Koronavirüste illere göre son durum ne? Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün akşam Bilkent Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bakan Koca'nın koronavirüsle ilgili mesajları özetle şöyle:
Koca, "Bugün, biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baştakinden daha zor bir dönemdeyiz." ifadesini kullandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde koronavirüs tanısı konulan kişi sayısının 29 milyon 500 bini geçtiğini, hayatını kaybeden insan sayısının ise 1 milyona yaklaştığını hatırlatan Koca, "Salgında İngiltere 41 bin 637, İtalya 35 bin 624, Fransa 30 bin 950, İspanya 29 bin 848, Belçika 9 bin 927, Almanya 9 bin 437 kayıp verdi. Vefat sayımız, Türkiye'nin kıyaslanabileceği Almanya gibi ülkeler dikkate alındığında, tedavide bir başarı gösterdiğimizi ortaya koymaktadır" dedi.
Artan tehdide karşı Sağlık Bakanlığının başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlarla iş birliği içinde kolaylaştırıcı bazı hizmetler sunduğunu ifade eden Koca, bunlardan birisinin de halen yeterince kullanılmayan HES mobil uygulaması olduğunu söyledi.
Ücretsiz olan bu hizmetten yararlanılmasını isteyen Koca, "HES mobil uygulamasının indirilmediği cep telefonu kalmamalıdır." diye konuştu. Ücretsiz uygulamanın tüm taşıyıcıları, temaslıları, hastaları içerecek şekilde bölgesel risk haritaları çıkardığını, gidilecek mekanlar için güncel verilerle risk değerlendirmesi yaptığını belirten Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:
"HES mobil uygulaması sizin risk yönetim rehberinizdir. Kullanımı ise basit bir telefon işlemi gibi kolaydır. HES, salgın yönetiminde bizim için de büyük bir işleve sahip. Karantina koşullarına uyulup uyulmadığını, bu uygulamayla denetliyoruz. Bugüne kadar, izolasyonda olması gerektiği halde dışarı çıkmaya teşebbüs eden yaklaşık 140 bin kişi bu sistemle engellenmiştir. Sorumsuzluk göstererek toplumda risk oluşturan kişilere karşı bir diğer önlem akıllı bileklik benzer uygulamaları olacaktır. Taşıyıcı ve temasların, bu dönemde özellikle toplum sağlığı açısından izolasyonu zorunlu kılınmıştır."
Maskesiz adım atılmamasını, sosyal mesafe kurallarına uyulmasını, mecbur kalınmadıkça dışarıda kapalı ve kalabalık ortamlara girilmemesini isteyen Koca, geride kalan zamana bakıldığında başarılı günler ve başarısızlıkların bulunduğunu söyledi.
Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kısıt günleri bize kalkan oldu. Normalleşme sürecinde bir bocalama yaşadık ve bunu aştık. Fakat görünen o ki bayramlar, düğünler, bayram havasında yaşanan olaylar, taziyeler salgın sınavında başarısızlığa yol açan olaylar, zamanlar oldu. Şimdi salgının bu gibi fırsatları yakaladığı günler geride kalıyor. Fakat sonbahara girerken tüm dünyayı tehdit edecek bir riske yaklaşıyoruz. Grip vakaları salgın açısından çok sakıncalıdır. Zamanımız daha çok kapalı mekanlarda geçeceği için grip, hastalığın yayılmasını hapşırma ve öksürmelerle kolaylaştıracak." Koronavirüs ve gribin aynı şekilde bulaştığını anımsatan Koca, bir insanın gribe ne kadar kolay yakalanabileceğini herkesin bildiğini söyledi.
Hastanelerdeki doluluk oranlarına ilişkin Koca, şu bilgileri paylaştı:
"Bütün Türkiye için söylüyorum burada yatak doluluk oranı yüzde 51,6 yoğun bakım yatak doluluk oranımız bütün Türkiye ortalaması olarak yer yer bazı illerde bu oranlar farklı olabilir onları da birazdan söylüyor olacağım yüzde 66,3. Ventilatör yani solunum cihazı doluluk oranımız ise yüzde 33,6.
İllerimizdeki durum ise kısaca şöyle, en çok vaka olan iller kıyaslamasında son hafta günlük ortalama vaka sayısının son ay günlük ortalama vaka sayısına göre değerlendirildiğinde en yüksek artış Kayseri yüzde 39,7. Bu ilimizi yüzde 38,84 ile Ankara, yüzde 36,99 ile Mersin takip ediyor. Son 3 günün son hafta ile karşılaştırılması dikkate alındığında ise artış yaşanan ilimizin olmaması da son derece umut vericidir."
Koca, hasta sayısında azalış gösteren illere ilişkin, "Artvin'de yüzde 27,71 Bartın'da yüzde 26,37, Ardahan'da yüzde 9,28 ile ciddi düşüşler olduğunu görmüş oluyoruz." dedi.
Ankara'daki verilere ilişkin bilgileri paylaşan Koca, şunları kaydetti:
"Ankara'ya baktığımızda yatak doluluk oranı yüzde 52,9, yoğun bakım yatak doluluk oranı yüzde 64,8, ventilatör doluluk oranı ise yüzde 28,1, son ay günlük ortalama pnömonili yani zatürre vaka oranı ise yüzde 6,02, son hafta zatürre oranı yüzde 3,02, son 3 güne geldiğimizde ise bu zatürre oranının yüzde 2,39'a indiğini görmüş oluyoruz. Bu özellikle zatürre oranı bizim için son derece önemli. Erken filyasyon yapılıp, hastanın erken tespit edilip ve erken tedavinin başlaması ile zatürrenin azaldığını ve bu azalan pnömoniyi tedavi etmede de başarılı olduğumuzu gösteren bir tablo.
Son ayda yüzde 6,02'den 2,39 ve hatta son haftaya baktığımızda 3,02'den 2,39'a. Ankara'da bu filyasyonun yoğun yapıldığını, hastaya ulaşılır olduğunu, zatürre oranının düştüğünü ve dolayısıyla hastane yükünün bundan sonra daha da azalacağını göstermesi açısından son derece önemli olduğunu söylemek istiyorum."
Koca, Ankara'da son hafta günlük ortalama vaka sayısının, son ay günlük ortalama vaka sayısına göre artış oranının yüzde 38,84 olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Son hafta günlük ortalama yoğun bakım sayısının son ay günlük ortalama yoğun bakım sayısına göre oranı ise yüzde 34,51, son hafta ise hem vaka hem yoğun bakım yani hastane yükü açısından stabil kaldığını, yani Ankara'nın son hafta bir stabil döneme girdiğini ve kontrol altına alındığını söylemek istiyorum. Esas 1 hafta 10 gün sonra düşüşü eğer bu tedbirleri aynı şekilde devam ettirerek vatandaşımız bu noktada ayrıca destek verme aynı şekilde izole edilen kişilerin izolasyonu devam eder ve erken dönemde tedavi başlanırsa ve başlama noktasındaki bu gayretimizin de sonuç vereceğini düşünüyoruz. Gelecek haftadan sonra 1 hafta 10 gün içinde bu stabilleşen Ankara'nın durumunun aşağı doğru düşeceğini rahatlıkla söyleyebilirim."
İstanbul'da yatak doluluk oranının yüzde 55,3 olduğunu, yoğun bakım yatak doluluk oranı 60,2, ventilatör doluluk oranı yüzde 36,9, son ay günlük ortalama zatürre oranının yüzde 6,53, son hafta zatürre oranının yüzde 4,72 olduğunu belirten Koca, son üç gün zatürre oranının yüzde 67 olduğunu, filyasyon ve tedaviye erken başlanarak sonuç alındığını ve hastane yükünün giderek azaldığını son hafta bu artış trendinin azaldığını ancak önümüzdeki haftaların son derece önemli olduğunu söyledi.
Koca, İzmir'deki verilere ilişkin, "Yatak doluluk oranı 54,1, yoğun bakım yatak doluluk oranı yüzde 72,2, ventilatör doluluk oranı yüzde 47,8 son ay günlük ortalama zatürre oranı 8,38, son hafta bu oran yüzde 5,46'ya kadar düştü ciddi bir düşüş son 3 gün ise yüzde 4,4 inmiş durumda. İzmir'de de sadece son ayda yarı yarıya zatürre oranının düştüğünü orada da filyasyonun ve tedavinin erken başlandığını ve sonuç aldın alındığını bir hastane yükünün giderek azaldığını söylemek istiyorum." diye konuştu.
Yoğun bakım yatak doluluk oranlarına ilişkin ise Koca, şu bilgileri paylaştı:
"Yoğun bakım yataklarımızın doluluk oranlarında az da olsa bir düşme, kısmi bir düşme belirgin değil buna karşın ventilatör doluluk oranlarımızda ise haftaya göre hafif bir yükselme eğilimini görüyoruz. Standart yatak doluluk oranlarını gösteren kırmızı çizgi hafta sonları gördüğünüz gibi düşüş olmakta, iki tarihte ise dramatik düşüşü görüyoruz. Bu iki tarih biri Ramazan biri Kurban Bayramları, burada da kontrol edilemez bir durumun olmadığını ama yer yer il özelinde bazı sıkıntıların yaşanabileceğini söylemek istiyorum."
Koca, il bazındaki yoğun bakım yatak doluluk oranlarına ilişkin, "En dolu illerimiz yatak doluluk oranı, yoğun bakım Bartın yüzde 77,32, Batman yüzde 76,4, Sakarya yüzde 76,33, Ordu yüzde 75,98, Samsun yüzde 75,74, Giresun 75,34, Hatay yüzde 74,92 olduğunu görüyoruz yüksek 70'in üzerinde olan illeri söyledim. 3 büyük ilimize de baktığımızda İzmir yüzde 72,5, Ankara yüzde 63,23, İstanbul ise yüzde 59,61 olarak görülüyor." bilgisini verdi.
Ventilatör doluluk oranlarına ilişkin Koca, şunları kaydetti:
"Yüzde 60'ın üzerinde herhangi bir ilimizin Bartın dışında olmadığını görüyoruz. Bartın'da yüzde 65,08 diğer illerimiz 60'ın altında yüzde 50'nin üzerinde olan illerimiz ise Bilecik yüzde 56,45, Amasya yüzde 56,11, Afyonkarahisar yüzde 55,73, Sakarya yüzde 53, 86, İzmir yüzde 51,4. Tablodan da görüldüğü gibi ventilatör doluluğu ile ilgili genel anlamda bir sorun olmadığı rahatlıkla söylenebilir ama yoğun bakım yatak dolduğunda il bazında yer yer sorunlar yaşanabilir onunla da ilgili zaten tedbirlerimizi alıyoruz."
Bakan Koca, Bilim Kurulu'nun vaka sayılarının artmasına bağlı olarak sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili bir önerisinin olup olmadığı ve bu hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasının yaşanıp yaşanmayacağının sorulması üzerine, dünyada sokağa çıkma yasağına benzer kısıtlamalardan uzak kalındığını, bu uygulamaların tercih edilmediğini söyledi.
Koca, şöyle devam etti:
"Türkiye için de şu an sokağa çıkma gibi bir yasağın söz konusu olmadığını ve Bilim Kurulu'nun da şu an öyle bir önerisinin olmadığını söyleyebilirim. İnsandan insana geçen bu virüsün yakın temasla geçtiğini bildiğimiz için maske ve mesafeyi çok söylüyoruz ve hep de tekrara düşüyoruz ama bu bulaşın önlenmesinin en kestirme yolu, mesafe ve mesafeyi koruyamadığımız noktada maske."
Mesafe ve maskenin çok pratik ve basit iki uygulama olduğunu, bunlarla da sonuç alındığının bilindiğini aktaran Fahrettin Koca, bu nedenle İl Hıfzıssıhha Kurullarının daha çok haraketliliği azaltan, yoğunlaşmanın olduğu durumlar için esnek mesai uygulamaları ve ulaşımla ilgili düzenlemeler gibi birtakım kararlar aldığını söyledi.
Koca, "Bu esnek mesai saat uygulamalarıyla ilgili sadece kamu değil, Bilim Kurulu özel sektörün de benzer şekilde bu uygulamanın içinde olmasını zaten öneriyor. Burada özellikle İl Hıfzıssıhha Kurullarının sadece kamu değil, özel için de benzer şekilde kararların ilin durumuna, salgının seyrine göre alabileceğini söylemek istiyorum." diye konuştu.
Son dönemde vakalardaki yaş ortalamasının düşüşü ve ağır hasta ile ölüm oranlarındaki artışın sebebinin sorulması üzerine Bakan Koca, şunları kaydetti:
"Özellikle son dönem hareketliliğin artmasıyla birlikte gençlerde bu salgının taşıyıcılığının daha yoğun olduğunu görmeye başladık, yani hareketlilikle bu daha çok arttı ama gençlerde giderek hayatını kaybedenlerin sayısının aynı oranda olmadığını, düşük olduğunu, hiç olmadığını söylemiyorum, son dönem genç yaşta kaybettiğimiz vatandaşlarımız oldu ama genç yaşta kaybettiklerimizin genelde ağırlıkla altta yatan bir kronik rahatsızlığı ya da immün yetmezliği söz konusuydu. En son hayatını kaybeden öğrencimizin de yakınlarına buradan başsağlığı ve Allah'tan rahmet diliyorum, primer immün yetmezliği olan bir öğrencimizdi. 42 gün gibi bir zaman diliminde epey bu anlamda arkadaşlar yoğun bir çaba içinde oldular, maalesef hayatını kaybetmiş oldu ama gençlerin bulaştırıcılığının yüksek olduğunu ve özellikle de kronik rahatsızlığı olan ve yaşlı büyüklerimize bulaştırma noktasında çok ciddi bir sorun oluşturduğunu, o nedenle herkesin virüs taşıyormuş gibi maske ve mesafe kuralına uyması gerektiğini düşünüyoruz."
Koca, gençlerin kendilerini ve yaşlılar ile kronik rahatsızlıkları olan kişileri korumaları ve onlara hastalığı bulaştırma noktasında son derece hassas davranmaları gerektiğini hatırlattı.
Fahrettin Koca, okulların gelecek hafta açılacağının hatırlatılması ve bununla ilgili yeni tedbirlerin alınıp alınmadığının sorulması üzerine, hazırlık ve 1'inci sınıflarla ilgili okulların ayın 21'inde açılması şeklinde bir karar alındığını hatırlattı.
Millli Eğitim Bakanlığı ile Bilim Kurulunun ilgili komisyonunun okulların nasıl açılması gerektiğiyle ilgili bir çalışma yaptığını aktaran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu dönemde 2+5 gün şeklinde, yani ortalama 5.6 günde kendisini gösterdiği için belirti verebilir düşüncesiyle hazırlık ve 1'inci sınıflarla ilgili 2+5 gün şeklinde bir uygulamaya geçilecek. Salgının çok yoğun olduğu illerde ise gerektiğinde İl Hıfzıssıhha Kurulları biliyorsunuz başlatmama noktasında karar alabilir. Şu an öyle bir durum yok. Bütün Türkiye'de hazırlık ve 1'inci sınıflar. 3 hafta sonrası için de salgının seyri, bölgesel durumu tekrar değerlendirilip ona göre kademeli geçiş olup olmayacağı veya nasıl olacağı tekrar değerlendirilmiş olacak."
Grip ve zatürre aşıları için Aile Sağlığı Merkezlerinin arandığı, bunun için yaklaşık 2 hafta sonrasına gün verildiği gibi bazı duyumların alındığının ve bunun doğru olup olmadığının sorulması üzerine Bakan Koca, şu an pnömokok aşısının yaygın olarak piyasaya verildiğini, pnömokok aşısının kimlere yapılması gerektiğiyle ilgili de bir sorun olmadığını söyledi.
Koca, bu aşının kronik hastalığı olan ve 65 yaş üzeri kişilere yapılması gerektiğini, bunun da zaten ücretsiz yapıldığını aktararak, herhangi bir sorunun söz konusu olmadığını ifade etti.
Pnömokok aşısının her yıl değil 5 yılda bir yapılan bir aşı olduğuna dikkati çeken Fahrettin Koca, şunları kaydetti:
"Bu süreçte yaptırmış olanlar zaten bir daha yaptırmamış oluyor. Grip aşısı daha Türkiye'ye gelmiş değil, dünyada da daha uygulaması başlamadı. Grip aşısının geçen de bahsetmiştim, dünyada arzının artışı yüzde 20'yi geçmedi ama grip aşısının uygulamasıyla ilgili sanki koronaya karşı koruyan bir korona aşısıymış gibi bir algı oluşuyor, 'Herkes mutlaka bu aşıyı yaptırmalı' gibi bir yaklaşım söz konusu. Bu doğru değil yani dünyada herkese grip aşısı yaptırabilecek bir kapasite de yok, bu doğru da değil. O nedenle biz, geçen yıla göre daha fazla aşıyı tedarik etme noktasında, yüzde 20 artış değil, katlarla ifade edilen oranda temin etme durumundayız. Bu aşıyı daha da fazla temin etmek için gayret içindeyiz.
Yani grip aşısını zorunlu yapmamız gereken kişilere özellikle yapılmasını istiyoruz. Bilim Kurulu da bunla ilgili zorunluluk kimlere ve ücret almadan, ücretsiz yapılmalı konusunu gündemine almış durumda. Onunla ilgili kimlere yapılması gerektiği tespit edildiğinde de yeterince elimizde olan aşımızla yapmış olacağız. Bu anlamda sorun yaşanmayacağını ama bu yıl için yaygın grip aşısı kullanımıyla ilgili yanlış bir algı var. Bunun doğru olmadığını, zorunlu aşı yapılması gerekenler için de zaten sorun olmadığını söylemek istiyorum."
Uyarılara rağmen vatandaşlarda tedbirsizliklerin görüldüğünün, çağrıların eskisi kadar etkili olmadığının iddia edildiği ve buna yönelik yeni bir stratejilerinin olup olmayacağının sorulması üzerine Koca, hassasiyet gösteren çok vatandaşın olduğunu, ancak yer yer hassasiyet gösterilmediğinin de görüldüğünü söyledi.
Bakan Koca, salgının bittiği, yaz dönemi olduğu için etkisinin az olacağı ve giderek virüsün mutasyona uğrayarak etkisinin azalacağı, "Nasıl olsa hafif geçiriyoruz, çok ciddi bir etkisi olmuyor" yönünde bir yanlış algı olduğuna değinerek, "Virüs daha mutasyona uğramadı. Laboratuvar ortamında oldu ama daha ciddi anlamda insan bünyesinde etkisini, virülansını azaltacak bir mutasyon söz konusu değil. Virüsün etkisi devam ediyor. Yaz da kış da devam ediyor." şeklinde konuştu.
Koca, "Bugün, biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baştakinden daha zor bir dönemdeyiz." ifadesini kullandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde koronavirüs tanısı konulan kişi sayısının 29 milyon 500 bini geçtiğini, hayatını kaybeden insan sayısının ise 1 milyona yaklaştığını hatırlatan Koca, "Salgında İngiltere 41 bin 637, İtalya 35 bin 624, Fransa 30 bin 950, İspanya 29 bin 848, Belçika 9 bin 927, Almanya 9 bin 437 kayıp verdi. Vefat sayımız, Türkiye'nin kıyaslanabileceği Almanya gibi ülkeler dikkate alındığında, tedavide bir başarı gösterdiğimizi ortaya koymaktadır" dedi.
HES UYGULAMASI HER TELEFONDA OLMALI
Artan tehdide karşı Sağlık Bakanlığının başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlarla iş birliği içinde kolaylaştırıcı bazı hizmetler sunduğunu ifade eden Koca, bunlardan birisinin de halen yeterince kullanılmayan HES mobil uygulaması olduğunu söyledi.
Ücretsiz olan bu hizmetten yararlanılmasını isteyen Koca, "HES mobil uygulamasının indirilmediği cep telefonu kalmamalıdır." diye konuştu. Ücretsiz uygulamanın tüm taşıyıcıları, temaslıları, hastaları içerecek şekilde bölgesel risk haritaları çıkardığını, gidilecek mekanlar için güncel verilerle risk değerlendirmesi yaptığını belirten Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:
"HES mobil uygulaması sizin risk yönetim rehberinizdir. Kullanımı ise basit bir telefon işlemi gibi kolaydır. HES, salgın yönetiminde bizim için de büyük bir işleve sahip. Karantina koşullarına uyulup uyulmadığını, bu uygulamayla denetliyoruz. Bugüne kadar, izolasyonda olması gerektiği halde dışarı çıkmaya teşebbüs eden yaklaşık 140 bin kişi bu sistemle engellenmiştir. Sorumsuzluk göstererek toplumda risk oluşturan kişilere karşı bir diğer önlem akıllı bileklik benzer uygulamaları olacaktır. Taşıyıcı ve temasların, bu dönemde özellikle toplum sağlığı açısından izolasyonu zorunlu kılınmıştır."
KAPALI, KALABALIK ORTAMLARA GİRİLMEMELİ
Maskesiz adım atılmamasını, sosyal mesafe kurallarına uyulmasını, mecbur kalınmadıkça dışarıda kapalı ve kalabalık ortamlara girilmemesini isteyen Koca, geride kalan zamana bakıldığında başarılı günler ve başarısızlıkların bulunduğunu söyledi.
GRİP HASTALIĞIN YAYILMASINI KOLAYLAŞTIRABİLİR
Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kısıt günleri bize kalkan oldu. Normalleşme sürecinde bir bocalama yaşadık ve bunu aştık. Fakat görünen o ki bayramlar, düğünler, bayram havasında yaşanan olaylar, taziyeler salgın sınavında başarısızlığa yol açan olaylar, zamanlar oldu. Şimdi salgının bu gibi fırsatları yakaladığı günler geride kalıyor. Fakat sonbahara girerken tüm dünyayı tehdit edecek bir riske yaklaşıyoruz. Grip vakaları salgın açısından çok sakıncalıdır. Zamanımız daha çok kapalı mekanlarda geçeceği için grip, hastalığın yayılmasını hapşırma ve öksürmelerle kolaylaştıracak." Koronavirüs ve gribin aynı şekilde bulaştığını anımsatan Koca, bir insanın gribe ne kadar kolay yakalanabileceğini herkesin bildiğini söyledi.
YOĞUN BAKIM DOLULUK ORANLARI
Hastanelerdeki doluluk oranlarına ilişkin Koca, şu bilgileri paylaştı:
"Bütün Türkiye için söylüyorum burada yatak doluluk oranı yüzde 51,6 yoğun bakım yatak doluluk oranımız bütün Türkiye ortalaması olarak yer yer bazı illerde bu oranlar farklı olabilir onları da birazdan söylüyor olacağım yüzde 66,3. Ventilatör yani solunum cihazı doluluk oranımız ise yüzde 33,6.
EN ÇOK VAKA OLAN İLLER KIYASLAMASI
İllerimizdeki durum ise kısaca şöyle, en çok vaka olan iller kıyaslamasında son hafta günlük ortalama vaka sayısının son ay günlük ortalama vaka sayısına göre değerlendirildiğinde en yüksek artış Kayseri yüzde 39,7. Bu ilimizi yüzde 38,84 ile Ankara, yüzde 36,99 ile Mersin takip ediyor. Son 3 günün son hafta ile karşılaştırılması dikkate alındığında ise artış yaşanan ilimizin olmaması da son derece umut vericidir."
HASTA SAYISINDA AZALIŞ OLAN İLLER
Koca, hasta sayısında azalış gösteren illere ilişkin, "Artvin'de yüzde 27,71 Bartın'da yüzde 26,37, Ardahan'da yüzde 9,28 ile ciddi düşüşler olduğunu görmüş oluyoruz." dedi.
ANKARA'DA SON DURUM
Ankara'daki verilere ilişkin bilgileri paylaşan Koca, şunları kaydetti:
"Ankara'ya baktığımızda yatak doluluk oranı yüzde 52,9, yoğun bakım yatak doluluk oranı yüzde 64,8, ventilatör doluluk oranı ise yüzde 28,1, son ay günlük ortalama pnömonili yani zatürre vaka oranı ise yüzde 6,02, son hafta zatürre oranı yüzde 3,02, son 3 güne geldiğimizde ise bu zatürre oranının yüzde 2,39'a indiğini görmüş oluyoruz. Bu özellikle zatürre oranı bizim için son derece önemli. Erken filyasyon yapılıp, hastanın erken tespit edilip ve erken tedavinin başlaması ile zatürrenin azaldığını ve bu azalan pnömoniyi tedavi etmede de başarılı olduğumuzu gösteren bir tablo.
Son ayda yüzde 6,02'den 2,39 ve hatta son haftaya baktığımızda 3,02'den 2,39'a. Ankara'da bu filyasyonun yoğun yapıldığını, hastaya ulaşılır olduğunu, zatürre oranının düştüğünü ve dolayısıyla hastane yükünün bundan sonra daha da azalacağını göstermesi açısından son derece önemli olduğunu söylemek istiyorum."
Koca, Ankara'da son hafta günlük ortalama vaka sayısının, son ay günlük ortalama vaka sayısına göre artış oranının yüzde 38,84 olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
ANKARA SON HAFTA STABİL DÖNEME GİRDİ
"Son hafta günlük ortalama yoğun bakım sayısının son ay günlük ortalama yoğun bakım sayısına göre oranı ise yüzde 34,51, son hafta ise hem vaka hem yoğun bakım yani hastane yükü açısından stabil kaldığını, yani Ankara'nın son hafta bir stabil döneme girdiğini ve kontrol altına alındığını söylemek istiyorum. Esas 1 hafta 10 gün sonra düşüşü eğer bu tedbirleri aynı şekilde devam ettirerek vatandaşımız bu noktada ayrıca destek verme aynı şekilde izole edilen kişilerin izolasyonu devam eder ve erken dönemde tedavi başlanırsa ve başlama noktasındaki bu gayretimizin de sonuç vereceğini düşünüyoruz. Gelecek haftadan sonra 1 hafta 10 gün içinde bu stabilleşen Ankara'nın durumunun aşağı doğru düşeceğini rahatlıkla söyleyebilirim."
İSTANBUL'DA SON DURUM
İstanbul'da yatak doluluk oranının yüzde 55,3 olduğunu, yoğun bakım yatak doluluk oranı 60,2, ventilatör doluluk oranı yüzde 36,9, son ay günlük ortalama zatürre oranının yüzde 6,53, son hafta zatürre oranının yüzde 4,72 olduğunu belirten Koca, son üç gün zatürre oranının yüzde 67 olduğunu, filyasyon ve tedaviye erken başlanarak sonuç alındığını ve hastane yükünün giderek azaldığını son hafta bu artış trendinin azaldığını ancak önümüzdeki haftaların son derece önemli olduğunu söyledi.
İZMİR'DEKİ SON DURUM
Koca, İzmir'deki verilere ilişkin, "Yatak doluluk oranı 54,1, yoğun bakım yatak doluluk oranı yüzde 72,2, ventilatör doluluk oranı yüzde 47,8 son ay günlük ortalama zatürre oranı 8,38, son hafta bu oran yüzde 5,46'ya kadar düştü ciddi bir düşüş son 3 gün ise yüzde 4,4 inmiş durumda. İzmir'de de sadece son ayda yarı yarıya zatürre oranının düştüğünü orada da filyasyonun ve tedavinin erken başlandığını ve sonuç aldın alındığını bir hastane yükünün giderek azaldığını söylemek istiyorum." diye konuştu.
Yoğun bakım yatak doluluk oranlarına ilişkin ise Koca, şu bilgileri paylaştı:
"Yoğun bakım yataklarımızın doluluk oranlarında az da olsa bir düşme, kısmi bir düşme belirgin değil buna karşın ventilatör doluluk oranlarımızda ise haftaya göre hafif bir yükselme eğilimini görüyoruz. Standart yatak doluluk oranlarını gösteren kırmızı çizgi hafta sonları gördüğünüz gibi düşüş olmakta, iki tarihte ise dramatik düşüşü görüyoruz. Bu iki tarih biri Ramazan biri Kurban Bayramları, burada da kontrol edilemez bir durumun olmadığını ama yer yer il özelinde bazı sıkıntıların yaşanabileceğini söylemek istiyorum."
İLLERE GÖRE YOĞUN BAKIM DOLULUK ORANLARI
Koca, il bazındaki yoğun bakım yatak doluluk oranlarına ilişkin, "En dolu illerimiz yatak doluluk oranı, yoğun bakım Bartın yüzde 77,32, Batman yüzde 76,4, Sakarya yüzde 76,33, Ordu yüzde 75,98, Samsun yüzde 75,74, Giresun 75,34, Hatay yüzde 74,92 olduğunu görüyoruz yüksek 70'in üzerinde olan illeri söyledim. 3 büyük ilimize de baktığımızda İzmir yüzde 72,5, Ankara yüzde 63,23, İstanbul ise yüzde 59,61 olarak görülüyor." bilgisini verdi.
Ventilatör doluluk oranlarına ilişkin Koca, şunları kaydetti:
"Yüzde 60'ın üzerinde herhangi bir ilimizin Bartın dışında olmadığını görüyoruz. Bartın'da yüzde 65,08 diğer illerimiz 60'ın altında yüzde 50'nin üzerinde olan illerimiz ise Bilecik yüzde 56,45, Amasya yüzde 56,11, Afyonkarahisar yüzde 55,73, Sakarya yüzde 53, 86, İzmir yüzde 51,4. Tablodan da görüldüğü gibi ventilatör doluluğu ile ilgili genel anlamda bir sorun olmadığı rahatlıkla söylenebilir ama yoğun bakım yatak dolduğunda il bazında yer yer sorunlar yaşanabilir onunla da ilgili zaten tedbirlerimizi alıyoruz."
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI OLACAK MI?
Bakan Koca, Bilim Kurulu'nun vaka sayılarının artmasına bağlı olarak sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili bir önerisinin olup olmadığı ve bu hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasının yaşanıp yaşanmayacağının sorulması üzerine, dünyada sokağa çıkma yasağına benzer kısıtlamalardan uzak kalındığını, bu uygulamaların tercih edilmediğini söyledi.
Koca, şöyle devam etti:
"Türkiye için de şu an sokağa çıkma gibi bir yasağın söz konusu olmadığını ve Bilim Kurulu'nun da şu an öyle bir önerisinin olmadığını söyleyebilirim. İnsandan insana geçen bu virüsün yakın temasla geçtiğini bildiğimiz için maske ve mesafeyi çok söylüyoruz ve hep de tekrara düşüyoruz ama bu bulaşın önlenmesinin en kestirme yolu, mesafe ve mesafeyi koruyamadığımız noktada maske."
Mesafe ve maskenin çok pratik ve basit iki uygulama olduğunu, bunlarla da sonuç alındığının bilindiğini aktaran Fahrettin Koca, bu nedenle İl Hıfzıssıhha Kurullarının daha çok haraketliliği azaltan, yoğunlaşmanın olduğu durumlar için esnek mesai uygulamaları ve ulaşımla ilgili düzenlemeler gibi birtakım kararlar aldığını söyledi.
ESNEK MESAİ SAATİ UYGULAMASI
Koca, "Bu esnek mesai saat uygulamalarıyla ilgili sadece kamu değil, Bilim Kurulu özel sektörün de benzer şekilde bu uygulamanın içinde olmasını zaten öneriyor. Burada özellikle İl Hıfzıssıhha Kurullarının sadece kamu değil, özel için de benzer şekilde kararların ilin durumuna, salgının seyrine göre alabileceğini söylemek istiyorum." diye konuştu.
VAKALARDA YAŞ ORTALAMASI NEDEN DÜŞTÜ?
Son dönemde vakalardaki yaş ortalamasının düşüşü ve ağır hasta ile ölüm oranlarındaki artışın sebebinin sorulması üzerine Bakan Koca, şunları kaydetti:
"Özellikle son dönem hareketliliğin artmasıyla birlikte gençlerde bu salgının taşıyıcılığının daha yoğun olduğunu görmeye başladık, yani hareketlilikle bu daha çok arttı ama gençlerde giderek hayatını kaybedenlerin sayısının aynı oranda olmadığını, düşük olduğunu, hiç olmadığını söylemiyorum, son dönem genç yaşta kaybettiğimiz vatandaşlarımız oldu ama genç yaşta kaybettiklerimizin genelde ağırlıkla altta yatan bir kronik rahatsızlığı ya da immün yetmezliği söz konusuydu. En son hayatını kaybeden öğrencimizin de yakınlarına buradan başsağlığı ve Allah'tan rahmet diliyorum, primer immün yetmezliği olan bir öğrencimizdi. 42 gün gibi bir zaman diliminde epey bu anlamda arkadaşlar yoğun bir çaba içinde oldular, maalesef hayatını kaybetmiş oldu ama gençlerin bulaştırıcılığının yüksek olduğunu ve özellikle de kronik rahatsızlığı olan ve yaşlı büyüklerimize bulaştırma noktasında çok ciddi bir sorun oluşturduğunu, o nedenle herkesin virüs taşıyormuş gibi maske ve mesafe kuralına uyması gerektiğini düşünüyoruz."
Koca, gençlerin kendilerini ve yaşlılar ile kronik rahatsızlıkları olan kişileri korumaları ve onlara hastalığı bulaştırma noktasında son derece hassas davranmaları gerektiğini hatırlattı.
OKULLARIN AÇILMASI
Fahrettin Koca, okulların gelecek hafta açılacağının hatırlatılması ve bununla ilgili yeni tedbirlerin alınıp alınmadığının sorulması üzerine, hazırlık ve 1'inci sınıflarla ilgili okulların ayın 21'inde açılması şeklinde bir karar alındığını hatırlattı.
Millli Eğitim Bakanlığı ile Bilim Kurulunun ilgili komisyonunun okulların nasıl açılması gerektiğiyle ilgili bir çalışma yaptığını aktaran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu dönemde 2+5 gün şeklinde, yani ortalama 5.6 günde kendisini gösterdiği için belirti verebilir düşüncesiyle hazırlık ve 1'inci sınıflarla ilgili 2+5 gün şeklinde bir uygulamaya geçilecek. Salgının çok yoğun olduğu illerde ise gerektiğinde İl Hıfzıssıhha Kurulları biliyorsunuz başlatmama noktasında karar alabilir. Şu an öyle bir durum yok. Bütün Türkiye'de hazırlık ve 1'inci sınıflar. 3 hafta sonrası için de salgının seyri, bölgesel durumu tekrar değerlendirilip ona göre kademeli geçiş olup olmayacağı veya nasıl olacağı tekrar değerlendirilmiş olacak."
GRİP VE ZATÜRRE AŞILARI
Grip ve zatürre aşıları için Aile Sağlığı Merkezlerinin arandığı, bunun için yaklaşık 2 hafta sonrasına gün verildiği gibi bazı duyumların alındığının ve bunun doğru olup olmadığının sorulması üzerine Bakan Koca, şu an pnömokok aşısının yaygın olarak piyasaya verildiğini, pnömokok aşısının kimlere yapılması gerektiğiyle ilgili de bir sorun olmadığını söyledi.
Koca, bu aşının kronik hastalığı olan ve 65 yaş üzeri kişilere yapılması gerektiğini, bunun da zaten ücretsiz yapıldığını aktararak, herhangi bir sorunun söz konusu olmadığını ifade etti.
Pnömokok aşısının her yıl değil 5 yılda bir yapılan bir aşı olduğuna dikkati çeken Fahrettin Koca, şunları kaydetti:
"Bu süreçte yaptırmış olanlar zaten bir daha yaptırmamış oluyor. Grip aşısı daha Türkiye'ye gelmiş değil, dünyada da daha uygulaması başlamadı. Grip aşısının geçen de bahsetmiştim, dünyada arzının artışı yüzde 20'yi geçmedi ama grip aşısının uygulamasıyla ilgili sanki koronaya karşı koruyan bir korona aşısıymış gibi bir algı oluşuyor, 'Herkes mutlaka bu aşıyı yaptırmalı' gibi bir yaklaşım söz konusu. Bu doğru değil yani dünyada herkese grip aşısı yaptırabilecek bir kapasite de yok, bu doğru da değil. O nedenle biz, geçen yıla göre daha fazla aşıyı tedarik etme noktasında, yüzde 20 artış değil, katlarla ifade edilen oranda temin etme durumundayız. Bu aşıyı daha da fazla temin etmek için gayret içindeyiz.
Yani grip aşısını zorunlu yapmamız gereken kişilere özellikle yapılmasını istiyoruz. Bilim Kurulu da bunla ilgili zorunluluk kimlere ve ücret almadan, ücretsiz yapılmalı konusunu gündemine almış durumda. Onunla ilgili kimlere yapılması gerektiği tespit edildiğinde de yeterince elimizde olan aşımızla yapmış olacağız. Bu anlamda sorun yaşanmayacağını ama bu yıl için yaygın grip aşısı kullanımıyla ilgili yanlış bir algı var. Bunun doğru olmadığını, zorunlu aşı yapılması gerekenler için de zaten sorun olmadığını söylemek istiyorum."
VİRÜS DAHA MUTASYONA UĞRAMADI
Uyarılara rağmen vatandaşlarda tedbirsizliklerin görüldüğünün, çağrıların eskisi kadar etkili olmadığının iddia edildiği ve buna yönelik yeni bir stratejilerinin olup olmayacağının sorulması üzerine Koca, hassasiyet gösteren çok vatandaşın olduğunu, ancak yer yer hassasiyet gösterilmediğinin de görüldüğünü söyledi.
Bakan Koca, salgının bittiği, yaz dönemi olduğu için etkisinin az olacağı ve giderek virüsün mutasyona uğrayarak etkisinin azalacağı, "Nasıl olsa hafif geçiriyoruz, çok ciddi bir etkisi olmuyor" yönünde bir yanlış algı olduğuna değinerek, "Virüs daha mutasyona uğramadı. Laboratuvar ortamında oldu ama daha ciddi anlamda insan bünyesinde etkisini, virülansını azaltacak bir mutasyon söz konusu değil. Virüsün etkisi devam ediyor. Yaz da kış da devam ediyor." şeklinde konuştu.