Türkiye’de 1990’dan bu yana faaliyet gösteren HSBC ile ilgili ülkeden çıkış haberleri geçen hafta finans dünyasının gündeminin ilk sırasında yer aldı.
Reuters kaynaklı habere göre, HSBC, kemer sıkma önlemleri kapsamında, Türkiye, Yunanistan, Ermenistan, Umman gibi ülkelerden çıkış veya küçülme planı yapıyor.
Habere göre, HSBC’nin geçici CEO’su Noel Quinn, 18 Şubat’ta yapılacak yatırımcılar toplantısında bankanın yeni stratejisini faaliyet raporuyla birlikte duyuracak.
2015’TE DE BENZER KARAR
HSBC’nin Türkiye’den çıkma yönündeki isteği aslında yeni değil. 2015 yılında da HSBC yönetimi benzer bir karar almıştı. O dönemde, küresel küçülme planları dahilinde Brezilya ve Türkiye pazarından çıkma planını açıklamıştı.
Bu kararın ardından HSBC Türkiye’ye, 2012 yılında Hak Menkul Değerler’i satın alarak giren Singapurlu PhillipCapital’in talip olduğu yönünde haberler çıkmıştı.
Yine bu süreçte, Hüsnü Özyeğin’in patronu olduğu Fibabank, ING Bank ve Tekstilbank’ı satın alan Çinli ICBC’nin de talipliler arasında olduğu haberleri basında yer almıştı.
Ancak satış işlemi bir türlü gerçekleştirilemedi. Şubat 2016’da dönemin HSBC Türkiye Genel Müdürü James Emmett, grubun Haziran 2015’te aldığı çıkma kararını hatırlattıktan sonra, sürecin Türkiye pazarında faaliyete devam etmeyi taahhüt eden bir kararla sonuçlandığını ifade etti.
Türkiye pazarında kalmaya devam eden HSBC, üst yönetimde önemli bir değişiklik yaparak yoluna devam etti. 1 Temmuz 2016’da James Emmett’in yerine Dubai’de Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye’den sorumlu yatırım bankacılığı direktörlüğü görevini yürüten Selim Kervancı getirildi.
HSBC Türkiye, Kervancı’nın liderliğinde önemli bir yapılanma ve değişim yaşadı. Şube sayısı özellikle 2016 yılındaki kapatmalarla bugün gelenin noktada 80’e düşerken, çalışan sayısı da 6 binlerden 2 binlere geriledi.
HSBC Türkiye’nin 2014 yılından bu yana gösterdiği performansa bakıldığında, özellikle 2014, 2015 ve 2016 yıllarında sıkıntılı bir süreçten geçtiği görülüyor.
2013 yılında 315 şube ve 6 bin 150 personeli olan HSBC Türkiye, aktifleri açısından Türkiye’nin en büyük 11’inci bankasıydı. Bu büyüklüğe rağmen ancak 30 milyon TL kâr üretebilmişti. 2014, 2015 ve 2016 yılları ise bankanın zarar ettiği dönem oldu.
ZARARDAN KÂRA DÖNDÜ
Çalkantılı geçen iki yılın ardından yeniden yapılanmayla birlikte HSBC Türkiye, 2017 yılında toparlanma eğilimine girdi ve yılı 309 milyon TL kâr açıkladı. 2018 ve 2019 yıllarında da bu olumlu performans devam etti.
Selim Kervancı, yeniden yapılanmanın meyvelerinin alınmaya başladığı 2017 yılının sonbaharında Ekonomist’e verdiği röportajda şöyle konuşmuştu: “Şubat 2016’da HSBC Grubu Türkiye’de sürdürülebilir kârlılığa ulaşacak şekilde kalma kararını açıklamıştı.
Yeniden yapılandık ve kurumsal ve yatırım bankacılığı ile bireysel bankacılıkta orta üst ve üst gelir segmentine odaklandık. Doğru müşteri segmenti ve doğru yapıyla daha verimli ve kârlı hale geldik. Amacımız da sürdürülebilir kârlılığa ulaşmak.”
2019 dokuz aylık dönem itibarıyla HSBC, şube başına kârlılıkta 5,7 milyon TL’ye, personel başına kârlılıkta ise 220 bin TL’ye ulaştı.
Bakalım, HSBC 2015 yılındaki başarısız girişimin ardından, toparlanan ve daha güçlü hale gelen bilançosuyla satış işlemini gerçekleştirebilecek mi? 18 Şubat’ta yapılacak olan HSBC toplantısında acaba nasıl bir mesaj verilecek?