DOLAR
34,55
0,18%
DOLAR
EURO
36,02
-0,61%
EURO
GRAM ALTIN
3006,83
1,50%
GRAM ALTIN
BIST 100
9549,89
1,94%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

"Farklı destek programlarıyla talep ve arz şokları hafifletilebilir"

27 Ekim 2022 | 15:11
"Farklı destek programlarıyla talep ve arz şokları hafifletilebilir"
COVİD-19 sürecinde insanların evlerine kapanması piyasada talebi azaltıyor. Bir kentteki düşüş o kente ara mal satan diğer bütün kentleri etkiliyor. Bu yeni etki sonucunda yaşanan illerdeki ikinci dalga daralmanın da o illere ara mal satan kentlerde üçüncü dalga yaratması bekleniyor. Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Yusuf Emre Akgündüz ile Türkiye’deki üretim zincirini ve bunu ekonomik şoklara yarattığı bölgesel ve sektörel yansıma etkilerini mercek altına aldı. Çalışmanın sonuçlarına göre, Türkiye’de kentler arasındaki ağ etkisi yaşanan ilk daralmayı uzun vadede üç katına çıkarabiliyor ve aynı etki sektörler arası ticaret için de geçerli. Prof. Dr. Ufuk Akçiğit ile yaptıkları araştırmanın ortaya çıkardığı sonuçları konuştuk.

Talat YEŞİLOĞLU
[email protected]

-Yaptığınız araştırmayı kendi bloğunuzda yayınladınız. Araştırmanızı Ekonomist okurları için özetleyebilir misiniz?

Türkiye’de şehirler, tedarik zincirinde birbirlerine örümcek ağı gibi bağlıdır. Yani bir şehir üretim yapmak için, diğer şehirlerden ara mal alır ve satar. Hatta veriye dikkatli bakarsanız, Türkiye’de birbirleriyle direkt ticaret ilişkisi olmayan küçük şehirler vardır ancak birbiriyle dolaylı ticaret ilişkisi olmayan hiçbir şehir bulunmamaktadır. Bu normal zamanlarda verimliliği arttıran bir durumdur. Yani İstanbul’daki bir terzinin ipek kumaşını Bursa Koza Han’dan alması kadar doğal bir şey yoktur. Ancak şu an yaşadığımız gibi beklenmedik ölçek ve nitelikteki ekonomik şoklar, sadece şoka maruz kalan şehri etkilemeyip tedarik zinciri üzerinden diğer şehirleri de etkiler. İşte bu amaçla, Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Yusuf Emre Akgündüz ile Türkiye’deki üretim zincirini ve bunu ekonomik şoklara yarattığı bölgesel ve sektörel yansıma etkilerini inceledik. Daha detaylandırmak gerekirse, COVİD-19 başlayıp sokaktaki vatandaş artık evine kapanınca pazardaki mallara talebini azaltıyor. Herhangi bir şehirdeki bu düşüş, ikinci etkisini o şehre ara mal satan diğer bütün şehirleri etkileyerek gösterecektir. Bu yeni etki sonucunda yaşanan illerdeki ikinci dalga daralma da, o illere ara mal satan şehirlerde üçüncü dalga bir etki yaratacak, ve bu etkileşim dalga dalga uzayıp gidecektir. Çalışmamızdaki hesaplarımıza göre, Türkiye’de bu ağ etkisi yaşanan ilk daralmayı uzun vadede 3 katına çıkarabiliyor. Aynı etki sektörler arası ticaret için de geçerli. İşte tam da bu sebeple, ekonomik destek programlarını dizayn ederken sektörlerin ve şehirlerin üretim ağlarındaki önemine de dikkat etmek, düzenlenen politikaların etkilerini daha da artırır.

Her nokta bir şehri göstermektedir. Çizgilerin kalınlığı, iki şehir arasındaki ticaret hacmini yansıtmaktadır. Kaynak: Akçiğit ve Akgündüz (2020).

-Covid-19 nedeniyle ekonomide şu ana kadar ne büyüklükte bir ekonomik daralma gözlemlediniz? Hangi sektörlerde daralma daha yoğun?

Ekonomilerde COVİD-19 başlamasından şu ana kadar oluşan daralmayı tam olarak hesaplayabilmek güç ancak tüketici taleplerini anlamak için kredi kartı harcamalarına bakmak bize bu konuda fikir verebilir. Amerika ve Fransa’da Şubat ayına göre tüketici harcamaları yüzde 50’nin üzerinde azalma göstermiş. Türkiye’de bu rakam yüzde 33 civarında. Sektörel olarak baktığımızda hizmet sektörü ve tekstil, en büyük talep daralmasını yaşayan sektörler olarak göze çarpıyorlar. 12 Mart-9 Nisan arasında “Havayollarına olan harcama yüzde 84, konaklamaya yüzde 77, yemekte yüzde 73 azalırken, giyim harcamaları yüzde 67 azalmış.

-Nevşehir, Muğla gibi turizm ağırlıklı illerde daralma yüksek görünüyor. Bunun nedeni sadece turizm sektörünün adeta durması mıdır?

Evet. Türkiye’deki düşüşün bölgesel kırılımlarına baktığımızda da hizmet sektörünün yoğun olduğu bölgelerde talep daralmasının daha yoğun olduğunu görüyoruz.

-Bazı sektörlerde ciddi bir talep daralması olduğunu belirttiniz. Bunun kendileri diğer sektörlere ne gibi yansıması olabilir?

Ne yazık ki bu talep daralmaları, yaşanan sektör ile kısıtlı kalmayacaktır. Bunun nedeni ise sektörlerin ticaret ağları ile birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olmalarıdır. Bunun önemini göstermek için, her bir sektörün toplam satışına, aynı sektörün diğer sektörlerden toplam mal alışını oranlayalım. Giyim sektörü yüzde 88 ile sektör dışından oran olarak en çok mal alan, tütün de yüzde 7 ile en az mal alan sektörler olarak ön plana çıkıyorlar. Giyim sektörünün diğer sektörlerden bu kadar yüksek mal alma oranı, yaşayacağı herhangi bir talep şokunu müşterisi olduğu diğer sektörlere de bulaştıracağı anlamına geliyor. Örneğin sokaktaki vatandaş kıyafet talebini azalttığında, kıyafet üreticisi de üretimini yavaşlatacak ve tekstil sektöründen daha az kumaş talep edecektir. Bu gibi sektörler arası ticaret ağlarını hesaba kattığımızda, giyim sektörünün şu anda yaşadığı şokun 3 ay süreceği varsayımı altında, diğer sektörlerde yaratacağı artçıl şokları hesapladık. Sonuçlarımıza göre, giyime olan talep azalması tekstil sektöründe genel olarak yıllık yüzde -13 oranında bir daralma yaratabilmektedir. Benzer şekilde, giyime olan talep, deri imalatını da yüzde -2.8 oranında daraltacaktır.

-Yaptığınız araştırmada İstanbul'daki daralmadan en çok etkilenecek kentler arasında Bursa'yı gösteriyorsunuz. Neden Bursa, coğrafi yakınlık mı, ekonomik ilişkilerinin yüksek olması mıdır?

Bunun sebebi tamamıyla yukarıda bahsettiğimiz üretim zincirinde Bursa ve İstanbul arasında yoğun bir ticaret ilişkisi olması. 2017 yılında İstanbul Bursa’ya 52 milyar TL’lik mal satarken, 44 milyarlık da mal almış. İstanbul da Türkiye ortalamasında bir talep daralması yaşıyor. Bu da İstanbul firmalarının artık daha az girdi alacağı anlamına geliyor. İstanbul’da girdilerin yaklaşık yüzde 2’si Bursa’dan alınmakta ve bu da Bursa’daki firmalar için yaklaşık 1,1 milyar TL daha az talep demektir. Ancak hikaye ne yazık ki burada bitmiyor! İstanbul’daki azalış diğer illere olan talebi de düşürecek, bu durumda bu illerdeki firmalar da, Bursa da dahil olmak üzere, diğer illerden daha az girdi talep edeceklerdir. Bursa’nın bu ikinci sıra şoku 1 milyar TL olacaktır. Hikaye burada da bitmiyor! Bu ikinci sıra talep şoku, diğer illerde (İstanbul da dahil) bir tur daha girdi alımında düşüşü tetikleyecektir. Bursa’nın üçüncü sıra şoku 780 milyon TL olacaktır. Ve bu domino etkisi uzayıp gidecektir. Eğer tüm yayılım hesaplanırsa, İstanbul’daki daralmanın Bursa’daki firmalara yansıması 2017 rakamlarıyla 4,7 milyar TL civarında bir daralma şeklinde olacaktır. Ancak uygulanacak doğru politikalar, bu daralmanın önüne geçebilir.

-Birbirleriyle ticari ilişkileri en sıkı illere ait büyük bir haritanız var. İstanbul'u merkez olarak kabul edersek, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli gibi büyük illerle ticari ilişkilerinin yüksek olması normal olarak kabul ediliyor. Araştırmanıza göre, Anadolu'da hangi iller arasında ticari bağlar yüksek? Örneğin, Konya, Denizli, Adana, Antalya, Kayseri gibi illerin en çok ticari ilişkide bulunduğu iller hangileridir?

Ticaret ilişkisi en yüksek iller arasında yüzde 12’lik ticaret oranı (birbirleriyle ticaret/toplam satışları) ile Hatay-Zonguldak ikilisi başı çekiyorlar. Giresun-Ordu, Adana-Mersin, Hatay-Osmaniye, Ordu-Samsun da aralarında ticaretin çok yoğun olduğu şehirler olarak göze çarpıyorlar. Verilere baktığımızda Denizli’nin en sıkı ticari partnerinin İzmir, Konya’nın Ankara, Antalya’nın Burdur, ve Kayseri’nin de Nevşehir olduğunu görüyoruz.

Var olan izolasyon sürecinin aylara göre, makro ekonomiye etkisi ne olacak? Örneğin 3 ay veya 6 ay devam ederse, ekonomideki büyüme performansı ne olacak? Modelinize göre küçülme ne olacak?
Önümüzdeki süreç hakkında en önemli bilinmezlerden birisi de yaşanılan sürecin daha ne kadar devam edeceği. Bunun için analizlerimizi farklı senaryolar için yaptık. Örneğin iyimser bir senaryoda, yaşadığımız daralma toplamda iki ay sürerse, analizimiz önümüzdeki süreçte yıllık yüzde 6 oranında bir daralma tahmin ediyor. Eğer daralma 3 veya 6 ay sürerse, göreceli yüzde 10 veya yüzde 20 daralma ile karşılaşmamız söz konusu olabilir. Burada merkezi sektörlere ve şehirlere yapılacak kritik ekonomik müdahaleler, bu etkilerin azaltılmasında önemli rol oynayacaktır.

-Sizce var olan tabloyu değiştirebilecek önlemler ne olabilir?

Bu yaptığımız analiz sonucunda ortaya çıkan mesaj, ekonomik müdahaleler düşünülürken hesaba katılması gereken iki önemli konu var. Birincisi, sektörlerin veya şehirlerin yaşadıkları şokun büyüklüğü, ikincisi de sektörlerin veya şehirlerin üretim ağındaki merkezi pozisyonları. Örneğin bir sektörün veya şehrin yaşadığı şok göreceli küçük dahi olsa, tedarik zincirindeki önemi sebebiyle büyüklüğüne oranla çok daha şiddetli bir daralmaya sebep olabilir. Destek programlarında üretim zincirindeki merkezi sektörler ve şehirler önceliklendirilebilirse uygulanan ekonomik politikalar çok daha verimli sonuçlar doğuracaktır. Üretim ağları analizlerinde hem talep hem arz şokları mevcut. Şu ana kadar yaptığımız analizler talep şoklarına odaklandı, arz şokları ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Aynı şekilde uygulanacak farklı destek programları talep ve arz şoklarını hafifletmeye yarayabilir. Şirketlere verilen kredi destekleri arzı tetiklerken, hane halklarına yapılan ihtiyaç kredisi ve direkt transfer yardımları talebe yardımcı olabilir. Kısa çalışma ödeneği gibi desteklerse hem arzı hem talebi tetikleyici nitelikte olabilir.

-Merkezi otorite dışında, yerel yönetimlerin iller arasındaki ticaretteki daralmayı düşürebilecek önlemleri olabilir mi?

Tabii ki. Şu anda yaşadığımız sorun, üretici ile tüketicinin klasik bir pazar ortamında bir araya gelememesidir. Bazı belediyelerin yaptığı gibi, kendi ilinde, COVİD19’dan etkilenen çiftçi, firma ve işletmelere belediye tarafından talep yaratılarak yapılan katkı, arada bir köprü oluşturacak, ekonomik aktiviteyi canlı tutarak, o firma ve işletmelerin diğer illerden alacakları ara malları da destekleyecektir.
Etiketler
Koronavirüs
0

  • ALTIN GRAM - TL 3006,83 1,5%
  • ALTIN ONS 2707,02 1,32%
  • BIST 100 9549,89 1,94%
  • DOLAR/JAPON YENI 154,848 0,222%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,39829 0,10596%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 104,35 3,4169%
  • DOLAR/TURK LIRASI 34,5484 0,1804%
  • EURO/DOLAR 1,0415 -0,6103%
  • EURO/TURK LIRASI 36,0181 -0,6126%
  • STERLIN/DOLAR 1,25274 -0,54541%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL