Binden fazla mağazayla 46 ülkede faaliyet gösterdiklerini söyleyen LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, en büyük güçlerinin bu olduğunu söylüyor. Vahap Küçük, "Hem ülkemizde hem de yurtdışında mağazalar açmaya ve yeni yatinmlar yapmaya devam edeceğiz" diyor.
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
[email protected]
LC Waikiki, yaklaşık 32 yıl önce küçük bir atölyede ihracat yapmak üzere kuruldu. Bugün ise perakende sektörünün lider markaları arasında yer alıyor. 46 ülkede binden fazla mağazayla faaliyet gösteriyor. Pandemi döneminde farklı ülkelerde mağazalaşmanın büyük bir avantaj getirdiğini söyleyen LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, "Bu mağazaları da biz yönettiğimiz için yeni müşteri bulma ve ödeme gibi sıkıntılar yaşamadık" diyor.
2021'de müşteriyi ve içgörülerini daha iyi anlama, daha hızlı üretim gibi konuları gündemine alan şirket, tedarik, e-ticaret payının artırılması ve verimlilik konularına odaklanacak.
Sektörün duayen isimlerinden Vahap Küçük'e perakende sektörünün ve LC Waikiki'nin geleceğini sorduk.
Sektörünüzde 30 yıllık süreçte hangi dönüm noktaları yaşandı?
Bildiğiz gibi 1980'lerin başlarına kadar Türkiye tarım toplumu bir ülkeydi. O dönemlerdeki yönetim ile Türkiye ekonomisi dünyaya ve Avrupa'ya açıldı aynı zamanda ekonomideki liberalleşme süreci başladı.
Böylece ülkemiz tarım toplumundan sanayi toplumun ilk basamağı olarak değerlendirilen konfeksiyon sektörüne giriş yaptı. Ülkemiz, iş gücü ve genç nüfus avantajıyla birlikte Avrupa'nın ve Amerika'nın üretim üssü olmaya başladı. Kısa zamanda da konfeksiyon ve tekstil gözde bir sektör haline geldi.
LC Waikiki bu süreçte nasıl bir dönüşüm geçirdi?
Bizler de 1988 yılında küçük bir atölyede ihracat yapmak üzere faaliyetimize başladık. Kısa süre sonra LC Waikiki'nin üreticisi konumuna geldik. 1990'da markanın Türkiye lisansörü olduk. Bayilik kanalıyla Türkiye'de LC Waikiki'nin bayi satışlarını gerçekleştirmeye başladık, kısa zamanda 700-800 bayiye ulaştık. 2001 yılında ise Türkiye'de yaşanan ekonomik krizle birlikte bayi kanalından perakende sektörüne geçmeye karar verdik. Bu bizim için çok önemli bir dönüm noktası oldu.
Perakendeye geçişimizle kendi mağazalarımızı açmaya başladık. Bu dönemde Türkiye'de organize perakendenin payı oldukça düşüktü. Sektör liderinin pazar payı neredeyse yüzde 1 civarındaydı ve daralan bir pazardı. Yabancı yatırımcıların AVM yatırımlarıyla birlikte organize perakende hızlı bir şekilde büyümeye başladı.
Biz de tüm kaynak ve zamanımızı bu alana yatırarak hızlı bir şekilde mağazalaştık. 2009 yılında da ilk yurtdışı mağazamızı açarak global marka olma yolunda adım attık. Şu anda 46 ülkede binden fazla mağazaya ulaştık.
Önümüzdeki dönemde büyümenin ana unsurları neler olacak?
Biz büyümeyi iki kanadımız için planlıyoruz. Bunlardan birincisi fiziki mağazalarımızda, ikincisi ise e-ticaret kanalımızda. Fiziksel mağazalarımızdaki büyüme planımız yurtiçinde tekil mağazalarda, yurtdışında ise yeni ülke yatırımları ve mevcut planlarda derinleşme şeklinde olacak. Önümüzdeki yıllarda e-ticaret payımızı artırmaya devam edeceğiz.
Pandemi, perakende sektörünü nasıl etkiledi?
Pandemi süreci iş dünyasında pek çok dinamiği değiştirdi ve dönüştürdü. Bu dönem gösterdi ki teknolojiye, e-ticarete yatırım yapan, trendleri hızlı öngörerek uyarlayan, lojistik altyapıya ve dağıtım kanallarına odaklanan şirketler önümüzdeki dönemde başarılı olacak.
Kısa vadede, evlerde geçirilen zamanlarda rahat giyim tarzına alışan kullanıcıların bu alışkanlıklarını devam ettirme isteğinde olacağını öngörüyoruz. Bir kıyafeti fonksiyonel olarak birçok amaç için tasarlayan, kişiselleştirilmiş, doğa dostu ekolojik ürünler sunan, geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik odaklı şirketler rekabette öne çıkacak.
Şirketler bu süreçte farklılaşmak için ne gibi adımlar atmalı?
Müşterisinin tarzına uygun ürünleri zaman kaybetmeden hızla mağazasına koyabilen, müşteri deneyimini üst düzeye taşımaya katkı sunacak kombin önerilerini dijital ortamlarda sunabilen şirketler şüphesiz daha fazla ilgi görecek.
Dünyamızın içinde bulunduğu durum ve yeni neslin beklentileri de gösteriyor ki sürdürülebilir bir gelecek için markaların taşın altına elini daha fazla koyması gerekecek. Aksi durumda kimi şirketlerin yaşama şansı olamayacak. Bu doğrultuda biz de teknolojik gelişmelere hızla adapte olan yapımızla inovasyonu ve sürdürülebilirliği çok daha fazla odağımızda tutacağız.
Pandemi döneminde hangi konularda olumlu ve olumsuz dersler çıkardınız?
Öncelikle çalışanlarınızla karşılıklı güven ilişkisi kurmanın, şeffaflığın ve güçlü iletişimin önemini gözler önüne serdi. Aynı şekilde tedarikçilerinizin, iş ortaklarınızın zor zamanlarında yanlarında olabilmenin ülke ekonomisi açısından çok değerli katkılar sunacağını yaşayarak görme fırsatı sundu.
Bunda şüphesiz finansal sağlamlığın ve sürekliliğin çok kritik rolü var. Finansal olarak bugüne kadar istikrarlı ve doğru adımlar atarak, samimi bir toplumsal duyarlılıkla dayanışma duygusunu hedef kitlenize ve tüm eko-sisteminize geçirebilmiş olmak çok önemliydi.
Bu süreci az hasarla atlatmanızı sağlayan güçlü yönünüz neydi?
Bizim en önemli gücümüz 46 ülkede kendi mağazalarımızın olması. Bu mağazaları da biz yönettiğimiz için yeni müşteri bulma ve ödeme gibi sıkıntılar yaşamadık. Böylece hem ülkemiz hem sektör hem de şirketimiz adına büyük bir avantaja sahip olmamıza yol açtı.
Bizim bir 2023 vizyonumuz var. Bu vizyona ulaşmak için de hem ülkemizde hem de yurtdışında mağazalar açmaya ve yeni yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Fiziki mağazalarımızın yanı sıra e-ticaret alanında da büyümemiz sürecek.
2021 AJANDASININ BEŞ ÖNEMLİ GÜNDEMİ
1- Geliştirme-büyüme
2- Müşteriyi ve içgörülerini daha iyi anlama
3- Müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için daha hızlı üretim ve tedarik
4- Teknoloji altyapı yatırımları ile birlikte e-ticaret payının artırılması
5- Verimlilik
''EKONOMİ DÜYASININ NABZINI TUTUYOR''
"Ülkemizde ekonomi yayıncılığı dendiğinde akla ilk gelen çok değerli mecralardan biri olan ve ilgiyle takip ettiğim Ekonomist'in 30'uncu yılını yürekten tebrik ediyorum. Zengin içeriği, hayata geçirdiği özel etkinlikler ve projelerle ekonomi dünyasının nabzını tutan bir yayını bugünlere getirmek eminim hiç kolay olmamıştır.
Başta editöryal kadro olmak üzere fotoğrafçısından sayfa sekreterine, ulaştırma görevlisinden reklamcısına kadar derginin bugünlere gelmesinde emeği geçenleri kutluyorum. Başarılarınız daim olsun!"
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
[email protected]
LC Waikiki, yaklaşık 32 yıl önce küçük bir atölyede ihracat yapmak üzere kuruldu. Bugün ise perakende sektörünün lider markaları arasında yer alıyor. 46 ülkede binden fazla mağazayla faaliyet gösteriyor. Pandemi döneminde farklı ülkelerde mağazalaşmanın büyük bir avantaj getirdiğini söyleyen LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, "Bu mağazaları da biz yönettiğimiz için yeni müşteri bulma ve ödeme gibi sıkıntılar yaşamadık" diyor.
2021'de müşteriyi ve içgörülerini daha iyi anlama, daha hızlı üretim gibi konuları gündemine alan şirket, tedarik, e-ticaret payının artırılması ve verimlilik konularına odaklanacak.
Sektörün duayen isimlerinden Vahap Küçük'e perakende sektörünün ve LC Waikiki'nin geleceğini sorduk.
Sektörünüzde 30 yıllık süreçte hangi dönüm noktaları yaşandı?
Bildiğiz gibi 1980'lerin başlarına kadar Türkiye tarım toplumu bir ülkeydi. O dönemlerdeki yönetim ile Türkiye ekonomisi dünyaya ve Avrupa'ya açıldı aynı zamanda ekonomideki liberalleşme süreci başladı.
Böylece ülkemiz tarım toplumundan sanayi toplumun ilk basamağı olarak değerlendirilen konfeksiyon sektörüne giriş yaptı. Ülkemiz, iş gücü ve genç nüfus avantajıyla birlikte Avrupa'nın ve Amerika'nın üretim üssü olmaya başladı. Kısa zamanda da konfeksiyon ve tekstil gözde bir sektör haline geldi.
LC Waikiki bu süreçte nasıl bir dönüşüm geçirdi?
Bizler de 1988 yılında küçük bir atölyede ihracat yapmak üzere faaliyetimize başladık. Kısa süre sonra LC Waikiki'nin üreticisi konumuna geldik. 1990'da markanın Türkiye lisansörü olduk. Bayilik kanalıyla Türkiye'de LC Waikiki'nin bayi satışlarını gerçekleştirmeye başladık, kısa zamanda 700-800 bayiye ulaştık. 2001 yılında ise Türkiye'de yaşanan ekonomik krizle birlikte bayi kanalından perakende sektörüne geçmeye karar verdik. Bu bizim için çok önemli bir dönüm noktası oldu.
Perakendeye geçişimizle kendi mağazalarımızı açmaya başladık. Bu dönemde Türkiye'de organize perakendenin payı oldukça düşüktü. Sektör liderinin pazar payı neredeyse yüzde 1 civarındaydı ve daralan bir pazardı. Yabancı yatırımcıların AVM yatırımlarıyla birlikte organize perakende hızlı bir şekilde büyümeye başladı.
Biz de tüm kaynak ve zamanımızı bu alana yatırarak hızlı bir şekilde mağazalaştık. 2009 yılında da ilk yurtdışı mağazamızı açarak global marka olma yolunda adım attık. Şu anda 46 ülkede binden fazla mağazaya ulaştık.
Önümüzdeki dönemde büyümenin ana unsurları neler olacak?
Biz büyümeyi iki kanadımız için planlıyoruz. Bunlardan birincisi fiziki mağazalarımızda, ikincisi ise e-ticaret kanalımızda. Fiziksel mağazalarımızdaki büyüme planımız yurtiçinde tekil mağazalarda, yurtdışında ise yeni ülke yatırımları ve mevcut planlarda derinleşme şeklinde olacak. Önümüzdeki yıllarda e-ticaret payımızı artırmaya devam edeceğiz.
Pandemi, perakende sektörünü nasıl etkiledi?
Pandemi süreci iş dünyasında pek çok dinamiği değiştirdi ve dönüştürdü. Bu dönem gösterdi ki teknolojiye, e-ticarete yatırım yapan, trendleri hızlı öngörerek uyarlayan, lojistik altyapıya ve dağıtım kanallarına odaklanan şirketler önümüzdeki dönemde başarılı olacak.
Kısa vadede, evlerde geçirilen zamanlarda rahat giyim tarzına alışan kullanıcıların bu alışkanlıklarını devam ettirme isteğinde olacağını öngörüyoruz. Bir kıyafeti fonksiyonel olarak birçok amaç için tasarlayan, kişiselleştirilmiş, doğa dostu ekolojik ürünler sunan, geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik odaklı şirketler rekabette öne çıkacak.
Şirketler bu süreçte farklılaşmak için ne gibi adımlar atmalı?
Müşterisinin tarzına uygun ürünleri zaman kaybetmeden hızla mağazasına koyabilen, müşteri deneyimini üst düzeye taşımaya katkı sunacak kombin önerilerini dijital ortamlarda sunabilen şirketler şüphesiz daha fazla ilgi görecek.
Dünyamızın içinde bulunduğu durum ve yeni neslin beklentileri de gösteriyor ki sürdürülebilir bir gelecek için markaların taşın altına elini daha fazla koyması gerekecek. Aksi durumda kimi şirketlerin yaşama şansı olamayacak. Bu doğrultuda biz de teknolojik gelişmelere hızla adapte olan yapımızla inovasyonu ve sürdürülebilirliği çok daha fazla odağımızda tutacağız.
Pandemi döneminde hangi konularda olumlu ve olumsuz dersler çıkardınız?
Öncelikle çalışanlarınızla karşılıklı güven ilişkisi kurmanın, şeffaflığın ve güçlü iletişimin önemini gözler önüne serdi. Aynı şekilde tedarikçilerinizin, iş ortaklarınızın zor zamanlarında yanlarında olabilmenin ülke ekonomisi açısından çok değerli katkılar sunacağını yaşayarak görme fırsatı sundu.
Bunda şüphesiz finansal sağlamlığın ve sürekliliğin çok kritik rolü var. Finansal olarak bugüne kadar istikrarlı ve doğru adımlar atarak, samimi bir toplumsal duyarlılıkla dayanışma duygusunu hedef kitlenize ve tüm eko-sisteminize geçirebilmiş olmak çok önemliydi.
Bu süreci az hasarla atlatmanızı sağlayan güçlü yönünüz neydi?
Bizim en önemli gücümüz 46 ülkede kendi mağazalarımızın olması. Bu mağazaları da biz yönettiğimiz için yeni müşteri bulma ve ödeme gibi sıkıntılar yaşamadık. Böylece hem ülkemiz hem sektör hem de şirketimiz adına büyük bir avantaja sahip olmamıza yol açtı.
Bizim bir 2023 vizyonumuz var. Bu vizyona ulaşmak için de hem ülkemizde hem de yurtdışında mağazalar açmaya ve yeni yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Fiziki mağazalarımızın yanı sıra e-ticaret alanında da büyümemiz sürecek.
2021 AJANDASININ BEŞ ÖNEMLİ GÜNDEMİ
1- Geliştirme-büyüme
2- Müşteriyi ve içgörülerini daha iyi anlama
3- Müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için daha hızlı üretim ve tedarik
4- Teknoloji altyapı yatırımları ile birlikte e-ticaret payının artırılması
5- Verimlilik
''EKONOMİ DÜYASININ NABZINI TUTUYOR''
"Ülkemizde ekonomi yayıncılığı dendiğinde akla ilk gelen çok değerli mecralardan biri olan ve ilgiyle takip ettiğim Ekonomist'in 30'uncu yılını yürekten tebrik ediyorum. Zengin içeriği, hayata geçirdiği özel etkinlikler ve projelerle ekonomi dünyasının nabzını tutan bir yayını bugünlere getirmek eminim hiç kolay olmamıştır.
Başta editöryal kadro olmak üzere fotoğrafçısından sayfa sekreterine, ulaştırma görevlisinden reklamcısına kadar derginin bugünlere gelmesinde emeği geçenleri kutluyorum. Başarılarınız daim olsun!"