DOLAR
33,99
0,08%
DOLAR
EURO
37,71
-0,34%
EURO
GRAM ALTIN
2728,77
-0,69%
GRAM ALTIN
BIST 100
9771,16
-1,67%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

51 şirket 2 bin 695 yeni girişimci arıyor: Hangi sektörler öne çıkıyor? Bayilik koşulları neler?

2024 sonunda 55 milyar dolar büyüklüğe ulaşması beklenen franchise ekosistemi bünyesine 15 bin yeni girişimciyi katacak.

25 Mayıs 2024 | 23:50
Son Güncellenme: 12 Haziran 2024 | 09:06
51 şirket 2 bin 695 yeni girişimci arıyor: Hangi sektörler öne çıkıyor? Bayilik koşulları neler?

Fast food pazarının yanı sıra danışmanlıktan eğitime, gayrimenkulden teknoloji üretici ve geliştirici firmalara, sağlıklı ürünlerinden mobilyaya birçok sektörde büyüme yaşayan ekosistemde yeni iş modelleri de öne çıkacak. 

28 Mayıs - 8 Haziran 2024 tarihli sayıdan 

BURCU TUVAY [email protected]
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN [email protected]

Sağlık beslenme ve yaşam tarzı odaklı, çevre dostu ve sürdürülebilir ürünlerin bulunduğu markaların yanı sıra dijital hizmetler sunan işletmelerin de cazibesini artırması bekleniyor.

Türkiye’de franchise ekosistemi, ekonominin lokomotif sektörlerinden biri haline geldi. Rakamlara baktığımızda, 2023 yılında franchise sektörünün büyüklüğünün 50 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. 2023’te franchise sektörünün ürettiği istihdam sayısı 300 bin kişiyi aştı. 

2024 yılında bu ekosistemin pazar büyüklüğünün ise 55 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Bu yıl 15 binden fazla girişimcinin katılacağı tahmin edilen bu ekosistemin içerisinde yer alan Türkiye’deki zincir işletmelerin sayısı 3 bin 700’e ulaştı. 

Zincir işletmelere bağlı şube sayısı 66 bini bulurken, şimdiye kadar yurtdışına açılan Türk markası sayısı 405’e ulaştı. Bu rakamlar gösteriyor ki markalar artık sadece hizmet ihracatında önemli bir oyuncu değil; ülke ekonomisinin kalkınması ve ülkemizin yurtdışında tanınması için de önemli bir araç haline geldi. 

Türkiye franchise sektörünün iş dünyası ve uluslararası ticaret açısından da önemli bir aktör olduğunu gösteren bu veriler, bölgesel iş birliği ve ekonomik entegrasyon açısından da büyük önem taşıyor.

LİDERLİK YEME İÇME SEKTÖRÜNDE

Fast food pazarının yanı sıra danışmanlıktan eğitime, gayrimenkulden teknoloji üretici ve geliştirici firmalara, sağlıklı ürünlerinden mobilya gibi birçok sektörde büyüme görülüyor. Türkiye gıda franchise pazarında ise döner, burger, köfte, pizza, kafe öne çıkan konseptler olarak ifade ediliyor. Yeme-içme sektörü, küresel franchising operasyonlarının yüzde 30’undan fazlasını oluşturarak, hizmet sektöründen sonra en önemli ikinci franchising iş modeli olarak öne çıkıyor. Bu modelin yeme-içme sektöründe bu kadar etkili olmasının başlıca nedenleri, markaların hızlı ve güvenli bir şekilde genişleyebilmesi, yerel pazar dinamiklerine hızla uyumlanabilmesi ve bu süreçte tutarlı kalite ve hizmet standartlarını koruyabilmesi olarak sıralanıyor.

EN HIZLI BÜYÜYEN SEGMENTLER

Uluslararası Franchising Derneği (UFRAD) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, Türkiye’de gıda sektörünün franchising algısı en yüksek sektör olduğuna dikkat çekiyor. Aydın, zincir işletmelerin yüzde 80’inin gıda alanında faaliyet gösterdiğini ifade ediyor. Yeni dönemde sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı odaklı markalar, dijital hizmetler sunan işletmelerin, çevre dostu ve sürdürülebilir ürünlerin bulunduğu şirketlerin de öne çıkacağını vurgulayan Aydın’a göre franchise sisteminin hızla gelişmesi, yeni yatırımları ve iş birliklerini de beraberinde getiriyor.

Sistemin hızlı büyümesinde sermaye tutarı, girişimcinin motivasyonu, sistemin standart olması, kabul görmüş bir marka ve kontrol mekanizması gibi unsurların etkisine işaret eden Aydın, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Günümüzde müşteriler, zamanı etkin kullanmak istiyor. Dolayısıyla en kısa zamanda kaliteli mal ve hizmet satın almayı arzu ediyorlar. Bu da kalitesini ve markasını kabul ettirmiş ürünlerin satıldığı mağazalardan alışverişle mümkün oluyor. Bu aşamada franchisingin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Dünyadaki markaların değerlerine ve bölgelerine baktığımızda yapmamız gereken daha çok şey olduğunu ve küresel çapta lider markalar çıkarmamız gerektiğini görüyoruz.”

KAHVE ZİNCİRLERİ YÜKSELİŞTE

Varlık yönetimi, proje geliştirme, konsept geliştirme gibi farklı alanlarda faaliyet gösteren danışmanlık şirketi VS Partners’ın Kurucu Ortağı Dora Şahintürk, yürüttükleri projelere bakıldığında yeme içme sektörünün bu alanın her daim gözdelerinden biri olduğunu belirtiyor. Özellikle son yıllarda kahve zincirlerine olan ilgi de azalmadan devam ediyor. Dora Şahintürk, “Yönettiğimiz alışveriş merkezlerindeki marka karması dinamiğini belli bir seviyede tutmak için özen göstersek de taleple doğru orantılı olarak kahve markalarını konsept içerisinde yakın noktalarda görebiliyoruz” diyor. Ek olarak her zaman ilgi gören moda markaları, ev tekstili ve kozmetik konseptlerindeki markalar da yine popülerliğini sürdürüyor.

Franchise alırken tercih edilecek markanın finansal gücünü bilmenin ve bu analizi doğru yapmanın büyük önem taşıdığını söyleyen VS Partners Kurucu Ortağı Tarkan Ander ise şu bilgileri veriyor:“Bunun yanında pazarı iyi değerlendirmek, fizibilite çalışmalarına zaman ayırmak gerekiyor. Sektördeki yüksek rekabet göz önünde bulundurulduğunda markanın konsepti ve bilinirliği daha fazla tercih edilmesine sebep oluyor. Öz sermayesi olmadığı için büyüyemeyen markalar için franchising modelinin, kendi içinde risk barındırıyor olmasının yanında nispeten risksiz bir yatırım modeli olduğunu söyleyebiliriz.”

ÇEVRE DOSTU UYGULAMALAR

Hızlı servis restoranları (QSR) segmenti, düşük başlangıç maliyetleri ve operasyonel kolaylığı nedeniyle franchise modelinde en hızlı büyüyen segment olarak yer alıyor. Bunun dışında, teknoloji ve dijital dönüşümler de yeme-içme sektöründe franchise işletmelerin daha rekabetçi olmalarını sağlıyor. Online sipariş ve yapay zekâ destekli misafir hizmetleri gibi yeniliklerin, sektördeki büyüme ve gelişmeye büyük katkı sağladığını söyleyen Çelebi Holding Gıda A.Ş ve Little Caesars Pizza Türkiye CEO’su Banu Arıduru, dijital altyapıya yaptıkları yatırımlarla olumlu yansımaları aldıklarını belirtiyor. Hızlı servis restoranlarının, müşterilerine daha hızlı ve daha uygun bir hizmet sunmak için dijital ve mobil sipariş sistemlerine yatırım yapmaya devam ettiklerini ifade eden Arıduru, bu uygulamanın, özellikle pandemi döneminde yaygın bir uygulama haline geldiğini ve artık günümüzde birçok restoran için standart bir hizmet halini aldığını vurguluyor. Çevre dostu uygulamaların ve sürdürülebilirliğin yeme içme sektöründe giderek daha önemli hale geldiğine işaret eden Arıduru, “Restoranlar, atık miktarını azaltmak için çeşitli yöntemler kullanıyor ve daha çevre dostu ambalajlar tercih ediyorlar. Özellikle pandemiden sonra tüketiciler, yiyeceklerinin nereden geldiğini ve nasıl üretildiğini daha fazla önemseme eğilimi gösteriyor. Bu nedenle, içeriğine ve kalitesine önem verdiği restoranlar tercih nedeni oluyor” diyor.

Enflasyonist ortamda tüm operasyonların, verimliliğini artırarak ve tedarik zinciri yönetimini iyileştirerek maliyetleri düşürmeye odaklandıklarını kaydeden Arıduru, başta gıda israfı olmak üzere bir dizi tasarruf metodunu etkinleştirdiklerini sözlerine ekliyor.

AVM’LERDE FIRSATLAR VAR

Girişimciler için doğru yer seçimi büyük önem taşıyor. Sektörün büyümesine büyük katkı sağlayan AVM’ler hala girişimciler için fırsatlar sunuyor. AVM’lerde franchise konseptleri özellikle yeme-içme ve kiosk alanlarında çeşitleniyor. Kiosk alanları içinde ise fast food zincirleri, modern kafeler, yeni nesil tatlıcılar, özgün pastane konseptleri, bubble-tea noktaları ve dondurmacılar öne çıkan trend sektörler arasında. Bu çeşitlilik, ziyaretçilere farklı deneyimler sunarak AVM’lerin cazibesini artırıyor.

Cushman & Wakefield TR International Değerleme ve Danışmanlık Hizmetleri Departman Yöneticisi Nesil Aybar, “AVM’lere girmek isteyen girişimciler için AVM’nin ticari şartlarının caddelere kıyasla farklı olduğunu ve genellikle aidat gibi ilave giderlerin bulunduğunu belirtmeliyim. Özellikle yiyecek ve içecek sektöründe girişimciler için ciro hesaplamalarının çok hassas yapılması gerekiyor” diyor.

KOŞULLAR İYİ ANALİZ EDİLMELİ

AVM’nin ziyaretçi sayısı ve demografik yapısı, hedef kitlenizle uyumlu olup olmadığının fizibilitesinin yapılması da önemli bir diğer nokta. Ayrıca, AVM’ler genellikle baz kiraya ilave ciro bazlı kira anlaşmaları yapıyor ve sözleşmenin erken fesih durumunda cezai şartlar ağır olabiliyor. Bu yüzden, AVM içinde yer almayı düşünen girişimcilerin bu koşulları dikkatle değerlendirmesi önemli.

AVM’lerde yer almanın birçok avantajı bulunuyor. Öncelikle, AVM’ler merkezi güvenlik ve temizlik gibi hizmetleri sağlayarak girişimcilere büyük konfor sunuyor. Ortak alanların yönetimi AVM tarafından yapıldığı için işletmeciler bu yükten kurtulmuş oluyor. Diğer yandan, AVM’ler genellikle geniş otopark alanlarına sahip olduğu için ziyaretçi erişimi de kolaylaşmış oluyor. Nesil Aybar, “Eğer marka AVM’nin hedef kitlesiyle uyumluysa, AVM’nin belirli bir ticaret hacmi ve düzenli müşteri akışından yararlanarak gelirini arttırması muhtemel” diye konuşuyor.

 

“Yavaşlık seçenek değil”

YİĞİT ARSLAN / PWC TÜRKİYE ŞİRKET ORTAĞI
“Kısa bir süre önce yaptığımız tüketici tercihlerine ilişkin araştırmamıza göre tüketicinin ekonomi yönündeki beklentileri konvansiyonel politikalara dönüş ile güçlü bir iyileşme gösterse de genç nüfusu ile hızlı büyüyen Türkiye’deki tüketiciler farklı segmentlerde farklı mesajlar vermeye devam etti. Ekonomik baskıların özellikle daralan kredi ortamında hissedildiği bir ortamda, ürün ve hizmetlerin ‘hızı’ üzerinde artan beklenti öne çıkan ‘sürprizlerden’ biri oldu; yavaşlık artık bir seçenek değil. Etkileşimin önemi geçen yılki çalışmamızda belirleyici unsurlardan biriydi. Bugün artık müşterisini ‘tanımayan’ oyuncuların pazarda büyük darbe yediklerini söyleyebiliriz. Yapay zekânın tanımlayıcı olduğu bir rekabet ortamında, tüketiciye farklı kanallarda başka deneyimleri ‘özelleştirmeden’ vermek geri dönülmesi zor bir hata olarak görünüyor. Bunun yanı sıra genç tüketicinin dünyadan daha haberdar olması, sürdürebilirliğe verdiği önemi artırıyor ve markaları geleceğimize daha fazla sahip çıkmaya zorladığı görülüyor.”

Enflasyonla mücadelede alınan üç önlem

  1. Maliyetleri kontrol edebilmek adına çok şubeli zincirlerde merkezi üretimle outsourcing’in avantaj ve dezavantajları değerlendirilerek üretim modelleri revize ediliyor.
  2. Şirketler, franchise sahiplerine finansal esneklik sağlamak için ödeme koşullarında ve finansman seçeneklerinde değişiklikler yapma yoluna gidiyorlar. Bu, franchise sahiplerinin nakit akışını yönetmelerine ve işlerini sürdürmelerine belirli bir oranda yardımcı olabiliyor.
  3. Menü mühendisliği bu dönemde maliyet düşürme açısından geliştirilmesi gereken en önemli kas. Markaların enflasyonist ortamda rekabetçi kalabilmeleri için yenilikçi ürün ve hizmetler sunabilmeleri önemli.

 

“Bitkisel menülere talep artıyor”

GAMZE CİZRELİ / BIGCHEFS KURUCUSU
“Dünya genelinde çevre ve iklimi koruma bilinci artıyor. Buna bağlı olarak gıda atığını azaltma önem kazanıyor. Bitkisel bazlı menülere talep artıyor. Yerellik ve yerel malzeme kullanımı önem kazanıyor. Müşteriler deneyim odaklı mekanları tercih ediyorlar. Teknoloji ve dijitalin entegrasyonu operasyon verimliliği açısından çok önemli. Hedef kitlenin tüketim alışkanlıklarına göre farklı sunumlar, ödeme sistemleri, dijital menülerin sunduğu farklı faydalar, sanat entegrasyonu öne çıkan gelişim alanları oldu. En göze çarpan menü değişiklikleri ise bitkisel bazlı beslenme bölümlerinin artması, yerel malzemenin daha fazla kullanılıyor olması, fermentasyon gibi geleneksel inovasyon odaklı gıdalar, glutensiz ve şekersiz beslenen misafirlere uygun seçenekler özetle ‘İyi ye, iyi yaşa’ felsefesinin hakim olduğu menüler ön planda. Paraya erişimin daha zor olduğu dönemlerde, yapılan yatırımın çok daha hızlı döneceği konseptler göreceğiz. Küçük metrekareli, daha az insan kaynağı ihtiyacı barındıran işletmeler, operasyonel maliyeti düşük olan modeller ön plana çıkacak.”

 

“Bulut mutfak sektörü dönüştürüyor”

MERT BAKİ / YEMEKSEPETİ CEO’SU
“Bulut mutfak konseptinin öne çıkan trendlerini değerlendirdiğimizde, bu modelin yeme-içme sektörünün dönüşümünü nasıl şekillendirdiğini görebiliyoruz. Pandemi sırasında restoranların kapanması ve tüketicilerin yemek sipariş alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte, bulut mutfaklar hızlı bir yükselişe geçti. Bu mutfaklar, birden fazla markaya hizmet vererek operasyonel verimliliği artırıyor ve kira gibi sabit giderleri düşürüyor. Yatırımcılar için ise düşük başlangıç maliyetleri ve operasyonel esneklik, bu konsepti daha cazip hale getiriyor. Özellikle birden fazla markanın tek bir bulut mutfakta hizmet verebilmesi, yemek seçeneklerinin çeşitlenmesini sağlıyor. Bu durum, tüketicilere daha geniş bir menü yelpazesi sunarken, işletmeler için de kaynak kullanımını optimize etme fırsatı yaratıyor. Ayrıca bulut mutfaklar, teknolojik altyapıları sayesinde sipariş ve dağıtım süreçlerini daha verimli yönetebiliyor. Bu sayede hızlı ve sorunsuz bir kullanıcı deneyimi sunuluyor. Biz bu konseptin yalnızca bir trend olmakla kalmayıp, sektörde uzun vadede etkili bir dönüşüm aracı olacağına inanıyoruz.”

GEL-AL modeli yükselişte

Restoranda yeme-içme oranı, pandemi öncesinde yüzde 72 iken, pandemide yüzde 43’e kadar indi ve bugün ise yüzde 57’ye çıkmış durumda. Restoranlarda geçirilen deneyimin azaldığı ve buradaki payın gel-al ve eve servise kaydığı, gel-al ve eve servis sektörünün payının pandemiden önce yüzde 30 iken, şimdi yüzde 45 bandına geldiği ifade ediliyor.

 

PASAPORT PİZZA

‘This Chicken’ markasıyla yeni konsept geliştirdi

Pasaport Pizza, 1998 yılında ismini de aldığı İzmir’in Pasaport semtinde ilk bayisini açarak sektöre giriş yaptı. Yerel lezzetler ile dünya konseptini birleştirerek Türk damak tadına uygun pizza üretme misyonunu ilke edinen Pasaport Pizza, beklenenin çok üstünde bir beğeni ile karşılaşınca hızla büyümeye ve bayi sayısını artırmaya başladı. Pizzaların günlük, taze hamuruyla fark yaratması, bütün şubelerde aynı lezzet ve aynı hizmetin kaliteden ödün vermeden lezzet severlere sunan şirket, 263 franchise şube ile faaliyet gösteriyor. 2024 sonunda 30 franchise şube daha açacaklarını söyleyen Pasaport Pizza Genel Müdürü Mükremin Özdemir, bayilerin kazançlarının ciro üzerinden yüzde 10 ile 25 arasında değiştiğini ifade ediyor. Şubeler için aylık 1 milyon TL ciro hedeflerinin olduğunu vurgulayan Özdemir, “Bizler bayilerimizin kazancı olan ciro üzerinden herhangi bir pay almadığımız için bayilerimiz çok daha avantajlı bir konumda bulunuyor” diyor. Şubelere açılışından itibaren, ürünleri standartlara uygun olarak hazırlama ve satışı konusunda eğitim veriliyor. Kooperatif mantığıyla çalıştıklarını ve bayilerden ciro üzerinden herhangi bir pay almadıklarını söyleyen Özdemir, şöyle konuşuyor: “Pasaport Pizza olarak AR-GE çalışmalarımız devam ediyor. Bunun yanı sıra sektöre yeni bir heyecan yeni bir lezzet katmak adına alt markamız olarak ‘This Chicken’ adı ile tavuk ürünlerimiz girmeye hazırlanıyor. Pasaport Pizza markamızın franchise bayi sayısı 2024 yılı başı itibarıyla 66 ilde 250’nin üzerinde. Hedefimiz özellikle mevcut bayilerimizin açacakları yeni bayilerle ilk etapta Türkiye’de 81 ilde 300 sayısına ulaşmak. Aynı zamanda master franchise ile dünyaya Pasaport Pizza lezzetini taşımayı hedefliyoruz.”

 

GLORIA JEAN’S COFFEES

150 milyon TL’lik yatırım bütçesi

1999 yılında Türkiye pazarına ilk giren global kahve markası zinciri olan Gloria Jean’s Coffees, 2011 yılında Türkiye pazarından çekilmesinden bir yıl sonra, 2012’de Mehmet Dinçerler önderliğinde tekrar Türkiye pazarına geri kazandırıldı. 189 franchise şube ile faaliyet gösteren Gloria Jean’s Coffees, 2024 sonunda 225 mağazaya ulaşmayı hedefliyor. Girişimciler için ortalama yüzde 27 kâr marjı sunduklarını söyleyen Gloria Jean’s Coffees CEO’su Mehmet Dinçerler, şubelerin aylık ortalama 1 milyon 350 bin TL ciro yapabildiklerini belirtiyor. Şubenin projelendirilmesinden uygulama takibine kadar süreci yönettiklerini ifade eden Dinçerler, sonrasında da çalışacak olan baristaların eğitim süreçlerini ve bütün açılış sürecini birlikte gerçekleştirdiklerini vurguluyor. 2024 yılı için 150 milyon TL yatırım bütçesi belirlediklerini anlatan Dinçerler, “Konseptimizi sürekli değişen dünya trendleriyle güncel tutuyoruz ama aynı zamanda standartlarımıza bağlı kalıyoruz. Ayrıca yeni pazarlama ve konumlandırma stratejilerimiz doğrultusunda gençler için etkileşimli, renkli, ilham verici, deneyim alanı yaratan ortamlar yaratacağız” diyor. Türkiye’de 2024 yılı içinde en az 45 şube açacaklarının bilgisini veren Dinçerler, her yıl en az yüzde 20-25 civarında büyüme gerçekleştirmeyi hedeflediklerini kaydediyor. “Sektörümüzde marka bilinirliği en yüksek markaların başında geliyoruz, en önemlisi Türkiye’de şubemizin bulunduğu her noktada standart ürün ve hizmet kalitesini sağlıyoruz, kahve severlere hem kaliteli kahve içebilecekleri hem de keyifli vakit geçirebilecekleri konforlu ve canlı atmosferi sağlıyoruz” diyen Dinçerler, fiyat performansta en memnuniyet sağlayan marka olduklarının altını çiziyor.

 

KOMAGENE

2027’de Türkiye’de 3 bin 500 şubeye ulaşacak

Komagene, 19 yıldır etsiz çiğ köfte başta olmak üzere Türkiye’de fast food sektörünün lider markalarından biri konumuna ulaştı. Bugün Türkiye’nin her ili ve pek çok ilçesinde 2 bin 758 bayisi ile en çok franchise noktasına sahip birinci marka olan Komagene, bu yıl sonuna kadar 3 bin şubeye ulaşmayı hedefliyor. Franchise giriş bedeli ve royality almadan yatırım fırsatı sunduklarını söyleyen Komagene İcra Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Semiha Demiral, “Komagene, franchise adaylarına denenmiş ve başarısı yüzde yüz kanıtlanmış bir iş modeli sunuyor. Düşük yatırımla, bu maliyetin geri dönüş hızı ile verimliliği ve süre performansı açısından Türkiye’nin en çok kazandıran markasıyız. Yapılan yatırım ortalama 6-12 ay arasında geri kazanılıyor” diyor. Merkezi planlama ve online satış kanalları ile güçlü iş birliği sayesinde milyonlarca kitleye ulaştıklarına dikkat çeken Demiral, global markalarla yaptıkları ürün içeriği ve reklam-pazarlama stratejileriyle bayilere satış anlamında büyük katkılar sunduklarını ifade ediyor. “Türkiye’de büyümeye devam ediyoruz. Gebze’de fabrikamıza ilaveten Kandıra’da ikinci üretim tesislerimizin altyapısını da tamamlama çalışmalarımız devam ediyor. İlk etapta 17 bin metrekare kapalı alana kurulacak fabrikamızı önümüzdeki birkaç yılda tamamlayacağız. Böylece hem üretim kapasitemiz birkaç kat artmış olacak hem de lezzet çeşitliliğimiz çoğalacak” diyen Demiral, 2027 yılında Türkiye’de 3 bin 500 şubeye ulaşmayı hedeflediklerini belirtiyor. Yurtdışında 70 şubeyle faaliyet gösterdiklerinin bilgisini veren Demiral, birkaç yıl içerisinde yurtdışında 250 şubeye planladıklarını vurguluyor. Ayrıca, şirketin Türkiye’nin değişik yerlerinde 14 bölge deposu ve soğuk zincir taşıma kapasitesine sahip 13’ü TIR 110 araçlık filosu var.

 

BEREKET DÖNER

Rotayı Avrupa ve Amerika pazarına çevirdi

Bereket Döner’in lezzet yolculuğu 1988 yılında İstanbul Beyoğlu’nda başladı. Yaklaşık yarım asırlık bir geçmişe sahip Bereket Döner, bugün Türkiye’nin en büyük döner üreticilerinden biri. 2002 yıllında döner sektöründe ilk defa restoran zinciri kurulmasına öncülük eden Bereket Döner, İstanbul Hadımköy’de 12 bin 500 m2’lik kapalı alanda kurulu Bereket Tesisleri’ni kurarak; uzman kadroları ile Türk dönerinin bugünkü yüksek standartlarını oluşturdu. Bugün itibarıyla 81 restoranı bulunan Bereket Döner, yıl sonuna kadar 124 restoran daha açmayı planlıyor. Yatırım maliyetleri lokasyon ve dükkanların fiziksel şartlarına bağlı olarak değişkenlik gösterse de yatırım bedeli ortalama 3 milyon TL olarak ifade ediliyor. Girişimciler için ortalama yüzde 15 ile 20 arasında kâr marjı sunduklarını söyleyen Yörpaş A.Ş. Pazarlama Direktörü Demet Ünsal, şubeler için aylık ciro hedeflerinin 2 ile 4 milyon TL arasında değiştiğini belirtiyor. Yatırımın geri dönüş süresi 12 ile 15 arasında değişiyor. “Uzman kadromuz, iş ortaklarımıza kapsamlı bir eğitim ve destek programı sunarak işletmesini başarılı bir şekilde yönetmesi için her türlü katkıyı sağlıyor” diyen Ünsal, markanın bilinirliğini artırmak ve daha geniş bir kitleye ulaşmak için etkin pazarlama ve reklam stratejisi yürüttüklerini sözlerine ekliyor. Komagene’yi bünyesinde barındıran Yörpaş A.Ş çatısı altına giren Bereket Döner’in yeni atılımlar yaptığını söyleyen Ünsal, “Bu bağlamda Bereket Döner olarak her ay 10 yeni restoran açıyoruz, 2024 sonunda 200 şubeye ulaşmayı hedefliyoruz. Avrupa’da ise öncelikle Almanya olmak üzere tüm kıtada büyüme hedeflerimiz var. Yine Amerika’da da şubeleşmeye gitmeyi düşünüyoruz” diyor. 2027’de Türkiye’de 3 bin 500 şubeye ulaşacak.

 

ALTIN EMLAK

Yapay zekayı sektöre entegre edecek

1998 yılında tamamı yerli sermaye ile kurulan ve bu yıl sektörde 26’ncı yılını kutlayan Altın Emlak, 140 şubesiyle sektörde faaliyet gösteriyor. 2024 sonuna kadar 20 şube daha açmayı planlayan şirketin franchise giriş bedeli bölgeye göre 150 ila 200 bin TL arasında değişiyor. Şirketin sabit sistem kullanım bedeli ise bölgeye göre 6 bin ila 12 bin 500 TL arasında belirleniyor. Önümüzdeki dönemde Bursa, İzmir, Ankara, Gaziantep ve Samsun’da büyümeyi planlayan şirketin, şubelerin için öngördüğü aylık ciro hedefi ise 200 bin ila 1 milyon TL arasında değişiyor. Yatırımcılara uzaktan eğitim altyapısı desteği verdiklerini belirten Altın Emlak Genel Müdür Yardımcısı Olcay Selvi, “Gayrimenkul temel olarak ‘bilgi’ ile para kazanılan bir sektör, bu yüzden en önemli destek ‘güncel bilgi desteği’. Bunun yanı sıra CRM altyapımız, dijital dönüşüme çok hızlı adapte oluyor. Yapay zeka araçlarını sektöre entegre etme konusunda ciddi bir AR-GE çalışmamız var, bunu bitirdiğimiz zaman ortaya çıkacak tabloda rakipsiz olacağımıza inanıyoruz” diyor. Sanal turlar, sosyal medya içerikleri, dijital pazarlama gibi konularda girişimcilere destek olan şirket, bunun yanı sıra proje pazarlama, kentsel dönüşüm ve kat karşılığı projelerinde birçok ofisiyle birlikte önemli işlere imza atıyor. Yeni konsept geliştirmek için çalışmaları olduğunu belirten Selvi, “Gelişen piyasa koşullarına adapte olabilmek bizim adımıza her zaman gelişim anlamına geliyor, daha butik işletmeler dizayn edebilmek günümüz ekonomik koşullarının getirdiği bir mecburiyet, şu an bu yönde çalışmalarımız var” diye konuşuyor. Geçen yıl 5 milyon civarında yatırım yapan şirket, 2024’te bu rakamın iki katını altyapı, reklam ve AR-GE için de kullanmayı planlıyor. Hollanda ve Almanya ofisleriyle yurtdışına açılan şirketin hedefinde Kıbrıs, İran, Rusya, İngiltere ve Belçika var.

 

SEÇ MARKET

Perakende deneyimini esnafa aktarıyor

Türkiye’nin 81 ilinde 2 bin 700’ü aşkın Seç Market mağazası ile kısa sürede perakende sektörünün önemli oyuncularından biri haline gelen Seç Market, iş modeliyle bugün grubun ve ortağı Bizim Toptan’ın perakendecilikteki deneyimini mahalle esnafına aktarıyor. İş birliği kapsamında Seç Market bayisi olan esnaftan hiçbir giriş ya da tabela bedeli alınmıyor, iş ortakları kendi işinin sahibi olmaya devam ediyor. Seç Market Genel Müdürü Altan Sekmen, “Mahalle esnafının sıcaklığı ve samimiyetini kurumsal tecrübeyle buluşturuyor ve modern marketçilik anlayışına hizmet ediyoruz. Raf diziliminden ürün tedarikine, dijital altyapıdan sosyal medya iletişimine, pazarlamadan satın almaya birçok alanda verdiğimiz destekle, iş ortaklarımızın ‘mahalleden biri’ kalarak büyümelerine yardımcı oluyoruz” diyor. Her yıl 300-400 arasında değişen net mağaza sayısı artışı ile büyüyen şirket, 2024 yılında da benzeri bir büyüme trendini sürdürmeyi hedefliyor. Seç Market mağazalarında, Yıldız Holding gıda şirketlerinin ve Bizim Toptan’ın özel markalarının da dahil olduğu 5 binden fazla ürünün yanı sıra bölgelere göre farklı yöresel ürünlerin de satışı gerçekleştiriliyor. Sekmen, iş ortaklarının ürünlerini öncekine kıyasla daha uygun fiyatlara tedarik ederek hem satış fiyatlarını daha düşük tutabildiğini hem de rekabet gücüne kavuşarak kârlılıklarını ve müşteri sayılarını artırabildiğini belirtiyor. Şirket, Türkiye genelinde sayısı her geçen gün artan iş ortaklarıyla beraber yaklaşık 7 bin kişiden oluşan bir ekosisteme sahip. Çoğunluğu aile işletmesi olan Seç Market mağazalarının yaklaşık yüzde 10’u kadın girişimciler tarafından yönetiliyor. Bu oranın daha da artmasını hedeflediklerini belirten Sekmen, “‘Gücünle Gülümse’ projemiz gibi özel çalışmalarımızla da kadınları desteklemeye devam edeceğiz” diyor.

 

CARWIZZ OTO EKSPERTİZ

100 bayiye ulaşma hedefi koydu

Anadolu Grubu şirketlerinden Çelik Motor’un yeni ekspertiz markası Carwizz Oto Ekspertiz bayileriyle büyümeye devam ediyor. ‘Carwizz, ustasından oto ekspertiz’’ sloganıyla 2023 yılında hizmet vermeye başlayan Carwizz Oto Ekspertiz, güvenilir ve alanında uzman ekibiyle bağımsız, profesyonel ekspertiz hizmetini araç almak ya da satmak isteyen tüm tüketicilere ve kurumsal müşterilere Anadolu Grubu güvencesiyle sunuyor. Müşteri odaklı yapısı, tecrübeli ve hızlı hizmet anlayışıyla Carwizz Oto Ekspertiz, sunduğu çeşitli paketlerle her bütçeye ve ihtiyaca yönelik ekspertiz hizmeti sunuyor. Marka ayrıca, ‘self ekspertiz’ paketiyle kullanıcıların kendi paketini oluşturmasına da olanak sağlıyor. Son teknoloji ekipman ve dijital altyapı ile desteklenen Carwizz Oto Ekspertiz, yeni nesil mobil ekspertiz deneyimi ile sektöre yön veriyor. Carwizz Oto Ekspertiz’in tüketicilerin dilediği yerde ekspertiz hizmeti almasını sağlayan mobil ekspertiz hizmeti sayesinde müşteriler, kapılarında 30 dakika gibi kısa bir sürede ekspertiz hizmeti alıyor. 2023 yılında yaklaşık 10 bine yakın aracın ekspertizini yapan marka 2024’ün ilk dört ayında 5 bine yakın aracın ekspertizini de başarıyla tamamladı. İstanbul’da Orhanlı ve Kurtköy bayileriyle hizmet veren Carwizz Oto Ekspertiz’in şu anda Adana, Konya, Kocaeli, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep ve Ankara olmak üzere dokuz ilde 10 bayisi bulunuyor. Yakın zamanda İstanbul Ataşehir, Malatya ve Kayseri bayilerini açmaya hazırlanan markanın hedef illeri arasında İzmir, Trabzon, Antalya, Samsun ve Çanakkale bulunuyor. Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Şafak Savcı, beş yıl içerisinde, Türkiye’nin dört bir yanında 100 bayiye ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor.

 

ASLI

Dönüşümün ardından büyümesi hızlandı

2021 yılında Eksim Holding bünyesine geçerek dönüşüm sürecine giren Aslı Börek, bugün Aslı markasıyla yola devam ediyor. Eksim Holding’in gücünü arkasına alan marka, 38 şubesiyle Türkiye genelinde büyüyor. İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde 15 bin metrekareye sahip alanda üretim yapan Aslı’nın fabrikası, alan ve kapasite bakımından Türkiye’nin sayılı unlu mamul tesisleri arasında yer alıyor. 32 franchise şubesi olan marka, 2024 sonuna kadar beş şube açmayı hedefliyor. Girişimciler, 6 milyon TL ile 10 milyon TL arası veya 10 milyon TL üzeri yatırım bütçeleriyle markaya başvurabiliyor. İlk iki yıl royalty ücreti almayan şirket sonrasında yüzde 3 talep ediyor. Büyüme planları doğrultusunda gerçekleştirdikleri konsept dönüşümünü hızla tamamlamayı hedeflediklerini söyleyen Aslı Genel Müdürü Caner Bayıralan, “Kapsamlı bir revizyonla konseptimizi baştan aşağı yeniledik. Aslı Börek olan adımız, sadece Aslı olarak daha da markalaştı. Dekorasyonumuzda revizyonlar oldu. Öte yandan Türkiye’nin en büyük unlu mamul entegre üretim tesislerinden birine sahibiz ve büyük market zincirlerine yönelik unlu mamuller üretiyoruz. Kabiliyetlerimizi en üst düzeye çıkararak hem markalı ürünlerimizle hem de marketler için ürettiğimiz ürünlerle, perakende sektöründeki hacmimizi genişletmeyi amaçlıyoruz” diyor. Önümüzdeki dönemde dönüşümün getirdiği bu ivme ile Aslı’nın yurtiçi ağını genişletirken, Ortadoğu pazarı başta olmak üzere yurtdışında da büyümeyi hedefliyor. Bayıralan, “Ayrıca bugüne kadar ürünlerini dünyanın pek çok kıtasına ulaştırmış bir marka olarak, ihracat kanalında da odak pazarlara yönelik ürün sunma faaliyetlerimizi artıracağız” diye konuşuyor. Suudi Arabistan ile 12 mağazalık master sözleşme imzalayan şirket, ilk mağazayı Temmuz 2024’te açmayı planlıyor.

 

DOMINO’S – COFFY

İki marka yeni dönemde büyümesine hız verecek

ABD’de kurulan Domino’s bugün dünyada 90’ı aşkın ülkede toplam 18 binden fazla restoran işletiyor. 25 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren marka İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere 80 ile yayılmış 700 şubesi, Gebze, İzmir, Ankara ve Gaziantep’teki fabrikalarıyla Türkiye pizza endüstrisine öncülük ediyor. Şirketin Türkiye şubelerinin yaklaşık yüzde 90’ı franchise şubeler tarafından yönetiliyor. 2024 yılı sonuna kadar 40-50 franchise şube daha açmayı hedefleyen şirketin franchise giriş bedeli 50 bin dolar. Önümüzdeki dönemde Türkiye genelinde büyüme hedefi koyan şirket, üretimden sipariş teslimine, lojistikten tedarike kadar her alanda en son dijital teknolojileri kullanarak franchise’ların en verimli ve en kârlı şekilde çalışmalarını sağlıyor. Girişimci adaylarının öncelikle yoğun bir eğitim programına katılarak Domino’s’un standartlarını, restoran içi operasyonlarını ve yönetim kültürünü öğrendiklerini söyleyen Domino’s Türkiye Franchise Operasyon ve İş Geliştirme Grup Direktörü Alp Söğütlügil, “Süreci başarıyla tamamlayan franchise’lar, restoranlarını açtıklarında gerekli tüm bilgi ve becerilere sahip oluyorlar. Yatırımın geri dönüş süresi ortalama 3-5 yıl olurken, yatırımcılarla anlaşma süresi ise 10+5 yıl olarak belirleniyor. Ayrıca her şubeden sorumlu bir danışman tayin ediliyor” diyor. Domino’s Pizza’nın Türkiye pazarındaki büyümesinden sorumlu olan Pizza Restaurantları A.Ş., birkaç yıl önce pizza sektöründeki deneyimini kahve sektörüne taşıdı. Pizza Restoranları A.Ş. çatısı altında faaliyet gösteren Coffy, 25 şube franchise ve 11 şirket şubesi olarak toplamda 36 şubesi mevcut. Şirketin hedefi, yıl sonuna kadar 100’den fazla yeni Coffy şubesini daha Türk kahve sektörüne kazandırmak. Önümüzdeki dönemde yaklaşık 900 kişiye istihdam yaratılması hedefleniyor.

 

SHAKESPEARE BISTRO

80 milyon TL yatırım yapacak

2001 yılında Antalya’da faaliyete başlayan Shakespeare Bistro, bugün Türkiye’nin çeşitli illeri ve Bakü olmak üzere 21 şubesiyle faaliyet gösteriyor. Mevcut franchise şube sayısı dokuza ulaşan şirket, 2024 sonuna kadar üç yeni franchise şube açmayı hedefliyor. Girişimciler için ortalama kâr marjı yüzde 25 olan markanın şubeler için aylık ciro hedefi ise 4 milyon TL. Antalya merkez ofisinde, kurulum aşaması ve sonrasındaki tüm süreçlerde yatırımcıların her zaman olduklarını söyleyen Shakespeare Bistro CEO’su Gürol Çıragöz, “Operasyon departmanımızla; yatırımcımız olmaya karar verdiklerinden itibaren fizibilite süreçlerinden, inşaat aşamasında uygulama ve proje danışmanlığına, menü hazırlık ve uygulama takibinden mevcut personelin işleyişe hakim olduğuna emin olunduğu ana kadar ayrıca, ilerleyen süreçte ihtiyaçları olan her an da tüm operasyon personelimizle destek vermek için hazırız” diyor. 2024 yılında 80 milyon TL yatırım planlayan şirket, gelecek dönemde, Türkiye’de ve dünyada şube sayısını artırmayı hedefliyor. Dünyanın değişen koşullarıyla birlikte mobilin hızla yükseldiği sektörlerde tüketici beklentileri ve tavrının da hızla değiştiğini belirten Çıragöz sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Biz de dijital olarak buna uyum sağlayabilen teknolojik altyapıya sahip ekibimizle birlikte gelişmelere hızla uyum sağlıyoruz. İşletmelerimizde kullandığımız bulut POS sistemi, online sipariş, kare kod ve mobil ödeme gibi temassız ödeme seçenekleri bunlardan bazıları. Bunun dışında gıda güvenliği ve misafirlerimizin sağlığı bizler için çok önemli olup, asla konserve ve işlenmiş gıda kullanmıyoruz.” Ayrıca, işletmelerde sıfır atık ve geri dönüşüm konularına son derece önem veren şirket, bunun yanı sıra kadın istihdamına ve kadının toplumsal statüsünün güçlendirilmesi konularına da öncelik veriyor.

0

  • ALTIN GRAM - TL 2728,77 -0,69%
  • ALTIN ONS 2497,31 -0,78%
  • BIST 100 9771,16 -1,67%
  • DOLAR/JAPON YENI 142,306 -0,795%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,35719 0,5084%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 90,35 1,6596%
  • DOLAR/TURK LIRASI 33,9851 0,0798%
  • EURO/DOLAR 1,1086 -0,2232%
  • EURO/TURK LIRASI 37,7132 -0,3383%
  • STERLIN/DOLAR 1,3129 -0,39451%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL