AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN / asakarya@ekonomist.com.tr
LEVENT GÖKMEN DEMİRCİLER / lgokmen@ekonomist.com.tr
ÖZLEM BAY YILMAZ / obay@ekonomist.com.tr
SİBEL ATİK / satik@ekonomist.com.tr
BURCU TUVAY / btuvay@ekonomist.com.tr
Türkiye’yi derinden sarsan 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, yaraların tam olarak sarılması hala mümkün olmadı. Depremden etkilenen 11 ilde şehirlerin yeniden imarı, ekonomik toparlanma ve sosyal hayatın normale dönmesi için çalışmalar sürüyor. Ancak barınma sorunu, istihdam kaybı ve altyapı eksiklikleri gibi temel sorunlar hala çözülmeyi bekliyor.
Ekonomist’in 2 - 15 Şubat 2025 tarihli sayısından
Depreme ilişkin harcamaları finanse etmek üzere 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nden 1 trilyon TL’nin üzerinde kaynak ayrıldı. Sağlanan finansal destekler, bölgenin yeniden inşası için önemli bir adım olsa da uzun vadeli bir perspektifle, bölgenin ekonomik yapısının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için politikaların oluşturulması gerekiyor.
Bölgedeki en büyük sorunlardan biri olan kentlerin yeniden yapılanması için çalışmalar sürüyor. Deprem bölgesindeki kentleri imarı için yürütülen çalışmalarda TOKİ öne çıkıyor. TOKİ’nin yıllık 70 bin civarında konut üretme kapasitesi olduğu biliniyor ve TOKİ ile birlikte Emlak Konut Genel Müdürlüğü eliyle yapılan afet konutları amaçlı projeler de bulunuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca yapılan son açıklamalarda, deprem bölgesinde 11 ili kapsayan 416 bin 960 adedi konut ve 36 bin 23 adedi ticari ünite olmak üzere toplam 452 bin 983 konut ve iş yerinin 2025 sonunda teslim edilmesi hedeflendiği kaydedildi. Bu konutlar için 2 bin 952 köy ve 174 ayrı şehir alanı olmak üzere bin 900 şantiyede 160 bin işçi çalışıyor. Yenilenen köylerde hafif çelik yapılar inşa ediliyor. 100 bin adet hedeflenen hafif çelik köy evinin yarıya yakını ihale edilirken, 30 bine yakını ise teslim edildi.
Öte yandan yerinde dönüşüm için de hibe ve kredi desteği sunulurken, bunun için Ekim 2024 itibarıyla 255 bin adet başvuru yapıldığı bakanlık tarafından açıklandı. Deprem bölgesinde hayatın normale dönmesi için sadece konutların tamamlanması yeterli olmazken, kentlerdeki ticari hayatın da normale dönmesi için iş yeri inşaatları ve altyapı yatırımları da iki yıldır, ağır aksak da olsa, devam ediyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA GEREKLİ
Felaketin en ağır etkilerini yaşayan illerden biri olan Hatay’ın yeniden ayağa kalkma mücadelesi sürüyor. Kentin ekonomik yapısını ciddi şekilde etkileyen deprem; imalat sanayi, nakliye, tarım, ticaret ve turizm gibi sektörlerde büyük kayıplara neden oldu. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler büyük zorluklarla karşılaştı. Deprem sonrasında yaşanan iş gücü kaybı, üretimde ciddi kayıplara, istihdamda azalmaya ve dolayısıyla gelirlerde düşüşe neden oldu. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Çinçin, “Depremde 87 bin 230 yapı ve 322 bin 639 bağımsız bölüm yıkıldı ya da ağır hasar aldı. Enkaz kaldırma süreci ise 11 ayda tamamlandı.
Yapılması gereken konut sayısı 136 bin 250, iş yeri sayısı 15 bin 816 ve ahır sayısı ise 755” diyor. Ocak 2025 itibarıyla, bugüne kadar teslim edilen konut sayısının 32 bin 160 olduğunu kaydeden Çinçin, “Hatay genelinde toplamda hak sahipleri için belirlenen konut sayısı ise 46 bin 140. Bugüne kadar yapılan prefabrik işyeri Antakya’da, bin 975 adet, Defne’de ise 625 adet” diye konuşuyor.
“MÜCBİR SEBEP SÜRESİ UZATILMALI”
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mücbir sebep uygulamasının önemli bir adım olduğunu ve bölgede yaşanan yıkımın büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bu uygulamanın daha da genişletilmesi gerektiğini vurgulayan Çinçin, şunları anlatıyor: “Bakanlık, 2022 yılı cirosu 2 milyon 500 bin TL’nin altında kalan mükellefleri 6 aylık süre ile mücbir sebep kapsamına aldı. Bu karar, küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz için önemli bir destek oldu. Ancak diğer tüm mükelleflerden geçmiş dönem borçlarının 24 ay taksitlendirilmesinde dahi rasyo-likidite oranı ve teminat talep edilmesi, tecil taleplerinin şarta bağlanması, bölgemizdeki ticari ve ekonomik faaliyetlerin toparlanmasını ciddi şekilde zorlaştırıyor. Bölgemizdeki tüm mükellefler için mücbir sebep süresinin uzatılması, geçmiş dönem borçlarının yeniden yapılandırılmasında esneklik sağlanması ve rasyo-likidite oranı gibi kısıtlamaların kaldırılması gerekiyor.”
Çinçin’in verdiği bilgilere göre, ilçe bazlı teşvik, Yayladığı Sınır Kapısı’nın uluslararası ticaret ve turizme açılması, depremzede işletmelere yönelik SGK ve BAĞ-KUR prim desteği, finansman kaynaklarına ulaşım, Hatay’da İhtisas Vergi Dairesi kurulması, KDV iade tasdik raporlarının işleme konulması ve iadelerin gerçekleştirilmesi, tersine göç ve iş gücü sorununa çözüm bulunması da bölge iş dünyasının diğer talepleri arasında öne çıkıyor.
ÇİĞDEM KIRAL / HATAY KADIN GİRİŞİMCİLER DERNEĞİ
“KADIN VE GENÇLERE YÖNELİK PROJELER ARTMALI”
Hatay’da özellikle altyapı çalışmaları, şehir ihyası ve bina yapım sürecinde ilerleme kaydedildiğini, esnafın toparlanmasına destek veren ‘Gastonomi’ ve ‘Kültür Sanat’ olmak üzere iki çarşı projesinin de umut verici olduğunu dile getiren Hatay Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Çiğdem Kıral da, ancak en ağır hasarı alan Antakya, Samandağ, Hassa, Kırıkhan ve Defne ilçelerinde hâlâ çözüm bekleyen çok sayıda ihtiyaç bulunduğunun altını çiziyor.
Kadın girişimcilere yönelik valilikçe başlatılan ‘Hayat Hatay’ uygulamasının, kadın kooperatiflerine destek sağlamada önemli bir rol oynadığını söyleyen Kıral, “Kadınların ve gençlerin desteklenmesine yönelik projelerin artırılması, esnaf ve iş dünyasının toparlanması için daha fazla teşvik sağlanması ve altyapı çalışmalarının hızlandırılması gerekiyor” diyor.
İSTİHDAM YARIYA DÜŞTÜ
Depremin ağır hasar verdiği bir diğer il olan Kahramanmaraş’ta üretim yapan sanayiciler de yeni teşviklerin gündeme gelmesini talep ediyor. Altı OSB’nin yer aldığı Kahramanmaraş’ta, kayıt dışı ile yaklaşık 300 binleri bulan istihdam oranı son rakamlara göre 150 bin civarına gerilemiş durumda. Öte yandan 2023’te yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracata imza atan kent, 2024’te ise 1 milyar 127 milyon dolara yükseldi.
EN BÜYÜK SORUN HALA BARINMA
Depremin vurduğu diğer kentlerde olduğu gibi, Kahramanmaraş’ta da en büyük sorun hala barınma. Depremin merkez üssü Pazarcık’ın yer aldığı Kahramanmaraş’ta şu ana kadar 24 bin konut depremzedelere teslim edildi. 2025 yılı içinse hedef 60 bini aşkın konutun daha depremzedelere teslim edilmesi yönünde. Barınma sorununun tam çözülememiş olması nedeniyle, bölgedeki iş göçü sorunu da devam ediyor. Sanayi tesislerinde çalışacak eleman bulmakta sıkıntı yaşanırken, hala çalışanların üçte ikisinin konteyner kentlerde yaşadığı aktarılıyor. Bölgenin önde gelen sanayicilerinden biri olan Kipaş Holding’in Başkan Vekili Ahmet Öksüz, “Geçen iki yılın ardından kent ekonomisi toparlanma sürecine girmiş olsa da hala tam olarak barınma ve sosyal ihtiyaçlar karşılanabilmiş değil. Çalışan nüfusun hala üçte ikisi konteyner kentlerde yaşamını sürdürüyor. İhracat ise tüm zorlu koşullara rağmen 1 milyar doları aştı” diye konuşuyor.
ŞAHİN BALCIOĞLU / BLC GROUP
“NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ SORUNU SÜRÜYOR”
Kahramanmaraş’ın önde gelen sanayicilerinden olan BLC Group Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu ise şehirde hala ciddi ihtiyaçların bulunduğunu aktarıyor. Toplu konut projeleri ile barınma sorununda ilerleme kaydedilmiş olsa da hala yeterli seviyede olmadığını ifade eden Balcıoğlu, sanayide istihdam oranlarının eski seviyelere yaklaşsa da nitelikli iş gücü ve yatırım eksikliğinin sürdürülebilir büyümeyi engellediğini kaydediyor. Balcıoğlu şunları dile getiriyor: “Üretim tesislerinin bir kısmı yeniden faaliyete geçmiş durumda, ancak hammadde ve lojistik maliyetlerindeki artışlar, ayrıca ana pazarımız olan Avrupa’daki düşük talep ve üretim oranlarının düştüğüne dair veriler ihracat performansımızı olumsuz etkiliyor. Ayrıca bildiğiniz üzere mücbir sebep de sona erdi. Orta ve büyük sanayi tesisleri artık eski dönemden gelen vergi ve SGK borçlarını da ödeyecek bu yıl. Zaten piyasanın genelinde etkili olan nakit akışı problemine bir de bu durum eklenecek.”
KONTEYNERDE YAŞAM DEVAM EDİYOR
6 Şubat depreminin en ağır tahribat yarattığı şehirlerden bir diğeri olan Adıyaman, deprem öncesinde tarımın yanında tekstil ve gıda olmak üzere mermer, mutfak araçları gibi alanlarda önemli üretim merkezlerinden biri konumundaydı. Ancak kentin en büyük üretim merkezlerinden Adıyaman OSB ve Gölbaşı OSB, depremden ağır şekilde yara aldı. Şehirde barınma da hala önemli bir sorun. TOKİ ve Emlak Konut ile birlikte, yerinde dönüşüm projeleri de devam ediyor. Ancak şehirden aldığımız bilgiler, şehrin ihtiyacının ancak dörtte birinin şu ana kadar karşılandığı yönünde. Konteyner kentlerde yaşamın en azından iki yıl daha devam edeceği tahminleri yapılıyor.
Adıyaman OSB Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Çelenk, deprem felaketi öncesinde 202 işletme ve 22 bin çalışanla faaliyet gösterdiklerini anlatıyor. Deprem sonrasında 14 tesisinin komple yıkıldığını, bunların çoğunun yeniden yapılmış olsa da çalışan sayısında hala ciddi sorunlar olduğunu kaydeden Çelenk, çalışan sayısının 14 bin civarına düştüğünü belirtiyor. Çelenk’in dikkat çektiği asıl konu ise finansman. Çelenk, “Biz tesislerimizi yeniden yaptık veya güçlendirdik. Ancak uygun maliyetli finansmana ulaşmakta zorlandık. Ekonomideki durum da bizlere çok yardımcı olmadı. Yatırım maliyetlerinin ilave yüküyle birlikte şimdi işletmeler nakit akışı sorunuyla karşı karşıya” diyor. Çelenk, deprem bölgesindeki işletmelere ilave destek verilmesini talep ettiklerini sözlerine ekliyor.
YUNUS AKDAŞ / MİAD
SANAYİ ÜRETİMİ ARTTI
6 Şubat depremlerinden en ağır hasarı alan illerden bir diğeri olan Malatya’nın genelinde ise 110 bin konut ve yüzlerce iş yeri yıkılmıştı. TOKİ, Emlak Konut ve YİGM tarafından 68 bin 706 konutun ihalesi yapıldı. 19 bin 751 konutun kurası çekilip hak sahiplerine dağıtıldı. Geçici barınma kapsamında 75 konteyner kent kuruldu. Tekstil sanayiinde öne çıkan kentte barınma sorunu ve deprem korkusu nedeniyle 70 bin kişinin başka illere göç etmesi istihdam sorununa neden oluyor. Fiyat tutturmakta ve çalışan bulmakta zorlanan sanayici üretimini Mısır’a taşıyor. Malatyalı İş adamları Derneği (MİAD) Başkanı Yunus Akdaş, deprem sonrası yüzde 50’lere düşen sanayi üretiminin günümüzde yüzde 80’lere ulaştığını söylüyor. Malatya’nın yaralarını sarması için devlet ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun çaba gösterdiğini belirten Akdaş, ticari hayatın normalleşmesi için büyük önem taşıyan kent merkezindeki çarşıların bu yıl içinde tamamlanıp hizmete açılmasının planlandığını söylüyor.
6 Şubat depremlerinde Osmaniye kent merkezi ve ilçelerinde de toplam 687 bina yıkılırken, 488 bina için acil yıkım kararı alınmış ve bu binaların yıkımı yapılmıştı. Ayrıca 10 bine yakın binanın da ağır hasarlı olduğu belirlenmişti. Zaman içinde bu binaların da ihaleleri yapıldı ve yıkımları tamamlandı. 25 Ocak’ta Osmaniye’yi ziyaret eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un 6 Şubat depremlerinin ardından Osmaniye’de yapılan çalışmalar hakkında verdiği bilgilere göre; Osmaniye’de bugüne kadar 7 bin 337 konut ve işyerinin teslimi yapıldı. Bu da Osmaniye’de hak sahibi vatandaşlar açısından bakıldığında konutların yaklaşık yüzde 70’e yakınının bitirilip teslim edildiği anlamına geliyor. Kalan 4 bin 800 konut ve işyerinin hızlı bir şekilde tamamlayıp hak sahibi vatandaşlara teslim edileceği açıklandı.
İSTİHDAM AÇIĞI TEDİRGİNLİĞİ
6 Şubat deprem felaketinden görece daha az etkilenen Kilis ise, depremden sonra lojistik ve iletişim üssü olarak kullanılmıştı. Kentte birkaç bina yıkılsa da ağır bir kayıp yaşanmamıştı. Kilis asıl darbeyi sanayi yatırımlarının durmasıyla aldı. Sanayinin bel kemiği olan Kilis OSB, kalifiye eleman sıkıntısına karşılık meslek okulu kurulmasına yönelik başvuru yapmıştı. Ancak Maliye Bakanlığı’nın aldığı tasarruf tedbirleri kapsamında bu proje askıya alındı. Kilis OSB’nin arıtma tesisi ve 3’üncü bölge alt yapı yatırımlarının tamamlandığını söyleyen Kilis OSB Başkanı Mehmet Algın, Suriye’de yaşanan yönetim değişikliğinden sonra bölgenin hızla göç vermeye başladığını belirtiyor. Şimdiye kadar OSB’den 400 Suriyeli çalışanın ülkelerine döndüğünü ifade eden Algın, “Firmalarımızla görüşmeler halindeyiz. Bu açığı kapatacak istihdamı bir an önce sağlamamız gerekiyor. Meslek okulunun kurulması, kalifiye eleman sıkıntımızı yüzde 30 oranında azaltacak” diye konuşuyor.
Güncel deprem haritası 2025 yılı sonunda hazır
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) yöneticiliğinde, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD), Maden Tetkik ve Arama (MTA), Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve 22 üniversite iş birliğiyle “Türkiye Deprem Tehlike Haritası”nı güncelleme çalışmaları kapsamında “Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırma Platformu” kuruldu. Platform, söz konusu üniversitelerin ilgili birimlerinden 100 bilim insanı ile araştırmacı ve bursiyerlerden oluşan 90 kişilik ekip tarafından yaklaşık 15 aydır 19 ayrı noktada 128 diri fayda Türkiye Paleosismoloji Arastirmalari Projesi (P/SISMOTÜRK) kapsamında çalışmalarını sürdürüyor. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “2025 yılının sonuna kadar Türkiye’nin tüm aktif, diri fay hatlarını kamuoyuyla paylaşacağız” diyor.
HİKMET ÇİNÇİN / ANTAKYA TİCARET VE SANAYİ ODASI (ATSO) BAŞKANI
“İş gücü piyasasında dengesizlik var”
“Antakya, Defne, Hassa, Samandağ ve Kırıkhan ilçeleri için özel bir destek paketi oluşturulmalı ve mücbir sebep uygulaması genişletilerek bölgenin yeniden ayağa kalkmasına katkı sunulmalı. Hatay’da iş gücü piyasasında ciddi bir dengesizlik yaratmış ve büyük bir göç dalgasına neden oldu. Bu durumun orta ve uzun vadede bölgenin ekonomik ve sosyal yapısı üzerinde önemli etkileri olacak. Kalifiye eleman sıkıntısının giderilmesi, kalıcı konut ihtiyacının karşılanması, sağlık ve eğitim hizmetlerinin yeniden yapılandırılması gibi konularda acil çözümler üretilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Hatay’ın toparlanması uzun yıllar alacak.”
ZEKİ KIVANÇ / ADANA SANAYİ ODASI BŞK
“Yeni yatırımlar umut veriyor”
“Adana, sanayisi fiziki olarak depremden etkilenmeyen nadir illerden biri olsa da bu durum, ekonomik faaliyetlerin kesintisiz devam ettiği anlamına gelmedi. Bölge genelinde tedarik zincirlerinde aksamalara ve ekonomik faaliyetin yavaşlamasına neden olan deprem, Adana sanayisini de dolaylı olarak etkiledi. Adana, yaşanan tüm zorluklara rağmen ihracatta güçlü bir performans sergilemeyi başardı. 2023 yılında deprem felaketinin de etkisiyle 2 milyar 901 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdik. 2024’te 3 milyar 45 milyon dolarlık ihracata imza atıldı. 2025 yılı için hedefimiz, mevcut ihracat rakamlarımızın da ötesine geçmek. Kısa vadeli diye bileceğimiz beş yıllık sürede ise bu rakamı en az 2’ye katlamak.”