Aram Ekin Duran
Yaklaşık 750 bin kişiye istihdam sağlayan mücevher sektörü, 2023’ü yaklaşık yüzde 30’luk ihracat artışı ve 7 milyar dolarlık ihracat geliri ile kapatmaya hazırlanıyor. Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Yakın, İstanbul’da 3 büyük yatırımla üretimi ikiye katlayacak 150 bin metrekarelik ek üretim tesisi kurulacağını belirterek, “Ancak iç piyasada altın kotası bizi zorluyor. İhracatçıyla yastık altı yatırımcısı bir tutulmamalı. Altın esaslı muhasebeye geçilmesini talep ediyoruz” diye konuşuyor.
10 KASIM’DA ATATÜRK EVİ’Nİ ZİYARET ETTİLER
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Üyesi ve Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın ve İstanbul Maden ve Metaller İhracatçılar Birliği (İMMİB) Genel Sekreteri Armağan Vurdu, 10 Kasım’da Selanik’teki Atatürk Evi’ni ziyaret ederek, düzenlenen törene katıldı. Törenin ardından bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Burak Yakın, sektörün önündeki fırsatlar ve yaşanan sıkıntılara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
OCAK-EKİM DÖNEMİNDE YÜZDE 21 İHRACAT ARTIŞI
Mücevher ihracatında dünyanın önde gelen ülkelerinden olan Türkiye’de, halihazırda kayıtlı 35 bin kuyumcu ve yaklaşık 7 bin üretici bulunuyor. TİM verilerine göre, 2023’ün Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artışla 5,7 milyar dolarlık ihracata imza atan sektör, ocak-ekim döneminde yalnızca binde 3 artan genel ihracatla karşılaştırıldığında çok iyi bir performans sergiliyor. Yılı yaklaşık yüzde 30 artışla 7 milyar dolara yakın ihracatla kapatmaya hazırlanan sektörün 2028 yılı için koyduğu ihracat hedefi ise 15 milyar dolar.
ÜRETİMİ YÜZDE 100 ARTIRACAK 3 DEV PROJE
Türkiye’de mücevher sektörünün son yıllarda çok ciddi bir atılım içerisinde olduğunu, bu alanda dünyada zirveye oynayan İtalya’yı üretim, teknoloji ve teslimat sürelerinde geride bıraktıklarını kaydeden Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın, “İtalya’ya bir sipariş verildiğinde teslim süresi 1.5-2 ay oluyor biz ise 10 günde teslimat yapabiliyoruz. Dahilde işleme rejimi kapsamında Eylül 2022 sonunda 103 tonluk ihracat gerçekleştirdik. Bu yıl Eylül sonunda 245 tona ulaştık ve yıl sonunda 275 tonluk bir hedefimiz bulunuyor” diye konuşuyor. Sektördeki gelişimin yeni yatırımların da önünü açtığını ifade eden Yakın, “Şu an İstanbul’da 3 yeni proje ile 700 bin metrekare olan üretim alanına 220 bin metrekare daha ekleyecek olan 3 büyük proje hayata geçiriliyor. Bu projelerin hayata geçmesi ile üretimimiz yüzde 100 artacak” şeklinde konuşuyor.
“YENİ TESİSLERE YOĞUN TALEP VAR”
Yakın’ın verdiği bilgilere göre, halihazırda Yenibosna’daki Kuyumcukent benzeri bu 3 büyük projenin biri Başakşehir’de, diğer ikisi yine Yenibosna bölgesinde hayata geçirilecek. Yenibosna’daki yatırımlardan biri Gençoğlu Grup’un yaptırdığı ve 60 bin metrekarelik üretim alanına sahip olacak olan “Elmas Kule” olacak. Yenibosna’daki diğer proje ise Atasay Grubu tarafından yapılan ve 90 metrekarelik bir üretim alanına sahip olacak “Atalier Tower” olacak. Üçüncü proje ise Nadir Grup tarafından “Model Kuyum Merkezi” adıyla 77 bin metrekarelik alan üzerinde Başakşehir’de inşa edilecek. Söz konusu projelerin daha hayata geçmeden yoğun taleple karşılaştığını vurgulayan Yakın, “Yeni yapılan üretim merkezlerinde neredeyse iki ay içinde dükkân kalmadı” diyor.
“KAZANDIĞIMIZ PARANIN VERGİSİNİ VERELİM”
Ancak mücevher sektörü bir yandan yeni yatırımlarla büyümesini sürdürürken, diğer yandan getirilen kota ve vergi düzenlemeleri ile uluslararası rekabette dezavantajlı duruma düşüyor. Türkiye’de yabancıların kredi kartıyla yaptığı mücevher alışverişinin sektörün ihracatı değil, hizmet ihracatı olarak kayıtlara geçildiğine işaret eden Yakın, “Yani aslında sektörümüzün yıllık ihracatı 6-7 milyar dolar değil, 15-16 milyar dolar civarında. Türkiye’ye altın girişleri milimetrik sayılıyor ama çıkışlar milimetrik sayılmıyor” diyor.
“ALTIN ESASLI MUHASEBE OLMALI”
Mevcut vergi düzenlemesi ile sektörün kazanmadığı paranın vergisini verdiğinin altını çizen Burak Yakın, şöyle konuşuyor:
“Örneğin benim 10 kilogram altınım var, 17,5 milyon TL değerinde. 25 milyon oldu değeri diyelim. Diyorlar ki sen 7,5 milyon TL para kazandın, onun vergisini ver. Benim kazandığım bir şey yok ki, sermayem külçe olarak duruyor. Hatta sermayemin önemli kısmı vitrinde duruyor. Ben kazanmadığım paranın vergisini değil, kazandığımın vergisini vermek istiyorum. Yani 10 kilo altınım 12 kiloya çıkarsa, o 2 kilonun vergisini vereyim. Altın esaslı muhasebe olmalı. Yani altın cinsinden muhasebe yapılmalı. İhracatçıyla iç piyasayı kesinlikle ayrıştırmaları lazım. İhracatçı ülkeye kilogramda 5 bin dolarla en büyük katma değeri yaratıyor. Bizim önümüzün kesilmemesi lazım. İhracatçı dünya standartlarında hammaddeye ulaşabilmeli.”
5 SEKTÖRDEN KÜRESEL TANITIM ATAĞI
Öte yandan Burak Yakın, Türk dizilerinin dünyada yakaladığı başarıdan ihracatta yararlanmak üzere bir proje geliştirildiğini de sözlerine ekliyor. TİM’de bu projenin detayları üzerinde çalıştıklarını belirten Yakın, şu bilgileri veriyor: “Türk dizi ihracatı milyar dolara ulaştı. Mücevher, halı, deri, gıda ve gemi sektörlerini birleştirip bir reklam filmi hazırlamayı planlıyoruz. Dizilerin içine ürün koyarak reklam filmi çekip dünyaya tanıtmak istiyoruz. Hangi ülkede hangi dizi ünlüyse o dizi oyuncularıyla yürüyeceğiz.”