Girişimci Ömer Özkan'ın 2018 yılında kurduğu Enbiosis Biyoteknoloji, son yıllarda gelişim gösteren mikrobiyom biliminden ve yapay zeka teknolojisinden yararlanarak kişiye özel beslenme rehberi sunuyor. ABD ve İngiltere'ye açılan, Almanya'ya da girmeyi planlayan şirket, 2025 yılında unicorn olmayı hedefliyor.
KOBİ Girişim Kasım 2021 tarihli sayıdan
Sağlık teknolojileri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de büyük gelişim gösteren alanların başında geliyor. Buna yönelik girişimlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Temelleri Ömer Özkan tarafından atılan Enbiosis Biyoteknoloji de onlardan biri.
Kişiselleştirilmiş sağlık teknolojileri çözümleri üretmek için 2018 yılında kurulan şirket, son yıllarda hızla gelişen mikrobiyom bilimi ve yapay zeka teknolojlerinden yararlanarak çözümler sunuyor. “İnsan vücudunda bulunan trilyonlarca mikroorganizmanın oluşturduğu ekosistem insan sağlığının en önemli parçalarından biri.
Mikrobiyom ise bu ekosistem içindeki toplam gen havuzuna ve çevresel etkileşime verilen isim. Bu ekosistem ne kadar sağlıklı olursa kişi o kadar sağlıklı oluyor.
Enbiosis de geliştirdiği yapay zeka algoritmasıyla mikrobiyomu modüle ederek insan sağlığına fayda sağlamayı amaçlıyor” diye anlatan 2025 yılında unicorn olmayı planladıklarının altını çiziyor.
Özkan, sorularımızı şöyle yanıtlıyor:
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
2007 yılında Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'nden mezun oldum. Yenilenebilir enerji alanında profesyonel olarak çalıştıktan sonra ilk girişimimi de yine bu alanda yaptım. Türkiye'nin güneş elektrik sektörünün ilk girişimcilerinden biri oldum.
Elde ettiğim tecrübeler ile girişimcilik serüvenimi otonom araç ve yapay zeka alanlarında sürdürdüm. Son olaraksa mikrobiyom ve yapay zeka teknolojilerini kullanarak kişiselleştirilmiş sağlık çözümleri sunmak amacı ile Enbiosis'i kurdum. Yapay zekayı kullanarak kişiselleştirilmiş sağlık teknolojileri konusunda girişim yapmak istiyordum. Birçok bilim insanı ile görüştüm.
Arayışım sonucunda Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olan GENKÖK'e ve burada araştırmalar yapan Ö.Ufuk Nalbantoğlu ve Aycan Gündoğdu ile tanıştım. Kendileriyle 2018 yılında çalışmaya başladık ve 2019 yılında ilk ürünümüzü çıkararak, şirketleşme kararı aldık.
Mikrobiyom nedir? Biraz açar mısınız?
Mikrobiyom en basit anlatımıyla insan vücudunda bulunan tüm mikroorganizmaların ortak adı. Biz sağlıklı yaşamın sırrının bağırsaklarımızda olduğuna inanıyoruz Bu düşünceden hareketle Enbiosis olarak. 40 bine yakın insanın mikrobiyom analizi ile sağlık bilgisi arasında ilişkiyi kurabilen bir yapay zeka algoritması geliştirdik.
Binlerce yayın taradık ve besin komponentleriyle bakterilerle ilişkisini çıkardık. Mikrobiyologlar, biyoinformatik ve yapay zeka mühendisleri, hekimler ve diyetisyenler oluşan ekibimizle detaylı çalışmalar yaptık.
Tüm bu çalışmalar bizi bir bireyin mikrobiyomunu analiz ederek sağlıklı bir mikrobiyoma sahip olması için nasıl beslenmesi gerektiğine dair önerilerde sunabilecek hale getirdi. Dünyada bunu yapabilen birkaç şirketten biriyiz.
Enbiosis’in yaptığı işi tanımlayabilir misiniz?
Mikrobiyom analizi ile kişinin bağırsak florasının fotoğrafını çekiyor, ona özel beslenme programları sunuyor, bağırsağındaki bakterilerin ihtiyacına özel prebiyotikler hazırlıyoruz.
Kişiye özel beslenme ve pre-biyotik bağırsak sağlığı için şu an Dünya'da uygulanan en yenilikçi yaklaşım ve bunu sağlayabilen Dünya'daki birkaç şirketten biriyiz. Yeni başlattığımız wellness üyelik modeliyle geleceğin pandemilerine ve risklerine karşı üyelerimizi hazırlıyoruz.
Sisteminiz nasıl işliyor?
Oldukça basit aslında. İnsanlara mikrobiyom analizi için gereken dışkı örneklerini alabileceğimiz bir kutu gönderiyor ve bu örnekleri laboratuvarımıza göndermelerini sağlıyoruz. Bu örnekler yaklaşık 3 haftalık detaylı bir analize tabi tutuluyor ve kişiye özel önerilerin olduğu bir rapor hazırlanıyor. Bu raporu Sonuçlarını ve kendilerine beslenme rehberlerini de web sitemizde görebilmelerini sağlıyoruz.
Bu analiz neden önemli?
Mikrobiyom analizi ve kişiselleştirilmiş beslenme rehberimiz ile insanların kilo problemlerine, bağışıklık sistemiyle ilişkin sorunlarına, bağırsak sorunlarına, psikolojik rahatsızlıklarına, cilt rahatsızlıklarına pek çok sorunun tedavisine destek oluyoruz.
Algoritmamız 2019 yılının son aylarında hazır hale geldi. 2020 yılının ilk aylarında ürünümüzü pazara sunduk. Şu an için ile kişilerin mikrobiyom analizlerini yaparak; diyetisyenlerimiz aracılığıyla onlara kişisel beslenme önerilerinde bulunuyoruz.
Diyetisyenlerin takibinin yanı sıra kişiye özel hazırladığımız probiyotikleri kendilerine ulaştırıyoruz. Şimdiye kadar 2 binin üzerinden kişiye analiz yaptık ve çok olumlu sonuçlar aldık. Örneğin huzursuz bağırsak sendro-munda yüzde 80'e varan başarı elde ettik.
Yurtdışı planlarınız neler?
ABD'de biri telehealth diğeri online wellness olmak üzere iki şirketle pilot uygulamaya başladık. İngiltere'de sağlık profesyonellerine satışımız başladı. Yine İngiltere'de son kullanıcıya satışımız da başladı.
Sene sonundan önce Almanya'da da ürünümüzü son kullanıcıya ve sağlık profesyonellerinin kullanımına açmak istiyoruz. ABD'de benzer faaliyet gösteren rakiplerimiz hızlı büyüyor. ABD pazarı bizim için oldukça önemli.
Farklı ürün ve hizmetleriniz planlarınız var mı?
Dünya'da çok yeni uygulama olan kişiye özel gıda takviyesi konusunda adım attı. Kişiye özel prebiyotik ürünlerimizi çıkarttık. Böylece kişi bağırsak florasına en uygun prebiyotiği kullanabilecek. Kişiye özel pro-biyotikler üzerine çalışmamız ise devam ediyor.
Tip-2 diyabetlilere özel bir program üzerinde çalışıyoruz. 2022'nin 2'inci çeyreğinde bu ürünümüzü de piyasaya çıkarmayı planlıyoruz.
Bağırsak kanseri, ibs ve ibd gibi hastalıkların erken teşhisini sağlayan ürünümüzün FDA başvurusunu yapıyoruz. 2023 itibariyle erken tanı ürünlerimiz de piyasada olacak. AR-GE çalışmalarımız sayesinde benzer birçok tanı kiti çıkartacağız.
Gelecek hedefleriniz neler?
Öncelikle Türkiye'de ürünümüzün kullanımının yaygınlaşması için çalışacağız. Algoritmamızın çıktıları ile araştırma geliştirme faaliyetlerimizi besleyeceğiz ve yeni ürünler çıkaracağız. Yalın iş modelimiz sayesinde işimizi hızlı klonlayabiliyoruz. Bu sayede birçok ülkeye hızlı yayılmayı planlıyoruz. Global bir biyoteknoloji şirketi olmayı amaçlıyoruz.
Sağlık alanında dünya trenlerinden de bahseder misiniz?
Özellikle antiaging alanında önemli gelişmeler var. Hatta bizim rakibimiz bir şirket ABD'de ‘ölümsüzlük' iddiasında. Gelecekte uyumadan uyku sorunu çekmeyen, ne kadar yemek yersek yiyelim yağı parçalayıp kilo aldırmayan gibi haplar olacak hayatımızda.
Geleceğin hapları bunlar olacak. Hayat bambaşka tarafa gidiyor. Mesela bazı çalışmaların sonuçları çok ilginç. Yaşlı fareye genç fareden dışkı transferi yapılıyor. Yaşlı farenin gençleştiği görülüyor. Hızlı koşan fareden yavaş koşana transfer yapıldığında da hızlandığı görülüyor.
Zayıf fareden obez fareye transfer yapıldığında da zayıfladığı görülüyor. Yani ekolojiniz değiştiğinde yaşamınız da değişecek.
"AB'NİN İKİNCİ BÜYÜK BİYOBANKASIYIZ"
“Biz fiziksel, biyolojik verileri saklıyoruz. Avrupa’nın en büyük ikinci biyobankıyız. Kullanıcı verisini onların onayıyla alıyoruz. Bir donör olarak orada tutuyoruz. ‘Bu neye yarayacak?’ derseniz.
Bundan on yıl sonra hasta olduğunda ve hastalığınızın sorunu çözülmediğinde biz sizin on yıl önceki daha sağlıklı halinizi, yani eski sizi size verebileceğiz. Şu anda en fazla yatırım yapılan alanlar dünyada uzak teknolojisi.
Uzaya giderken de yanımıza neler alalım konusu gündemde. Örneğin uzayda neler yenilecek? Mikrobiyom alanı sadece sağlık alanına hitap etmiyor. Gıda alanına da giriyor.”