Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, en önemli önceliklerinin fiyat istikrarını sağlamak ve bunu kalıcı hale getirmek olduğunu vurgulayarak, "Önümüzdeki dönemde de güven odaklı para politikası aracılığıyla fiyat istikrarına ulaşma yolunda emin adımlar atmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Naci Ağbal, TCMB'nin kurumsal blog sayfası Merkezin Güncesi'nde, "Kalıcı Fiyat İstikrarı İçin Kararlı ve Öngörülebilir Para Politikasının Önemi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yazısında, toplumu bir arada tutan yegane unsur olan güvenin, güçlü bir ekonominin de temelini oluşturduğunu belirten Ağbal, güven duyulan bir ekonomide beklentilerin iyileştiğini, yatırım ve istihdamın arttığını, toplumun refaha kavuştuğunu ifade etti.
Ağbal, güvenin, ekonomi yönetiminin temel kurumlarından biri olan merkez bankaları için de büyük önem taşıdığının altını çizerek, "Para politikasına güven duyulduğunda daha etkin olur, beklentileri iyileştirme gücü artar. Bu çerçevede, bir merkez bankasının amacına ulaşmak için atması gereken ilk adım ekonomik aktörlerin para politikasına güvenmesini sağlamaktır. Görevini başarıyla yerine getiren bir merkez bankası istikrarlı ve üretken bir ekonominin kapısını açar. Kısacası güven veren, fiyat istikrarına odaklanan bir para politikası uzun vadede toplumsal refahın anahtarlarından biridir." değerlendirmelerini yaptı.
TCMB'nin en önemli önceliğinin, "fiyat istikrarını sağlamak ve bunu kalıcı hale getirmek" olduğunu vurgulayan Ağbal, şunları kaydetti:
"Güven veren bir para politikası uygulayarak bu amaca ulaşmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü kalıcı fiyat istikrarı; sürdürülebilir büyüme için, toplumun refahı için, daha adil gelir dağılımı için ve daha fazla istihdam için bir ön koşuldur. Amacımıza ulaştığımızda paramız hak ettiği değere kavuşacak; üretenler, emek verenler, ekonomiye can verenler kazanacak. Böylece, geleceğe güvenle baktığımız, daha çok ürettiğimiz, daha çok kazandığımız, güçlü ve istikrarlı ekonomiyi tam anlamıyla pekiştirmiş olacağız. Güven veren bir para politikasının, kalıcı fiyat istikrarını ve uzun vadede müreffeh bir ekonomiyi beraberinde getireceğine inanarak yeni bir yola çıktık. Kasım ayı başından itibaren para politikasında güven inşa etmeyi amaçlayan bir paradigma değişimine gittik. Merkez Bankası Başkanlığına geldiğim günden bu yana attığımız tüm adımlar, para politikasındaki bu paradigma değişimini desteklemek ve güven tesis etmek amacıyla atıldı. Tüm bu adımlarla tek bir amaca ulaşmayı hedefliyoruz: Kalıcı fiyat istikrarı."
Naci Ağbal, kalıcı fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda bugüne kadar pek çok önemli adım attıklarını vurguladı.
Yola öncelikle fiyat istikrarı amacına ve enflasyon hedeflemesi rejimine bağlılıklarını vurgulayarak başladıklarını anımsatan Ağbal, para politikasında şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri çerçevesinde iletişimi güçlendirme taahhüdü verdiklerini ifade etti.
Ağbal, akabinde kasım ve aralık aylarında aldıkları kararlarla enflasyona yönelik riskler nedeniyle güçlü bir parasal sıkılaşma yaptıklarını hatırlatarak, bunu yaparken, para politikasında daha sade bir operasyonel çerçeveye geçtiklerini ve tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılacağını kamuoyuna duyurduklarını kaydetti.
Bununla beraber zorunlu karşılık sisteminde de daha sade bir yapıya geçtiklerini aktaran Ağbal, "Ocak ayında sıkı parasal duruşumuzu korurken bu duruşun uzun bir müddet sürdürüleceğini ve gerekirse ilave faiz artışı yapılabileceğini belirterek sözle yönlendirmede bulunduk. Bu süreçte yaptığımız açıklamalarda ise mevcut enflasyon riskleri karşısında bu yıl içinde faiz indirimini uzun bir süre gündeme almamızın mümkün görünmediğini belirterek sözle yönlendirmemizi belirgin bir şekilde güçlendirdik." ifadelerini kullandı.
Ağbal, bu dönemde ayrıca, şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri çerçevesinde adımlar attıklarını, ocak başından itibaren swap verilerini internet sitelerinde yayımlamaya başladıklarını hatırlattı.
Şeffaflığı artırma yolundaki bu hamlelerini Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi tablosunu haftalık yayımlamaya başlayarak devam ettirdiklerini belirten Ağbal, ayrıca, para politikasının tepki fonksiyonunu hangi koşullarda, ne yönde, hangi stratejik ölçütler ve göstergeleri esas alarak uygulayacaklarını da açık ve net bir şekilde paylaştıklarını bildirdi.
TCMB Başkanı Ağbal, yüzde 5 enflasyon hedefine ulaşana kadar, gerçekleşen/beklenen enflasyon oranı patikası ile para politikası faiz oranı patikası arasındaki düzeyi güçlü bir dezenflasyonist denge gözeterek oluşturacaklarını, bu dengeyi sürekli koruyacaklarını ifade ettiklerini anımsattı.
Serbest döviz kuru rejimine bağlılıklarını teyit ettiklerini, ayrıca kurların düzeyini ya da yönünü belirleme amaçlı döviz alım ya da satım işlemi yapmayacaklarını duyurduklarını aktaran Ağbal, "Önümüzdeki dönemde de güven odaklı para politikası aracılığıyla fiyat istikrarına ulaşma yolunda emin adımlar atmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Ağbal, bu yılın sonunda enflasyonun yüzde 9,4 seviyesine düşmesini hedeflediklerini, ancak bu konudaki risklerin de farkında olduklarını aktararak, şunları kaydetti:
"Bu nedenle sıkı para politikamızı sürdürürken bir yandan da tüm paydaşlarımızı içeren etkin bir iletişim yaklaşımı ile politikalarımızın etkisini artırmayı hedefleyeceğiz. Para politikasındaki sıkı duruşu, yüzde 5 hedefini elde edene kadar sürdüreceğiz. Hedefe ulaşmakla da yetinmeyecek, enflasyonda bu seviyenin kalıcılığını sağlamak için gerekeni yapacağız. Özetle, bu stratejimizin geçici değil, orta vadeli bir strateji olduğunu ve hedeflerimize ulaşana kadar kararlılıkla uygulanacağının altını çizmek isteriz. Sermaye girişlerinin istikrarlı ve güçlü bir hale gelmesi, yurt içi yerleşiklerin dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi ile döviz alım ihaleleri yoluyla rezervlerimizi artıracağız. Şartlar oluştuğunda, buna yönelik planımızı da açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağız. Merkez Bankası olarak her ne kadar kararlı olsak da bu konuda toplumun her kesiminin desteğine ihtiyacımız var. Bu zorlu yolculuğumuzda tüm paydaşlarla eş güdümlü çalışmak bize önemli katkı sağlayacaktır."
Naci Ağbal, mali disiplinin kararlı bir şekilde sürdürülmesinin büyük önem taşıdığına vurgu yaparak, hukuk ve ekonomi alanındaki yapısal reformların da beklentiler yoluyla dezenflasyona destek vereceği görüşünü paylaştı.
Dezenflasyon sürecine genel kamuoyunun vereceği desteğin önemini vurgulayan Ağbal, "Toplumda fiyat istikrarı bilincinin oluşması bizim için çok kritik. İş dünyası temsilcileri, sivil toplum örgütleri, ekonomistler, akademisyenler gibi paydaşlarımızla iletişimimizi artırarak toplumda fiyat istikrarı bilinci oluşmasına gayret ediyoruz. Bu çerçevede, son dönemde iş dünyası temsilcilerinin yaptıkları destek açıklamalarını çok önemsiyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
Ağbal, yakın dönemde iletişim politikasının öncelikli hedeflerinden birinin, fiyat istikrarının öneminin ve bu doğrultuda uygulanan politikaların tüm paydaşlara anlatılması ve enflasyonla mücadele konusunda toplumsal bir farkındalık yaratılması olacağını bildirdi.
Bu kapsamda tüm iletişim araçlarını bütüncül bir yaklaşımla kullanacakları ve tüm paydaşlara ulaşan kapsamlı bir iletişim planı hazırladıklarını aktaran Ağbal, yazısını şu şekilde sonlandırdı:
"Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023’te yüzde 5 enflasyon hedefimize ulaşmak için toplumun her bir ferdinin bizlere desteği çok önemli. Bundan sonra da Merkez Bankası uygulamakta olduğu doğru politikaları devam ettirerek tüm ekonomik aktörlerin güvenini kazanmak için çalışacak, böylece kalıcı fiyat istikrarını sağlayarak toplumsal refaha eşsiz bir katkı sağlayacak. Kalıcı fiyat istikrarı, ekonomimize inanan, güvenen insanları koruyacak; paramızı hak ettiği değere kavuşturacak ve bunun sonucunda da hepimiz geleceğe güvenle bakacağız. Bunu başaracağımıza inanıyorum."
Naci Ağbal, TCMB'nin kurumsal blog sayfası Merkezin Güncesi'nde, "Kalıcı Fiyat İstikrarı İçin Kararlı ve Öngörülebilir Para Politikasının Önemi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yazısında, toplumu bir arada tutan yegane unsur olan güvenin, güçlü bir ekonominin de temelini oluşturduğunu belirten Ağbal, güven duyulan bir ekonomide beklentilerin iyileştiğini, yatırım ve istihdamın arttığını, toplumun refaha kavuştuğunu ifade etti.
Ağbal, güvenin, ekonomi yönetiminin temel kurumlarından biri olan merkez bankaları için de büyük önem taşıdığının altını çizerek, "Para politikasına güven duyulduğunda daha etkin olur, beklentileri iyileştirme gücü artar. Bu çerçevede, bir merkez bankasının amacına ulaşmak için atması gereken ilk adım ekonomik aktörlerin para politikasına güvenmesini sağlamaktır. Görevini başarıyla yerine getiren bir merkez bankası istikrarlı ve üretken bir ekonominin kapısını açar. Kısacası güven veren, fiyat istikrarına odaklanan bir para politikası uzun vadede toplumsal refahın anahtarlarından biridir." değerlendirmelerini yaptı.
TCMB'nin en önemli önceliğinin, "fiyat istikrarını sağlamak ve bunu kalıcı hale getirmek" olduğunu vurgulayan Ağbal, şunları kaydetti:
"Güven veren bir para politikası uygulayarak bu amaca ulaşmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü kalıcı fiyat istikrarı; sürdürülebilir büyüme için, toplumun refahı için, daha adil gelir dağılımı için ve daha fazla istihdam için bir ön koşuldur. Amacımıza ulaştığımızda paramız hak ettiği değere kavuşacak; üretenler, emek verenler, ekonomiye can verenler kazanacak. Böylece, geleceğe güvenle baktığımız, daha çok ürettiğimiz, daha çok kazandığımız, güçlü ve istikrarlı ekonomiyi tam anlamıyla pekiştirmiş olacağız. Güven veren bir para politikasının, kalıcı fiyat istikrarını ve uzun vadede müreffeh bir ekonomiyi beraberinde getireceğine inanarak yeni bir yola çıktık. Kasım ayı başından itibaren para politikasında güven inşa etmeyi amaçlayan bir paradigma değişimine gittik. Merkez Bankası Başkanlığına geldiğim günden bu yana attığımız tüm adımlar, para politikasındaki bu paradigma değişimini desteklemek ve güven tesis etmek amacıyla atıldı. Tüm bu adımlarla tek bir amaca ulaşmayı hedefliyoruz: Kalıcı fiyat istikrarı."
"Sözle yönlendirmemizi belirgin bir şekilde güçlendirdik"
Naci Ağbal, kalıcı fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda bugüne kadar pek çok önemli adım attıklarını vurguladı.
Yola öncelikle fiyat istikrarı amacına ve enflasyon hedeflemesi rejimine bağlılıklarını vurgulayarak başladıklarını anımsatan Ağbal, para politikasında şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri çerçevesinde iletişimi güçlendirme taahhüdü verdiklerini ifade etti.
Ağbal, akabinde kasım ve aralık aylarında aldıkları kararlarla enflasyona yönelik riskler nedeniyle güçlü bir parasal sıkılaşma yaptıklarını hatırlatarak, bunu yaparken, para politikasında daha sade bir operasyonel çerçeveye geçtiklerini ve tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılacağını kamuoyuna duyurduklarını kaydetti.
Bununla beraber zorunlu karşılık sisteminde de daha sade bir yapıya geçtiklerini aktaran Ağbal, "Ocak ayında sıkı parasal duruşumuzu korurken bu duruşun uzun bir müddet sürdürüleceğini ve gerekirse ilave faiz artışı yapılabileceğini belirterek sözle yönlendirmede bulunduk. Bu süreçte yaptığımız açıklamalarda ise mevcut enflasyon riskleri karşısında bu yıl içinde faiz indirimini uzun bir süre gündeme almamızın mümkün görünmediğini belirterek sözle yönlendirmemizi belirgin bir şekilde güçlendirdik." ifadelerini kullandı.
Ağbal, bu dönemde ayrıca, şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri çerçevesinde adımlar attıklarını, ocak başından itibaren swap verilerini internet sitelerinde yayımlamaya başladıklarını hatırlattı.
Şeffaflığı artırma yolundaki bu hamlelerini Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi tablosunu haftalık yayımlamaya başlayarak devam ettirdiklerini belirten Ağbal, ayrıca, para politikasının tepki fonksiyonunu hangi koşullarda, ne yönde, hangi stratejik ölçütler ve göstergeleri esas alarak uygulayacaklarını da açık ve net bir şekilde paylaştıklarını bildirdi.
"Zorlu yolculuğumuzda tüm paydaşlarla eş güdümlü çalışmak bize önemli katkı sağlayacak"
TCMB Başkanı Ağbal, yüzde 5 enflasyon hedefine ulaşana kadar, gerçekleşen/beklenen enflasyon oranı patikası ile para politikası faiz oranı patikası arasındaki düzeyi güçlü bir dezenflasyonist denge gözeterek oluşturacaklarını, bu dengeyi sürekli koruyacaklarını ifade ettiklerini anımsattı.
Serbest döviz kuru rejimine bağlılıklarını teyit ettiklerini, ayrıca kurların düzeyini ya da yönünü belirleme amaçlı döviz alım ya da satım işlemi yapmayacaklarını duyurduklarını aktaran Ağbal, "Önümüzdeki dönemde de güven odaklı para politikası aracılığıyla fiyat istikrarına ulaşma yolunda emin adımlar atmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Ağbal, bu yılın sonunda enflasyonun yüzde 9,4 seviyesine düşmesini hedeflediklerini, ancak bu konudaki risklerin de farkında olduklarını aktararak, şunları kaydetti:
"Bu nedenle sıkı para politikamızı sürdürürken bir yandan da tüm paydaşlarımızı içeren etkin bir iletişim yaklaşımı ile politikalarımızın etkisini artırmayı hedefleyeceğiz. Para politikasındaki sıkı duruşu, yüzde 5 hedefini elde edene kadar sürdüreceğiz. Hedefe ulaşmakla da yetinmeyecek, enflasyonda bu seviyenin kalıcılığını sağlamak için gerekeni yapacağız. Özetle, bu stratejimizin geçici değil, orta vadeli bir strateji olduğunu ve hedeflerimize ulaşana kadar kararlılıkla uygulanacağının altını çizmek isteriz. Sermaye girişlerinin istikrarlı ve güçlü bir hale gelmesi, yurt içi yerleşiklerin dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi ile döviz alım ihaleleri yoluyla rezervlerimizi artıracağız. Şartlar oluştuğunda, buna yönelik planımızı da açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağız. Merkez Bankası olarak her ne kadar kararlı olsak da bu konuda toplumun her kesiminin desteğine ihtiyacımız var. Bu zorlu yolculuğumuzda tüm paydaşlarla eş güdümlü çalışmak bize önemli katkı sağlayacaktır."
"Toplumda fiyat istikrarı bilincinin oluşması çok kritik"
Naci Ağbal, mali disiplinin kararlı bir şekilde sürdürülmesinin büyük önem taşıdığına vurgu yaparak, hukuk ve ekonomi alanındaki yapısal reformların da beklentiler yoluyla dezenflasyona destek vereceği görüşünü paylaştı.
Dezenflasyon sürecine genel kamuoyunun vereceği desteğin önemini vurgulayan Ağbal, "Toplumda fiyat istikrarı bilincinin oluşması bizim için çok kritik. İş dünyası temsilcileri, sivil toplum örgütleri, ekonomistler, akademisyenler gibi paydaşlarımızla iletişimimizi artırarak toplumda fiyat istikrarı bilinci oluşmasına gayret ediyoruz. Bu çerçevede, son dönemde iş dünyası temsilcilerinin yaptıkları destek açıklamalarını çok önemsiyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
Ağbal, yakın dönemde iletişim politikasının öncelikli hedeflerinden birinin, fiyat istikrarının öneminin ve bu doğrultuda uygulanan politikaların tüm paydaşlara anlatılması ve enflasyonla mücadele konusunda toplumsal bir farkındalık yaratılması olacağını bildirdi.
Bu kapsamda tüm iletişim araçlarını bütüncül bir yaklaşımla kullanacakları ve tüm paydaşlara ulaşan kapsamlı bir iletişim planı hazırladıklarını aktaran Ağbal, yazısını şu şekilde sonlandırdı:
"Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023’te yüzde 5 enflasyon hedefimize ulaşmak için toplumun her bir ferdinin bizlere desteği çok önemli. Bundan sonra da Merkez Bankası uygulamakta olduğu doğru politikaları devam ettirerek tüm ekonomik aktörlerin güvenini kazanmak için çalışacak, böylece kalıcı fiyat istikrarını sağlayarak toplumsal refaha eşsiz bir katkı sağlayacak. Kalıcı fiyat istikrarı, ekonomimize inanan, güvenen insanları koruyacak; paramızı hak ettiği değere kavuşturacak ve bunun sonucunda da hepimiz geleceğe güvenle bakacağız. Bunu başaracağımıza inanıyorum."