Özak Global yeni yatırımlarla büyüyor. Beş gayrimenkul projesine 450 milyon dolarlık yatırım planladıklarını belirten Özak Global Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, "Turizmde ise üç yeni otelle en büyük gruplardan biri olacağız" diyor.
12-25 Mayıs 2024 tarihli sayıdan
Özak Global Holding, Özak Tekstil, İnt-Er Yapı, Aktay Turizm, Özak GYO, Akyön Tesis Yönetimi şirketleri ile gayrimenkul, inşaat, tesis yönetimi, turizm ve tekstil olmak üzere beş ana sektörde hizmet gösteren dinamik bir holding.
2023 yılında 4,6 milyar TL ciro yapan holding, ekonomideki daralmaya rağmen bu yıl yeni yatırımlarla büyümesine devam ediyor. Planlama ve inşaat aşamasındaki beş gayrimenkul projesine yaklaşık 450 milyon dolarlık yatırım yapmaya hazırlanan grup, önümüzdeki dönemde Didim, Bodrum ve Kemer'de de üç yeni otel inşa etmeyi planlıyor.
Özak Global Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık ile grubu, inşaat sektörünü ve kentsel dönüşümü konuştuk.
İnşaatta hızlı büyüyen bir grupsunuz. Şu anda planlama ve inşaat aşamasında olan kaç projeniz bulunuyor?
Göktürk, Mahmutbey, Beşiktaş, Halkalı ve Maltepe'de olmak üzere planlama ve inşaat aşamasında yaklaşık 2 bin 500 konutluk beş projemiz bulunuyor. Bunların yanı sıra geçtiğimiz aylarda Topkapı'da Tekfen'den projesi hazırlanmış, ruhsatı alınmış olan bir araziyi satın aldık. Elimizdeki projeleri belli bir noktaya getirdikten onu da gündeme alacağız.
Özak Global yeni yatırımlarla büyüyor. Beş gayrimenkul projesine 450 milyon dolarlık yatırım planladıklarını belirten Özak Global Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, "Turizmde ise üç yeni otelle en büyük gruplardan biri olacağız" diyor. Özak Global Holding, Özak Tekstil, İnt-Er Yapı, Aktay Turizm, Özak GYO, Akyön Tesis Yönetimi şirketleri ile gayrimenkul, inşaat, tesis yönetimi, turizm ve tekstil olmak üzere beş ana sektörde hizmet gösteren dinamik bir holding.
2023 yılında 4,6 milyar TL ciro yapan holding, ekonomideki daralmaya rağmen bu yıl yeni yatırımlarla büyümesine devam ediyor. Planlama ve inşaat aşamasındaki beş gayrimenkul projesine yaklaşık 450 milyon dolarlık yatırım yapmaya hazırlanan grup, önümüzdeki dönemde Didim, Bodrum ve Kemer'de de üç yeni otel inşa etmeyi planlıyor. Özak Global Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık ile grubu, inşaat sektörünü ve kentsel dönüşümü konuştuk.
İnşaatta hızlı büyüyen bir grupsunuz. Şu anda planlama ve inşaat aşamasında olan kaç projeniz bulunuyor?
Göktürk, Mahmutbey, Beşiktaş, Halkalı ve Maltepe'de olmak üzere planlama ve inşaat aşamasında yaklaşık 2 bin 500 konutluk beş projemiz bulunuyor. Bunların yanı sıra geçtiğimiz aylarda Topkapı'da Tekfen'den projesi hazırlanmış, ruhsatı alınmış olan bir araziyi satın aldık. Elimizdeki projeleri belli bir noktaya getirdikten onu da gündeme alacağız.
Turizmde Ela Excellence markası ile faaliyettesiniz. Turizmde büyümeyi planlıyor musunuz?
Evet, turizmde de büyüme planımız var. Turizmde yapacağımız yeni yatırımlarla 2028 yılında Türkiye'nin en büyük turizm gruplarından biri olmayı planlıyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda önümüzdeki dönemde Didim'de tahsisini aldığımız araziye, Bodrum ve Kemer'de de kendi arazilerimiz üzerine üç yeni otel projesi geliştirmeyi planlıyoruz. Bu tesislerin detayları ve yatırım büyüklükleri yılın sonuna doğru netleşir.
Ayrıca 2028 yılı sonrasında İstanbul, İzmir ya da kültürel zenginliği olan başka bir kentimizde Ela markası ile şehir oteli yapabiliriz. Yine 2028 sonrasında Ela markası ile yurtdışında şehir oteli ve resort otel açabiliriz. Henüz mercek altına aldığımız ülke ya da ülkeler yok ama önümüze çıkacak fırsatları zamanı gelince değerlendireceğiz.
Ülkemizde ve dünyada konut krizi yaşanıyor. Sizce Türkiye konut piyasası ne zaman dengeye oturur? Orta ve dar gelirli Türk halkı ne zaman yeniden ev sahibi olmaya başlar?
Her krizin bir fırsatı vardır. Biz de fırsatı bekliyoruz. Ülkede faizler düşerse o zaman gayrimenkul ve benzeri ürünler öne çıkar. Bu yıllarca böyle olmuştur. Burada temel problem sosyal konut ihtiyacını giderecek politikaların geliştirilmesi. Planlamanın kalıcı ve sürdürülebilir olması lazım.
Bir şehir planı yapıldığında her gelen yönetim bunu değiştirip kendi kafasına göre şekillendirirse bu sürdürülebilir bir şey değil. Yapılan planlamaların bütün paydaşlarca el sıkışılıp tamamlanması, sürdürülebilir iş modeline dönüştürülüp bunun yapılması, hayata geçirilmesi lazım.
Kentsel dönüşüm bu süreçte fırsat olabilir mi? Kentsel dönüşümü hızlandırmak için sizce neler yapılabilir?
Tam da bunu söylüyorum, kentsel dönüşüm bir fırsat haline getirilebilir. Ülke için bu durumun iki ayağı var; biri kentsel dönüşüm ve kentsel dönüşümle birlikte sürdürülebilirlik kavramı... Kentsel dönüşümde karbon ayak izinden kullandığınız malzemeye kadar hepsinin yeni dünya düzenine uygun hale getirilmesi gerekiyor. Yani hem bugünü planlayacağız hem de geleceği. Örneğin; biz 2015 yılında Büyükyalı projesini yaparken içeriye 40 tane elektrikli araç istasyonu kurduk.
Bu bir tesadüf değildi. Bu öngörüleri kurgularsanız gelecekteki şehirleri planlamanız ve yapmanız mümkün. Sen bunu yapmak istiyorsan bunun ekosistemini kuracaksın; teşvik vereceksin, yönlendireceksin, kaynağı projeyi şuraya yaparsan teşvik vereceğim diyeceksin. Örneğin; Bakırköy'de inşaat yaparsan sübvanse etmiyorum ama şurada yaparsan sübvanse ederim gibi yönlendirmeler yapılabilir. O zaman sermayeyi de oraya yönlendirmiş oluyorsun. Ya da harçlardan muaf tutacağım, yeşil bina yaparsan ve şuraya gidersen kullandığın mortgage kredisinden de iskonto vereceğim denilebilir.
Kentsel dönüşümde mal sahipleri çoğu zaman mağdur oluyor. Bu durumun önüne geçmek, süreci güvenli hale getirmek mümkün mü?
Burada bunun lokomotifliğini yapacak olan kamu iradesi. Kamu iradesi eğer gerçekten kentsel dönüşüm yapmak istiyorsa oturup önce bir plan yapacak ve bu planı gerçek manada sürdürülebilir yapabilecek paydaşlarla el sıkışıp hayata geçirecek. Bunun için ekstra kaynak ihtiyacı yok mevcut kullandığı kaynakları buraya empoze edecek diyorum. Mevcut kaynakları buna göre formatlayacak.
Bu dedikleriniz olursa kentsel dönüşüme girme planınız var mı?
Nitelikli bir kentsel dönüşüm olursa, tabii ki oluruz. Ama onun dışındaki kentsel dönüşümlerin gerçekten hayata geçmemesinin sebebi herkesin kendi cephesinden dönüşüme yanaşması. Esas problem orada.
Konut fiyatları önümüzdeki dönemde daha da gevşer mi?
Şu anda sektörde korkunç bir maliyet artışı söz konusu. Ayrıca depremin yaratmış olduğu yıkım sonrası deprem bölgesinde inşaat faaliyetlerinin olması, taşeronların, inşaat sektörü çalışanlarının o bölgeye gitmesi ve yurtdışına ciddi bir inşaat çalışanı çıkışı olması maliyet unsurlarını ciddi oranda şişirmiş durumda. Burada doğru iş modelleri tanımlanmalı.
Her sektörün kendi içinde problemleri irdelenip kök sebeplere inerek bunlar çözümlenirse hepsi bir ekosistem içerisinde düzelir diye düşünüyorum. Günümüz şartlarında şu anda girdi maliyetleri şişmiş, gayrimenkul fiyatları da baskılanmış durumda. Şu anda arz var ama talep yok, finansa erişim zor.
“Nitelikli kentsel dönüşüme katılırız”
"Kentsel dönüşüme en uygun şirketler GYO’lar. Çünkü finansalları, gelecek stratejileri belli, mal sahibi neyi kime emanet ettiğini görüyor. Dönüşümün dört ayağı var; kamu, STK'lar, müteahhit ve mal sahibi. Lokomotifliği yapacak olan kamu iradesi.
Kamu iradesi eğer gerçekten kentsel dönüşüm yapmak istiyorsa önce bir plan yapacak ve bu planı gerçek manada sürdürülebilir yapabilecek paydaşlarla el sıkışıp hayata geçirecek. Bunun için ekstra kaynak ihtiyacı yok mevcut kullandığı kaynakları buraya empoze edecek, buna göre formatlayacak. Nitelikli bir kentsel dönüşüm olursa tabii ki biz de oluruz.”
