300 milyon dolarlık bir ithalatın önüne geçileceğini ifade ediyor.
Ahmet Öksüz ile grubun yeni dönem planlarını konuştuk.
Ekonomist'in Anadolu 500 listesinde en fazla şirketle yer alan gruplardan birisiniz. Holding açısından 2018 yılında nasıl bir gidişat var?
Bizim açımızdan 2018 yatırımların devam ettiği bir yıl. Tekstilde yeni bir hamleyle kapasite artışına gittik. Kağıtta yeni fabrika için yatırıma başladık. Dolayısıyla yatırım kararlarının ertelenmediği ve büyümeye devam ettiğimiz bir süreç oluyor. Geçen yıl 4,5 milyar TL olan ciromuz bu gidişle yıl sonunda 6 milyar TL'yi bulacak. Biz 2017 yılında üç yıllık bir yatırım kararına imza attık. 2019 yılını da kapsayan bu yatırım sürecinde 750 milyon dolarlık bir bütçeyle ilerlemeye devam ediyoruz.
En son denim kumaşta 50 milyon metrekare olan üretim kapasitesini 80 milyon metrekareye çıkaracak bir yatırımı hayata geçirdik. İplik ve denimde 100 milyon dolarlık yatırım yaptık. Yaklaşık 10 bin çalışanı olan grubumuz dört yıl önce girdiği kağıt sektöründe ikinci büyük yatırım için kazmayı vurdu. Kahramanmaraş'taki ilk tesisimizin ardından Aydın Söke'de ikinci fabrika yatırımına başladık. Bu fabrika 2020'nin ilk çeyreğinde devreye girecek. Kağıtta bu yıl 1,2 milyar TL ciroya ulaşacak grubumuz 550 milyon dolarlık bir bütçeyle ikinci tesis yatırımına başladı.
Bu tesis hangi alanda üretim yapacak?
Stratejik bir yatırım olarak inşaatı devam eden tesiste prome karton, kraft, beyaz kaplı karton ambalaj gibi alanlarda üretim yapılacak. Bu ürünler Türkiye'de üretilmiyor ve 300 milyon dolarlık ithalat söz konusu. Dolayısıyla bu yatırım dış ticaret dengesine önemli bir katkı sunacak.
Grup jeotermal santral yatırımının ardından en son kağıt işine girdi. Gündeminizde yeni bir iş alanına yatırım var mı?
Hayır, böyle bir gündemimiz yok. Tekstil, kağıt, enerji, çimento ve tarım sektörlerinde yatırımlarımız mevcut. Bir de eğitim alanında Kahramanmaraş'ta okullarımız var. Buna sosyal bir yatırım olarak bakıyoruz. Öğrencilere burs veriyoruz. Okulumuzla ilgilenen kurumlar da oldu. Ciddi paralar da önerdiler ama biz istemedik. Aslında binamız pek çok üniversiteden büyük bir kompleks. Biz burada eğitim alan çocukları en iyi üniversiteleri kazanacak şekilde yetiştirmek istiyoruz.
Tarımda nasıl bir yatırım var?
Kahramanmaraş'ta tarla tarımı yapıyoruz. Buğday, pirinç, pamuk ve biber üretiyoruz. 10 bin dönümün üzerinde arazimiz var. Bir de Söke'deki zeytinliklerden çıkan ürünleri zeytinyağı yapıyoruz ve eşe dosta ikram ediyoruz.
Tekstilde Lee Cooper sizin en önemli markanız. Yeni bir satın alma olur mu?
Olabilir ama şu anda yok. Teklifler geliyor, değerlendiriyoruz. Lee Cooper'da 4-5 mağazamız var. Fakat perakendeye kendimiz girmiyoruz ve daha ziyade toptan satıyoruz. Perakende bize göre değil diye düşündük uzun dönem. Ama
şu anda perakendeye girmenin tam zamanı olabilir. Bilgi birikimimiz var ve ürünümüz iyi. Perakendeye girince en az bir 40-50 mağaza birden açmak lazım ki onun da kendi giderleri var. Koleksiyonlar oturuyor ve piyasa artık ürünleri kabul ediyor. Sezondaki satış oranlarımız yüksek. O tarafa biraz eğilsek iyi iş çıkacak ama AVM kiraları düşündürüyor.
2019'da işler biraz daha iyiye gider mi, öngörünüz nedir?
2019'dan ümitliyiz. 2018 zor bir yıl oldu, altından kalkmak kolay değildi. Bir taraftan maalesef konkordato ilan eden firmalar da duyuyoruz. Hesapta olmayan döviz hareketi, döviz pozisyonu olan firmalarda sıkıntıya yol açtı. 2019'da bunun biraz daha sakinleşeceğine ve kurların daha stabil bir yerde duracağına inanıyorum. ABD ve Avrupa ile ilişkiler düzelme yoluna girdi. Bu noktadan sonra dövizin çok düşmesi hayırlı mı? Tabii bu da iyi değil.
Dolarda seviye ne olmalı?
Artık doların 5 TL'nin altına düşmesi de kötü. Çünkü ona göre pozisyon alıyorsunuz. Çıkması kadar inmesi de zarar verebiliyor. Dövizi uzun yıllar bastırdık. Bunun neticesini de yaşıyoruz. O zaman da hükümet kanadı döviz kurlarını baskılamanın uzun vadede sıkıntı yaratacağının çok farkında değildi. "TL'nin değerlenmesinin ne zararı var" gibi yaklaştılar. Öyle değil tabii. Ülkede pek çok sektör üretimden çıktı. Tekstilde mont, kaban üretimi bitti. Çünkü Çin'den kumaş fiyatına mont ve kaban geliyordu. Sonra ek vergiler geldi ama üreten kalmadı. Yani çok bastırdık dövizi ve bunun da sıkıntısını çektik. Aslında en önemlisi önümüzü görebilmek yani kurlarda bir istikrarın olması.
Peki bu dönem üretimin canlanacağı sinyalini alıyor musunuz?
Tabii, özellikle ihracat odaklı sektörlerde canlanma yaşıyoruz. İç piyasada enflasyon kaynaklı sıkıntı var. Halen bizim sektörümüze yansıyan enflasyon yok denecek kadar az. Çünkü kış sezonu ürünlerinin fiyatlamaları haziran ayında yapıldı. Bizim tekstil biraz daha geç reaksiyon gösteriyor, gıda gibi değil. Dolayısıyla eski maliyetlere göre üretilen ürünler fiyatlanıyor. Ama yaz sezonu böyle olmayacak. Özellikle mart ayından sonra fiyatlarda minimum yüzde 30-40 arası artış bekliyorum.