[email protected]
Ceren Oral Balaban [email protected]
Jeopolitik gelişmelerin ana gündemi oluşturduğu piyasalarda oynaklık yüksek seyretmeye devam ediyor. Rusya-Ukrayna savaşının boyutu ve süresinin hem risk iştahı hem de fiyatlamalar üzerindeki etkisini sürdürmesi bekleniyor.
3-16 Nisan 2022 tarihli sayıdan
Buna ek olarak başta enflasyon olmak üzere ekonomik veri akışları ve merkez bankalarının adımları da yakından takip ediliyor. Bu ortamda yatırım kararı vermek de kritik bir hal aldı.
Biz de uzman isimlere; mayıs ayının sonuna kadarki süreçte borsa, dolar, ons ve gram altın ile gösterge faize ilişkin beklentilerini ve portföy dağılım önerilerini sorduk. Yatırım araçları önerilerinde hisse açık ara önde yer alırken, onu altın ve dolar takip ediyor.
eopolitik gelişmeler şubat ayının ikinci yarısından itibaren fiyatlamalar ve risk iştahı üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor. ABD ve AB'den gelen yaptırımlar ve Rusya-Ukrayna savaşı piyasaların radarında yer alırken, mevcut konjonktürde Rusya-Ukrayna konusundaki gelişmeler risk iştahı ve fiyatlamalar üzerindeki etkisini sürdürecek.
Savaşın boyutu ve süresi emtia fiyatlarının seyri üzerinde de belirleyici olacak. Arz tarafında yaşanacak olası sıkıntılarla fiyatların kalıcı olarak yükselmesi, küresel çaptaki enflasyonist baskıların daha derinden hissedilmesine neden olabilir.
Enflasyonda yükselişin devam etmesi ve görünümün bozulmasıyla ilerleyen süreçte ekonomik toparlanma da baskı altında kalabilir. Savaşının boyutu ile ekonomik etkilerinin ilerleyen süreçte merkez bankalarının kararları üzerinde etkili olabileceği de kaydediliyor.
Jeopolitik gelişmeler ana gündemi oluştururken, piyasalar başta enflasyon olmak üzere ekonomik veri akışlarına da odaklanmış durumda.
Bu kapsamda başta ABD Merkez Bankası FED olmak üzere global merkez bankalarının ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) izleyeceği yol haritası önem arz ediyor. Yine TCMB'nin liralaşma stratejisinin seyri, dolar/TL'nin gidişatı, kur korumalı mevduat (KKM) sistemi de yakından izleniyor.
YATIRIM ÖNERİLERİ
Tüm bu gelişmelerle birlikte portföylerini yeniden oluşturmak isteyen yatırımcılar için uzmanlara 2022 Mayıs ayı sonuna kadarki sürece ilişkin beklentilerini ve yatırım önerilerini sorduk.
Dokuz önemli aracı kurumun portföy dağılımın önerilerinde en yüksek payı yüzde 49,4'lük ortalamayla hisse aldı ve diğer yatırım araçlarına büyük bir fark attı. Hisseyi yüzde 13,9 ile altın, yüzde 12,8 ile dolar ve yüzde 10 ile TL mevduat izledi.
Uzmanlar; bu dönemde yatırımcıların mevcut geleneksel yatırım ürünleriyle enflasyonun üstünde getiri elde etme noktasında zorlanabileceğini kaydediyor. Etkin portföy yönetiminin önemi üzerinde durulurken, mevcut riskleri gözeten dengeli bir portföy dağılımını tercih etmenin önemine dikkat çekiliyor.
Bu süreçte ana motivasyonun parayı enflasyondan korumak olduğunun altı çizilirken, yatırım alternatiflerinin risk toleransı, getiri potansiyeli ve mevcut eğilimlere göre para birimi ve hisse senedi şeklinde kullanılabileceği belirtiliyor.
SEÇİCİ OLUNMALI
Ziraat Yatırım Genel Müdürü Uğur Boğday'ın portföy dağılımında hisse yüzde 45, altın yüzde 35, TL mevduat yüzde 20 pay alıyor. Enflasyonist ortamda hisse senetlerinin cazip kalmaya devam edebileceğini öngören Boğday; aynı mantıkla altının da portföylerde bulunmasını öneriyor.
Risk iştahındaki olası bozulmalara karşı değerli madenin dirençli bir görüntü sergileyebileceğini kaydeden Uğur Boğday; kur korumalı TL mevduatın da tercihler arasında yer alabileceğini ifade ediyor.
Ahlatcı Yatırım Araştırma Müdürü Barış Ürkün; önümüzdeki dönemde küresel anlamda parasal genişlemenin yavaşlaması, parasal sıkılaşma döngüsüne gidilmesi ve yükselen enflasyon dinamiği de dikkate alınarak, portföylerde yüzde 65 oranında hisse senedi bulundurulması gerektiği kanaatinde.
Fakat portföylerde dengeli olmaya ve hisselerde seçici olmaya dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Ürkün; portföyde ikinci olarak yüzde 20 ağırlıkla altın, üçüncü olarak da yüzde 15 ağırlıkla döviz bulundurulmasını öneriyor.
ENFLASYONA KARŞI KORUYOR
Ağırlık 2.200-2.400 bandında olsa da 2.400-2.600'ya yükseliş ve 2.000-2.200'e geri çekilme bekleyen uzmanlar da var. ÜNLÜ & Co Araştırma Bölümü Kıdemli Müdürü Murat Akyol; BiST ilk çeyrekte yüzde 20'ye yakın yükselişle yatırım araçları içinde en yüksek getiriyi elde ettiğini ve enflasyona karşı koruma sağladığını vurguluyor.
Akyol; yılın başından bu yana kurdaki yükselişin sınırlı kalmasının getiri arayışındaki yerli bireysel yatırımcıların BİST'e olan ilgisini artırdığını söylüyor. "TCMB'nin son yatırımcı toplantısında faiz artırımı olasılığını dışarıda bırakması yüksek negatif reel faizlerin genel seçime kadar devam edeceğini gösteriyor" diyen Murat Akyol; yüksek negatif reel faizin devam etmesini de BİST'te yükselişi destekleyen önemli bir unsur olarak görüyor ve 2.400-2.600'ya yükseliş yaşanabileceğini tahmin ediyor.
İnfo Yatırım Genel Müdürü Ender Şahin ise 2.000-2.200 bandına işaret ediyor. "Rusya-Uk-rayna arasında yaşananlar ya sakinleşir ya da piyasa bu yaşananları iyice kanıksar" diyen Ender Şahin, bunun yanında FED'den gelebilecek 50 baz puan gibi sert bir faiz artışının ve bilanço küçültme sürecinin başlamasının bu iyimserliği gölgeleyebileceği uyarısında bulunuyor.
GÖSTERGE FAİZ YÖN ARIYOR
Şubat ayına yüzde 21 seviyelerinde başlayan gösterge faiz oranları, Rusya-Ukrayna savaşının patlak verdiği ortamda yüzde 25 seviyelerine yükseldi. Ekonomi teşvikleri, liralaşma stratejisi yerli varlıklar üzerinde olumlu etki yaratsa da jeopolitik riskler nedeniyle yurtiçi piyasanın da yüksek volatiliteyle baskı altında kaldığı görülüyor.
Tüm bunlarla birlikte dünyada enflasyon sorunu da devam ediyor. Gelişmiş ve birçok gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ) merkez bankaları enflasyon ile mücadele konusunda biraz daha şahin tonda ve sıkılaştırıcı mesajlarını iletirken, varlık alımlarını sonlandırıp sınırlı faiz artırımlarıyla süreci kontrol altına almaya çalışıyor.
Yurtiçi tarafta ise Rusya-Ukrayna jeopolitik risk teması ile enerjiden gıdaya kadar birçok üründe oluşan maliyetler, enflasyondaki yükseliş eğiliminin bir miktar daha devam edeceğine yönelik düşünceyi güçlendiriyor. İnfo Yatırım'dan Ender Şahin, Türkiye'de enflasyon yükselmeye devam edeceğini, önümüzdeki birkaç ay içinde TÜFE'nin yüzde 65-70'leri görme ihtimalinin çok yüksek olduğunu söylüyor.
Bu durumun faizler üzerinde baskı yaratacağının altını çizen Şahin; dünyada da faiz hadlerinde yukarı yönlü hareketin sürdüğünü kaydediyor. Buna karşılık TCMB'nin mevcut faiz politikasını sürdürmeye devam etmesini bekleyen Ender Şahin; bu iklimde düşüşten ziyade faizlerin bir süre daha mevcut seviyelerini koruyacağı öngörüyor.
İNDİRİMLER 2021 EYLÜL'DE BAŞLADI
Bu dönemde TCMB'nin faiz politikası da yine önemli olacak. TCMB, faiz indirim döngüsüne 2021 Eylül'de başladı. Ağustos ayı toplantısında politika faizini yüzde 19'da sabit tutan TCMB; eylül ayı toplantısında politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 18'e çekti. Ekim ayındaki PPK'da beklentilerin üzerinde 200 baz puan indirime gidilerek politika faizi yüzde 16'ya indirildi.
Kasım ayında 100 baz puan indirimle yüzde 15'e düşen politika faizi, 2021'in son toplantısının yapıldığı 16 Aralık 2021'deki PPK'da 100 baz puan düşüşle yüzde 14'e indirdi. Böylece 2021'in son dört toplantısında politika faizinde yapılan toplam indirim 500 baz puana ulaştı.
ANA STRATEJİ: LİRALAŞMA
2022 Ocak, Şubat ve Mart toplantılarında politika faizi yüzde 14'te sabit tutuldu. TCMB şubat ayında olduğu gibi mart ayında da alınan kararların birikimli etkilerinin yakından takip edildiğini açıkladı. Gedik Yatırım Ekonomisti Serkan Gönençler'e göre; bu açıklama, TCMB'nin liralaşmayı kalıcı ve güçlendirilmiş bir şekilde teşvik etme stratejisine bağlı kalma niyetini ortaya koyuyor.
Ek olarak TCMB fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımların kararlılıkla sürdürülmekte olduğuna da dikkat çekiyor. Serkan Gönençler; "Artan jeopolitik riskler ve küresel emtia fiyatlarındaki yükselişlere rağmen, TCMB'nin mevcut para politikası stratejisinden vazgeçme niyetinde görünmediğini net bir şekilde söyleyebiliriz" diyor.
ÜNLÜ & Co'dan Murat Akyol; TCMB'nin ana stratejisinin liralaşma olarak öne çıktığına dikkat çekiyor. Akyol; "TCMB'nin açık piyasa işlemleri ile daha fazla TL cinsi teminat kabul etmesini, KKM'nin kapsamını geliştirici adımlar atılmasını ve ihracata yönelik sektörlerin desteklenmesini bekliyoruz" diyor.
TCMB'nin TL talebini artıracak adımların yanı sıra ödemeler dengesi fazlası oluşturmayı destekleyerek ek döviz arzı oluşturabileceğinin de altını çizen Murat Akyol; dolayısıyla faiz artırımına alternatif bir politikanın devam etmesini olası görüyor.
DENGE NEREDE?
GCM Yatırım'dan Alper Nergiz; TCMB'nin bu süreçte global kaynaklı gelişmeleri takip etmekle birlikte faiz konusunda 'bekle-gör' politikasına devam edeceğine yönelik mesajlar verdiği kaydediyor.
Bu çerçevede gösterge faizin yüzde 24,00-26,00 aralığındaki seyrini korumasını bekleyen Alper Nergiz; Rusya-Ukrayna arasında barış görüşmeleri sağlanır ve diplomatik çözüm arayışına gidilirse faizlerin yüzde 24'lere geri çekilmesi olasılığı olduğunu da not ediyor.
Ziraat Yatırım'dan Uğur Boğday ise enflasyonda yukarı yönlü risklerin devam etmesinin gösterge faizin de daha yukarıda denge bulmasına neden olabileceği kanaatinde. "Bununla birlikte, majör merkez bankalarının da faizi artırım döngüsüne girmesi ve jeopolitik tarafta gerginlik ihtimalinin sürmesi de yukarı yönü riskleri artırıyor" diyen Boğday'a göre; bu kapsamda gösterge faiz yükselişini sürdürerek yüzde 26-28 arasında denge bulabilir.
BORSAYA İLGİ SÜRÜYOR
MAYIS AYI SONUNA KADAR BİST-100 NEREDE OLUR?
Portföy önerileri bu yönde şekillenirken yatırım araçlarındaki beklentilere de bakalım. Hissenin açık ara ilk sırada yer aldığı ortamda borsaya dair beklentiler oldukça önem arz ediyor. Mayıs ayı sonuna kadarki süreç için ağırlıklı öngörü 2.200-2.400 bandı.
GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz; “Enflasyona karşı getiri arayışı, eksi reel faizler, güçlü gelen yılsonu bilançoları, buna bağlı iskontolu işlem gören hisse senetleri ve yeni halka arzlar yılın ilk çeyreğinde de borsaya ilgiyi artırıyor" diye konuşuyor.
BİST'in globalde yaşanan negatif havadan ayrışıp kendine pozitif bir alan açtığını vurgulayan Nergiz'e göre; BİST teknik olarak 1.900 seviyesi üzerinde 2.300'e doğru yükseliş eğilimini sürdürmek isteyebilir.
Global Menkul Değerler Kıdemli Strateji Müdürü Filiz Özcan; negatif reel getiri olduğu sürece BİST'e olan ilginin canlı kalmasını bekliyor.
Enflasyonun önümüzdeki aylarda yüksek kalmaya devam edecek gibi göründüğüne değinen Özcan; eğer uygulanan para politikasında da bir değişikliğe gidilmezse, negatif reel getirinin de yüksek kalacağını öngörüyor.
“Bu sırada eğer Rusya-Ukrayna arasındaki gerilimi tırmandıracak bir gelişme ya da savaşın cephe değiştirdiğini görmezsek, yurtiçi piyasalardaki yükseliş eğilimi korunacaktır" diyen Filiz Özcan, mayıs ayı sonuna kadarki süreç için 2.200-2.400 bandında hareketler bekliyor.
GRAM ALTININ YÖNÜNÜ ONS ALTIN BELİRLEYECEK
2022’ye 780 TL’den başlayan gram altın, 8 Mart’ta 955 TL’ye yükselerek 2022 ilk çeyreğin en yüksek seviyesini gördü. Sonrasında ise 900 TL’lere geri çekildi. Yılbaşında 1.801 dolar olan ons altın da 8 Mart’ta 2.051 dolara çıkarak Ağustos 2020’de 2.075 dolar ile gördüğü tarihi rekorundan sonra en yüksek seviyeye ulaştı. Ardından düşüşe geçen ons altında 1.920 dolarım üzerinde hareketler sürüyor.
BEKLENTİLER FARKILAŞIYOR
Ziraat Yatırım’dan Uğur Boğday; FED’in şahin geçen son toplantısı ve Ukrayna-Rusya geriliminde diplomasinin bir parça ön plana çıkmasının değerli madende kâr satışlarına neden olduğu analizini yapıyor. “Ons altındaki düşüşe karşın borsa yatırım fonlarına önemli para girişi var” diyen Boğday, değerli madende tekrar toparlanma bekliyor. Uğur Boğday; gram altının mayıs sonunda 9501000 TL arasında olabileceğini öngörüyor.
ÜNLÜ & Co’dan Murat Akyol’a göre; TCMB’nin faiz oranlarını bir süre sabit tutacağı ve KKM benzeri ürünlerle TL’nin desteklenmeye devam edeceği varsayımı altında dolar/TL yukarı yönlü denemeler yapsa bile TL, trende dönüşen bir değer kaybıyla karşılaşmayabilir. Bu nedenle gram altın fiyatında belirleyici unsur ons altın olacak. Murat Akyol; Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesi durumunda güvenli liman arayışında yaşanması muhtemel daralmanın ons ve gram altına negatif yansımasını bekliyor. Murat Akyol, önde gelen merkez bankalarının
yüksek enflasyonla mücadele etmek için küresel ölçekte faiz silahını daha rahat şekilde kullanmalarının fiyatlarda baskı oluşmasına yol açabileceği öngörüsüyle mayıs ayı sonuna kadarki süreç için gramda 850-900 TL’yi işaret ediyor.
TREND BOZULUR MU?
Global Menkul Değerler’den Filiz Özcan, küresel bazda önemli merkez bankalarından gelen para politikasında sıkılaştırıcı mesajlara rağmen yüksek kalmaya devam edecek enflasyon nedeniyle ons altına ilginin devamını bekliyor. Kısa vade için ons altının yeniden 1.950-2.000 dolar bandına yerleşebileceğini öngören Özcan; bu sürede Rusya-Ukrayna arasında sağlanabilecek bir ateşkesin onsta 1.900 dolara seviyesine doğru gerileme riski oluşturacağı uyarısında da bulunuyor. Ancak Filiz Özcan, böyle bir durumun genel yükseliş trendini bozmasını beklemiyor.
DOLARDA YÜKSELİŞ BEKLENTİSİ
Ocak ayından beri 13,85 TL seviyelerinin altında seyreden dolar kuru, Rusya- Ukrayna krizinin derinleştiği 24 Şubat haftasında 14,65 TL seviyelerine kadar yükselmişti. Genel anlamda küresel jeopolitik risk unsurlarının artması, aynı zamanda yurtiçinde de CDS'lerin 690 seviyelerine kadar yükselmesi TL'den kaçışları tetikledi. Şu sıralarda ise dövizdeki yükseliş eğilimi devam ederken, sert çıkışların yavaşladığı bir döneme girildiği görülüyor.
Kur Korumalı Mevduat (KKM) modelinde ürün çeşitliliğinin artması yeni ürünlerin de devreye girmesi ile birlikte döviz kurlarında yaşanan yukarı yönlü çıkışların, jeopolitik risklerdeki artışa rağmen şimdilik belirli seviyeler içerisinde kaldığı ifade ediliyor.
Kurlardaki bu kısmi kontrollü seyrin kalıcı olmasını bekleyenler olduğu gibi yeni bir yükseliş dalgası öngören uzmanlar da bulunuyor. Uzmanlara göre, önümüzdeki süreçte TCMB'nin politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit bırakacağı varsayıldığında ve aynı zamanda FED'in mayıs ayındaki politika faizinde en az 25 baz puanlık bir artış beklentisi dahilinde dolar/TL'de yukarı hareketler beklenebilir.
Ayrıca enflasyon artışının sürmesiyle birlikte KKM'nin bir noktada doygunluğa ulaşması ve vadelerin minimum üç ay olması yatırımcıların dövize talebinin tekrar artmaya başlamasına neden olabilir.
HANGİ SEVİYELER KRİTİK?
Dolar/TL için beklentiler 14,00-16,00 TL bandı arasında değişiyor. Teknik olarak 15,20-15,30 TL seviyelerinin kritik olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bu seviyenin aşılması halinde hareketin hızlanabileceğine işaret ediyor.
Ayrıca FED'in 25 baz puanla başlayan faiz artırım sürecini en az iki toplantı boyunca 50 baz puanlık artırımlarla sürdürmesi bekleniyor. Dolar bazlı faizlerde artış anlamına gelen bu politika, küresel çapta doları destekliyor.
Ziraat Yatırım'dan Uğur Boğday; enerji, emtia gibi varlıklarda yaşanan yükselişleri ve turizmden istenilen gelirin elde edilemeyeceği riskini kur üzerinde yukarı yönlü baskı yapabilecek ana unsurlar olarak sıralıyor.
Bununla birlikte enflasyondaki görünümün de bir diğer önemli risk olduğuna vurgu yapan Uğur Boğday, “Bu gelişmeler kurda potansiyel düşüşleri sınırlayabilecekken, Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Uygulaması dövize talebin düşük kalmasına neden olabilir. Bu kapsamda, dolar/TL'de 14,00-16,00 arasında dalgalanma bekliyoruz" diyor.
Yatırım Finansman Genel Müdürü Ömer Eryılmaz da yakın vade için kur bandının 14,00-16,00 TL aralığında olduğunu düşünüyor. Ömer Eryılmaz; FED'in şahinleştiği bir dönemde TCMB Para Politikası Kurulu'nun faizleri yüzde 14 düzeyinde tutmasının ve piyasa faizlerindeki artışa karşın mevcut rezerv düzeylerinin TL'de kalıcı değerlenmeyi engellediği görüşünü de paylaşıyor.
ÖMER ERYILMAZ YATIRIM FİNANSMAN GENEL MÜDÜRÜ “EN CAZİP GETİRİ POTANSİYELİNİ BORSA ŞİRKETLERİ SUNUYOR”
BİST, DİRENÇLİ KALIYOR: Jeopolitik risklerde artış ve petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yarattığı yukarı yönlü baskıya karşın, BİST-100 Endeksi'nin 2.000-2.200 bölgesinde tutunması ve dirençli kalması Türk şirketlerinin potansiyelini yansıtıyor.
Bir diğer risk faktörü ise FED'in parasal sıkılaşma adımlarını hızlandırması. Buradaki şahinleşmeye karşı BİST'in daha kırılgan olduğunu düşünmekle beraber ana trendde bozulma beklemiyoruz. İlerleyen aylarda BİST-100 Endeksi'nde 2.2002.400 bölgesi test edilebilir.
NASIL BİR PORTFÖY? Mevcut değerleme ve beklentileri dikkate aldığımızda, BİST'te işlem gören şirketlerin hemen hemen tüm varlık sınıfları arasında en cazip getiri potansiyelini sunduğunu görüyoruz. Her zaman olduğu gibi hisse seçimlerinde endekse karşı getiri öngörülerine dikkat edilmesi ve ‘Endeks Özeri Getiri' potansiyeli sunan şirketlerin tercih edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Dengeli veya yüksek risk profilinde olup uzun vadede birikim oluşturma stratejisi ile hareket eden yatırımcılar hisse oranlarını yüksek tutabilirler. Mevcut dönemde portföylerdeki altın oranlarının da ortalama üzerinde tutulabileceğini düşünüyoruz.