İhracatta rekor kırmaya hazırlanan hazır giyim yatırım atağına kalkıyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu, “Sektörde 500 milyon dolarlık yeni yatırım var. Bunun bir bölümü gerçekleşti, bir bölümü için de başvuru yapıldı" diyor.
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
[email protected]
Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden hazır giyim 2018 yılını 18 milyar dolar gibi rekor bir ihracatla kapatmaya hazırlanıyor. Sektörün beş yıllık hedefi ise bu rakamı 25 milyar dolara çıkarmak. Sektörün yaklaşık 10 yıldır 16-17 milyar dolarlık ihracatta takılı kaldığını söyleyen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu, "2018 yılını 18 milyar dolarlık ihracatla kapatmaya hazırlanıyoruz.
Kapasite kullanım oranları yüzde 80'lere dayandı. Sistem 'yatırım yap' diyor. Hazır giyim ve tekstilde 500 milyon dolarlık yeni yatırım var. Bunun bir bölümü gerçekleşti, bir bölümü için de başvuru yapıldı" diyor. Avrupa'ya ihracatı artırmak için çalışmalar yapan sektör, yeni pazar arayışlarını da sürdürüyor.
2017'nin aralık ayında TGSD'de başkanlık koltuğunu devralan Hadi Karasu ile hazır giyim sektörünün yeni dönem planlarını konuştuk.
Bir süredir durgunluk dönemine giren hazır giyim sektörü bu yıl ihracatta artış bekliyor. Bu büyümeyi nasıl sağladınız?
Öncelikle geçmişte neden büyüyemediğimize bir bakmak lazım. Politik nedenler bu süreçte çok etkili oldu. Alım grupları Türkiye'ye gelmek istemedi. Bu yıl çözüm olarak elimizde çantamız biz onları ziyaret etmeye başladık. TGSD olarak da bu politikayı benimsedik ve kendimizi anlatmaya çalıştık. 10 yıldır 16-17 milyar dolar ihracatta takılı kalan sektör tekrar büyümeye başladı. 2018 yılını 18 milyar dolar gibi rekor bir ihracatla kapatmaya hazırlanıyoruz. Sektörün beş yıllık hedefi ise bu rakamı yıllık 25 milyar dolara çıkarmak.
Bu büyüme doğrultusunda yeni yatırımlar olacak mı?
Sektörde bir önemli konu da kapasite kullanım oranlarının yüzde 80'lere dayanmış olması. Sistem "yatırım yap" diyor. Makine teknolojimiz eskimeye başladı. Hindistan, Pakistan gibi pazarlarda sektör yeni oluştuğu için teknolojik anlamda bizden öne geçtiler. Şimdi Türkiye'deki hazır giyim sektörü eski günlerine dönmek için yatırım yapmaya başlıyor. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde teşvik verilen beşinci ve altıncı bölgelerde yatırım ve başvurularda ciddi bir artış var. 500 milyon dolarlık yeni yatırım var. Bunun bir bölümü gerçekleşti, bir bölümü için de başvuru yapıldı. Bunların devam etmesi için istikrarlı bir ekonomi lazım. Ekonomik sistem sürdürülebilir olmazsa yatırımlarda sıkıntı olabilir.
Yabancı yatırımcılar Türkiye'ye nasıl bakıyor?
Birkaç yabancı yatırımcıyı Türkiye'ye getirmek üzereyiz. Bunlar, üretim, lojistik, laboratuvar hizmetleri gibi farklı alanlarda hizmetler veren şirketler. Burada yapacakları yatırım üzerinde görüşüyoruz. Elbette tam karar noktasında Türkiye'de bir gelişme oluyor ve görüşmeler ertelenebiliyor. Ben de onlara "Bunlar politik konular, gelin biz işimize bakalım" diyorum.
İhracatta gündeminizde hangi pazarlar var?
Önceliğimiz geleneksel pazarlarımız. Almanya'nın ihracattaki payı yüzde 36-40 seviyesindeyken yüzde 18'lere geriledi. Almanya'nın payını yüzde 25'lere çıkarabiliriz. Avrupa'da bizim yüzde 10'a yakın büyümemiz gerekli. Şu anda İngiltere'yi çalışıyoruz.
Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Örneğin Almanya ile ortak bir proje geliştirdik. Alman Tekstil Moda Federasyonu ile ticareti geliştirme ve eğitim konularında işbirliği için mutabakat imzaladık. Onlar akademi kuruyorlar. Orada üretim kalmadığı için mezunların gidebileceği fabrikalar yok. Biz mezunlara fabrikalarımızda eğitim vereceğiz. Onlar da bizden öğrenci alacaklar. Bu ortam ticaretimize yansıyacak. Yakın dönemde, İspanya, İngiltere, Hollanda, Fransa ve ABD'ye işbirliği ziyaretleri yapacağız.
Yeni pazarlar olarak hangileri öne çıkıyor?
Amerika bizim için çok önemli. Kendi işimde Amerika'nın payı yüzde 5'ten yüzde 30'lara çıktı. Türkiye'nin Amerika'ya ihracatı toplam ihracat içinde yüzde 7 seviyelerinde. Hedef bunu en azından yüzde 30'lara çıkarmak. Bu konuda çalışmalarımız olacak. Türk hazır giyimcisi için Ortadoğu çok önemli bir pazar. O ülkelere markalı ürün satılabilir.
Kur artışının büyümede ne kadarlık bir etkisi oldu?
Kur yükselince ihracatçı olduğumuz için, ne şanslısınız gibi yorumlar oluyor. Sanayici olarak kurların dalgalanmasını istemiyoruz. Bize istikrarlı bir sistem gerekli. Bugün kur düşerse çok büyük bataklar olur çünkü bir ekosistem oluştu. Tüm maliyetlerimiz yükseldi. Dolar 6,5-7 TL'ye gelip 15 gün sonra düşse olurdu ama fiyatlar yerleşti. Maliyetler dövize yaslandı. Servis alımları dahil fasoncularla yaptığımız anlaşmalarda dahi iki katına varan artışlar var.
Ayakkabı sektöründe kapanan şirketleri duyuyoruz. Sizin sektörünüzde durum nedir?
Bizim sektörümüzde 36 bin şirket var. Eğer kapasite kullanım oranları yatırım yapmaya zorluyorsa, ihracat 1 milyar dolar artı yapacaksa, bunu batan şirketler mi yapıyor? Türkiye'de hazır giyimde ağırlıklı olarak aile şirketleri faaliyet gösteriyor. Bunlar borçtan korkan ve öz sermayelerini kullanan şirketler. Birkaç farklı örnek çıkabilir elbette. Bizim yapımız KOBİ ağırlıklı olduğu için altyapı kuvvetli. Benim duyduğum olumsuz bir şey yok. Aksine bankacılarla konuştuğumuzda en az batık kredinin hazır giyim sektöründe olduğunu söylüyorlar.
"KURDAKİ ARTIŞ YERLİ MARKALARA YARAR"
"Türkiye'de kurların patlamasıyla birlikte yerli markalar için yeni bir fırsat doğdu. Orta ve üst segmentte Türkiye'de marka alışkanlığı olan bir kesim var. Bunlar çoğunlukla yabancı markaları tercih ediyorlardı. Ancak kurların bu kadar yükselmesi bu markalardan alışveriş yapmayı zorlaştıracak. Bu noktada orta ve üst segmente özel marka geliştiren yerli markalar çok başarılı olabilir.”
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
[email protected]
Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden hazır giyim 2018 yılını 18 milyar dolar gibi rekor bir ihracatla kapatmaya hazırlanıyor. Sektörün beş yıllık hedefi ise bu rakamı 25 milyar dolara çıkarmak. Sektörün yaklaşık 10 yıldır 16-17 milyar dolarlık ihracatta takılı kaldığını söyleyen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu, "2018 yılını 18 milyar dolarlık ihracatla kapatmaya hazırlanıyoruz.
Kapasite kullanım oranları yüzde 80'lere dayandı. Sistem 'yatırım yap' diyor. Hazır giyim ve tekstilde 500 milyon dolarlık yeni yatırım var. Bunun bir bölümü gerçekleşti, bir bölümü için de başvuru yapıldı" diyor. Avrupa'ya ihracatı artırmak için çalışmalar yapan sektör, yeni pazar arayışlarını da sürdürüyor.
2017'nin aralık ayında TGSD'de başkanlık koltuğunu devralan Hadi Karasu ile hazır giyim sektörünün yeni dönem planlarını konuştuk.
Bir süredir durgunluk dönemine giren hazır giyim sektörü bu yıl ihracatta artış bekliyor. Bu büyümeyi nasıl sağladınız?
Öncelikle geçmişte neden büyüyemediğimize bir bakmak lazım. Politik nedenler bu süreçte çok etkili oldu. Alım grupları Türkiye'ye gelmek istemedi. Bu yıl çözüm olarak elimizde çantamız biz onları ziyaret etmeye başladık. TGSD olarak da bu politikayı benimsedik ve kendimizi anlatmaya çalıştık. 10 yıldır 16-17 milyar dolar ihracatta takılı kalan sektör tekrar büyümeye başladı. 2018 yılını 18 milyar dolar gibi rekor bir ihracatla kapatmaya hazırlanıyoruz. Sektörün beş yıllık hedefi ise bu rakamı yıllık 25 milyar dolara çıkarmak.
Bu büyüme doğrultusunda yeni yatırımlar olacak mı?
Sektörde bir önemli konu da kapasite kullanım oranlarının yüzde 80'lere dayanmış olması. Sistem "yatırım yap" diyor. Makine teknolojimiz eskimeye başladı. Hindistan, Pakistan gibi pazarlarda sektör yeni oluştuğu için teknolojik anlamda bizden öne geçtiler. Şimdi Türkiye'deki hazır giyim sektörü eski günlerine dönmek için yatırım yapmaya başlıyor. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde teşvik verilen beşinci ve altıncı bölgelerde yatırım ve başvurularda ciddi bir artış var. 500 milyon dolarlık yeni yatırım var. Bunun bir bölümü gerçekleşti, bir bölümü için de başvuru yapıldı. Bunların devam etmesi için istikrarlı bir ekonomi lazım. Ekonomik sistem sürdürülebilir olmazsa yatırımlarda sıkıntı olabilir.
Yabancı yatırımcılar Türkiye'ye nasıl bakıyor?
Birkaç yabancı yatırımcıyı Türkiye'ye getirmek üzereyiz. Bunlar, üretim, lojistik, laboratuvar hizmetleri gibi farklı alanlarda hizmetler veren şirketler. Burada yapacakları yatırım üzerinde görüşüyoruz. Elbette tam karar noktasında Türkiye'de bir gelişme oluyor ve görüşmeler ertelenebiliyor. Ben de onlara "Bunlar politik konular, gelin biz işimize bakalım" diyorum.
İhracatta gündeminizde hangi pazarlar var?
Önceliğimiz geleneksel pazarlarımız. Almanya'nın ihracattaki payı yüzde 36-40 seviyesindeyken yüzde 18'lere geriledi. Almanya'nın payını yüzde 25'lere çıkarabiliriz. Avrupa'da bizim yüzde 10'a yakın büyümemiz gerekli. Şu anda İngiltere'yi çalışıyoruz.
Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Örneğin Almanya ile ortak bir proje geliştirdik. Alman Tekstil Moda Federasyonu ile ticareti geliştirme ve eğitim konularında işbirliği için mutabakat imzaladık. Onlar akademi kuruyorlar. Orada üretim kalmadığı için mezunların gidebileceği fabrikalar yok. Biz mezunlara fabrikalarımızda eğitim vereceğiz. Onlar da bizden öğrenci alacaklar. Bu ortam ticaretimize yansıyacak. Yakın dönemde, İspanya, İngiltere, Hollanda, Fransa ve ABD'ye işbirliği ziyaretleri yapacağız.
Yeni pazarlar olarak hangileri öne çıkıyor?
Amerika bizim için çok önemli. Kendi işimde Amerika'nın payı yüzde 5'ten yüzde 30'lara çıktı. Türkiye'nin Amerika'ya ihracatı toplam ihracat içinde yüzde 7 seviyelerinde. Hedef bunu en azından yüzde 30'lara çıkarmak. Bu konuda çalışmalarımız olacak. Türk hazır giyimcisi için Ortadoğu çok önemli bir pazar. O ülkelere markalı ürün satılabilir.
Kur artışının büyümede ne kadarlık bir etkisi oldu?
Kur yükselince ihracatçı olduğumuz için, ne şanslısınız gibi yorumlar oluyor. Sanayici olarak kurların dalgalanmasını istemiyoruz. Bize istikrarlı bir sistem gerekli. Bugün kur düşerse çok büyük bataklar olur çünkü bir ekosistem oluştu. Tüm maliyetlerimiz yükseldi. Dolar 6,5-7 TL'ye gelip 15 gün sonra düşse olurdu ama fiyatlar yerleşti. Maliyetler dövize yaslandı. Servis alımları dahil fasoncularla yaptığımız anlaşmalarda dahi iki katına varan artışlar var.
Ayakkabı sektöründe kapanan şirketleri duyuyoruz. Sizin sektörünüzde durum nedir?
Bizim sektörümüzde 36 bin şirket var. Eğer kapasite kullanım oranları yatırım yapmaya zorluyorsa, ihracat 1 milyar dolar artı yapacaksa, bunu batan şirketler mi yapıyor? Türkiye'de hazır giyimde ağırlıklı olarak aile şirketleri faaliyet gösteriyor. Bunlar borçtan korkan ve öz sermayelerini kullanan şirketler. Birkaç farklı örnek çıkabilir elbette. Bizim yapımız KOBİ ağırlıklı olduğu için altyapı kuvvetli. Benim duyduğum olumsuz bir şey yok. Aksine bankacılarla konuştuğumuzda en az batık kredinin hazır giyim sektöründe olduğunu söylüyorlar.
"KURDAKİ ARTIŞ YERLİ MARKALARA YARAR"
"Türkiye'de kurların patlamasıyla birlikte yerli markalar için yeni bir fırsat doğdu. Orta ve üst segmentte Türkiye'de marka alışkanlığı olan bir kesim var. Bunlar çoğunlukla yabancı markaları tercih ediyorlardı. Ancak kurların bu kadar yükselmesi bu markalardan alışveriş yapmayı zorlaştıracak. Bu noktada orta ve üst segmente özel marka geliştiren yerli markalar çok başarılı olabilir.”