Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere, Brexit sonrası ticari ilişkileri belirleyecek anlaşma müzakerelerinde uzlaşı sağladı. İngiltere Başbakanı Johnson, Avrupa Birliği ile ticaret anlaşmasına varılmasıyla kontrolü geri aldıklarını belirterek, halktan "yeni ve gerçekten bağımsız bir ulus olarak" bu anın tadını çıkarmasını istedi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel'de İngiltere ile yapılan müzakerelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Müzakerelerin çok zorlu geçtiğini ve anlaşma için ciddi mücadele ettiklerini belirten Von der Leyen, "Sonunda bir anlaşma sağladık. Uzun ve dönemeçli bir yoldu ama iyi bir uzlaşı sağladık. Bu, adil ve dengeli bir anlaşma. İki taraf için de doğru ve sorumlu olan olan buydu." diye konuştu.
Von der Leyen, anlaşmanın hem AB hem de İngiltere'nin çıkarına olduğuna dikkati çekerek, "Sonunda Brexit'i geride bırakıp yolumuza devam edebileceğiz." ifadesini kullandı.
AB ile İngiltere, daha önce belirlenen son süre dolmasına rağmen karşılıklı olarak heyetlerine müzakereleri sürdürme talimatı vermişti.
Anlaşmanın bu aşamadan sonra İngiliz parlamentosu, üye ülkeler ve Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından onaylanması gerekiyor.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Avrupa Birliği (AB) ile anlaşma sağlanmasının ardından Başbakanlık ofisi 10 Numara'da açıklama yaptı. İngiltere Başbakanı Johnson, Avrupa Birliği ile ticaret anlaşmasına varılmasıyla kontrolü geri aldıklarını belirterek, halktan "yeni ve gerçekten bağımsız bir ulus olarak" bu anın tadını çıkarmasını istedi.
Sözlerine İngiltere'nin 2020 başında AB'den "fırına verilmeye hazır bir anlaşmayla" ayrıldığını belirterek başlayan Johnson, o zamandan beri hükümetinin yeni bir göç sistemi oluşturmak ve yeni ticaret anlaşmaları yapmakla meşgul olduğunu kaydetti.
AB ile uzlaşıya varılmasıyla İngiltere'nin "şimdiye kadarki en büyük ticaret anlaşmasını" tamamlamadığına dikkati çeken Johnson, anlaşmanın yıllık 660 milyar sterlin değerinde olduğunu ve İngiliz mallarının AB içinde tarifesiz ve kotasız satılmasına izin verdiğini vurguladı.
İngiliz Başbakan, anlaşmanın İngiliz ihracatçıların "Avrupalı dostlarla" daha da fazla iş yapmasına olanak sağlayacağına işaret ederek, halkın bunun mümkün olduğunu bildiği ancak kendilerine imkansız olduğunun söylediğini dile getirdi.
"Yasalarımızın ve kaderimizin kontrolünü geri aldık, düzenlemelerimizin her detayının kontrolünü geri aldık." diyen Johnson, 1 Ocak itibarıyla İngiltere'nin Gümrük Birliği ve Ortak Pazar'dan çıkacağını, İngiliz kanunlarının sadece İngiliz parlamentosunca yapılacağını ve sadece İngiliz mahkemelerinde İngiliz yargıçları tarafından değerlendirileceğini ve Avrupa Adalet Divanının İngiltere'deki yargı yetkisinin sona ereceğini söyledi.
Johnson, İngiltere'nin 1973'ten beri ilk kez kendi sularında tam kontrole sahip olacağını belirterek, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ın "dinamik ve müreffeh" bir hale geleceğini ve bunun da AB için "kötü bir şey" olmadığını ifade etti.
Milletvekillerinin anlaşmayı 30 Aralık'ta oylamasını umduğunu dile getiren İngiliz Başbakan, anlaşmanın ülkedeki işletmeler için kesinlik sunduğunu söyledi.
Anlaşmanın İngiltere'nin AB ile ilişkilerinde "yeni bir istikrar" sunduğunu kaydeden Johnson, "Ayrıca bugün, onlarca yıldır siyasetimizi alt üst eden bir sorunu da çözdük. Yeni ve gerçekten bağımsız bir ulus olarak bu anın büyüklüğünün farkına varmak ve tadını çıkarmak hepimizin elinde." diye konuştu.
AB'ye de seslenen İngiliz Başbakan, "Arkadaşınız, müttefikiniz, destekçiniz olacağız. Ayrıca asla unutulmasına izin vermeyeceğiz, bir numaralı pazarınız biziz." ifadesini kullandı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de, Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere'nin Brexit sonrası ticaret anlaşmasında uzlaşmalarından memnuniyet duyduğunu belirtti.
Başbakan Angela Merkel yaptığı yazılı açıklamada, uzlaşmanın tarihi öneme sahip olduğunu kaydederek, "AB ve Büyük Britanya'nın anlaşmaya varmalarından ve gelecekteki ilişkilerin açıkça düzenlenmiş olmasından memnuniyet duyuyorum. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e, başmüzakereci Michel Barnier'e ve tüm ekibine teşekkür ederim." ifadesini kullandı.
Alman hükümetinin anlaşma metnini detaylı şekilde inceleyeceğini aktaran Merkel, Almanya'nın müzakere sonucunu destekleyip desteklemeyeceğine hızlı şekilde karar vereceğini belirtti.
Anlaşma ile ilişkilerde yeni bir dönemin temelinin oluşturulduğunu ifade eden Şansölye, "Büyük Britanya, AB dışında Almanya ve AB için önemli bir ortak olmaya devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri Bakanı Heiko Maas da bakanlığının Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Şimdi tüm AB ülkeleri ve Avrupa Parlamentosu anlaşmaya onay vermeli. Dönem başkanı olarak, anlaşmanın 1 Ocak 2021'de geçici olarak yürürlüğe girmesini sağlamak için mümkün olan her şeyi yapacağız." ifadesine yer verdi.
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı.
AB'den resmen 31 Ocak'ta ayrılan İngiltere, Birlik ile başta ticaret olmak üzere ikili ilişkiler konusunda kapsamlı müzakereler yürütüyordu.
AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerde "adil rekabetin sağlanması", "ticari anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği" ve "balıkçılık" gibi sorunlu konular en zor balıklar olarak öne çıkmıştı.
Anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkiler, 31 Aralık sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre yapılacaktı. Bu tarihe kadar olan geçiş süreci boyunca İngiltere, AB kurallarına bağlı kalmayı sürdürüyordu.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel'de İngiltere ile yapılan müzakerelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Müzakerelerin çok zorlu geçtiğini ve anlaşma için ciddi mücadele ettiklerini belirten Von der Leyen, "Sonunda bir anlaşma sağladık. Uzun ve dönemeçli bir yoldu ama iyi bir uzlaşı sağladık. Bu, adil ve dengeli bir anlaşma. İki taraf için de doğru ve sorumlu olan olan buydu." diye konuştu.
Von der Leyen, anlaşmanın hem AB hem de İngiltere'nin çıkarına olduğuna dikkati çekerek, "Sonunda Brexit'i geride bırakıp yolumuza devam edebileceğiz." ifadesini kullandı.
AB ile İngiltere, daha önce belirlenen son süre dolmasına rağmen karşılıklı olarak heyetlerine müzakereleri sürdürme talimatı vermişti.
Anlaşmanın bu aşamadan sonra İngiliz parlamentosu, üye ülkeler ve Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından onaylanması gerekiyor.
İngiltere Başbakanı Johnson: Kontrolü geri aldık
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Avrupa Birliği (AB) ile anlaşma sağlanmasının ardından Başbakanlık ofisi 10 Numara'da açıklama yaptı. İngiltere Başbakanı Johnson, Avrupa Birliği ile ticaret anlaşmasına varılmasıyla kontrolü geri aldıklarını belirterek, halktan "yeni ve gerçekten bağımsız bir ulus olarak" bu anın tadını çıkarmasını istedi.
Sözlerine İngiltere'nin 2020 başında AB'den "fırına verilmeye hazır bir anlaşmayla" ayrıldığını belirterek başlayan Johnson, o zamandan beri hükümetinin yeni bir göç sistemi oluşturmak ve yeni ticaret anlaşmaları yapmakla meşgul olduğunu kaydetti.
AB ile uzlaşıya varılmasıyla İngiltere'nin "şimdiye kadarki en büyük ticaret anlaşmasını" tamamlamadığına dikkati çeken Johnson, anlaşmanın yıllık 660 milyar sterlin değerinde olduğunu ve İngiliz mallarının AB içinde tarifesiz ve kotasız satılmasına izin verdiğini vurguladı.
İngiliz Başbakan, anlaşmanın İngiliz ihracatçıların "Avrupalı dostlarla" daha da fazla iş yapmasına olanak sağlayacağına işaret ederek, halkın bunun mümkün olduğunu bildiği ancak kendilerine imkansız olduğunun söylediğini dile getirdi.
"Yasalarımızın ve kaderimizin kontrolünü geri aldık, düzenlemelerimizin her detayının kontrolünü geri aldık." diyen Johnson, 1 Ocak itibarıyla İngiltere'nin Gümrük Birliği ve Ortak Pazar'dan çıkacağını, İngiliz kanunlarının sadece İngiliz parlamentosunca yapılacağını ve sadece İngiliz mahkemelerinde İngiliz yargıçları tarafından değerlendirileceğini ve Avrupa Adalet Divanının İngiltere'deki yargı yetkisinin sona ereceğini söyledi.
"Yeni ve gerçekten bağımsız bir ulus olarak"
Johnson, İngiltere'nin 1973'ten beri ilk kez kendi sularında tam kontrole sahip olacağını belirterek, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ın "dinamik ve müreffeh" bir hale geleceğini ve bunun da AB için "kötü bir şey" olmadığını ifade etti.
Milletvekillerinin anlaşmayı 30 Aralık'ta oylamasını umduğunu dile getiren İngiliz Başbakan, anlaşmanın ülkedeki işletmeler için kesinlik sunduğunu söyledi.
Anlaşmanın İngiltere'nin AB ile ilişkilerinde "yeni bir istikrar" sunduğunu kaydeden Johnson, "Ayrıca bugün, onlarca yıldır siyasetimizi alt üst eden bir sorunu da çözdük. Yeni ve gerçekten bağımsız bir ulus olarak bu anın büyüklüğünün farkına varmak ve tadını çıkarmak hepimizin elinde." diye konuştu.
AB'ye de seslenen İngiliz Başbakan, "Arkadaşınız, müttefikiniz, destekçiniz olacağız. Ayrıca asla unutulmasına izin vermeyeceğiz, bir numaralı pazarınız biziz." ifadesini kullandı.
Almanya, uzlaşmadan memnun
Almanya Başbakanı Angela Merkel de, Avrupa Birliği (AB) ve İngiltere'nin Brexit sonrası ticaret anlaşmasında uzlaşmalarından memnuniyet duyduğunu belirtti.
Başbakan Angela Merkel yaptığı yazılı açıklamada, uzlaşmanın tarihi öneme sahip olduğunu kaydederek, "AB ve Büyük Britanya'nın anlaşmaya varmalarından ve gelecekteki ilişkilerin açıkça düzenlenmiş olmasından memnuniyet duyuyorum. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e, başmüzakereci Michel Barnier'e ve tüm ekibine teşekkür ederim." ifadesini kullandı.
Alman hükümetinin anlaşma metnini detaylı şekilde inceleyeceğini aktaran Merkel, Almanya'nın müzakere sonucunu destekleyip desteklemeyeceğine hızlı şekilde karar vereceğini belirtti.
Anlaşma ile ilişkilerde yeni bir dönemin temelinin oluşturulduğunu ifade eden Şansölye, "Büyük Britanya, AB dışında Almanya ve AB için önemli bir ortak olmaya devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri Bakanı Heiko Maas da bakanlığının Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Şimdi tüm AB ülkeleri ve Avrupa Parlamentosu anlaşmaya onay vermeli. Dönem başkanı olarak, anlaşmanın 1 Ocak 2021'de geçici olarak yürürlüğe girmesini sağlamak için mümkün olan her şeyi yapacağız." ifadesine yer verdi.
Brexit süreci
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı.
AB'den resmen 31 Ocak'ta ayrılan İngiltere, Birlik ile başta ticaret olmak üzere ikili ilişkiler konusunda kapsamlı müzakereler yürütüyordu.
AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerde "adil rekabetin sağlanması", "ticari anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği" ve "balıkçılık" gibi sorunlu konular en zor balıklar olarak öne çıkmıştı.
Anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkiler, 31 Aralık sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre yapılacaktı. Bu tarihe kadar olan geçiş süreci boyunca İngiltere, AB kurallarına bağlı kalmayı sürdürüyordu.