Müjde Esin, sosyal girişimi KızCode ile dezavantajlı bölgelerdeki kız çocuklarına kodlama öğretiyor. Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda ‘Yılın Sosyal Girişimcisi’ seçilen Esin, bu yıl 5 bin kız çocuğuna ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor.
BURCU TUVAY
[email protected]
Ağrı'nın küçük bir ilçesinde doğan Müjde Esin, ailesinin tüm baskılarına rağmen girdiği bir yetenek sınavını kazanarak üniversiteye başladı. Bu sırada dijital teknoloji ve kodlama alanında kendini yetiştirdi.
İngiltere'de başarı bursuyla yüksek lisansını tamamladı. Sonra Londra'da yaşayan göçmen genç kız ve kadınların İngiltere'ye entegrasyonunu sağlamak ve onlara iş olanağı yaratmak için yola çıkan bir sosyal girişim projesi olan KızCode platformunu kurdu.
Müjde Esin, bu platformla Ekonomist Dergisi, Garanti Bankası ve KAGİDER işbirliğiyle 12'nci kez düzenlenen Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması'nın 'Yılın Sosyal Girişimcisi' kategorisinin kazananı oldu. Esin, KızCode ile dezavantajlı bölgelerdeki kız çocuklarının; kodlama, bilim ve teknoloji yoluyla hayatın merkezine taşınmasını ve bu yıl 5 bin kız çocuğuna ulaşmayı hedefliyor.
Esin sorularımızı şöyle yanıtladı:
Yaşam öykünüze baktığımızda dezavantajlı bir durumu kendi çabalarınızla avantaja çevirerek başka larının da hayatına dokunmayı başarmışsınız Bize kısaca hikayenizden bahseder misiniz?
Ağrı'nın ufak bir ilçesinde dünyaya geldim Biz altı kardeşiz. En küçük kız çocukları benim Benim bir de ikiz erkek kardeşim var. Onun erkek olup benim kız olmam ailede birçok parametreyi değiştirdi. Ailem okumamı istemedi. Kız çocuklarıyla ilgili çalışmamın en önemli nedenlerinden biri bu. Coğrafya ve yaşadığımız toplum her alanımızı belirliyor. Anadolu'nun pek çok bölgesinde kız çocukları aslında çok başarılı.
Ailenizin üzerinizdeki baskısının sizde ne gibi etkileri oldu?
Teknolojiyi çok seven çok meraklı bir kız çocuğuydum. Kumandaların içlerini merak ederdim. Komşu erkek çocuklarının oyuncaklarıyla oynuyordum. Annem "Müjde rezil ediyorsun bizi" derdi. 10 yaşında Ağrı'dan İstanbul'a taşındık. Beşiktaş Anadolu Lisesi'ni bitirdim. Liseye kadar ailemi okumak için ikna etmekle geçti hayatım. Üniversitede okumak istediğim tüm iletişim bölümleri, Ankara'daydı. Ailem gitmeme izin vermedi. Sonra da evlenmem konusunda baskılar başladı. O zaman boşluğunda Ünsal Öskay'ın kitaplarını okudum, Beykent Üni-versitesi'ne kendisiyle tanışmak için gittim. Hikayemi anlattım, kendisinin teşvikiyle iletişim ve tasarım bölümünde burs kazandım.
Peki kodlamayla tanışmanız nasıl gerçekleşti?
Aslında üniversite kantinlerinde arkadaşlarla aramızdaki sohbetlerden sonra oldu. "Kendi alanımı dijital sanata nasıl uyarlayabilirim?" diye başladım. Bütün kaynaklar İngilizceydi. Bir proje gerçekleştirdim ve o proje yurtdışında sergilendi. TRT'de çalışırken, çok sevdiğim mesai arkadaşım bir hanımefendi "Sen yurtdışına gitmelisin" dedi. Onun teşvikiyle İngiltere'ye burslu olarak dil öğrenmeye gittim. Westminster Üniversite-si'nde yüksek lisansımı tamamladım. 2014 yılında Suriye'de iç savaşın çıkması ve mültecilerin göç etmesiyle birlikte mülteciler konseyine projeler yapmaya başladım.
Ne gibi projeler yaptınız?
Buradaki kız çocukları ve kadınların eğitim entegrasyonuyla ilgili projeler hazırladım. Kodlama da o projede ilgilimi çekti. Londra'da yaşayan göçmen kız çocukları ve kadınların İngiltere'ye entegrasyonunu sağlamak ve onlara iş olanağı yaratmak için KızCode platformunu kurdum. İngiltere İçişleri Bakanlığı ve Üniversiteler Birliği tarafından 2015 yılının En İyi Sosyal Sorumluluk Girişim Ödülü'nü kazandım. Eş zamanlı olarak Türkiye ve İngiltere'de eğitimlere başladık. Şimdi de Zanzibar'da bir STK ile beraber çalışma yürüteceğiz.
Nasıl bir çalışma olacak?
Okulun içine robotik bir okul açacağız. Biraz daha enstitüye dönüşmeye başlayacağız. Farklı alanlara ilgisi olan çocukları bir araya toplayacağız. İçinde kodlama, kısa film çekme, yapay zeka olacak. Çocuklara farklı beceriler kazandırmayı hedefliyoruz. Şubat ayının ikinci haftasında bu enstitüyü açacağız. Burada erkek çocuklarına yönelik de eğitimler verilecek. Bu enstitüyü Afrika'nın çeşitli bölgelerinde yaygınlaştıracağız.
Türkiye'de ne gibi çalışmalarınız bulunuyor?
Bahsettiğim enstitünün ilk uygulamasını geçtiğimiz yıl mart ayında Diyarbakır'da yapmaya başladık. Okullarda da hem kız hem erkek çocuklarına eğitimler veriyoruz. Hafta sonları ise sadece kızlara yönelik eğitimler oluyor. Pazar günleri cinsiyet eşitliğine yönelik dersler vereceğiz. Bu köydeki ailelere de verilecek. Ailenin desteği çok önemli.
Türkiye'de başka hangi şehirlerde bu eğitimleri vermeyi planlıyorsunuz?
Nisan ayı itibariyle sırada Ağrı var. Van, Şırnak, Diyarbakır'ın farklı bölgeleri, Trabzon ve Rize'ye gideceğiz.
Bugüne kadar kaç kız çocuğuna ulaştınız?
2 bin 500 kız çocuğuna ulaştık. Bu yılın sonuna kadar 5 bin kız çocuğuna ulaşmayı hedefliyoruz.
Vermiş olduğunuz eğitimlerin çocuklar üzerindeki katkısını ölçümlediniz mi?
Evet. Kız çocuklarında kendine güven konusunda büyük bir etkisi oluyor. Erkeklerde ise "Ben bu projeyi bir kızla yaptığım zaman daha hızlı ilerliyorum" düşüncesi oluşuyor. Westminster Üniversitesi bize hangi bölgelerde hangi eğitim modellerini geliştirmemiz konusunda akademik destekler sunuyor. Mart ayının sonunda Türkiye menşeili bir kodlama şirketiyle birlikte Londra'da kız çocuklarına yönelik çalışmalar yapacağız. Daha sonra Manchester'da da çalışmalar gerçekleştireceğiz.
Kurumsal şirketlere yönelik çalışmalarınız var mı?
Yurtdışında şirketlerin sosyal sorumluluk departmanlarına eğitimler veriyorum. Şirket çalışanlarının kız çocuklarına da kodlama eğitimi veriyoruz. İngiltere'deki şirketlere empati geliştirme, mavi ve beyaz yakayı bir araya getirmek, bir mülteci çalışanı varsa onun çocuğunun da bu eğitimlerden yararlanmasını sağlamak gibi hedeflerimiz var. Bunu şimdi Türkiye'de geliştirmeye başladık. Borusan ve Arçelik çalışanlarının kız çocuklarına kodlama eğitimleri verdik, veriyoruz.
Yurtdışında başka hangi ülkeleri hedefliyorsunuz?
Almanya'daki Türk kökenli göçmenlere ilişkin bir çalışmamız olacak. Bu yılın kasım ayında açmayı planlıyoruz. Kanada'da robotik eğitim gören bir arkadaşımız var. O da Kanada'da Kızcode hub'ını açacak.
BURCU TUVAY
[email protected]
Ağrı'nın küçük bir ilçesinde doğan Müjde Esin, ailesinin tüm baskılarına rağmen girdiği bir yetenek sınavını kazanarak üniversiteye başladı. Bu sırada dijital teknoloji ve kodlama alanında kendini yetiştirdi.
İngiltere'de başarı bursuyla yüksek lisansını tamamladı. Sonra Londra'da yaşayan göçmen genç kız ve kadınların İngiltere'ye entegrasyonunu sağlamak ve onlara iş olanağı yaratmak için yola çıkan bir sosyal girişim projesi olan KızCode platformunu kurdu.
Müjde Esin, bu platformla Ekonomist Dergisi, Garanti Bankası ve KAGİDER işbirliğiyle 12'nci kez düzenlenen Türkiye'nin Kadın Girişimcisi Yarışması'nın 'Yılın Sosyal Girişimcisi' kategorisinin kazananı oldu. Esin, KızCode ile dezavantajlı bölgelerdeki kız çocuklarının; kodlama, bilim ve teknoloji yoluyla hayatın merkezine taşınmasını ve bu yıl 5 bin kız çocuğuna ulaşmayı hedefliyor.
Esin sorularımızı şöyle yanıtladı:
Yaşam öykünüze baktığımızda dezavantajlı bir durumu kendi çabalarınızla avantaja çevirerek başka larının da hayatına dokunmayı başarmışsınız Bize kısaca hikayenizden bahseder misiniz?
Ağrı'nın ufak bir ilçesinde dünyaya geldim Biz altı kardeşiz. En küçük kız çocukları benim Benim bir de ikiz erkek kardeşim var. Onun erkek olup benim kız olmam ailede birçok parametreyi değiştirdi. Ailem okumamı istemedi. Kız çocuklarıyla ilgili çalışmamın en önemli nedenlerinden biri bu. Coğrafya ve yaşadığımız toplum her alanımızı belirliyor. Anadolu'nun pek çok bölgesinde kız çocukları aslında çok başarılı.
Teknolojiyi çok seven çok meraklı bir kız çocuğuydum. Kumandaların içlerini merak ederdim. Komşu erkek çocuklarının oyuncaklarıyla oynuyordum. Annem "Müjde rezil ediyorsun bizi" derdi. 10 yaşında Ağrı'dan İstanbul'a taşındık. Beşiktaş Anadolu Lisesi'ni bitirdim. Liseye kadar ailemi okumak için ikna etmekle geçti hayatım. Üniversitede okumak istediğim tüm iletişim bölümleri, Ankara'daydı. Ailem gitmeme izin vermedi. Sonra da evlenmem konusunda baskılar başladı. O zaman boşluğunda Ünsal Öskay'ın kitaplarını okudum, Beykent Üni-versitesi'ne kendisiyle tanışmak için gittim. Hikayemi anlattım, kendisinin teşvikiyle iletişim ve tasarım bölümünde burs kazandım.
Peki kodlamayla tanışmanız nasıl gerçekleşti?
Aslında üniversite kantinlerinde arkadaşlarla aramızdaki sohbetlerden sonra oldu. "Kendi alanımı dijital sanata nasıl uyarlayabilirim?" diye başladım. Bütün kaynaklar İngilizceydi. Bir proje gerçekleştirdim ve o proje yurtdışında sergilendi. TRT'de çalışırken, çok sevdiğim mesai arkadaşım bir hanımefendi "Sen yurtdışına gitmelisin" dedi. Onun teşvikiyle İngiltere'ye burslu olarak dil öğrenmeye gittim. Westminster Üniversite-si'nde yüksek lisansımı tamamladım. 2014 yılında Suriye'de iç savaşın çıkması ve mültecilerin göç etmesiyle birlikte mülteciler konseyine projeler yapmaya başladım.
Ne gibi projeler yaptınız?
Buradaki kız çocukları ve kadınların eğitim entegrasyonuyla ilgili projeler hazırladım. Kodlama da o projede ilgilimi çekti. Londra'da yaşayan göçmen kız çocukları ve kadınların İngiltere'ye entegrasyonunu sağlamak ve onlara iş olanağı yaratmak için KızCode platformunu kurdum. İngiltere İçişleri Bakanlığı ve Üniversiteler Birliği tarafından 2015 yılının En İyi Sosyal Sorumluluk Girişim Ödülü'nü kazandım. Eş zamanlı olarak Türkiye ve İngiltere'de eğitimlere başladık. Şimdi de Zanzibar'da bir STK ile beraber çalışma yürüteceğiz.
Nasıl bir çalışma olacak?
Okulun içine robotik bir okul açacağız. Biraz daha enstitüye dönüşmeye başlayacağız. Farklı alanlara ilgisi olan çocukları bir araya toplayacağız. İçinde kodlama, kısa film çekme, yapay zeka olacak. Çocuklara farklı beceriler kazandırmayı hedefliyoruz. Şubat ayının ikinci haftasında bu enstitüyü açacağız. Burada erkek çocuklarına yönelik de eğitimler verilecek. Bu enstitüyü Afrika'nın çeşitli bölgelerinde yaygınlaştıracağız.
Türkiye'de ne gibi çalışmalarınız bulunuyor?
Bahsettiğim enstitünün ilk uygulamasını geçtiğimiz yıl mart ayında Diyarbakır'da yapmaya başladık. Okullarda da hem kız hem erkek çocuklarına eğitimler veriyoruz. Hafta sonları ise sadece kızlara yönelik eğitimler oluyor. Pazar günleri cinsiyet eşitliğine yönelik dersler vereceğiz. Bu köydeki ailelere de verilecek. Ailenin desteği çok önemli.
Türkiye'de başka hangi şehirlerde bu eğitimleri vermeyi planlıyorsunuz?
Nisan ayı itibariyle sırada Ağrı var. Van, Şırnak, Diyarbakır'ın farklı bölgeleri, Trabzon ve Rize'ye gideceğiz.
Bugüne kadar kaç kız çocuğuna ulaştınız?
2 bin 500 kız çocuğuna ulaştık. Bu yılın sonuna kadar 5 bin kız çocuğuna ulaşmayı hedefliyoruz.
Vermiş olduğunuz eğitimlerin çocuklar üzerindeki katkısını ölçümlediniz mi?
Evet. Kız çocuklarında kendine güven konusunda büyük bir etkisi oluyor. Erkeklerde ise "Ben bu projeyi bir kızla yaptığım zaman daha hızlı ilerliyorum" düşüncesi oluşuyor. Westminster Üniversitesi bize hangi bölgelerde hangi eğitim modellerini geliştirmemiz konusunda akademik destekler sunuyor. Mart ayının sonunda Türkiye menşeili bir kodlama şirketiyle birlikte Londra'da kız çocuklarına yönelik çalışmalar yapacağız. Daha sonra Manchester'da da çalışmalar gerçekleştireceğiz.
Kurumsal şirketlere yönelik çalışmalarınız var mı?
Yurtdışında şirketlerin sosyal sorumluluk departmanlarına eğitimler veriyorum. Şirket çalışanlarının kız çocuklarına da kodlama eğitimi veriyoruz. İngiltere'deki şirketlere empati geliştirme, mavi ve beyaz yakayı bir araya getirmek, bir mülteci çalışanı varsa onun çocuğunun da bu eğitimlerden yararlanmasını sağlamak gibi hedeflerimiz var. Bunu şimdi Türkiye'de geliştirmeye başladık. Borusan ve Arçelik çalışanlarının kız çocuklarına kodlama eğitimleri verdik, veriyoruz.
Yurtdışında başka hangi ülkeleri hedefliyorsunuz?
Almanya'daki Türk kökenli göçmenlere ilişkin bir çalışmamız olacak. Bu yılın kasım ayında açmayı planlıyoruz. Kanada'da robotik eğitim gören bir arkadaşımız var. O da Kanada'da Kızcode hub'ını açacak.