Kobi Girişim Aralık 2024 ekinden
Boğaziçi Ventures, farklı dikeylerdeki teknoloji şirketlerine yatırım yapan fonların kurulması, yönetilmesi ve yatırım yapılan portföy şirketlerine üst düzeyde katma değer yaratılmasına odaklanan bir alternatif yatırım şirketi. Bugüne kadar 100 adedin üzerinde teknoloji şirketine yatırım kararı almış Boğaziçi Ventures ortakları ve ekibi, teknoloji girişimlerinde aktif rol alıyor, girişimcilere uluslararası başarılara giden yolda sağladığı mentörlük ve know-how transferi ile eşlik ediyor.
Boğaziçi Ventures, fonlar, doğrudan yatırımlar ve özel yatırım fırsatları sunuyor ve sadece teknoloji ve yenilikçi inovasyonlara yatırım yapıyor. Geleneksel yatırım yönetimi yaklaşımının aksine değer katacak projelere odaklanarak geleceğe yatırım yapmayı hedefleyen Boğaziçi Ventures bünyesindeki grup şirketleri, oyunlar, teknoloji, inovasyon, fintech ve sinerjiye odaklanmış fonlar ve ürünlerle faaliyetlerine devam ediyor. BV Portföy Yönetimi A.Ş. ise girişim sermayesi yatırım fonları ile halka açık teknoloji şirketlerinin hisse senetlerine yatırım yapan fonlar kuruyor ve yönetiyor. Boğaziçi Ventures Kurucu Ortağı ve CEO’su Barış Özistek, “Tamamen yapay zeka odaklı yeni bir fonumuz geliyor. Bu fonunun ilk yatırımdaki ortalaması 1,5 milyon dolar, büyüklüğü ise 50 milyon dolar olacak. Yaklaşık 17-18’e şirkete yatırım yapacak” diyor. Özistek, sorularımızı şöyle yanıtladı:
“Çalışkan, birikimli, hırslı girişimciler büyüyecek”
“Dünya aşırı rekabetçi bir hal aldı. Dikeyden bağımsız, çok fazla çalışan, bilgili ve birikimli, beceri sahibi, hırslı girişimcilerin kazanacağı bir döneme girdik. Eskiden tüm yetkinlikleriniz tamam olmasa da başarı geliyordu. Çünkü global rekabet Türkiye’ye çok fazla dokunmuyordu. Şu an bu imkansıza yakın. Bu geçiş dönemini birçok şirket hala anlayabilmiş değil. Yazılım da yapacak, dijital pazarlama da bilecek, sunum teknikleri de iyi olacak gibi bir döneme giriyoruz.”
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Boğaziçi Ventures’ı nasıl kurdunuz?
Birçok yatırım şirketinden farklı olarak teknoloji dünyasından gelen biriyim. ,2013- 2015 döneminde Türkiye’nin ilk oyun exit’ini (Netmarble) yaptık. Ardından ödeme sistemleri girişimimizin satışını gerçekleştirdik. Türkiye’nin en büyük özel girişim hızlandırma merkezi Staters Hub’ın kurucuları arasında yer aldık. Staters Hub da halka açıldı. Bir işi sıfırdan kurmak ayrı bir keyif. Yatırımcılıkta ise birçok hikâyenin içinde yer alabiliyorsunuz. Boğaziçi Ventures 2015’te kendi yakın çevremizle özsermayemizle başlayan bir oluşum. Ana işimizi Boğaziçi Venutres olarak belirledik. Boğaziçi Ventures’ı sadece bir yatırım şirketi olarak tanımlamıyoruz. Ortak olacağımız, değer yaratacağımız girişimlere yatırım yapıyoruz.
Şu an Boğaziçi Ventures’ın ulaştığı büyüklük hakkında bilgi verir misiniz?
Şu an portföyümüzde 50’nin üzerinde şirket var. İki adet exit yaptık. Şirket eğer globale açıldıysa onların pazarını büyütmeye, ödeme sistemlerini geliştirmeye çalışıyoruz. Girişimcilerle yan yana olmayı seviyoruz. Boğaziçi Ventures’ta 30 çalışan bulunuyor. Fonlarımızda 3 binin üzerinde yatırımcı var.
Teknoloji sektöründe hangi dikeylerdeki girişimlere odaklanıyorsunuz?
Öncelikle Türkiye’de kurulu globale hızlı ölçeklenecek şirketlere, globale dijital pazarlamayla ölçeklenebilecek girişimlere odaklanıyoruz. Türkiye iyi bir girişim ekosistemi. Oyun, ana odaklarımızdan biri. Mobil ve içerik uygulama işleri bizimle örtüşüyor. Fintech’te teknoloji işine yatırım yapıyoruz. Her ülkede lisans alma zorunluluğu olmayan ancak gittiği ülkede ödeme sistemlerinin alt yapılarına ölçeklenebilecek girişimlere yatırım yapıyoruz. Perakende teknolojileri, eğitim teknolojileri, dijital sağlıkta da ölçeklenebilecek girişimlere odaklanıyoruz. Sanayide kullanılan teknoloji girişimlerindeki fırsatlara bakıyoruz.
Bir girişimin ölçeklenebilir olduğunu nasıl ölçüyorsunuz? Bunun bir kriteri var mı?
Bunun birkaç ölçütü var; ‘Dijital pazarlamaya uygun mu?’, ‘Gittiği ülkede ne kadar büyüklükte bir pazar var?’, ‘Rekabet edecek ülkede pazar payı alabiliyor mu?’, ‘Ne kadar hızlı büyüyecek?’. Birçok yatırımcının para varlığını temsil ediyoruz. Beş yıl sonra yapmış olduğu yatırımın ne kadara ulaşacağı yatırımcı açısından önemli. İşin büyüme potansiyeli bizim için önem taşıyor.
Yatırım için ne kadar aralıkta marjlar belirlediniz?
Şu an beş adet girişim sermayesi yatırım fonumuz var. Hisse senedi fonlarımızla birlikte 10’nun üzerinde fonu yönetiyoruz. Girişim sermayesi yatırım fonlarımız kapsamında, fikir aşamasını geçmiş, erken aşama yatırım fonumuz için ortalama 400 bin dolar yatırım yapıyoruz. Takip yatırımlarıyla birlikte bu rakam 2 milyon dolara kadar çıkabiliyor. Tamamen yapay zeka odaklı yeni bir fonumuz geliyor. Bu fonunun ilk yatırımdaki ortalaması 1,5 milyon dolar olacak. Bir yapay zeka girişimi küçük yatırımlarla ilerleyemez. En azından yatırım yaptığımızda bu şirketin en az iki yıl başka bir yatırım arama arayışı olmamalı. 2025 yılında bu fon hayata geçmiş olacak. Bu fonunun büyüklüğü 50 milyon dolar olacak. Yaklaşık 17-18’e şirkete yatırım yapacak. Bir diğer fonumuz Sinerji.
Bu fonunuz hakkında bilgi verir misiniz?
Bu fon 30 bin dolardan 500 bin dolara kadar yatırım yapabiliyor. Bu fonda ikinci yatırımcı pozisyonundayız. Sağlıklı büyüyen şirketlerde ilk yatırım yapmış şirketler exit etmek istiyor ya da kurucular şirketlerinin bir kısmını satmak istiyorlar. Bu anlamda ikinci yatırımcı pozisyonundaki şirketlere çok ihtiyaç var. Girişimcinin paraya ihtiyacı olduğu zaman indirimli bir fiyattan hisse alarak, belki de şirketini satma motivasyonundan vazgeçmesini sağlıyoruz. Dünyada yaygın olan bu fon, Türkiye’de bir ilk. Bunun büyük bir ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu ihtiyacı çözmediğiniz sürece girişimciler şirketlerini satmak zorunda kalıyor.
“Türk şirketleri entegrasyonda geride kaldı”
“Yapay zeka dönüştürücü bir teknoloji. Birçok dev oyun şirketi PC’den mobile geçemedikleri için çok küçüldü. Şu an yapay zeka herkes tarafından konuşuluyor ama birçok şirket bunu da kaçıracak gibi görünüyor. Türkiye’de geleneksel şirketler teknoloji şirketlerini kendilerine entegre etme konusunda çok geride kaldı. Hatta kendilerine entegre ettikleri teknolojilerde de geri kaldılar. Ülkemizdeki girişimlerle çok daha inovatif ve derin işler yapabilirler ancak onlar geleneksel kalmış global şirketlerle çalışmayı tercih ediyor. Türkiye’deki girişimciler de bu nedenle çok hızlı yurt dışında büyüyor.”
