DOLAR
38,19
0,46%
DOLAR
EURO
44,19
2,20%
EURO
GRAM ALTIN
4181,20
2,90%
GRAM ALTIN
BIST 100
9317,74
0,01%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Ekonomi yönetimi soruları yanıtladı

Ekonomi yönetimi, Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) Eylem Planı Bilgilendirme ve İstişare ile bu yılın ikinci Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantılarının ardından gazetecilerle bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

21 Nisan 2025 | 09:59
Son Güncellenme: 21 Nisan 2025 | 10:48
Ekonomi yönetimi soruları yanıtladı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Temel önceliğimiz enflasyonu düşürmek, dengeli bir büyüme içinde istihdamımızı, üretimimizi, ihracatımızı sürdürmek, depremin yaralarını sarmak, diğer taraftan da toplumumuz için kalıcı sosyal refah üretmek." dedi.

Yılmaz, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda yaptığı konuşmada, bu yıl eylül ayında Orta Vadeli Plan'ın (OVP) güncelleneceğini, bu sürecin Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gereği yürütülen olağan bir uygulama olduğunu belirterek, programın üç yıllık perspektifle her yıl yeniden ele alındığını, bu yıl da dış dünya ve yurt içindeki gelişmeler ışığında programın gözden geçirileceğini ifade etti.

OVP'nin bir makro çerçeveye sahip olduğunu dile getiren Yılmaz, dünyadaki ekonomik gidişatla ilgili değerlendirmelerde, özellikle IMF’nin küresel büyüme öngörüleri ile diğer bazı uluslararası kuruluşların çeşitli konulardaki tahminlerinin esas alındığını, Türkiye’ye ilişkin makroekonomik verilerin ise yerli kurumların analiz ve değerlendirmeleri doğrultusunda güncellendiğini bildirdi.

Yılmaz, programın aynı zamanda bir reform gündemini de içerdiğini, tamamlanan reformların programdan çıkarıldığını, yeni gündeme gelen başlıkların olabildiğini söyledi.

Bütçe büyüklüklerinin de program kapsamında her yılın koşullarına göre güncellendiğini, rutin programın aynı şekilde sürdürüleceğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Önemli olan programımızın genel çerçevesidir, ana mantığıdır, yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda herhangi bir değişiklik söz konusu değil, yani programımızın temel çerçevesi yine korunacak. Nedir bu temel çerçeve? Temel önceliğimiz enflasyonu düşürmek, dengeli bir büyüme içinde istihdamımızı, üretimimizi, ihracatımızı sürdürmek, depremin yaralarını sarmak, diğer taraftan da toplumumuz için kalıcı sosyal refah üretmek. Bu ana çerçeve devam edecek."

Yılmaz, ABD Başkanı Donald Trump döneminde artan gümrük tarifeleri gibi uygulamaların küresel düzeyde belirsizlik oluşturduğunu, böyle dönemlerin otomatik pilotta yönetilemeyeceğini, gelişmeleri sıkı bir şekilde izleyeceklerini ve gerekli tedbirleri de zamanında devreye koyan bir yaklaşım içinde olacaklarını dile getirdi.

Programın arkasında güçlü bir siyasi iradenin bulunduğunu, toplumun bütün kesimleriyle istişare edilerek, katılımcı bir anlayışla hazırlandığını vurgulayan Yılmaz, programla ilgili güncellemeler yapılırken de aynı anlayışla bu süreci yöneteceklerini ifade etti.

‘TÜRKİYE AVANTAJLI KONUMDA’

Cevdet Yılmaz, ABD'nin bazı tarifeleri devreye soktuğunu ancak aynı zamanda müzakereye de açık olduğunu ve birçok ülkeyle bu yönde süreç başlattığını hatırlatarak, Türkiye'nin de bu müzakereleri Ticaret Bakanlığı aracılığıyla sürdüreceğini ancak müzakerelerin sonucunun şu aşamada öngörülemediğini kaydetti.

Tüm bu müzakereler sonucunda anlaşmaya varılamazsa, Çin ve Avrupa Birliği gibi dünya ekonomisinde ağırlığı olan tarafların nasıl bir yol izleyeceğinin, ne tür karşı tedbirler alacağının da henüz net olmadığına işaret eden Yılmaz, bu belirsizlikleri yakından takip ettiklerini bildirdi.

Yılmaz, şimdilik bu yaşananların yalnızca ilk aşamasını değerlendirilebildiğini, Türkiye'nin mevcut koşullarda yüzde 10 civarında bir başlangıç tarifesiyle karşı karşıya olduğunu ve birçok ülkeye göre görece daha avantajlı bir konumda bulunduğunu belirtti.

‘FİYAT DÜŞÜŞLERİ LEHİMİZE’

Bu belirsizliğin oluşturduğu ortamda dünya ekonomisi ve ticaretinin olumsuz etkilenebileceğini, bu durumun tüm dünyayı ne kadar etkiliyorsa Türkiye'yi de o ölçüde etkileyeceğini anlatan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ama burada bir yine artı tarafımız, bizim iç pazarımız büyük, yani nispeten iç pazar ağırlıklı bir yapıya sahip olduğumuzu söyleyebiliriz, bu da gelen etkileri sınırlayıcı bir yapı teşkil ediyor. Bu şartlar altında petrolün, diğer emtia fiyatlarının gerileğini gözlemliyoruz. Bu konularda ithalatçı bir ülke olduğumuz için bu alanlardaki fiyat düşüşleri lehimize bir görünüm arz ediyor diyebiliriz. Burada bizim için en büyük risk unsuru, Çin başta olmak üzere Amerika pazarını kaybetme riski olan ülkelerin diğer pazarlarda daha agresif hareket etmeleri ve bunun da rekabeti artırması hususu. Bu konuları da yakından takip ediyoruz, sadece kendi piyasamızı değil, ihracat pazarımız olan ülkelerdeki gelişmeleri, kararları da bu çerçevede yakından takip etmeye devam edeceğiz. Dediğim gibi burada dinamik bir yönetim sergileyeceğimizi ifade edebilirim."

‘GIDA ARZINI ARTIRMAK İSTİYORUZ’

Yılmaz, OVP’yi üç ayaklı bir stratejiyle şekillendirdiklerini, bu stratejinin para politikaları, maliye politikaları ve yapısal reformlar ile müdahalelerden oluştuğunu ifade etti.

Yapısal reformlar başlığı altında özellikle gıdanın çok önemli bir yer tuttuğunu, bu nedenle tarla içi sulamalara büyük önem ve öncelik verdiklerini, bu alana ayrılan ödeneklerin ciddi anlamda artırıldığını vurgulayan Yılmaz, "Çünkü gıda arzını artırmak istiyoruz. Bu önemli bir yapısal müdahale, enflasyonu da olumlu etkileyecek, sosyal adaleti de olumlu etkileyecek bir husus." diye konuştu.

Yılmaz, bilişim gibi alanlara da önem verdiklerini, enerji alanında ise dışa bağımlılığı azaltmayı hedefleyen politikaların programın önemli bir unsurunu oluşturduğunu belirterek, bu kapsamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının süreçleri basitleştiren, bürokratik yükü azaltan ve yenilenebilir enerjinin payını yükselten yeni hazırlıklar içinde olduğunu kaydetti.

Ulaştırma ve lojistik alanlarında da yeni bir yaklaşım benimsediklerini bildiren Yılmaz, demir yollarını, özellikle üretim alanlarıyla liman bağlantılarını güçlendirecek yatırımlara öncelik verdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konuşmasının sonunda, "Ayrıca, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifimiz çerçevesinde özellikle katma değerli üretimi ve ihracatı artıracak aktif sanayi politikalarına önem veriyoruz. Bu kapsamda halihazırda uygulamaya devam ettiğimiz desteklerin yanı sıra YTAK ve HIT-30 gibi teşvik programlarını hayata geçirdik. Önümüzdeki dönemde de sanayicilerimizi ve ihracatçılarımızı desteklemeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

BAYRAKTAR: ‘DİYARBAKIR’DA PETROL, TRAKYA’DA GAZ ARAYACAĞIZ’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, enerji alanında ithalatı azaltmaya yönelik neler yapılabileceğine odaklandıklarını belirterek, "Türkiye'nin petrol ve gaz ithalatını düşürecek, dolayısıyla üretimimizi artıracak faaliyetler içindeyiz." dedi.

Bakan Bayraktar, enerji politikası kapsamında petrol ve gaz aramacılığı konusunda çok yönlü ve katmanlı bir süreç yürüttüklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye'de Gabar 80 bin varillere geldi. Bizim Türkiye'de yurt içi üretimimiz 130 bin varilleri aşmış durumda. Sakarya Gaz Sahası'nın birinci fazı tamamlandı. Yaklaşık 9,5 milyon metreküplük günlük üretimle ikinci fazın üretimine, yani bunu 2 katına çıkaracak üretim aşamasının faaliyetlerine devam ediyoruz. Gabar ve Sakarya Gaz Sahası'nın yanı sıra yeni sahalarda, yani keşiflerle alakalı çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Dolayısıyla bir taraftan üretimi artırmak, bir taraftan da yeni keşiflerle bulduğumuz yeni rezervleri üretim rezervlerimize eklemek istiyoruz. Bu minvalde çalışmalar devam ediyor."

Geçen ay Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının ABD'de bir anlaşma imzalayarak, Diyarbakır'daki 4 sahada uzun vadeli strateji kapsamında yer alan konvansiyonel olmayan petrol ve gaz üretime yönelik bir ortaklık kurduğunu anımsatan Bayraktar, "2025 yılı içerisinde değerlendirme ve sahaya girip sondajlara başlayacağımız bir süreç yaşayacağız. Bu Türk petrol ve doğal gaz aramacılığında yeni bir merhale, yeni bir aşama. Diyarbakır'da petrol, Trakya'da gaz prospektinin olduğu, yani potansiyelinin olduğu bir arama programı üzerinde çalışıyoruz." bilgisini paylaştı.

Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti:

"Bundan sonraki süreçte Türkiye dışarıda da petrol ve doğal gaz aramacılığında çok aktif olacak. Burada ilk hedef şu anda varlıklarımızın olduğu, üretimlerimizin, operasyonlarımızın olduğu ülkeler. Başta Azerbaycan ya da Hazar havzası coğrafyası. Burada ilgilendiğimiz 2 yeni offshore sahası var. Onun dışında Irak'ta hem Kuzey Irak hem Güney Basra diyebileceğim, sahalarla ilgileniyoruz. Yine Rusya'da şu anda bir sahada faaliyetimiz var. Onu yine artırmayı hedefliyoruz. Yeni ülkeler de var. Çalışmaya başladığımız ülkelerden biri Somali. Somali offshore'unda 3 bloğumuza, karada 3 blok ilave ettik. Nisan ayının 10'unda bu anlaşmayı Türkiye Petrolleri yaptı ve Somali'nin karasında da aramalara başlıyoruz. Offshore'da mayıs sonu gibi sismik veri toplama çalışmamız bitecek. Yıl sonuna doğru buradaki sondajla ilgili kararımızı oluşturmuş olacağız."

‘BULGARİSTAN’DA BİR BLOK İÇİN ANLAŞMA İMZALANACAK’

Pakistan devlet şirketi ile Pakistan açık denizlerinde arama yapmak üzere bir anlaşma imzaladıklarını da hatırlatan Bayraktar, Bulgaristan ve Macaristan ile işbirliğine ilişkin, "Muhtemelen önümüzdeki ay bitiririz anlaşmayı. Bulgaristan'da yabancı bir şirket ile Türkiye Petrolleri, Bulgaristan denizinde, Bulgaristan ekonomik bölgesinde bir blok için anlaşma imzalayacak. Keza yine Macaristan'ın MOL şirketiyle hem Macaristan'da hem de Macaristan dışında stratejik bir ortaklık anlaşması imzaladık." diye konuştu.

Hedef ülkelerden bir diğerinin de Türkmenistan olduğunu kaydeden Bayraktar, "Türkmenistan'dan gaz almaya ilk kez 1 Mart itibarıyla başladık. Şimdi Türkmenistan'da gaz ve petrol sahalarıyla alakalı bir çalışmanın içerisindeyiz. Libya'da önümüzdeki kısa süre içerisinde yeni anlaşmaları sizler vesilesiyle kamuoyumuza duyurabileceğimiz bir süreç bizleri bekliyor." değerlendirmesinde bulundu.

‘LNG ALANINDA İŞBİRLİĞİMİZ VE TİCARETİMİZ ARTABİLİR’

Bayraktar, enerji alanında ithalatı azaltmaya yönelik neler yapılabileceğine odaklandıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin petrol ve gaz ithalatını düşürecek, dolayısıyla üretimimizi artıracak faaliyetlerin içindeyiz. Bir taraftan da kaynakları çeşitlendirerek, yani mevcut ithalatımızı da düşürecek şekilde, sadece üretimle değil, aldığımız ülkeden daha ucuza, aldığımız ülkeleri farklılaştırarak, bu anlamda da önümüzdeki süreçte farklı ülkelerle özellikle LNG alanında işbirliğimiz ve ticaretimiz artabilir. Daha ucuza, Türkmenistan buna önemli bir örnekti, maliyetlerimizi düşürecek çalışmaların içerisinde olmaya devam edeceğiz."

FATİH KACIR: ‘YENİ NESİL ARAÇLARDA HEDEF YILDA 1 MİLYON ÜRETİM

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'ye yönelik yatırımların devam edeceği mesajını vererek, "Önümüzdeki dönemde Türkiye'ye hem ülkemizdeki mevcut yatırımcılardan yeni nesil araçlar konusunda, hem de yeni marka yatırımları konusunda güzel haberler duyurmaya devam edeceğimize inanıyorum." dedi.

Kacır, DOKAP, GAP, KOP ve DAP bölge kalkınma idarelerinin eylem planları hakkında bilgi vererek, "2024-2028 yılları için 4 bölge kalkınma idaresine 1 trilyon 800 milyar lira yatırım ölçeğine sahip eylem planları hazırladık. Sadece bu yıl 345 milyar liralık kamu yatırımının 4 eylem planı kapsamında gerçekleşmesini öngörüyoruz. Bu, 2025 bütçemizde öngörülen toplam yatırımın tek başına dörtte biri. Bu aslında bölgesel kalkınmaya verdiğimiz önemin, bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltmaya yönelik çabanın en somut göstergesi." diye konuştu.

DOKAP Eylem Planı'yla gelecek dönemde tarımsal faaliyetlere yaklaşık 40 milyon lira, mavi ekonomiye 13,5 milyar lira ve turizme 30 milyar liranın üzerinde yatırım gerçekleştirmeyi amaçladıklarını bildiren Kacır, "Bölgenin turizmde marka projesi 'Yeşil Yol'. Bugüne kadar Yeşil Yol'da hedeflenen 2 bin 854 kilometre hattın 1510 kilometresini tamamladık, inşallah 2028 sonuna kadar Karadeniz'imizin cennet yaylalarını birbirine bağlamaya dönük ve Karadeniz'de turizm gelirini, turist ve konaklama sayısını artırmaya yönelik bu çok önemli projeyi tamamlamayı amaçlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

‘GEÇEN YIL 1 MİLYON 450 BİNE YAKIN ARAÇ ÜRETİLDİ’

Kacır, sanayi sektöründe yeni yatırımları Türkiye'ye kazandırmak için çaba gösterdiklerini söyledi. Türkiye'de 22 yıl önce yılda 300 bin araç üretildiğini geçen yıl bu sayının 1 milyon 450 bine çıktığını belirten Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"8'i küresel olmak üzere 13 üreticinin faaliyet gösterdiği bu sektör, Türkiye'nin ihracatta lokomotifi oldu. Otomotiv 37 milyar dolar ihracat yapan önemli bir sektörümüz. Bizim bu sektörde ortaya koyduğumuz hedef, teknolojideki dönüşümü en etkin şekilde değerlendirmek ve yeni teknolojiler için Türkiye'yi AR-GE ve üretim merkezi haline getirmekti. Onun için en önemli adımımız Togg'du. 56 bin Togg halihazırda Türkiye'nin yollarında. Tabi elektrikli, hibrit araç tercihlerinin güçlenmesi için altyapıyı geliştirmemiz çok önemliydi ki muazzam bir atılım gerçekleştirdik. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında 30 bine yakın kamuya açık şarj istasyonu ve bunların içinde de 12 bine yakın hızlı şarj istasyonu faaliyet gösteriyor. 81 şehrimizde, özellikle biraz da kırsal bölgelerde şarj istasyonlarını yaygınlaştırmaya dönük yeni destek programlarını ilan ediyoruz. Geçtiğimiz hafta da yine hızlı şarj istasyonu kurulumuna yönelik bir destek programını Bakanlık olarak ilan ettik."

‘HEDEF YILDA 1 MİLYON ELEKTRİKLİ ARAÇ ÜRETİM KAPASİTESİ’

Kacır, Togg'un akıllı, elektrikli bir otomobil olarak yollara çıkmış olması ve son dönemde yeni nesil araç yatırımlarını desteklemelerinin, küresel yatırımcıların özellikle yeni teknoloji odaklı yatırımlarında Türkiye'yi seçmesine vesile olduğunu aktardı.

Son 12 ay içerisinde iki önemli yatırımın duyurusunu yaptıklarını anımsatan Kacır, "Çin'in en önemli otomobil markaları arasında olan iki firmanın Türkiye'de üretim yapmasına dönük, biri Manisa, biri Samsun'da olmak üzere yatırımlarını duyurduk. Böylelikle biri 150 bin, diğeri de 200 bin olmak üzere yıllık 350 bin kapasiteyi yine yeni teknoloji olarak Türkiye'ye kazandırmış olacağız. Hedefimiz, 2030'a geldiğimizde yeni nesil araçlarda yıllık 1 milyon üretim kapasitesine erişebilmemiz. Bu, Türkiye'nin otomotiv ihracatını daha ileri düzeylere taşımamızı ve bu dönüşüm sürecinden fayda sağlayan ülkeler arasında yer alabilmesini inşallah sağlayacak." diye konuştu.

‘YATIRIM DUYURULARI YAPACAĞIZ’

Kacır, bir yandan da mevcut markaların yeni nesil araç yatırımlarını hızlandırmaya dönük çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Bu yıl içerisinde mevcut markalardan ve yeni nesil araç yatırımlarından duyuruları yapacağız. Aslında ticaret savaşları açısından pek çok ülkeyle mukayese ettiğimizde avantajlıyız. İhracatımızın neredeyse üçte ikisini gümrüksüz, serbest ticaret anlaşmalarıyla, Gümrük Birliği anlaşması ile yapma imkanına sahibiz. Bu avantajımızı elbette küresel yatırımcılar da biliyor, görüyor ve değerlendiriyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Türkiye'ye hem ülkemizdeki mevcut yatırımcılardan yeni nesil araçlar konusunda, hem de yeni marka yatırımları konusunda güzel haberler duyurmaya devam edeceğimize inanıyorum."

ÖMER BOLAT: ‘TÜRKİYE’NİN DEPO OLMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ABD Başkanı Donald Trump'ın aldığı gümrük vergisi kararları ile diğer ülkelerin misilleme tedbirlerinin küresel ekonomide büyük bir "toz duman" oluşturduğunu söyledi.

Bu süreçte sürekli dinamik şekilde çalıştıklarına işaret eden Bolat, "Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz'ın başkanlığında ekonomiyle ilgili bakanlar olarak sürekli iletişim, istişare halindeyiz, kararlarımızı da tabii ki hükümet kararı olarak alıyoruz. Biz yüzde 10 ilave gümrük vergisini hem hak etmediğimizi düşünüyoruz hem de beklemiyoruz. Ama bu noktada ABD ile müzakerelerimizi karşılıklı anlayış içinde, pozitif bir ortamda, yapıcı şekilde yapacağız. Bu konuda ilk temaslar zaten yapıldı, bakanlar düzeyinde de önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek." diye konuştu.

Bolat, diğer ülkelerin küresel ticaretteki gelişmelerden nasıl etkileneceği ve bu durumun Türkiye'nin bu ülkelerle ticaretini nasıl etkileyeceği konularının önemli olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bölüm en az Türkiye-ABD ticaret ilişkileri kadar önemli, o noktada da hazırlıklar yapıyoruz. Bu anlamda Türkiye'nin özellikle rakip ülkeler tarafından mallarının boşaltılacağı depo olmasına müsaade etmeyeceğiz, bu konuda kararlıyız. Dünya ticari kurallarının bize verdiği bütün yetkileri kullanacağız."

‘GÜMRÜKLERDEKİ GEÇİŞLER KOLAYLAŞTIRILACAK’

Bolat, Suriye temaslarını da değerlendirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Suriye'nin yeni yönetimiyle işbirliği yapma konusunda çalıştıklarını belirtti.

Suriye'ye yönelik ambargoların kalkmasının önemine işaret eden Bolat, "Biz de yeni Suriye yönetiminin Türkiye'den büyük beklentileri olduğunu biliyoruz. Yeni Suriye yönetimiyle, güçlü, istikrarlı Suriye'nin kuruluşu, ayakta kalması ve Türkiye açısından da güçlü komşuluk ilişkileri oluşturması noktasında birlikte çalışacağız. Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız başkanlığında iki haftada bir yapılan düzenli koordinasyon toplantılarımızda da önemli konuları görüşüyoruz, Suriyeli muhataplarımızla da düzenli ve dinamik irtibat ve istişare halindeyiz." ifadelerini kullandı.

Bolat, ticaretin artması için gümrüklerdeki geçişlerin kolaylaştırılması gerektiğini bildirerek, aktarma, doldurma ve boşaltma işlemlerinin ülke içine taşınması konusunda mutabık kaldıklarını anlattı.

İki ülkenin ulaştırma bakanlıklarının birkaç hafta içinde bu konuyu anlaşmayla çözüp gümrükleri rahatlatacağını aktaran Bolat, "Böylece artık doyuma ulaşan ticaret geçişlerinin hızlanması sağlanacak. Türkiye'den Orta Doğu'ya, Orta Doğu'dan Türkiye'ye geçişler sağlanacak.” değerlendirmesinde bulundu.

‘TÜKETİCİLERİN FAHİŞ FİYATLARLA MAĞDUR EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ’

Bolat, zirai don ve etkileri konusunda da Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile irtibat halinde olduklarını, öncelikle hasarın boyutunun tespit edilmesi ve kurtarılabilecek alanlar için çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi.

Bolat, don olayının fiyatlara etkisine ilişkin de değerlendirmede bulunarak, şunları kaydetti:

"Yaz meyvelerinde önümüzdeki süreçte artışlar olabilir ama burada bunu fırsatçılığa çevirip fahiş fiyat politikalarına çevirenlere karşı mücadelemiz devam edecek. Ne üreticilerimizin zarar görmesine ne de tüketicilerimizin fahiş fiyatlarla mağdur edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu konudaki düzenli denetimlerimiz iller, ilçeler bazında devam ediyor. Bu konuda müsterih olunsun."

YUMAKLI: ‘ZİRAİ DONDAN ETKİLENENLERİN PARALARI HEMEN VERİLECEK’

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, zirai donun ardından bazı kesimlerden gelen yorumlara tepki göstererek, "Daha hasar tespit çalışmaları devam ediyorken, bazı kurum temsilcileri, bazı siyasiler hemen açıklamalar yapmaya başladı. Dediler ki, 'her şey bitti mahvolduk, yurt dışına bağımlıyız, paranız olsa bile bulamayacaksınız, yoksullar bundan en çok zarar görecek' vesaire. Bilgi sahibi olmadan fikir serdetmek herhalde böyle bir şey. Bunun kime faydası var, üreticiye mi, tüketiciye mi, memlekete, millete mi var? Bunun takdirini kamuoyumuza bırakıyorum." ifadesini kullandı.

Zirai dondan 34 ildeki 16 meyve çeşidinin etkilendiğine işaret eden Yumaklı, "Kayısı, üzüm, kiraz, armut, elma, ayva, limon, badem, fındık, ceviz, nektarin, şeftali, portakal, mandalina, erik ve fıstık. Bunların bazısı yüzde 10, bazısı yüzde 60 gibi çeşitli derecelerde etkilendi. Mesela Malatya'da çok daha büyük oranlarda kayısının etkilenmesi söz konusu. Ancak bunları söyleyebilmek için saha tespiti olması gerekir." diye konuştu.

‘SİGORTASI OLANLARIN PARASI HEMEN VERİLECEK’

Zarar gören çiftçilere sağlanacak desteklere ilişkin soruya da yanıt veren Yumaklı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hububat, baklagil, yağlı tohumlar gibi stratejik ürünler çok etkilenmedi, özellikle bunun altını çizmek istiyorum. Elbette tarım sigortası olanların hasar tespitinden sonra paraları hemen verilecek. Geri kalanlar için Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı olup da herhangi bir sigortası olmayanlarla ilgili Sayın Cumhurbaşkanı'mız açıkladı. Zarar gören mahsulün üretimi için şu ana kadarki harcaması, hasarı oranında karşılanacak. Böylece üretimin sürdürülebilirliği sağlanmış olacak."

IŞIKHAN: ‘KAMU İŞÇİSİNİN ZAM SÜRECİ HASSASİYETLE SÜRÜYOR’

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, kamudaki 600 bine yakın işçiyi ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerine ilişkin, "24 Nisan'da yeni bir toplantı yapılacak. Bu çerçeve içerisinde hassasiyetle süreci yürütüyoruz. Şu an bir şey söylemek için çok erken. Biz Bakanlık olarak da koordinasyon sorumluluğuna sahibiz." değerlendirmesinde bulundu.

TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ'in zam taleplerini sunduğunu anımsatan Işıkhan, 16 Nisan'da Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikasının (TÜHİS) ev sahipliğinde tarafların ilk toplantısını gerçekleştirildiğini belirtti.

Görüşmelerde sürecin devam ettiğini vurgulayan Işıkhan, şunları kaydetti:

"24 Nisan'da yeni bir toplantı yapılacak. Bu çerçeve içerisinde hassasiyetle süreci yürütüyoruz. Şu an bir şey söylemek için çok erken olduğunu düşünmekteyim. Biz Bakanlık olarak da koordinasyon sorumluluğuna sahibiz. Burada iki tarafın getireceği rakamlar üzerinde belli ölçüde anlaşılacaktır. Özellikle ücretler, özlük hakları, sosyal yardımlar konusunda teknik heyetlerin çok ciddi çalışması var. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü'müz bu heyetin içerisinde, her bir madde ince ince değerlendiriliyor, süreç bu şekilde ilerliyor."

0

  • ALTIN GRAM - TL 4181,2 2,9%
  • ALTIN ONS 3404,96 2,74%
  • BIST 100 9317,74 0,01%
  • DOLAR/JAPON YENI 140,781 -0,719%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,38047 -0,26695%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 81,01 -1,1591%
  • DOLAR/TURK LIRASI 38,1942 0,4559%
  • EURO/DOLAR 1,1547 1,3509%
  • EURO/TURK LIRASI 44,1902 2,1954%
  • STERLIN/DOLAR 1,33994 0,80763%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL